Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/81 E. 2022/70 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/81
KARAR NO : 2022/70

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/12/2018 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracına çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın sigorta şirketi olduğunu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazada yaralandığını, kazanın ardından müvekkilinin Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü ve patella kırığı ve tibia üst uç kırığı saptandığını, müvekkilinin daha sonra Özel Egepol Hastanesi ve Özel Medifema Hastanesinde tedavi gördüğünü, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararların tazmini için davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak herhangi bir dönüş yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihi olan 27/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 500,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 13/11/2019 tarihli dilekçesi ile talep ettikleri tazminatların 200,00-TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 200,00-TL geçici iş görmezlik tazminatı, 50,00-TL tedavi gideri ve 50,00-TL bakım gideri olduğunu beyan etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince karayolunda meydana gelen zararların poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlıdır.bu sebeple Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması gerektiğini, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davacının söz konusu olaydan dolayı sosyal güvenlik kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, zararın oluşup oluşmadığı ve var ise ne kadar olduğunun tespiti için aktüer bilirkişiye gönderilmesini, tazminat hesabı yapılırken ödeme tarihinin dikkate alınması ve müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin faiz eklenerek güncellenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-27/12/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-Menderes Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası,
8-Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
9-Özel Egepol Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
10-Özel Medifema Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
11-Konak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 26/09/2019 tarihli yazı cevabı,
12-İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli,
13-İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 27/12/2018 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacı
… TC Kimlik numaralı …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin kayıt ve belgeler,
14-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’a sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi, davacı …’un yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 09/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu,
15-Trafik alanında uzman bilirkişinin 10/03/2020 havale tarihli raporu,
16-Ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 04/10/2021 havale tarihli raporu,
17-Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 03/01/2022 havale tarihli raporu,
18-Davacı vekilinin 17/01/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi,
19-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 27/12/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’un vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’un mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin, ayrıca davacı …’un yaralanması sebebiyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, bakıcı refakatine muhtaç ise süresinin belirlenmesi ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderleri ve bakıcı bedellerinin davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya muhteviyatına kazandırılmıştır.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 19.06.2018-19.06.2019 tarihleri arasında, … poliçe numaralı Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Trafik Poliçesi ile sigortalandığı, sigorta teminatının tedavi giderleri açısından şahıs başına 360.000,00-TL, vefat/sakatlık açısından şahıs başına 360.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Konak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 26/09/2019 tarihli yazı cevabında, …’a 27/12/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası olayı ile ilgili 28.12.2018-13.02.2019 tarihleri arasında 1.881,11-TL, 14.02.2019-01.03.2019 tarihleri arasında 661,49-TL, 06.03.2019-04.04.2019 tarihleri arasında 1.459,28-TL, 05.04.2019-04.05.2019 tarihleri arasında ise 1.459.28-TL olmak üzere toplam 5.461,16-TL geçici işgöremezlik ödemesinin yapıldığını bildirdiği görülmüştür.
Davacının tedavi gördüğünü belirttiği hastanelere müzekkere yazılarak, dava konusu trafik kazasında yaralanması çerçevesinde davacı açısından düzenlenen tedavi evrakları celp edilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ATK veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde davacının maluliyet oranı ile sair talepler açısından değerlendirme yapılması amacıyla dosyanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına tevdi ile davacı …’un gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait Gaziemir Nevvar-Salih İşgören Devlet Hastanesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Özel Egepol Hastanesi ve Özel Medifema Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’un 27/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığının, davacı …’un geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ve yine davacı …’un yaralanması neticesinde sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin ne kadar olduğu hususlarının tespit edilerek davaya konusu trafik kazasının 27/12/2018 tarihinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası genel şartları gereğince maluliyet raporunun 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ”Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’a sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi, davacı …’un yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 09/11/2020 havale tarihli maluliyet raporunda sonuç olarak, …’un 27.12.2018 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan engellilik oranı, olay tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” (Resmi Gazete, Mart 2013 tarihli 28603 sayılı) dikkate alınarak değerlendirildiğinde; birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında kişinin bu arızalarına bağlı engellilik oranı %5 (yüzde beş) olarak bulunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumuna ait evraka göre son alınan istirahat raporunun 05.05.2019 tarihinde çalışabilir olarak belirtildiği göz önüne alındığında, şahsın tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 129 gün olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı mütalaasına varıldığı belirtilmiştir.
Aynı zamanda dava konusu trafik kazasının oluşumundaki kusur durumunun belirlenmesi amacıyla dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile, dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Menderes Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Soruşturma sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan 27/12/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 27/12/2018 tarihinde meydana gelen çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’un kusur oranlarının yüzdelik dilimler halinde belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 10/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında asli kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’un %25 oranında tali kusurlu olduğu mütalaa etmiştir.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Davacı tarafın belgesiz tedavi giderlerinin tahsili talebi açısından inceleme yapılması amacıyla dosyanın ortopedi alanında uzman doktor bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait Gaziemir Nevvar-Salih İşgören Devlet Hastanesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Özel Egepol Hastanesi ve Özel Medifema Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’un sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’un yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 09/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’un 27/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı yaralanması sebebiyle katlanmak zorunda kaldığı tedavi giderlerinin ne kadar olabileceğinin hesaplanması ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gereken ve gerekmeyen tedavi tutarlarının ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, ortopedi alanında uzman doktor bilirkişi 04/10/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacının Özel Egepol Hastanesindeki tedavi giderlerinin 6111 sayılı Yasa ile değişik KTK m.98 gereği SGK nun sorumluluğunda olduğunun ve dosya kapsamında da özel hastane fark ücretine dair bilgi ve belge bulunmadığının tespit edildiğini, davacının iyileşme süresinde yaşı ve yaralanmalarının niteliği gereği kaza tarihinden başlayarak bir ay süre ile bakım-refakat ihtiyacı olduğunu, geçici bakım ve SGK tarafından karşılanmayan yol, pansuman giderleri olarak dosya kapsamına göre yapılan hesaplamalar sonucunda 2.029,50-TL bakıcı gideri, 2.270,00-TL tedavi amaçlı yol gideri ve 300,00-TL pansuman gideri olmak üzere toplam 4.599,50-TL hesaplandığını mütalaa etmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamında aynen; ”…Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile ve Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de gözönüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” ibarelerine yer verilmiş ve ölüm veya cismani zarara yönelik olarak tazminat talebi ile ikame edilen davalarda yapılan yargılamalar sırasında desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak belirlenmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Alınan kusur raporu, maluliyet raporu ve bakıcı gideri ile tedavi giderlerinin belirlenmesine yönelik raporu çerçevesinde davacının talep edebileceği toplam tazminat bedelinin hesaplanması amacıyla dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacıya ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK kayıtları, Menderes Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan 27/12/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, trafik alanında uzman bilirkişinin 10/03/2020 havale tarihli raporu, davacı …’a ait Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi, Özel Egepol Hastanesi ve Özel Medifema Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’un sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’un yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 09/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu, ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 04/10/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller göz önünde bulundurularak; kaza tarihi göz önünde bulundurulduğunda TRH-2010 yaşam tablosunun ve müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değerinin uygulanması suretiyle, davacı Hatice Sünnetçioğlu’na ait vergilendirilmiş gelir hesaplamaya esas alınarak, trafik alanında uzman bilirkişinin 10/03/2020 havale tarihli raporu çerçevesinde dava konusu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’in %75, … plakalı araç sürücüsü davacı …’un %25 oranında kusurlu olduğu yönündeki kusur tespitinin ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’un sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’un yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 09/11/2020 havale tarihli maluliyet raporunda davacı …’un sürekli iş göremezlik oranının %5, geçici iş göremezlik süresinin ise 129 gün olduğuna, davacı …’un sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olmadığı yönelik tespitin dikkate alınmasıyla, davacı …’un 27/06/2019 tarihinde gerçekleşen yaralamalı trafik kazasında yralanmasından dolayı mahrum kaldığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı alacaklarının varsa davacı …’a dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalı … Sigorta Anonim Şirketine yapılan başvuru sonucunda yapılan rücuya tabi ödemenin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, ödeme günü ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarından indirilmesi suretiyle hesaplanarak, davacının talep edebileceği tazminat kalemleri ve bu kalemler karşılığında talep edebileceği tazminat miktarları ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisi 03/01/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, 27/12/2018 tarihinde meydana gelen olay sonrasında yaralanan …’un %25 kusur oranı, %5 maluliyet oranı, 129 gün geçici iş göremezlik süresi ve SGK tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödemelerinin rücu edilebilir kısmı ve 2022 yılı güncel asgari ücret verileri üzerinden hak etmiş olduğu geçici iş göremezlik tazminatının 1.515,96-TL, sürekli iş göremezlik tazminatının ise 56.919,51-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin 17/01/2022 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini geçici iş göremezlik yönünden 1.515,96-TL’ye, kalıcı iş göremezlik yönünden 56.919,51-TL’ye, tedavi gideri yönünden 1.927,50-TL’ye ve bakım gideri yönünden 1.522,12-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 27/12/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, Menderes Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Özel Egepol Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Özel Medifema Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Konak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 26/09/2019 tarihli yazı cevabı, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 27/12/2018 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin kayıt ve belgeler, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’a sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi, davacı …’un yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 09/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin 10/03/2020 havale tarihli raporu, ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 04/10/2021 havale tarihli raporu, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 03/01/2022 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 17/01/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 27/12/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’un vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’un mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin, ayrıca davacı …’un yaralanması sebebiyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, bakıcı refakatine muhtaç ise süresinin belirlenmesi ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderleri ve bakıcı bedellerinin davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkin olduğu, dava konusuna yönelik olarak mevcut olan yasal düzenlemeler ile davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen sigorta poliçesi çerçevesinde, davalı sigorta şirketinin sigortalısının %75 oranında asli kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan, yaralanması sebebiyle vücut bütünlüğünde %5 oranında maluliyet oranı oluşan ve 129 gün boyunca geçici olarak çalışamayan davacının sürekli iş göremezlik oranından ve geçici iş göremezlik süresinden kaynaklanan tazminat taleplerinden, ayrıca davacının yaralanması bakıma muhtaç olduğu bir ay süre boyunca katlanmak durumunda kaldığı bakıcı gideri ile yine tedavisi süresince katlanmak durumunda kaldığı yol giderleri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu, belirtilen gerekçeler dahilinde tarafların kusur durumları da gözetilerek davacının dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle davalı sigorta şirketinden 56.919,51-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.515,96-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.522,12-TL bakıcı gideri, 1.927,50-TL tedavi gideri talep edebileceği, davacının bedel arttırım dilekçesine konu talebinin sigorta poliçesi teminatı ve limiti dahilinde kaldığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 56.919,51-TL maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
b)Geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 1.515,96-TL maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
c)Tedavi gideri talebinin KABULÜNE, 1.927,50-TL maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
d)Bakıcı gideri talebinin KABULÜNE, 1.522,12-TL maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.227,37-TL karar ve ilam harcından, 44,40-TL peşin harç ve 209,66-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.973,31-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 99,00-TL elektronik tebligat, 38,00-TL tebligat, 255,10-TL posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 209,66-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.190,56-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 8.845,06-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.