Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/57 E. 2021/917 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/57 Esas
KARAR NO : 2021/917

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nün İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde lastik tekerlekli toplu ulaşım hizmetini yürüttüğünü, temizlik hizmeti işinin davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmesiyle sağlandığını, …, … ve …’nun davalı ile imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca davacı bünyesinde çalıştıklarını, davacı tarafından ödenen kıdem tazminatından davalının sorumluluğunun bulunduğunu, davalının dava dışı işçilere ödenen toplam 9.472,71 TL tutarındaki miktardan sorumlu olduklarını, Asıl işveren olt işveren ilişkisinde asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanun’dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işveren ile birlikte sorumlu tutulduğunu, İdare ile davalı şirket arasında imzalanan Temizlik Hizmeti -ihale Sözleşmelerinin işçilik ücretlerinin ödenmesi ile ödenecek kıdem ve ihbar vs. tazminatların ödenmesinden gerçek işveren olan yüklenici şirketlerin sorumlu olduğu hükme bağlandığını, davalı gerek yasal mevzuat, gerekse davacı ile imzalamış oldukları sözleşmeler ve eki teknik idari şartnameler gereğince, çalıştırdıkları işçilerin toplu iş hukukundan kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını ödemekle yükümlü olduğundan toplam ödenen 9.472,71 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından kendilerine 22.03.2019 tarihli yazı gönderildiği ve ödenmiş olan 9.472,14 TL kıdem tazminatının geri ödenmesi talep edildiği, 19.03.2019 01.04.2019 tarihli cevabi yazı ile 24,02.2003-31.05.2004 tarihleri arasında şirketimizde bahsi geçen işçilerin çalıştığı, ilgili personellere 08.06.2004 tarihinde … binasında yetkililer huzurunda kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerinin ödendiği hususu bildirildiği, çalışanların alacaklarını aldıklarına dair ibranameler davacı şirkete sunulduğu, dava dışı işçilere ait kıdem tazminatları ödendiği ve davacı idareye de bu durum yazılı olarak bildirilmiş olmasına rağmen davacı tarafından haksız ve mesnetsiz bu davanın açıldığını, ödenmiş bedellerin tekrar ödenmesi halinde dava dışı işçilerin sebepsiz zenginleşmeleri söz konusu olacağından tarafımızca mükerrer ödeme yapılmasını kabul etmediklerini, müvekkili şirket ile davacı arasında asıl-alt işverenlik ilişkisi bulunmamakla beraber dava dışı işçilerin müvekkil şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, bir an yüklenicinin sorumlu olduğu varsayımında; her ne ki sözleşmede böyle bir madde kararlaştırılmış olsa da; açıkça görüleceği üzere tüm sorumluluğun yüklenicinin sorumlu tutulması hakkaniyet ve ölçülülük ilkesi ile bağdaşmadığını, Kamu ihale kanununa göre ihale edilen personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımları kapsamında istihdam edilen işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi hakkında yönetmelikte de kıdem tazminatının ihaleyi düzenleyen asıl işveren tarafından karşılanacağını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan rücuen tazminat davasının reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı idare tarafından hizmet alım sözleşmesi gereği dava dışı üç işçiye ödenen kıdem ve ihbar tazminatı bedellerinin davalı şirkete rücu edilerek tahsil edelip edilemeyeceği , tahsil edilebilirse miktarının ne olduğu, ticari avans faizin yürütülüp yürütülemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizin 06/02/2020 tarihli oturumunda davacı tanığı …, …Şirketi’nde 18 yıldır çalıştığını, Firmanın 2003 yılında …’la çalışmaya başladığını, Projenin tamamında olduğunu, O süreç 14-15 Ay sürdüğünü, İhalenin bir yıllık olduğu ancak uzatma istendiğini,. İhale gereği …’un kendilerinin hakedişlerinden her ay düzenli olarak kişi başı kıdem fonunu kendilerine ödemeyip bunu … ve …, ortak … hesabında biriktirdiğini, İkisinin de tek başına çekemediğini, Kıdem fonu kesintisi yapıldı iş bittiğinde … yetkilileri, muhasebe müdürü, kendisi, patron, …’un para taşıma aracıyla … şubesine gittiklerini, orada işçilere ödenmek üzere biriken işçilere ödenecek kadar kıdem ve yıllık izin tutarının hepsinin kanuni ve bordrolara göre hesaplanarak para çekildiğini, …’un bahçesinde bütün işçilere tek tek ellerine sayılarak imza karşılığı bordrolu olarak ödendiğini, Kimsede bir şaibe kalmaması amacıyla. Bir yılı doldurmuş tüm işçilere kanunen hak kazanmış tüm kıdem tazminatları ve yıllık izin ücretleri sonuna kadar ödendiğini, Kesinlikle kimsenin hakkı kalmadığını, 2019 yılında ödediğimize dair tüm dökümanları …’a üst yazıyla birlikte teslim ettiklerini, davaya konu bu personellerin tek tek alacaklarını aldıklarına dair Çalışma Bakanlığı İzmir Şubesi’ne gidip şikayetlerini geri aldıklarını ve ödemelerinin yapıldığına dair ibraname verdikleri, Arabuluculuk aşamasında da dahil oldukları aynı şeyleri orada da belirttiğini, başkaca firmalar ödeme yapmamış olabileceğini onları bilemediğini ancak …firması için kesinlikle geçerli olmadığını ve ödemeleri bizzat yaptığını beyan etmiştir.
Mahkememizin 26/02/2020 tarihli ara kararı ile Davanın, …, … ve …’ya ihbarına karar verilmiştir.
Alacağın varlığı ve miktarıyla ilgili hangi firmanın sorumlu olduğu, sorumluluk miktarlarının belirlenmesi hususlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış dosyaya verilen 03/04/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, tespit ve değerlendirmeleri neticesinde; her bir işçinin ödemesi farklı tarihte yapılmış olduğundan, taleple bağlı kalınarak; …’a 21.07.2015 tarihinde yapılan 1.472,67 TL, …’ye 02.08.2016 tarihinde yapılan 3.940,84 TL, …’ya 17.05.2017 tarihinde yapılan 4.059,20 TL olmak üzere toplam 9.472,71 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili hususunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğunu belirtmişlerdir.
Rapora karşı itirazların değerlendirilerek doğrultusunda dosyanın mevcut dosya kapsamına göre bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosyaya verilen 28/08/2020 havale tarihli bilirkişi heyet ek raporunda, Kök raporda; …’a 21.07.2015 tarihinde yapılan 1.472,67 TL, …’ye 02.08.2016 tarihinde yapılan 3.940,84 TL, …’ya 17.05.2017 tarihinde yapılan 4.059,20 TL olmak üzere toplam 9.472,71 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili hususunda takdir Sayın Mahkeme’ye aittir. “ şeklinde değerlendirme ve hesaplama yapıldığını, davalı yan rapora itirazında, dava dışı işçilere ibranameler uyarınca ödemeler yapıldığını ifade etmiş olup, ibraname içeriklerinin tespiti kök raporda yapıldığını, değerlendirilmesinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, hazırlamış oldukları kök raporun Yerleşik Yargıtay içtihatları çerçevesinde, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri kapsamında yapılmış olmakla, davalı itirazları doğrultusunda kök raporda değiştirilecek bir husus bulunmadığını belirtmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın kabulü ile; 1.472,67 TL nin ödeme tarihi olan 21.07.2015 den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 3.940,84 TL nin ödeme tarihi olan 02.08.2016 dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 4.059,20 TL’nin ödeme tarihi olan 17.05.2017 den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile;
1.472,67 TL nin ödeme tarihi olan 21.07.2015 den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte,
3.940,84 TL nin ödeme tarihi olan 02.08.2016 dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte,
4.059,20 TL nin ödeme tarihi olan 17.05.2017 den itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte,
davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 647,08-TL harçtan peşin olarak alınan 161,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 485,30-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 161,78-TL peşin harç, 21 tebligat gideri 360,00-TL, 3 müzekkere gideri 70,40-TL, bilirkişi ücretleri 1.200,00-TL olmak üzere toplam 1.792,18-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)