Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/772 E. 2021/342 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/772 Esas
KARAR NO : 2021/342

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında Teşvik Cari Dönemi Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi yapıldığını, müvekkili ile davalıların 22/04/2019 tarihinde … uzantılı E- posta adresinden müvekkil şirkete gönderdikleri E- posta ile teşvik cari dönemi danışmanlık hizmet sözleşmelerinin ücretlerinin ödeneceğini belirttikten sonra müvekkil şirketin bunun dışında hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, yapılan sözleşmeler kapsamında müvekkil şirketin herhangi bir alacağının bulunmadığını ve herhangi bir hizmet vermediğini, tüm çalışma işlemlerin muhasebeleri tarafından yapıldığını, davacı şirketin sürece hiçbir katkısının bulunmadığını iddia ettiğini, davacı şirket tarafından İzmir … Noterliği’nin 29/04/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle söz konusu iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, davacı şirketin anılı sözleşmeler ile üstlendiği tüm hizmetleri eksiksiz sunduğunu, anılı sözleşmelerin örtülü biçimde feshinin haklı bir sebebe dayanmadığını, iş bu sözleşmeler ve özellikle anılı sözleşmelerin “ücretin tutarı ve ödeme şekli” başlıklı 7. Maddesi ve “cezai şart” başlıklı 8. Maddesi uyarınca mali yükümlülüklerinin bulunduğunu, dolayısıyla 12/02/2018 tarihli geçmi dönem teşvik primleri iadesi için danışmanlık hizmet sözleşmeleri uyarınca iade alacaklı faizli prim tutarının %12,5’u karşılığı bedelin (… için 237.897,00 TL’nin %12.5’u olan 29.737,00 TL + Kdv, … için 278.610,00 TL’nin %12,5’i 34.826,00 TL + Kdv’dir. ) Sgk tarafından prim iadesinin hesaplarına yatırıldığı tarihten veya kurum ile mahsuplaşması halinde ise mahsup tarihinden itibaren 5 gün içerisinde davacı şirkete ödenmesi ihtar edildiğini, ihtarnameye cevap verilmemesi ve ödeme yapılmaması üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, davalıların borcun tamamına, faiz ve tüm fer’ilerine itirazları sonucu icra takibinin durdurulduğunu, davalıların itirazlarının iptali için huzurdaki davanın açıldığını, davalıların davacı şirket yönlendirmesi ile ön başvcuru yaptıklarını, başvuru sonrası bildirge girişlerini de davacı şirket tarafından sunulan bildirgeler sayesinde sisteme girebildiklerini, hazırlanmış olan ve geriye dönük teşviklerin alınması için gereken tüm bilgi ve hazırlığı içeren bildirgeler davacı şirket tarafından elektronik ortamda eksiksiz olarak sunulduğunu, sürece ilişkin e-posta çıktılarının sunulduğunu, davacı şirketin sözleşmelerden kaynaklı edimlerini eksiksiz ifa ettiğinden, davalıların sözleşmeleri feshinde haklı sebep bulunmadığını, davanın kabulüne, takibin kaldığı yerden devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekilinin 02/12/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’un avukatlık mesleğini ifa etmekte olduğunu, tacir sıfatının bulunmadığını, müvekkili yönünden görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafça aşılan iş bu itirazın iptali davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın davalılara 6111 sayılı kanun kapsamında cari ve geçmiş döneme ilişkin olarak danışmanlık hizmeti vermek için görüşme talebinde bulunduğunu, akabinde de posta ile verdiği hizmetlere ilişkin açıklamalar ile vekaletname örneği, taahhütname, cari ve geçmiş dönem teşvik primlerinin iaderisne ilişkin danışmanlık sözleşmesi suretleri gönderdiğini, e-postanın içeriğinden anlaşılanın, davacı şirket tarafından verilecek asıl hizmetin dava açılması, takibi ve sonuçlandırılması olduğunu, tüm bu hizmetler için sözleşmenin 7. Maddesinde prim tutarının %12.5’u oranında bir ücret ödeneceği kararlaştırıldığını, sözleşmenin “cezai şart” başlıklı 8. Maddesinde de aylık prim ve hizmet belgelerinin Sgk’na sunulmaması Sgk’dan alınacak yanıta rağmen hukuki sürecin başlatılmaması, hukuki süreç başlatılmasına rağmen dava sonuçlanmadan davadan feragat edilmesi halinde danışmanın 7.1 maddesinde belirtilen ücreti almaya hak kazanacağı belirtildiğini, ücrete hak kazanmak için asıl olan hizmet dava sürecinin takibi ve sonuçlandırılması olduğunu, davacı tarafın iş bu e-posta ve eklerini sakladığını, taraflar arasında bazı belgelerin davalılara verildiğini, kullanılan programdan ilgili belgelerin bir tuş ile alındığını, bir hazırlık ve çalışmayı gerektirmediğini, davacı şirketin vermeyi taahhüt ettiği asıl hizmet dava açılması ve başarıyla sonuçlandırması olduğunu, taraflar arasında 12/02/2018 tarihinde cari dönem ve geçmiş dönem için ayrı ayrı sözleşme imzalandığını, davalılar tarafından 13/02/2019 tarihinde Sgk İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulduğunu, davacı şirketçe 27/03/2018 tarihli elektronik posta ile Resmi gazetede yayımlanan 7103 sayılı kanunun 70. Maddesi uyarınca artık dava açmaya gerek kalmadan geçmiş teşvik primlerinin tahsili imkanı olduğunu belirterek genelgenin beklenmesi gerektiğini belirttiğini, ödeme talebinin yersiz olduğunu, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İcra dosyası ve tüm dosya kapsamı.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı vekili, hizmet sözleşmesi kapsamında müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine davalılarca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, davalıların takibe vaki itirazlarının iptaline, müvekkili yararına alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, itirazın yerinde olduğunu, ayrıca davalı …’un avukat olduğunu ve dosyanın tefrik edilerek bu davalı yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
Yargılama safahatında davada tefrik kararı verilerek davalı … LTD.ŞTİ yönünden açılan dava mahkememizin başka bir esasına kaydedilerek eldeki davaya davalı … yönünden devam edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde bir davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesine ilişkin şartların belirlendiği buna göre uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması veya kanunun ilgili maddelerinde sayılan mutlak ticari davalardan bulunması olarak sıralanmıştır, aynı yasanın 12. Maddesinde bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimsenin tacir olarak kabul edilmesi gerektiği düzenlemiştir. Yine aynı yasanın 5. Maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişki olduğu ve göreve ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, 6100 sayılı HMK ‘nun 114/1-c maddesine göre görev hususu dava şartlarından olup yargılama her aşamasında taraflarca ileri sürülebilmesinin yanında mahkemece resen gözetilmelidir.
Somut olayda davalı …’un avukatlık mesleğini icra ettiği, tacir olmadığı, uyuşmazlığa konu sözleşmenin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili bulunmadığı, bu davalının hizmet sözleşmesinde hukuki danışmanlık konusunda bir rolünün bulunduğu, bu durumun ise herhangi bir ticari yön barındırmadığı, dolayısıyla bu davalı hakkındaki davanın mutlak yada nispi ticari dava olarak kabulüne yasal olanak bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla bu davalı yönünden davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi ve delillerin adı geçen mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mezkur nedenlerle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde görevli mahkemeye gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıklandı. okundu. 20/05/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza