Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2022/40 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/658
KARAR NO : 2022/40

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2019

BİRLEŞEN 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS, …/…
KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …’in sigorta akidi olduğunu, dava dışı ALKOLLÜ sürücü … idaresindeki ve müvekkili şirket tarafından ZMMS sigortalı … plakalı araçla, 02.03.2019 tarihinde … ve … plakalı araçlara çarparak anılı araçlarda hasara neden olduğunu, kaza sonrası ekspertiz çalışması yapıldığını, hasar dosyası kapsamında 17.06.2019 tarihinde … plakalı araç için 6.080,00 TL ve … plakalı araç için 04.04.2019 tarihinde 5.000,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından zarar görenlere ödeme yapıldığını, ve ZMMS Genel Şartları 4/c m. gereği sigorta akti aleyhine rucü hakkına sahip olunduğunu, yapılan toplam 11.080,00 TL hasar ödemesi için borçlu aleyhine İzmir 2. İcra Müd. …/… takip dosyası ile haciz başlatıldığını, itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi ve sair nedenlerden dolayı İzmir 2. İcra Müd. …/… takip dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin devamımı, tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının rucüen hakkının doğduğuna dair iddiasının hukuken kabul edilemeyeceğini, davacı sigorta şirketince rucü hakkının oluşabilmesi için kazanın salt alkolün etkisi ile meydana gelmesi ve kazada %100 asli ve tam kusurlu olması gerektiğini, kusur bölünmüş ise artık alkolün salt etkisinden bahsedilemeyeceğini, anılı kazanın ne salt alkolün etkisi ile meydana geldiğini nede sigortalılarına ait aracın %100 asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet verdiğini, kazanın oluşumunda sigortalılarının kusuru olmadığını, kaza tespit tutanağının hatalı düzenlendiğini, kamera görüntülerinde sabit olduğunu, doğrudan karşı tarafın kusur olduğunu, alkollü halde araç kullanmanın tek başına rucü hakkı olmadığını, olayın salt alkol etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediği ve başka unsurların kazanın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerektiğine dair Yargıtay kararları olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı …’in sigorta akidi olduğu, Dava dışı alkollü sürücü …’in sevk ve idaresindeki Müvekkil Şirket tarafından … nolu trafik poliçesi tahtında sigortalanan … plakalı araçla 02.03.2019 tarihinde … ve … plakalı araçlara çarpmasi neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, anılan kaza nedeni ile … yaralandığı, yaralanması ve maluliyeti nedeni ile müvekkil şirkete başvurusu üzerine aktüer raporu alındığı, alınan aktüer raporunda yapılan hesaplama neticesinde maluliyet tazminat bedeli 64.101,00-TL olarak hesaplandığı, hesaplanan anılan tazminat bedeli 19.03.2020 tarihinde Müvekkil Şirket tarafından ödendiği, alacaklı müvekkil şirket hasar/zarar bedelini ödemekle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasi Genel Şartları 4/c maddesi hükmü gereğince sigorta akidi aleyhine rücu hakkına sahip olduğu, İşbu dava «sigortalı aracın alkollü şekilde kullanılırken üçüncü şahıslara verilen zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 4-c maddesi hükmünce sigorta ettirenden tazminine” ilişkin olup, dava sigorta sözleşmesinden kaynaklı olduğundan husumet poliçe akidine açılabildiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 64.101,00-TL tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketince davalı müvekkile yani akidi sigortalısına karşı rücu hakkının oluşabilmesi için kazanın herşeyden önce ve en önemlisi münhasıran ( salt ) alkolün etkisiyle meydana gelmesi ve dolayısıyla kazada %100 asli ve tam kusurun müvekkile ait aracın sürücüsünde olması gerektiği, kusur bölünmüşse artık kazanın salt alkolün etkisiyle meydana geldiğinden söz etmek zaten her halükarda mümkün olmayacağı, Davaya konu kazaya ilişkin kaza anını, kazanın nasıl meydana geldiğini, kazaya kimin sebebiyet verdiğini ve dolayısıyla olayda sigortalımızın kesinlikle asli ve tam kusurlu olmadığını ortaya koyan bu kamera kayıtları karşısında açılan davanın reddi gerektiği çok açık ve net olduğu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı dosyasında 04/03/2021 tarihli kararı ile birleştirme kararı verilerek dosyamızla birleştirildiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, davacı tarafından 02/03/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle dava dışı sürücünün alkollü olması nedeniyle kusuru bulunduğu iddiasıyla ZMMS poliçesi kapsamında dava dışı araçlardaki hasar bedellerine ilişkin yapılan ödemelerin davalıdan rücuen tahsili yönünde İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Birleşen …/… Esas sayılı dosya yönünden uyuşmazlık, Davacı sigorta şirketinin davalı sigortalıya ait … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle dava dışı …’a maluliyet tazminatı olarak 64.101 TL ödeyip ödemediği, ödemiş ise ödediği bu bedeli sigortalı davalıdan talep edip edemeyeceği, bu kapsamda 64.101 TL sigorta ödemesinin rücu yoluyla ve faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesinin gerekip gerekmediği hususlarında toplanmaktadır.
Rücu hakkı; başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen, tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Alacaklıyı tatmin eden kişi, alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde etmektedir. Bu alacak hakkı, alacaklı ile asıl borçlu arasındaki asıl borç ilişkisindeki alacak hakkından bağımsız, rücu eden ile edilen arasındaki ilişkiden doğan yeni bir haktır. Başkasına ait borcu ifa ederek, mal varlığında kayba uğrayan kişiye mal varlığındaki söz konusu eksilmeyi talep edebilmek için hukuk düzeni rücu hakkını tanımıştır. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olur. Bu nedenle, rücu hakkı için hakkın doğduğu andan itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlamaktadır.
Halefiyette ise; halef olan kişi alacaklıyı tatmin ettiği anda yeni bir hak elde etmemekte, alacaklıya ait olan hakkı kanundan dolayı olduğu gibi devralmaktadır. Bu nedenle, böyle bir alacak için de daha önce zamanaşımı işlemeye başlamış ise, alacak halef olan kişiye intikal etmesine rağmen işlemeye devam eder. Zira, daha önceden muaccel olmuş alacağın yeniden muaccel olması ve yeni bir zamanaşımının işlemeye başlaması mümkün değildir. Salt halefiyet hâlleri ile yasanın rücu hakkı verdiği hâller arasındaki en önemli fark, birincisinde alacaklıya ait bir hakkın intikal etmesi, ikinci hâlde ise, rücu hakkı sahibinin şahsında yeni bir hakkın doğmasıdır. Halefiyetin temelde bir rücu hakkına dayanmadığı durumlarda, alacak hakkı daha önce işlemeye başlayan zamanaşımı ile birlikte intikal eder. İkinci hâlde ise, rücu hakkı sahibi lehine, alacaklının hakkından bağımsız yeni bir hak meydana geldiğinden, bu andan itibaren yeni bir zamanaşımı işlemeye başlayacaktır.
Sigortacının rücu hakkı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde; ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir. Öte yandan, davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesinin dayanağını teşkil eden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
Tüm deliller toplanmış, İzmir 2.İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden getirtilerek incelenmiş, borçlular vekilinin borca, işlemiş, işleyecek faize ve alacağın tüm fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketinden dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak hasar dosyasının bir sureti getirtilerek dosyamız arasına eklenmiş, incelenen 02/03/2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının …, … ile … plakalı araçlar arasında düzenlendiği, … plakalı aracın davacı şirket nezdinde 31/01/2019 ile 31/01/2020 tarihleri arasında araç başına maddi 36.000.00-TL limitle ZMSS Poliçesi ile sigortalı olduğu belirlenmiştir.
Kusur oranı ve talep edilebilecek tazminat miktarının belirlenmesi ile alkolün etkisi altında araç sürüşü esnasında kazanın meydana gelmesinde sürücülerin kusur durumları ile araçlarda meydana gelen hasara ilişkin yapılan ödemeler kapsamında hasarın belirlenmesine yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya verilen 22/01/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; …’in maliki olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’in, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52/1-A maddesini ihlal ettiği, … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Asli Kusur sayılan hallerden olan 84/F maddesini ihlal ettiği, … plaka sayılı araç sürücüsü …”ın 2918 Sayılı Trafik Kanunu ihlal eden bir davranışı tespit edilemediği, Tazminata konu … plakalı Toyota marka 1995 model aracın hasar onarım bedelinin, 9.051,43 TL yedek parça, 6.700,00 TL işçilik olmak üzere toplam 15.751,43 TL +kdv, kdv dahil 18.586,69-TL olduğu, ancak; aracın onarım bedelinin rayiç değerinin % 50’sini aşması nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabı tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (16.000 TL) ile sovtaj değeri (3.840 TL) farkı miktarı 12.160,00 TL olduğu, ancak; Davacı sigorta şirketinin dava dilekçesinde beyan ettiği üzere ve dosya içeriği 17.06.2019 işlem tarihli ödeme dekontu ile … hasar dosyası kapsamında davacı … Sigorta A.Ş. tarafından zarar gören … plakalı aracın malikine ödenen 6.080,00 TL ödeme göz önünde bulundurulduğunda, buna göre; Davacı … Sigorta A.Ş. tarafından zarar gören dava dışı (… plakalı araç için) 3.şahsa ödenen zarar ve tazminat miktarının 6.080,00 TL olduğu, Tazminata konu … plakalı Renault Clio Marka marka 2007 model aracın hasar onarım bedelinin, 5.619,94 TL yedek parça, 4.380,06 TL işçilik olmak üzere toplam 10.000.,00 TL +kdv, kdv dahil 11.799,99 TL olduğu, ancak; Davacı sigorta şirketinin dava dilekçesinde beyan ettiği üzere ve dosya içeriğine sunulu … bankası 04.04.2019 işlem tarihli ödeme dekontu ile … hasar dosyası kapsamında davacı … Sigorta A.Ş. tarafından zarar gören … plakalı aracın malikine ödenen 6.080,00 TL ödeme göz önünde bulundurulduğunda, buna göre; Davacı … Sigorta A.Ş. tarafından zarar gören dava dışı (… plakalı araç için) 3.şahsa ödenen zarar ve tazminat miktarının 5.000,00 TL olduğu, kaza ile hasarların uyumlu olduğu, davacının dekontlara göre zarar gören … ve … plakalı araçlar için ödemiş olduğu zarar/tazminat/ hasar onarım bedelinin (6.080 TL + 5.000 TL) toplam 11.080.00 TL olduğu, Alkol Etkisi Açısından, İncelenen kaza, tek yanlı değil, 2 yanlı kusur nedeniyle oluşmuş bir kaza olup, bu kazanın tümü için, sürücü …’de saptanılan (en az) 1.66 promil alkolün çok önemli derecede etkili olduğu, ancak salt etkili olmadığı tıbbi kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Dosyanın sigorta hukukçu bilirkişisine tevdii ile ZMMS genel şartlar kapsamında davacı sigortalı araç sürücüsünün 1.66 promil alkol ile sürücü olduğu trafik kazasında kazaya sebebiyet vermesi ile sigorta hukuku bakımından tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek suretiyle alacağın doğup doğmadığı, davacı sigorta şirketinin sigortalısına rücu koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, dosyaya verilen 01/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda, 01.06.2015 tarihli ZMSS Genel Şartları B.4.c maddesine göre , sigortalı araç sürücüsünün mevzuatta belirtilen seviyenin üstünde alkollü olması halinde bedeli ödenen 3.kişi zararlarının kusuru oranında sigortalıdan rücuen talep edilebileceği, 2003 tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.d maddesine göre, sigortalı araç sürücüsünün alkollü oluşunun kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili olması halinde bedeli ödenen 3.kişi zararlarının sigortalıdan rücuen talep edilebileceği, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda sigortacının sigortalısına rücu hakkı doğacağı, 21.01.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsü kusurlu bulunduğu, sigortalı araç sürücüsünün alkollü oluşunun kazanın meydana gelmesinde tek etken olmadığı, Yargıtay 17 Hukuk dairesinin kökleşmiş kararlarına göre rücu koşulları oluşmadığına dair görüş bildirmiş, Dava dilekçeleri, cevap dilekçeleri, kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; …’in maliki olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’in, 2918 sayılı K.T.K. 52/1-A maddesini ihlal ettiği, … plaka sayılı araç sürücüsü
…’ın 2918 sayılı K.T.K. Asli Kusur sayılan hallerden olan 84/F maddesini ihlal ettiği, … plaka sayılı araç sürücüsü …”ın 2918 Sayılı Trafik Kanunu ihlal eden bir davranışı tespit edilemediği, 21.01.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsü kusurlu bulunduğu, sigortalı araç sürücüsünün alkollü oluşunun kazanın meydana gelmesinde tek etken olmadığı, Yargıtay 17 Hukuk dairesinin köklü kararlarına göre rücu koşulları oluşmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine, asıl dosya icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Asıl ve Birleşen Davanın REDDİNE,
Asıl dosya icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Mahkememizin 2019/658 Esas sayılı dosyasında;
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin harç olarak alınan 136,36-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 55,66-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Birleşen …/… Esas sayılı dosyasında;
7-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin harç olarak alınan 218,94-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 138,24-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 9.133,13-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
11-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen dosya davacı vekilinin yüzüne karşı, asıl ve birleşen dosya davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)