Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/593 E. 2021/938 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/593 Esas
KARAR NO : 2021/938

DAVA : Şirket Yöneticilerinin İmza Yetkilerinin Kaldırılması İstemli (SPK’nun 92(1)/c maddesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Yöneticilerinin İmza Yetkilerinin Kaldırılması İstemli (SPK’nun 92(1)/c maddesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Tarım ve Gıda Ürünleri Sanayi ve Ticaret AŞ’nin bağlı ortaklığı … Grup Gıda Yemek Hayvancılık Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ bünyesinde gerçekleştirilen birleşme işlemlerinin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında incelenmesi neticesinde hazırlanan 08.08.2019 tarih ve …-…/…-… sayılı denetleme raporunda ….Şirketi’nin 06.12.2011 tarihinden itibaren payları Borsa İstanbul AŞ Ana Pazar’da işlem gören Şirket’in halka açıklık oranı 31.12.2018 tarihi itibarıyla %84,02, 31.12.2015, 31.12.20l6, 31.12.2017 ve 31.12.2018 tarihleri itibarıyla ortaklık yapısında … ve …’ın şirketin hakim ortakları olduğunun, (B) grubu paylarının imtiyazının olmayıp, (A) grubu payların imtiyazlı olarak 1 payın 15 oy hakkına sahip olup, (A) grubu payların tamamının … ve …’a ait olduğunun,….Şirketi’nin ilişkili tarafı … Madencilik Enerji inşaat Gayrimenkul Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ ile…’ın, … bünyesinde birleşme işlemi 21.12.2015 tarihi itibarıyla tamamlandığının, birleşme işleminin defter değeri üzerinden gerçekleştirildiğinin, …’ın %99,96’sı …’a ait olup, geri kalan %0,04 oranındaki payın eşit olarak … ve …’a ait olduğunun, …’ın hâkim ortaklarının … ve … olduğunun, birleşme işlemi neticesinde devralan şirket sıfatıyla…’ın 21.339.900 TL olan sermayesi 23.049.900 TL artırılmak suretiyle 44.389.800 TL’ye ulaşmış olup, artırılan sermayeyi temsil eden toplam 921.966 adet 25 TL nominal bedelli, nama yazılı hisse ihraç edilerek devrolan şirket hissedarlarına şirketteki hisseleri oranında bedelsiz olarak verildiğinin, birleşme işlemi neticesinde …’un …ta bulunan ortaklık payının %99.96’dan %54.58’e düsmüş olup …’un hâkim ortakları konumunda bulunan … ve …’ın…’taki ortaklık oranlarının ayrı ayrı olmak üzere %20’ye yükseldiğinin, birleşme işlemi her ne kadar defter değeri üzerinden gerçekleştirilmiş olsa da halka açık şirketin bağlı ortaklığı…’ın ortaklık yapısının önemli ölçüde değişmesine sebep olduğu için …’ın sermaye tutarının karşılığı olan kalemlerin defter değerlerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespit edilmesinin halka açık şirket açısından önem taşıdığının, …’ın “özkaynaklar” kaleminin karşılığını oluşturan aktif kalemlerin neredeyse tamamının “Duran Varlıklar” altında sınıflanan kalemlerden oluşup, “Duran Varlıklar” kaleminin neredeyse tamamının 2 adet varlıktan oluştuğunun, bunların 3.389.840 TL kayıtlı defter değeri bulunan bir gayrimenkul ile 18.923.839 TL kayıtlı defter değeri bulunan 4. grup maden işletme ruhsatı olduğunun, … tarafından kuruluşundan… ile birleşme tarihine kadar gerçekleştirilen işlemlerin …’ın zararına yol açan işlemler olduğu ve yapılan işlemlerin iktisadi hayatın gerekleri ile bağdaşmadığı, … tarafından gerçekleştirilen şirket satın alma işlemlerinin muvazaalı işlemler olduğu sonucuna varıldığının, … ile…’ın birleşme işlemi sonucunda halka açık şirket …’un bağlı ortaklığı…’taki pay oranının %99,96’dan %54,58’e düştüğünün, hakim ortakları … ve … olan … tarafından, kuruluşundan… ile birleşme tarihine kadar gerçekleştirilen işlemlerin iktisadi hayatın gerekleri ile bağdaşmadığı, ….Şirketi tarafından birleşme tarihine dek gerçekleştirilen şirket satın alma işlemlerinin muvazaalı işlemler olduğu ve birleşme tarihinde …’ın defter değerinin gerçeği yansıtmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, halka açık …’un bağlı ortaklığı… İle ilişkili tarafı …’ın birleşme işleminde …’ın defter değerinin olduğundan yüksek gösterilerek, makul bir karşı edim olmaksızın, halka açık …’un…’taki pay oranının … ve … lehine bilerek ve isteyerek azaltıldığı, diğer bir ifadeyle bahse konu birleşme işleminde halka açık …’un mal varlığının … ve … lehine söz konusu kişilerce bilerek ve isteyerek azaltıldığı sonucuna varıldığının, … ile birleşme kararının alındığı…’ın 27.10.2015 tarihli yönetim kurulu kararına göre kararda imzası bulunan …’ın…’ın yönetim kurulu başkanı, …’nun ise…’ın yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görev yaptığının tespit edildiğinin, yapılan bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde; SPK’nda tanımlanan güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için aranan maddi ve manevi unsurların somut olayda mevcut olduğunu, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı işlemlerde bulunularak …’ın değerinin olduğundan en az 11.702.634-TL fazla gösterilmesi suretiyle, … ile birleşme işlemi öncesinde…’ta %99,96 oranında pay sahibi olan …’un…’taki payının birleşme işlemi neticesinde, makul bir karşı edim olmaksızın, ilişkili tarafları … ve … lehine azaltılması sebebiyle ilgili dönemde…’ın imza yetkilileri olan yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu başkan yardımcısı … hakkında SPKn’nun 21 ve 110’uncu maddeleri çerçevesinde işlem yapılmak üzere, SPKn’nun 115’inci maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ve SPKn’nun 92’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, anılan işlemlerde sorumluluğu bulunan … ve… yöneticileri … ve …’ın … ve… nezdindeki imza yetkilerinin kaldırılmasına karar verildiğini, SPKn’nun 92/1/c hükmü gereğince …’un mal varlığında meydana gelen azalmada sorumluluğu bulunan … ve …’ın imza yetkilerinin kaldırılması amacıyla adli mercilere başvurulmasına karar verildiğini, 6362 sayılı SPK’nun 1 ve 117. maddeleri uyarınca kurulun kanuna tabi ihraçcıların, kanuna, sermaye piyasası mevzuatına, esas sözleşme ve fon iç tüzüğü hükümlerine veya işletme maksat ve mevzuuna aykırı görülen durum ve işlemleri sebebiyle sermayenin veya mal varlığının azalmasına veya kaybına yol açtığının kurulca tespit edilmesi hâlinde, gerekli işlem yapılmak üzere yetkili mercilere bildirmeye görevli ve yetkili olduğunu, SPKn’nun 92. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre suç duyurusunda bulunulması halinde yargılama sonuçlanıncaya kadar ilgilileri görevden almaya ve yapılacak ilk genel kurul toplantısına kadar görevden alınan yönetim kurulu üyelerinin yerine yenilerini atamaya Kurulun görevli ve yetkili kılındığını, davalıların eylemlerinin SPK’nun 110. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğunu ve davalıların SPK’nun 92/1-c hükmü çerçevesinde imza yetkilerinin kaldırılmasının hukuken zorunluluk arz ettiğini, halka açık ortaklıkların ve bağlı ortaklıklarının malvarlığının, onun yatırımcıları açısından yatırım kararının alınması aşamasında hayati önem arz ettiğini, zira gerek şirketin yönetiminde yer almalarının ekonomik olarak zor olması gerek şirketin sermayesinde imtiyazlı payların varlığının bu önemi bir kat daha artırdığını, bu nedenle şirket malvarlığının şirketin maksat ve mevzuuna uygun olarak ve şirket menfaatine uygun bir şekilde kullanılması yatırımcılar bakımından önemli olduğunu, SPK’nun md. 92 hükmünün uygulanmasında asıl amacın halka açık anonim ortaklık olan ihraççı şirketin pay sahipleri aleyhine hukuka ve esas sözleşmelerine aykırı olarak şirket sermaye ve/veya malvarlığını azaltmasını engellemek olduğunu, davaya konu hükmün bütün şartlarının somut olayda gerçekleştiğini, davalıların sorumlu olduklarının Kurul tarafından tespit edildiğini bildirmiş, davalıların imza yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ….Şirketi’nin yerleşim yerinin Menemen olması nedeniyle davanın Menemen Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davanın sonucundan etkilenecek …..Şirketi’ne davanın ihbar edilmesi gerektiğini, davalıların yıllardır şirketin büyük ortağı ve yönetim kurulu başkan ve başkan vekili olarak şirketin halka açılması aşamasında ve sonrasında görev yaptıklarını, tüm emek ve şahsi sermayelerini şirkete adadıklarını, şirket kredilerine şahsi kefil olduklarını ve şahsi mal varlıklarını ipotek vermek suretiyle kredi alınmasını, ticari itibarlarını bankalar nezdinde kullanarak teminat mektubu vb gayri nakdi kredilerin alınmasını sağladıklarını, şirkete borç vererek şirketi finanse ettiklerini, şirketin son sermaye artırımı öncesinde şirketten alacaklarının 55 milyon TL olduğunu, müvekkillerinin şirket için tüm emek ve sermayelerini ortaya koymalarına rağmen şirketi ve yatırımcıları zarara uğrattıklarından bahisle imza yetkilerinin kaldırılmasının istenmesinin hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, SPK’nun yetkisinin halka açık şirketlerle sınırlı olup….Şirketi’nin halka açık bir şirket olmaması nedeniyle davacının… A.Ş’deki imza yetkilerinin kaldırılmasını talep etme yetkisinin bulunmadığını, … A.Ş. İle … A.Ş. arasındaki birleşme işleminin tamamen hukuka uygun şekilde gerçekleştirildiğini, birleşme kararları aleyhine iptal davası açılmaması nedeniyle kararın kesinleştiğini, SPK’nun 92. maddesinde Kurul tarafından imza yetkilerinin kaldırılması konusunda bir tespit yapılması halinde Kurula; aykırılığın giderilmesini isteme, tespit tarihinden itibaren 3 ay ve işlemin vukuundan itibaren 3 yıl içinde iptal davası ve 5 yıl içinde butlan veya yokluğun tespiti davası açma, kanuna aykırı durum ve işlemlerin mevcudiyetinin mahkeme tarafından tespit edilmesi veya karar verilene kadar Kurulun isteği üzerine Mahkeme tarafından karar verilmesi halinde imza yetkilerinin kaldırması yetkisinin verildiğini, bu düzenleme gereğince Kurulun tespit ettiğini iddia ettiği aykırıklıkların giderilmesi için 3 ay süre verilmediğini, Kurulun SPK’nun 92 (1-b) uyarınca yetkisini kullanmadığını, süre verilmemesi ve yetkisini kullanmaması nedeniyle imza yetkilerinin kaldırılmasının talep edilmesinin hukuka uygun olmadığını, Kanunun 92. maddesinin aykırılıkların tespiti yetkisini mahkemeye verdiğini, mahkemece böyle bir tespit yapılmadan imza yetkilerinin kaldırılması mümkün olmadığını, müvekkillerinin ve ….Şirketi’nin davacının 03/10/2019 tarihli kararı aleyhine İdari Yargı yoluna başvurduklarını ve davaların derdest olduğunu, davacının suç duyurusunda bulunmasının suçun sabitliği anlamına gelmediğini bildirmiş, tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; halka açık …Şirketi’nin hakim ortakları ve şirketin birleşmesi tarihinde yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcıları olan davalıların bağlı ortaklığı….A.Ş ile …A.Ş’nin birleşmesi sonucunda …Şirketi’nin mal varlığının hâkim ortak davalılar lehine azaltılmasına yol açan işlemler nedeniyle davacı Kurulun 03.10.2019 tarihli kararı uyarınca 6362 sayılı SPK’nun 110. maddesi uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu gerekçesiyle, aynı Kanunun 92 (1-c) maddesi uyarınca birleşme karar ve işlemlerini gerçekleştiren yönetim kurulu üyesi sıfatıyla birleştirme işleminde sorumluluğu bulunduğu iddia edilen …Şirketi ve…Şirketi yöneticileri davalıların, SPK’nun 21. maddesinde düzenlenen örtülü kazanç aktarımı yasağına aykırı işlem, eylem ve kararlarının bulunup bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinin sonuç bölümünde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi gerekçesiyle davalıların imza yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de; Sermaye Piyasası Kanunu 92 (1-c) maddesinde örtülü kazanç aktarımı yasağına aykırı durum ve işlemlerin mevcudiyetinin İlk Derece Mahkemesi kararı ile tespit edilmesinden söz edilip tespit davasından sonra veya bu tespite ilişkin dava sırasında mahkemece karar verilmesi halinde imza yetkilerinin kaldırılması, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması halinde ceza mahkemesindeki yargılamanın sonuçlanmasına kadar ilgililerin görevden alınması konusundaki yetkilerin davacı Kurula verildiği, her ne kadar dava dilekçesindeki sonuç talep ilgili kanuna uygun olmasa da hukuki tavzifin Mahkememize ait olduğu göz önünde tutularak anlatım ve talebe göre davanın, SPK’nun 21. maddesinde düzenlenen örtülü kazanç aktarımı yasağına aykırı işlem, eylem ve kararların bulunup bulunmadığının tespiti niteliğinde olup bu niteliğe göre davanın mutlak ticari dava niteliği göz önünde tutularak mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu anlaşılmakla usul ve esas yönünden yargılama yapılmıştır.
Davalılar vekili tarafından yetkisizlik itirazında bulunulmuş ise de; uyuşmazlık için kesin yetki hali ve özel bir düzenleme bulunmadığı, davalılardan …’ın yerleşim yerinin mahkememiz yetki alanı içinde bulunduğu ve HMK’nun 7(1) maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde mahkememizin yetkili olması nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde….Şirketi’nin halka açık şirket niteliğinde olmaması nedeniyle davanın dinlenemeyeceğini iddia etmiş ise de; ….Şirketi’nin bağlı olduğu ve bu şirketin ortağı ….Şirketi’nin halka açık şirket niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla bu iddia haklı görülmemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde davacının yalnız suç duyurusunda bulunma yetkisine sahip olup suç duyurusunda bulunmaması nedeniyle açılan davanın reddi gerektiği iddiasında bulunmuş ise de; dava dilekçesinin sonuç bölümünde Cumhuriyet Başsavcılığı’na Kurul kararı ile suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi gerekçesiyle davalıların imza yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesi talebinin yasal düzenlemeye uygun olmasa da yukarıda açıklandığı gibi davanın, 6362 sayılı SPK’nun 21. maddesinin yollamasıyla 92 (1-c) maddesi hükmü gereği esastan açıldığı, davanın; değişik iş dosyası üzerinden yapılan geçici hukuki koruma kurumu çerçevesinde talep edilmiş ihtiyati tedbir istemi niteliğinde bulunmadığı, 92 (1-c) maddesinde ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması halinde yargılama sonuçlanıncaya kadar ilgilileri görevden almaya davacı Kurulun yetkili olduğunun düzenlendiği, suç duyurusunda bulunulması halinin davacı Kurula, davalıları görevden alma ve yerlerine yenilerini atama yetkisi verip imza yetkilerinin kaldırılması konusunda bir yetki vermediği gibi davacı Kurumun, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin karar alması veya suç duyurusunda bulunması halinin mahkememizdeki tespit davasının esasını etkiler nitelikte olmayıp yalnız davacı Kurula verilen görevden alma tedbiri ile ilgili olduğu birlikte değerlendirildiğinde, davalılar vekilinin, davacı tarafın suç duyurusunda bulunmadan açılan davanın dinlenemeyeceğine ilişkin iddiası haklı görülmemiştir.
6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun, örtülü kazanç haklarının yasağı başlıklı 21. maddesinde; halka açık ortaklıkların yönetim, denetim veya sermaye bakımından doğrudan veya dolaylı olarak içinde bulundukları gerçek veya tüzel kişiler ile emsallerine uygunluk, piyasa teamülleri, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak farklı fiyat, ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar veya ticari uygulamalar yapmak veya işlem hacmi üretmek gibi işlemlerde bulunmak suretiyle kârlarını veya mal varlıklarını azaltarak veya kârlarının veya mal varlıklarının artmasını engelleyerek, kazanç aktarımında bulunmalarının yasak olduğu, kazanç aktarımının kurulca tespiti halinde, kurul tarafından belirlenecek süre içinde aktarılan tutarın faizi ile birlikte talep edileceği, iadenin zorunlu olduğu, örtülü kazanç aktarımı yasağının ihlali ile ilgili 94. ve 110. maddelerinin ilgili mevzuatta öngörülen hukuki, cezai ve idari yaptırımlarının saklı olduğu, aynı Yasanın 94. maddesinde Kurulun belirlenen tutarın tayin edilen süre içinde iadesi için dava açmaya yetkili olduğu, Kanunun ihraççıların hukuka aykırı işlemleri ile sermayeyi veya mal varlığını azaltıcı işlemlerinde uygulanacak tedbirler başlıklı 92. maddesinde de; sermayenin ve mal varlığının azalmasına veya kaybına yol açıldığının tespit edilmesi halinde kurulun 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ilgililerden aykırılıkların giderilmesi için tedbir almasını ve öngörülen işlemleri yapmasını istemeye ve gerektiğinde durumu ilgili mercilere intikal ettirmeye, tespit tarihinden itibaren üç ay ve her halde işlem tarihinden itibaren üç yıl içinde iptal davası ve beş yıl içinde butlan ve yokluğun tespiti davası açmaya, durum ve işlemlerin mevcudiyetinin ilk derece mahkeme kararı ile tespit edilmesi veya bu karar beklenmeksizin kurulun talebi üzerine mahkeme tarafından karar verilmesi hâlinde işlemlerde sorumluluğu bulunanların imza yetkllerini kaldırmaya, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması hâlinde, yargılama sonuçlanıncaya kadar ilgilileri görevden almaya ve yapılacak ilk genel kurul toplantısına kadar görevden alınan yönetim kurulu üyelerinin yerine yenilerini atamaya yetkili ve görevli kılındığı düzenlenmiştir.
Tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile yazılı açıklamaları ve dosyada toplanan deliller ile; davalıların hakim ortağı ve yetkilileri olduğu dava dışı şirketlerin birleşmesiyle ilgili SPK’nun 21. maddesi hükmü uyarınca 08/08/2019 tarihli denetleme raporunun düzenlendiği, raporda 21. madde hükmüne aykırı işlem ve kararların bulunduğu tespitine yer verildiği, bu rapor dayanak alınarak davacı Kurul tarafından 03/10/2019 tarihli karar ile davalılar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, Kurul tarafından alınan karar uyarınca SPK’nun 92 (1-c) maddesinde kendisine tanınan davalıların imza yetkilerinin kaldırılması, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulması ve davalıların ceza davasındaki yargılama süresince görevden alınması konularıyla ilgili yetkilerini kullanmadığı, mahkememizde açılan bu dava öncesinde durum ve işlemlerin mevcudiyetinin tespiti veya iptal, butlan ve yokluğun tespiti konusunda bir başka dava açılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın, dava dilekçesinde; ….Şirketi ile ….Şirketi’nin birleşme işleminin defter değeri üzerinden gerçekleştirildiğini, birleşme işlemi sonucunda …. Şirketi’nin….Şirketi’nde bulunan ortaklık payının %99,96’dan, %54,58’e düştüğünü, davalıların…Şirketi’ndeki ortaklık oranlarının %20’ye yükseldiğini, birleşmenin halka açık şirket olan ….Şirketi’nin bağlı ortaklığı olan….Şirketi’nin ortaklık yapısının önemli ölçüde değişmesine sebep olduğu için ….Şirketi’nin sermaye tutarının karşılığı olan kalemlerin defter değerlerinin tamamına yakınının duran varlıklardan oluşup, duran varlıkların ise tamamına yakınının bir sinema salonu nitelikli taşınmaz ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca verilen dördüncü grup maden işletme ruhsatından oluştuğunu, bu iki mal varlığının çeşitli pay satın alma ve şirket birleşmesi işlemleri sonucunda elde edildiğini, ….Şirketi’nin kuruluşundan….Şirketi ile birleşme tarihine kadar gerçekleştirilen işlemlerin ….Şirketi zararına yol açan işlemler olduğu, işlemlerin ekonomik hayatın gerekleri ile bağdaşmadığı ve muvazaalı işlemler niteliğinde olduğunu, birleşme işleminde ….Şirketi’nin defter değerinin olduğundan yüksek gösterilip, makul bir karşı edim olmaksızın …. Şirketi’nin, …..Şirketi’ndeki pay oranının kendileri lehine, davalılar tarafından bilerek ve isteyerek azaltıldığını iddia etmesine göre uyuşmazlık; davalıların, dava dilekçesinde dile getirilen iddialar çerçevesinde dava dışı şirketlerin hakim ortağı ve yöneticisi sıfatıyla Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21. maddesinde tanımlanan şirketlerin birleşmesi karar ve işlemlerinde kendilerine kazanç aktarımı sağlayacak işlemler yapıp yapmadıkları ve kararlar alıp almadıklarının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Taraflarca sunulan ve bildirilen tüm deliller toplandıktan sonra birleşme işleminde adı geçen şirketlerin defter ve kayıtları ile iddiaya göre ….Şirketi’nin duran varlık niteliğindeki taşınmazı ve maden ruhsatının birleşme tarihindeki rayiç değerlerinin belirlenmesi suretiyle davalıların SPK’nun 21. maddesinde tanımlanan işlem, eylem ve kararlarının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla uzman bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmış, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun gerekçeli, hükme ve denetime elverişli niteliklikteki bilirkişi raporu ve dosyada toplanan tüm deliller ile; birleşme işlemi değerlerinden biri olan maden ruhsatından kaynaklanan değerin bilançolarda 18.923.970,50-TL olarak gösterilip, Dünya Grup Değerleme Şirketi tarafından yapılan hesaplamada 59.340.000,00-TL, dosyaya sunulan uzman görüşünde 31.991.000,00-TL olarak değerlendirildiği, ruhsatın gerçek değerinin ruhsat sahasının satın alınması aşamasındaki mevcut verilere göre net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, dava dilekçesinde davalılara atfedilen suçlamanın, madenin değerinin gerçeğe aykırı olarak tespiti değil rayiç değer dikkate alınmaksızın kaydi değer üzerinden belirlenerek birleşme işlemine esas alındığı noktasında olduğu, iddiaya konu ikinci duran varlık olan sinema nitelikli taşınmazın birleşme tarihindeki gerçek değerinin 7.308.000,00-TL olup bu değerin birleşmede bilanço değeri olarak 3.389.839,50-TL olarak gösterildiği, birleşmeye esas bazı değerlerin rayiç üstü, bazı değerlerin ise rayiç altı olarak bilançoda birleşmeye esas alındığı, birleşme sonrasında ortaklık yapıları ve birleşme öncesi ve sonrası pay durumları dikkate alındığında, özellikle davacı ortakların pay durumlarının ve değerlerinin değişmediği, bilirkişilerin incelemelerinde davalıların kusurlu davranarak şirketi ve pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ortaya koyan, zararın varlığına ve miktarına yönelik kesin sonuçlara ulaşmadıkları, birleşmeye esas değerlendirmelerde maden ruhsatının değerinin 11.806.457,68-TL fazla gösterilmesine rağmen sinema salonu niteliğindeki taşınmazın 3.918.160,50-TL eksik gösterildiği, bu değerlerin kaydi değerler üzerinden gösterilmesi nedeniyle ve duran varlıkların ve şirketin mal varlığının tamamına yakınını oluşturan bu iki mal varlığının birinin gerçek değerinden daha yüksek, diğerinin daha düşük gösterilmesinin davalıların, dava dilekçesinde dile getirilen birleşme işleminde ….Şirketi’nin defter değerinin olduğundan yüksek gösterilip, makul bir karşı edim olmaksızın ….Şirketi’nin, …..Şirketi’ndeki pay oranının kendileri lehine, davalılar tarafından bilerek ve isteyerek azaltıldığı iddiasıyla uyumlu olmadığı, birleşme bilanço değerinin bilirkişiler tarafından 48.457.900,98-TL olarak belirlenip, davalılar tarafından 40.569.603,77-TL olarak gösterilmesi nedeniyle aradaki farkın 7.888.297,18-TL olduğu ve toplam değere göre oranı dikkate alındığında davalıların, SPK’nun 21. maddesinde düzenlenen örtülü kazanç aktarımı konusunda kasıt ve kusurla hareket ettikleri yönünde bir kanaat oluşturmayacağı, birleşme öncesi ve birleşme sonrasında ortakların öz varlıklar içindeki payları ve özellikle davalıların payları dikkate alındığında birleşme sonucunda şirketlerin mevcut ortaklık yapısının hiç değişmediği gibi davalıların ortaklık oranlarının 6.258,681 iken, 6.264,199 olarak artış göstermesine göre 0,15 oranında küçük bir değişme gösterdiği, bu değişmenin davalılara avantaj ve menfaat sağlayacak ölçüde bir değişme olmadığı, dosyaya toplanan deliller ile bilirkişilerin yaptıkları incelemede davaya konu şirketlerin birleşme işleminde SPK’nun 21. maddesinde tanımlanan örtülü kazanç aktarımı yasağı çerçevesinde davalıların kasıtlı veya kusurlu olarak işlem, eylem ve kararlarının varlığı konusunda delil toplanmadığı birlikte değerlendirildiğinde, kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın reddine,
2-Davacı kurumun 6362 Sayılı SPK’nun 92 (3) maddesi uyarınca harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar yararına takdir edilen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan gider avansından masraf yapılmadığı ve davalı tarafça başkaca yargılama gideri yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından arta kalanın HMK 333 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalılar vekilleri Av. …, Av. … ve Av. …’in yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)