Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/723 E. 2021/1059 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/723
KARAR NO : 2021/1059

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü …’ın yönetiminde davacıya ait … plakalı ticari taksi ile 10.03.2019 günü saat 03:45 sıralarında Gazı Osman paşa Bulvarından iki çeşmelik yönüne giderken yeşil ışığı geçer geçmez kavşak içerisinde basmane istikametine giden siyah … marka aracın davacı aracına sağ ön kısmından çarptığını, kaza sonrası çekilen fotoğraflarda … marka aracın … plakalı araç olarak belirlendiğini, kaza raporu tutulurken … marka araç olay yerimi terk etmesi nedeni ile sürücü araç bilgileri tutanağa işlenmediğini, … marka aracın plakası araca ait olmadığında …/… nolu soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan incelemede … plakalı araç 24.07.2017- 08.03.2019 tarihleri arasında … adına kayıtlı olduğunu, 08.03.2019 tarihinde online satış ile … adına … plaka ile tescil edildiğini ve halen tescili … adına devam ettiğini, kaza nedeni ile davacı aracında toplam 4.515.00-TL harcadığı, araç ise 5 gün tamirde kaldığını, taksinin günlük getirisinin ortalama 250,00-TL olduğunu kaza nedeni ile ticari araçta değer kaybının da meydana geldiğini, davalı aracının kaza tarihinde davalı … A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davacının zararında davalı sigorta teminatları oranında müteselsilen sorumlu olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, kusur eksikliği nedeni ile talebin ret edildiğini, kazadan kaynaklı haksız fiil sebebiyle ticari taksi niteliğindeki aracın 500,00-TL parça isçilik bedeli, 250,00-TL kazanç kaybı bedeli, 250,00-TL değer kaybını karşılar belirsiz alacak davası olarak olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketi için teminatı ile sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesini davanın harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Anonim Şirketi vekilinin cevap dilekçesinin özetle: 10.03.2019 tarihinde trafik kazasına karışan… plaka sayılı araç davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı aracı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı sürücünün kusuruna bağlı olduğunu, meydana gelen kazada… plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru olduğuna dair hiçbir belgenin mevcut olmadığını kaza sebebiyle oluşan kazanç kaybının var olması halinde bu bedelin dolaylı zarar olduğunu, sigortalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini kazanç kaybı bedelinden sorumlu tutulamayacağını, davalı sigorta şirketi bakımından faiz başlangıcı tarihi olay başlangıcının olamayacağını davacının taleplerinin bu yönden reddinin gerektiğini, usule ilişkin itirazların kabulüne davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine, yargılama gider ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Anonim Şirketi nezdinde düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 10/03/2019 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan … hasar dosyası ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-10/03/2019 Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
5-… plakalı araç ile… plakalı araç ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Keşif tutanağı,
8-Tanık beyanları,
9-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası,
10-Bilirkişi heyetinin 14/09/2021 havale tarihli raporları,
11-26/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi,
12-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 10/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan parça işçilik bedeli ve değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen parça işçilik ve değer kaybı bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, kazanç kaybı bedelinin belirlenerek belirlenecek kazanç kaybı bedelinin davalı …’den tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekilince bildirilen iş yerlerine müzekkere yazılarak dava konusu araca ait tamirat işlemlerine ilişkin tüm evrak ve kayıtlar celp edilmiştir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 10/03/2019 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebiyle beyanı alınamadığından kusur tespiti yapılmadığının belirtildiği dikkate alınarak, trafik kazasının oluşumunda araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdiklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde 30/04/2021 günü saat 09:30 itibariyle refakate bir trafik alanında uzman bilirkişi alınarak keşif icrasına karar verilmiş olup, mahallinde keşif icra edilmiştir.
Mahallinde 02/07/2021 tarihinde icra edilen keşifte beyanı alınan davacı tanığı …, davacıya ait … plakalı aracın şoförü olduğunu, dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği anda aracı kendisinin kullandığını, sabaha karşı Alsancak tarafına yolcu bıraktığını, durağına dönerken kazanın gerçekleştiği Çankaya Kavşağında Eşrafpaşa istikametinde kırmızı ışıkta bekleme yaptığını, kendisine yeşil ışık yandığını, sağ tarafında bulunan araç ile birlikte harekete geçtiklerini, sağındaki aracın aniden fren yaptığını, sağ tarafında araç bulunduğu için sağ kısımdaki aracı göremediğini, sağındaki araç fren yapınca kendisinin de fren yaptığını, ancak Konak istikametiden gelmekte olan aracın kendisine yanan kırmızı ışığı farketmeyerek sevk ve idaresindeki aracın sağ kısmından çarptığını, aracın plakasını hatırlamadığını, ancak araç şoförünün kazadan sonra araçtan indiğini, kendisiyle görüştüklerini, adını sormadığını, ancak çarpan aracın plakasını içerir şekilde fotoğrafını çektiğini, çarpan şahsın eşinin arabada olduğunu ve kazadan ötürü korktuğunu söylediğini, akabinde aracına binerek kaza mahallinden uzaklaştığını, kaşı araç sürücüsünün alkollü olduğunu, alkol kokusunu aldığını, sürücünün olay yerinden kaçması akabinde polisi aradığını, polisin geldiğini, aracın plakasını kendilerine verdiğini, ancak aracın plakasının sistemde çıkmadığını, bu sebeple tutanağa geçilmediğini, polislerin araç plakasının sahte olabileceğini söylediklerini beyan etmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir otomotiv alanında uzman bilirkişi ile keşfe iştirak eden trafik alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 10/03/2019 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, keşif tutanağı, tanık beyanları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, tramer kayıtları, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odasının ticari taksilerin günlük ortalama gelirlerine ilişkin müzekkere cevabı ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar oluşumunun ve dava konusu araca ait tamirat evraklarının birbiri ile uyumlu olup olmadığının, aracın tamirat süresinin, hasar bedeli, aracın tamirat süresince çalışamaması sebebiyle kazanç kaybı bedeli ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 14/09/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesi açısından hasar dosya içeriğindeki 23.03.2019 tarihli fatura incelendiğinde turbo radyatörü V kayışı turbo seğmanı hariç ekspertiz raporu ile uyumlu olduğunu, ekspertiz raporundan indirim uygulandığını, içtihatlar gereği indirimsiz ve KDV dahil hesaplama yapılması gerektiğinden hasar tutarının KDV dahil 4.350,00-TL olduğunu, aracı bu kazadan önce 11 adet hasar kaydı olduğunu, dosya içeriğindeki kazaları incelendiğinde aynı yerden daha öncede hasarı olduğunu, 02.06.2017 tarihli kazasının ağır hasarlı kayıtlı olduğu dikkate alındığında içtihatlar gereği değer kaybı olmayacağını, aracın eksper raporuna göre 7 günde onarılacağı belirlenmiş ise de davacı vekilinin talep dilekçesinde onarımın 5 gün içinde yapıldığını beyan ederek 5 günlük kazanç kaybı talep ettiğini belirttiğini, aracın ticari taksi olduğu dikkate alındığında şoför , amortisman, yakıt gibi tüm giderler düşüldükten sonra 2019 Mart ayı itibari ile okulların açık olması, havanın yağışlı olabileceği, bu günlerde daha fazla taksi ihtiyacının olduğundan günlük 250,00-TL olmak üzere (250,00-TL*5) 1.250,00-TL kazanç kaybı olacağını mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin 26/10/2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde, davanın … Anonim Şirketi yönünden 4.350,00-TL’ye, … yönünden ise 5.360,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden hesaplanan eksik 78,56-TL ıslah harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Alınan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda, dava konusu trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta 4.350,00-TL bedelinde hasar oluştuğu ve aracın tamiri süresince ikame araç bedelinin 1.250,00-TL olduğu, dava konusu aracın trafik kazasından daha önce karıştığı 11 adet trafik kazasında iş bu davaya konu trafik kazasında hasar gören parçalarının hasar görmesi neticesinde değer kaybına uğramayacağı mahkememizce kabul edilmiş olup, her ne kadar keşif sırasında alınan tanık beyanında sigortalı aracın kırmızı ışık ihlali yapmış olduğu belirtilmiş ise de, tanığın dava konusu aracın kaza anındaki sürücüsü olduğu, dava konusu aracın maliki olan davacının çalışanı olduğu, beyanlarının sorumluluktan kurtulmaya yönelik olduğu, kazanın sigortalı aracın sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yapması sonucunda gerçekleştiğine ilişkin başkaca herhangi bir delil bulunmadığı hususları çerçevesinde, kazanın gerçekleşmesi açısından kırmızı ışık ihlali yapan aracın tespit edilememesi sebebiyle dava konusu trafik kazasının, kazaya karışan her iki araç sürücüsünün %50 oranında kusurları neticesinde meydana geldiği mahkememizin kabulünde ise de, bu husus hüküm kurma aşamasında sehven gözden kaçırılmış olup, tarafların %50 oranında kusurları neticesinde davacının talep edebileceği tazminat bedellerinin hasar bedeli yönünden 2.175,00-TL, ikame araç bedeli yönünden ise 625,00-TL olduğunun kabulü gerekmekle birlikte, gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki oluşturmamak adına iş bu durumuna değinilmekle yetinilmiştir.
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, dava değerinin 1.000,00-TL olarak gösterildiği, davanın netice-i talep kısmında yer alan alacak kalemleri karşılığında talep edilen tazminat bedellerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmi olarak davaya konu edildiği, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin dava dilekçesinde yer almadığı, güncel ve yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilebilmesi açısından davaya konu edilen taleplerin dava açılmadan önce belirlenebilmesinin mümkün bulunmaması hususunun yeterli olmadığı, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğinin açık bir şekilde belirtilmesi gerektiği, ayrıca davacı vekilinin 26/10/2021 havale tarihli dilekçesinde dilekçenin ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğunu açık bir şekilde belirttiği ve ıslah taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği dikkate alınarak, davanın kısmi dava mahiyetinde olduğunun kabulünün gerektiği kanaati hasıl olmuş olup, ıslah dilekçesi ile arttırılan bedeller yönünden işleyecek faizin ıslah tarihinden itibaren işletilmesi doğrultusunda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Anonim Şirketi nezdinde düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 10/03/2019 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan … hasar dosyası ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 10/03/2019 Trafik Kazası Tespit Tutanağı, … plakalı araç ile… plakalı araç ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, keşif tutanağı, tanık beyanları, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası, bilirkişi heyetinin 14/09/2021 havale tarihli raporları, 26/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın 10/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan parça işçilik bedeli ve değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen parça işçilik ve değer kaybı bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, kazanç kaybı bedelinin belirlenerek belirlenecek kazanç kaybı bedelinin davalı …’den tahsili taleplerine ilişkin olduğu, bilirkişi heyetinin 14/09/2021 havale tarihli raporlarında dava konusu araçta oluşan hasar tutarının KDV dahil 4.350,00-TL olduğunu, aracın bu kazadan önce 11 adet hasar kaydı olduğunu, dosya içeriğindeki kazaları incelendiğinde aynı yerden daha öncede hasarı olduğunu, 02.06.2017 tarihli kazasının ağır hasarlı kayıtlı olduğu dikkate alındığında içtihatlar gereği değer kaybı olmayacağını, ikame araç bedelinin ise 1.250,00-TL olacağını mütalaa ettikleri, davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, dava değerinin 1.000,00-TL olarak gösterildiği, davanın netice-i talep kısmında yer alan alacak kalemleri karşılığında talep edilen tazminat bedellerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmi olarak davaya konu edildiği, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin dava dilekçesinde yer almadığı, güncel ve yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında davanın belirsiz alacak davası olarak
kabul edilebilmesi açısından davaya konu edilen taleplerin dava açılmadan önce belirlenebilmesinin mümkün bulunmaması hususunun yeterli olmadığı, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğinin açık bir şekilde belirtilmesi gerektiği, ayrıca davacı vekilinin 26/10/2021 havale tarihli dilekçesinde dilekçenin ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğunu açık bir şekilde belirttiği ve ıslah taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği dikkate alınarak, davanın kısmi dava mahiyetinde olduğunun kabulünün gerektiği, dava konusu trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta 4.350,00-TL bedelinde hasar oluştuğu ve aracın tamiri süresince ikame araç bedelinin 1.250,00-TL olduğu, dava konusu aracın trafik kazasından daha önce karıştığı 11 adet trafik kazasında iş bu davaya konu trafik kazasında hasar gören parçalarının hasar görmesi neticesinde değer kaybına uğramayacağı mahkememizce kabul edilmiş olup, her ne kadar keşif sırasında alınan tanık beyanında sigortalı aracın kırmızı ışık ihlali yapmış olduğu belirtilmiş ise de, tanığın dava konusu aracın kaza anındaki sürücüsü olduğu, dava konusu aracın maliki olan davacının çalışanı olduğu, beyanlarının sorumluluktan kurtulmaya yönelik olduğu, kazanın sigortalı aracın sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yapması sonucunda gerçekleştiğine ilişkin başkaca herhangi bir delil bulunmadığı hususları çerçevesinde, kazanın gerçekleşmesi açısından kırmızı ışık ihlali yapan aracın tespit edilememesi sebebiyle dava konusu trafik kazasının, kazaya karışan her iki araç sürücüsünün %50 oranında kusurları neticesinde meydana geldiği mahkememizin kabulünde ise de, bu husus hüküm kurma aşamasında sehven gözden kaçırılmış olup, tarafların %50 oranında kusurları neticesinde davacının talep edebileceği tazminat bedellerinin hasar bedeli yönünden 2.175,00-TL, ikame araç bedeli yönünden ise 625,00-TL olduğunun kabulü yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmekle birlikte, gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki oluşturmamak adına iş bu durumuna değinilmekle yetinilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-a)Hasar bedeli talebinin KABULÜNE, 4.350,00-TL maddi tazminatın 500,00-TL’sinin davalı … yönünden haksız fiil tarihi olan 10/03/2019 tarihinden, davalı … Anonim Şirketi yönünden ise rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 01/07/2019 tarihinden itibaren, 3.850,00-TL’sinin ise her iki davalı yönünden ıslah tarihi olan 26/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
b)İkame araç bedeli talebinin KABULÜNE, 1.250,00-TL maddi tazminatın 250,00-TL’sinin haksız fiil tarihi olan 10/03/2019 tarihinden itibaren, 1.000,00-TL’sinin ise ıslah tarihi olan 26/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı …’e verilmesine,
c)Değer kaybı bedeli talebinin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 382,54-TL karar ve ilam harcından, 44,40-TL peşin harç ve 78,56-TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 259,58-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Anonim Şirketi 201,64-TL ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 44,00-TL elektronik tebligat, 342,00-TL normal tebligat, 260,00-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 120,00-TL keşif araç gideri, 419,90-TL keşif harcı, 78,56-TL tamamlama harcı, 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.353,26-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 2.252,69-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Anonim Şirketi 1.749,89-TL ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Anonim Şirketi tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınarak 4,28-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın kabul oranı dikkate alınarak 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Anonim Şirketi 4.350,00-TL ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … Anonim Şirketinin kendilerini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın ret oranı dikkate alınarak 250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Anonim Şirketine verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Anonim Şirketi vekilinin yüzlerine karşı, davalı …’in yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.