Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/668 E. 2021/613 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/668
KARAR NO : 2021/613

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06/08/2019 tarihinde sürücüsü ve maliki olduğu … plakalı aracıyla kırmızı ışıkta beklerken davalı … yönetimindeki … plakalı beyaz tırın sol sürücü koltuğu tarafından müvekkilinin aracına çarptığını, davaya konu trafik kazasında davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL ikame araç bedelinin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Lojistik Hizmetleri Limited Şirketinden tahsili ile şimdilik 100,00-TL değer kaybı bedelinin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmitşir.
CEVAP :
Davalı … Lojistik Hizmetleri Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya yönelik henüz bir kusur araştırmasının yapılmadığını, müvekkiline ait tırın sürücüsü kendi şeridinde seyir halinde iken davacı tarafın tırın sağ tarafından kör nokta olarak tabir edilen yere çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, tramer sonucunda göre davacı yanın %50 oranında kusurlu bulunduğunu ve davacının buna itiraz etmediğini, kusur yönünden yeniden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının beyan ettiği kusur oranını kabul etmediklerini, yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkilinin sadece gerçek zarardan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-06/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 29/05/2020 havale tarihli raporu,
9-Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 10/02/2021 tarihli raporu,
10-Davacı vekilinin 02/03/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 06/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ve ikame araç bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı ve ikame araç bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, hasar dosyası, keşif tutanağı, tanık beyanları ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 06/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’un kusur oranları ile trafik kazası sonucunda Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin ve ikame araç bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 29/05/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, meydana gelen kazada araç sürücülerinin % 50 oranında kusurlu olduklarını, aracın makul onarım süresinin 7 gün oluğunu, toplam ikame araç bedelinin 2.100,00-TL olabileceğini, dava konusu aracın trafik kazasından önceki hasarsız halinin ikinci el değerinin 150.000,00-TL, kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değerinin ise 142.000,00-TL olduğunu, bu kapsamda aracın piyasa koşullarında değer kaybının 8.000,00-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin kusur oranlarına yönelik itirazları üzerine dosyanın Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, hasar dosyası, keşif tutanağı, tanık beyanları, 01/10/2019 tarihli uzman görüşü raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 29/05/2020 havale tarihli raporu ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 06/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’un kusur oranları belirlenerek 01/10/2019 tarihli uzman görüşü raporu ile trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 29/05/2020 havale tarihli raporu arasındaki çelişki de kati şekilde giderilmek suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2021 tarihli raporda sonuç olarak, davacı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise …’ın %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Davacı tarafından kendisine verilen kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilen başvuru evraklarının incelenmesi neticesinde, davacı tarafça değer kaybı talebine yönelik olarak dava açılmadan önce 03/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, yapılan başvurunun 04/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine ulaştığı, 06/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından işleme alındığı, davalı sigorta şirketi tarafından 10/09/2019 tarihinde davacı tarafa kısmi ödemede bulunulduğu, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin bakiye değer kaybı bedeli yönünden kısmi ödemede bulunduğu tarih olan 10/09/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü değerlendirilmiştir.
Davacı vekilinin 02/03/2021 havale tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde değer kaybı bedeli yönünden 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 536,00-TL’ye, ikame araç bedeli yönünden 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini ise 525,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmektedir.
Davacı vekili tarafından sunulan 02/03/2021 havale tarihli dilekçede yer verilen talepler kapsamında, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2021 tarihli raporda belirlenen kusur oranlarının davacı tarafça kabul edildiği anlaşılmakla, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2021 tarihli raporda belirlenen kusur oranları esas alınmak suretiyle hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 06/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 29/05/2020 havale tarihli raporu, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 10/02/2021 tarihli raporu, davacı vekilinin 02/03/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 06/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ve ikame araç bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı ve ikame araç bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 29/05/2020 havale tarihli raporunda meydana gelen kazada araç sürücülerinin % 50 oranında kusurlu olduklarını, aracın makul onarım süresinin 7 gün oluğunu, toplam ikame araç bedelinin 2.100,00-TL olabileceğini, dava konusu aracın trafik kazasından önceki hasarsız halinin ikinci el değerinin 150.000,00-TL, kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değerinin ise 142.000,00-TL olduğunu, bu kapsamda aracın piyasa koşullarında değer kaybının 8.000,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2021 tarihli raporda davacı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise …’ın %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edildiği, davacı vekilinin 02/03/2021 havale tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde değer kaybı bedeli yönünden 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 536,00-TL’ye, ikame araç bedeli yönünden 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini ise 525,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davacı tarafça değer kaybı talebine yönelik olarak dava açılmadan önce 03/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, yapılan başvurunun 04/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine ulaştığı, 06/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından işleme alındığı, davalı sigorta şirketi tarafından 10/09/2019 tarihinde davacı tarafa kısmi ödemede bulunulduğu, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin bakiye değer kaybı bedeli yönünden kısmi ödemede bulunduğu tarih olan 10/09/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı vekili tarafından sunulan 02/03/2021 havale tarihli dilekçede yer verilen talepler kapsamında, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2021 tarihli raporda belirlenen kusur oranlarının davacı tarafça kabul edildiği anlaşılmakla, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 10/02/2021 tarihli raporda belirlenen kusur oranları esas alınmak suretiyle, davacı tarafından dava konusu trafik kazasında hasar gören araç açısından değer kaybı bedeli olarak 536,29-TL, ikame araç bedeli olarak 525,00-TL talep edebileceği göz önünde bulundurularak, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Değer kaybı bedeli talebinin KABULÜNE, 536,29-TL maddi tazminatın davalılar … ve … Lojistik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi yönünden haksız fiil tarihi olan 06/08/2019 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 17/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
b)İkame araç bedeli talebinin KABULÜNE, 525,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Lojistik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 72,50-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında yatırılan 44,40-TL peşin harç ve 17,22-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 10,88-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.061,29-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 49,50-TL elektronik tebligat, 105,60-TL tebligat, 181,20-TL posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 384,90-TL keşif harcı, 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 17,22-TL tamalmama harcı olmak üzere toplam 1.327,22-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … ile davalı … Lojistik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi vekili ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır