Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/785 E. 2021/707 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/785 Esas
KARAR NO : 2021/707

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- borçlunun … Tic Ltd Şti ile müvekkili arasında 08/04/2017 tarihinde Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu/ müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, tüketici tarafından taksitler zamanında ödenmeyince kredi sözleşmesi 6.maddesi gereği tüm taksitlerin muaccel hale geldiği, 27.11.2018 tarihinde borçlulara muacceliyet uyarısı mektubu gönderilerek muacceliyet uyarısında bulunulduğu, borçlunun kanuna uygun şekilde temerrüde düşürülerek alacağın muaccel hale geldiğini, borçlu tarafından kredi borçları ödenmeyince borçlu/davalıya Beyoğlu …Noterliği nin 08/01/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve hesap özeti gönderildiğini, İhtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında İzmir …İcra Müdürlüğün …/ … E. Sayılı dosyası ile Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu ile icra takibine başlanıldığını, takibin kesinleştiği, rehin konusu araçlar teslim edilmeyince ve dosya borcu ödenmeyince, bu takipte yapılacak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile kefil hakkında İzmir …İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazları nedeniyle takiplerin durduğunu, Arabuluculuk Başvurusunda bulunulduğu ancak uzlaşma sağlanamadığını, borçlunun itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek ikame edilen davada itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dosyası mündericatında davalıya tebliğ edilmiş hiçbir ödeme emrinin mevcut olmadığından icra takibine karşı yapılmış geçerli bir itirazın söz konusu olmadığını, bu nedenle de davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekmekte olduğunu, benzer durumlarda Yargıtay tarafından istikrarlı şekilde verilmiş kararlarda da belirtildiği üzere, tebliğ edilmiş bir ödeme emri olmaksızın, borçlunun icra takibinden haricen haberdar olarak yapmış olduğu itiraz hukuken sonuç doğuramayacağı gibi, ayrıca icra takibinin haricen öğrenilmiş olunması da ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmakta olduğunu, Hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davalı asilin vekalet ücretinin de davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
4-… Anonim Şirketi nezdinde bulunan dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile 08/04/2017 tarihinde imzalanan ticari nitelikteki kredi sözleşmesinin onaylı sureti, hesap özeti ve ekstrelerini içerir evraklar,
5-Beyoğlu … Noterliğinin 08/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
6-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 26/03/2021 havale tarihli raporu,
7-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 04/08/2021 havale tarihli ek raporu,
8-İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, dava dışı … Limited Şirketi ile davacı … Anonim Şirketi arasında imzalanan 08/04/2017 tarihli Ticari Kredi Sözleşmesine istinaden dava dışı … Ticaret Limited Şirketine kullandırılan ticari kredi borcunun kredi sözleşmesini müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı borçludan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … Anonim Şirketi, borçlusunun … olduğu, davacı vekilinin davalı şirket aleyhine 239.31,73-TL asıl alacak, 1.155,27-TL işlemiş faiz, 57,76-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 240.805,75-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davacı bankaya müzekkere yazılarak, dava konusu kredi sözleşmesine ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, Beyoğlu … Noterliğinin 08/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin olarak düzenlenen tebligat evrakları, dava dışı … Limited Şirketi ile davacı … Anonim Şirketi arasında imzalanan 08/04/2017 tarihli Ticari Kredi Sözleşmesinin onaylı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; dava dışı … Limited Şirketi ile davacı… Anonim Şirketi arasında imzalanan 08/04/2017 tarihli Ticari Kredi Sözleşmesine istinaden dava dışı … Limited Şirketine kullandırılan ticari kredi kapsamında davacı bankanın kredi sözleşmesini müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra dosyası ile davalı aleyhine İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 26/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı kefil …’ın ilgili sözleşmeyi 6098 Sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda el yazısı ile kefalet türü, kefalet limiti ve kefalet tarihi belirtilmek suretiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davalı borçlunun ödenmeyen kredilerinden dolayı 07.01.2019 tarihinde ihtarname ile ihtar edildiğini, hesaplarının kat edildiğini ve borçluların sözleşme hükümleri gereği temerrüde düşürüldüklerini, ihtarnameye rağmen borçların ödenmemesi üzerine 15.01.2019 tarihinde İzmir … Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlular vekilinin itirazı ile takibin durdurulduğunu, takip tarihi itibariyle talep edilen alacaklardan işbu davaya konu edilen krediler ile ilgili davalı kefil …’dan 238.636,00-TL Asıl alacak, 884,54-TL İşlemiş faiz, 44,23-TL BSMV, 240,99-TL Masraf olmak üzere toplam 239.805,76-TL olarak talepte bulunabileceğini mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin davalı borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi sebebiyle hukuki yarar yokluğu itirazında bulunduğu anlaşılmakla yapılan değerlendirme neticesinde, Uyap sistemi üzerinden icra dosyasının incelenmesi neticesinde davalı adına ödeme emrini içerir tebligatın hazırlandığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir belgenin dosya içeriğinde yer almadığı, ancak davalı vekilinin borçlular vekili sıfatıyla davalı borçlu adına da icra takibine itiraz dilekçesi sunduğu, akabinde icra takibinin her iki borçlu yönünden de durdurulmasına karar verildiği, iş bu davanın açılması çerçevesinde davacı alacaklının icra takibinin devamını sağlamaya yönelik iradesinin mevcut olduğu, belirtilen sebepler dahilinde davalı vekilinin itirazının iyi niyet prensibiyle bağdaşmadığı, ilgili usul ve yasa hükümleri ile hukuk düzeninin hakkın kötüye kullanılmasını korumayacağı kanaatiyle reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine dosyanın 26/03/2021 havale tarihli raporu tanzim eden bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 04/08/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, kök raporda yapılan tespitlerde değişiklik yapılmasının gerektirir bir durum olmadığını, itirazların yerinde olmadığını mütalaa etmiştir.
Mahkememiz ara kararı doğrultusunda usul ve yasa hükümlerine kısmen uygun olarak taraflar, mahkememiz, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’ın denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporlarında yapılan tespitler, kefil sıfatını haiz davalı adına çıkartılan kat ihtarnamesinin kefile usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği göz önünde bulundurulduğunda, davalı kefilin işlemiş faiz ve buna bağlı olarak BSMV bedelinden sorumlu tutulamayacağı dikkate alınarak, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan 238.636,00-TL asıl alacak ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 238.876,99-TL alacağının bulunduğu kanaatine varılmış, bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, … Anonim Şirketi nezdinde bulunan dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile 08/04/2017 tarihinde imzalanan ticari nitelikteki kredi sözleşmesinin onaylı sureti, hesap özeti ve ekstrelerini içerir evraklar, Beyoğlu … Noterliğinin 08/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 26/03/2021 havale tarihli raporu, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 04/08/2021 havale tarihli ek raporu, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı … Limited Şirketi ile davacı … Anonim Şirketi arasında imzalanan 08/04/2017 tarihli Ticari Kredi Sözleşmesine istinaden dava dışı … Limited Şirketine kullandırılan ticari kredi borcunun kredi sözleşmesini müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı borçludan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dışı şirket ve davalı borçlu aleyhine 239.31,73-TL asıl alacak, 1.155,27-TL işlemiş faiz, 57,76-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 240.805,75-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, mahkememiz ara kararı doğrultusunda usul ve yasa hükümlerine kısmen uygun olarak taraflar, mahkememiz, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’ın denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporlarında yapılan tespitler, kefil sıfatını haiz davalı adına çıkartılan kat ihtarnamesinin kefile usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği göz önünde bulundurulduğunda, davalı kefilin işlemiş faiz ve buna bağlı olarak BSMV bedelinden sorumlu tutulamayacağı dikkate alınarak, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalıdan 238.636,00-TL asıl alacak ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 238.876,99-TL alacağının bulunduğu kanaatine varılmakla, neticeten açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı …’ın İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 238.636,00-TL asıl alacak ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 238.876,99-TL üzerinden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 238.636,00-TL asıl alacak ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 238.876,99-TL alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %21,72 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 238.876,99-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 16.317,68-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 1.357,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.960,08-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 38,50-TL elektronik tebligat, 133,00-TL normal tebligat, 122,40-TL posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL başvurma harcı, 1.357,60-TL peşin harç harcı olmak üzere toplam 2.195,90-TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak 2.178,31-TL’sinin davalı …’dan alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 150,00-TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınarak 1,20-TL’sinin davacı … Anonim Şirketinden alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın kabul oranı dikkate alınarak 25.171,39-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine,
7-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın ret oranı dikkate alınarak 1.928,76-TL nispi vekalet ücretinin davacı … Anonim Şirketinden alınarak davalı …’a verilmesine,
8-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.