Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/738 E. 2021/739 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/738 Esas
KARAR NO : 2021/739

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.05.2019 tarihinde ve saat 00.30 sıralarında meydana gelen trafik kazası nedeniyle İzmir Trf. Dnt. Şube Müdürlüğü’nce tanzim edilen “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı”na göre kazanın oluşumunun; “Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Mithatpaşa Caddesi üzerinden, Balçova istikametine doğru seyrederken Açelya Sokak kavşağına geldiğinde aracının sağ yan kısımları ile … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol yan kısımlarına çarptığı, çarpmanın etkisiyle … plakalı aracın refüje çıkarak sağ ön kısımları ile mobese direğine çarptığı ve ayrıca … plakalı aracın da yine refüje çıkarak ön kısımları ile trafik lambasına çarpması ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın K.T.K.’nun 56/1-a maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğunu, poliçe teminat limit ve şartları dahilinde şimdilik 100TL tazminatın kusurlu araç İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısı olan … A.Ş. den temerrüt tarihinden
itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA

Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç, müvekkil şirket nezdinde 13.03.2019 başlangıç – 13.03.2020 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere…numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi kapsamındaki İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe limiti bedeni maddi ayrımı yapılmaksızın 100.000,00 TL olup, bu miktar müvekkil şirketin sorumlu olabileceği azami bedel olduğunu, müvekkil şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine … no’lu hasar dosyası açıldığını, hasarın teminat kapsamı dışında olmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı tespit edildiğini, kazaların meydana geliş şekillerine yönelik benzerlikler olduğunu, aynı araçların farklı farklı kazalara karıştıkları, kazaların meydana geliş şekillerinin benzer olduğunu, araç onarımlarının …isimli serviste yapıldığı hususları tespit edildiğini, müvekkil şirketin şikayeti üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, aynı araçlar ve şahıslarla ilgili olarak diğer sigorta şirketleri nezdinde de şüpheli hasar dosyaları açılmış ve savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkil şirketin poliçeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirmesinden ve müvekkil şirketin kayıtsız ve şartsız geri dönülmez bir şekilde ibra edilmiş olmasından dolayı davanın esastan reddine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… soruşturma numaralı dosyasının mesele yapılmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER

Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Davacı vekili, müvekkiline ait … plaka sayılı araç ile dava dışı …’e ait ve … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın 01/05/2019 tarihinde karıştıkları trafik kazasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkiline ait araçta hasar ve buna bağlı değer kaybı meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan … plaka sayılı aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle oluşan hasar ve değer kaybı olarak 100 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 34.000 TL ‘ye yükselterek bu miktar maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, meydana gelen kaza neticesinde oluştuğu iddia edilen hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, kazaya karışan her iki araç malikinin sürücülerinin araçların karıştıkları kazalar incelendiğinde benzer özelliklerde olduğunu, araç onarımlarının …isimli serviste yapıldığını, bu hususlara ilişkin olarak müvekkilince yapılan şikayet üzerine İzmir CBS’nın …/… soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, aynı araçlarla ilgili olarak başka sigorta şirketleri nezdinde de şüpheli hasar dosyaları açıldığını ve bu sebeplerle şikayetlerde bulunulduğunu, davacıya müvekkili tarafından 60.000 TL hasar bedeli ödendiğini, bu itibarla müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, bu hususa ilişkin davacı tarafça feragat edildiğini gösteren ibraname verildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklı araç hasar kaybı talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Hasar Kusur ve Sigorta Hesap bilirkişilere tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. bilirkişi raporunda; 01.05.2019 tarihinde ve saat : 00.30 sıralarında meydana gelen trafik kazası nedeniyle İzmir Trf. Dnt. 7. Şube Müdürlüğü’nce tanzim edilen “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı”na göre kazanın oluşumunun; “Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Mithatpaşa Caddesi üzerinden, Balçova istikametine doğru seyrederken Açelya Sokak kavşağına geldiğinde aracının sağ yan kısımları ile … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol yan kısımlarına çarptığı, çarpmanın etkisiyle … plakalı aracın refüje çıkarak sağ ön kısımları ile Mobese direğine çarptığı ve ayrıca … plakalı aracın da yine refüje çıkarak ön kısımları ile trafik lambasına çarpması ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, İş bu kazanın meydana gelmesinde ; … plakalı araç sürücüsü … “ nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun; Madde 56- a) “Sürücülerin geçme, dönme, duraklama, durma ve park etme gibi haller dışında şerit değiştirmeleri veya iki şeridi birden kullanmaları yasaktır” kural ihlali nedeniyle “%100 oranında tam ve asli kusurlu” olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise herhangi bir trafik kural ihlali yapmadığı anlaşıldığından “KUSURSUZ” olduğu,davaya konu … plakalı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 147.500,02.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiğini, davaya konu aracın piyasa Rayiç Değerinin 280.000.,00-TL olduğu, Sovtaj Değerinin 150.000,00 TL olduğunu, kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin 650’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, buna göre; Araç Piyasa Değeri : 280.000,00.-TL, aracın Sovtaj (Hurda) Değeri 150.000,00.-TL, toplam Gerçek Hasar : 130.000,00.-TL olarak bulunduğunu, kazanın oluşumunda sürücüsü Ye 100 kusurlu olan … plaka sayılı aracın, Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet ( Trafik ) Sigortasının, davalı dava dışı … Sigorta Şirketi tarafından, 13.03.2019-2020 tarihleri arasında geçerli … numaralı poliçe ile yapılmış olduğunu, Hazine Müsteşarlığı tarafından kaza tarihi itibariyle sigorta teminatının 36.000,00 TL sı olarak belirlendiği, dava dışı ZMM Siğortacısı tarafından 36.000 TL sının ödediği ve bu kısmın davaya konu olmadığını, davalı yanın beyanı ile kabul görmekle, Genişletilmiş Kasko Sigortası Poliçesi içinde mevcut İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortasının davalı … Şirketi tarafından, 13.03.2019-2020 tarihleri arasında geçerli…numaralı poliçesi ile yapılmış olduğunu, Sigorta poliçesi içinde İHMM sigortası teminat limiti bedeni ve maddi araç başına 100.000 TL’si olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketi tarafından 26.06.2019 TARİHİNDE 60.000 TL’ sinin ödendiğinin beyan edildiğini, davacı yanın aracında meydana gelen zarar miktarı 130.000-TL sı olmakla, ZMM Trafik Sigortası tarafından ödenen 36.000 TL sından sonra bakiye ( 130.000- 36.0005) 94.000 TL sı zarar kaldığını, 94.000 TL sının 60.000 TL sının davalı … Şirketi tarafından ödenmiş olması nedeniyle davacının bakiye giderilmemiş zararının 94.000- 60.000 — 34.000 TL kaldığını, davalı sigorta şirketi bakımından ilk ödeme tarihi olan 26.06.2019 tarihini temerrüt tarihi olabileceği sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ise, motorlu araç işleteninin aracın işletilmesinden dolayı Karayolları Trafik Kanunu ve genel hükümlere göre oluşan ve Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigortası hallerinin dışında kalan hukuki sorumluluğunu sigorta poliçesinde yazılı azami harflere kadar sigorta güvencesi altına alan ve isteğe bağlı bir sigorta ve sorumluluk sözleşmesidir. Somut olayda, davalı sigorta şirketi tarafından 100.000 TL limitli ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davaya konu trafik kazasında davacı tarafa ait araçta 130.000 TL tutarında zarar meydana geldiği, bu zararın ZMM sigorta poliçe limiti olan 36.000 TL düşüldükten sonra ki kısmı olan 94.000 TL zarardan İMM sigorta poliçesi düzenleyen davalının sorumlu bulunduğu, bu kapsamda davalı tarafça davacıya davadan önce 60.000 TL tutarında sigorta tazminatı ödendiği görülmektedir. Şu halde, trafik kazası nedeniyle davacının aracında 130.000 TL tutarında zarar meydana geldiği, bu zararın 36.000 TL’lik kısmının dava dışı ZMMS poliçesi düzenleyen sigorta şirketince ödendiği, kalan 94.000 TL zarardan 60.000 TL’lik kısmının İMMS poliçesi düzenleyen davalı sigorta şirketince davadan önce ödendiği, bu şekilde giderilmeyen bakiye zarar miktarının 34.000 TL olduğu, bu zararın kazaya karışan aracın İMMS poliçesi düzenleyen davalı sigorta şirketi tarafından poliçe teminatı kapsamında tazmininin gerektiği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi vekilince, davaya konu trafik kazasının şüpheli olduğu, davacı ve kazaya karışan diğer araç ve araç sürücüsünün başka bir çok hasar dosyası bulunduğu, bu hususlarla ilgili İzmir CBS’ca soruşturma yürütüldüğü iddiası kapsamında mahkememizce İzmir CBS’na müzekkere yazılarak soruşturma evrakı celp edilmiş, yapılan incelemede soruşturma sonucunda konuya ilişkin olarak İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinde …/… Esas numaralı ceza davasının açıldığı anlaşılmış, mahkememizce bu dosya da celp edilerek incelenmiş ancak dosyamız davacısı hakkında ve dosyamıza konu trafik kazasına ilişkin herhangi bir isnat ve dava bulunmadığı, ceza dosyasında dosyamız davacısının sanık veya başka herhangi bir sıfatla bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından ileri sürülen bu iddialar kesin, şüpheden uzak ve somut başka herhangi bir delille de ispat edilememiştir. Tüm bu hususlar hep birlikte gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
34.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 26/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 2322,54 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL ve ıslah üzerine alınan 578,92 TL harç olmak üzere 623,32 TL harcın mahsubu ile 1699,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 55 TL elektronik tebligat, 57,60 TL posta masrafı, 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 1,200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 1401,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)