Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/56 E. 2021/1081 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
– GEREKÇELİ KARAR-
ESAS NO : 2019/56
KARAR NO : 2021/1081

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.01.2019 tarihinde küçük yaştaki ehliyetsiz sürücü … …sevk ve idaresinde bulunan … … … plakalı araç İle … … yolu istikametinden … nolu sokağa dönüş yaptıktan sonra direksiyon hakimiyetini kaybederek … … … … karşısında kaldırım üzerinde bulunan inşaat kalaslarına aracın ön kısmıyla çarpması sonucunda araç içerisinde yolcu konumunda olan davacı küçük … … … ağır şekilde yaralandığını, soruşturma evraklarından da anlaşılacağı üzere kaza olduktan sonra yaşı küçük ehliyetsiz sürücü … … … olay yerinden kaçmış davacı küçük … … … yaralı halde araç içerisinde kaldığını, davalı sigorta şirketi kazanın meydana geldiği aracın’ın … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı olduğunu, bu sebeple talep ettiğimiz tazminat kalemlerinden poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, yaşadığı kaza nedeniyle davacının vücut bütünlüğü zarar görmüş ve telafisi mümkün olmayan izler kaldığını belirterek arttırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak 100 TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 50 TL, Gidiş-Geliş Yol Ücretleri ve Yeme-İçme Ücretleri için 25 TL, Bakıcı Giderleri İçin 25 TL, SGK tarafından ödenmeyen tedavi masrafları için 25 TL olmak üzere toplam 225 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih olan 13.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 25/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin münakit sigorta poliçesinden sorumluluğu poliçe vadesi, teminat limitleri ve kusur oranları ile sınırlı olduğunu, davacının geçici iş göremezlik giderine ilişkin talebi haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, davacının tedavi ve sağlık giderleri taleplerinden davalı sigorta şirketi sorumlu olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Sağlık Kurulu Raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, 25/01/2019 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybeden dava dışı ehliyetsiz sürücü … … … sevk ve idaresinde bulunan … … … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken inşaat kalaslarına çarptığını, müvekkilinin araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketi kazanın meydana geldiği aracın Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısı olduğunu, yaşadığı kaza nedeniyle müvekkilinin vücut bütünlüğü zarar gördüğünü iddia ederek arttırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak 100 TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 50 TL, Gidiş-Geliş Yol Ücretleri ve Yeme-İçme Ücretleri için 25 TL, Bakıcı Giderleri İçin 25 TL, SGK tarafından ödenmeyen tedavi masrafları için 25 TL olmak üzere toplam 225 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih olan 13.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama safahatında sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin talebini 95.236,43 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatları ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya davacı … … …’in dava konusu trafik kazası sebebiyle maluliyetine ilişkin rapor aldırılmak üzere İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığına sevk edilmiş. 06/11/2020 havale tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda; Şahsın sürekli sakatlık oranının %5 ( yüzde beş) olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme sürecinin 90 (doksan) gün olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varıldığını içerir rapor dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Aktüerya ve Kusur bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 29/06/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; davalı sigorta poliçeli … … … plakalı aracı kullanan dava dışı sürücü … … … teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-b maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu, olayda yaralanan 2002 doğumlu … … … ve ayrıca Üçüncü kişi, kurum ve kuruluşlar ile dış faktörlerin olay esnasında kazanın oluşumu üzerinde 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile ilgili mevzuatı ihlal eden zararlı sonuç üzerinde kazanın oluşumuna etken olmadığı, 25.01.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %5 oranında malül kalan davacı …’ın; 95.236,43 TL maddi zararının olduğu(hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmayacağınn, yapılacaksa indirim miktarının takdiri tamamen Sayın Hakimliğinizde olmak üzere) ,maddi zarardan davalı sigorta şirketlerinin poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu sigorta şirketlerinin temerrüt tarihi olan 12.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceği sonuç ve kanaatlerini içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve 2015/12400 Esas 2015/13270 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle hükümlü olduğu, aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde 25/05/2019 günü davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … … … plaka sayılı aracın dava dışı sürücü … … sevk ve idaresinde iken tek taraflı yaptığı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, dosyada mevcut Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 16/10/2020 tarihli raporda davacının daimi maluliyet oranının yüzde beş olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise doksan gün olduğunun tespit edildiği yine dosyada mevcut trafik ve aktüerya hesap uzmanları tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda davacının yüzde beş maluliyet oranına tekabül eden tazminat alacağı miktarının 95.236,43 TL olduğu, zarardan davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri dahilinde sorumluluğunun bulunduğu, temerrüt tarihinin sigorta şirketine başvurudan sonra hesaplanan 12/06/2019 tarihi olduğu tespitleri yapılmıştır. Söz konusu raporlar dosya kapsamına, oluşa, bilimsel ve teknik verilere uygun bulunarak mahkememizce de benimsenmiştir. Kaza esnasında dava dışı sürücü ile davacının arkadaş oldukları, davacının araçta yolcu konumunda bulunduğu ve olayda hatır taşıması koşullarının bulunduğu mahkememizce kabul edilmiş bilirkişi raporuyla tespit edilen 95.236,43 TL daimi iş göremezlik maluliyetine ilişkin tazminattan takdiren yüzde yirmi oranında indirim yapılması suretiyle davacının talep edebileceği tazminat tutarı 76.189,15 TL olarak kabul edilmiştir. Bu itibarla davacı tarafça ıslah edilen bu miktarda daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan alınarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan, davacının tedavi süresinin ve geçici iş göremezlik durumunun yüz yirmi gün olduğu belirlense de davacının kaza tarihindeki yaşı, herhangi gelir getiren bir işte çalışmıyor oluşu değerlendirilerek davacı yararına geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesine yer ve gerek olmadığına karar vermek gerekmiştir. Diğer yandan, davacı tarafça dava dilekçesinde talep edilen bakıcı gideri, SGK tarafından ödenmeyen tedavi masrafı ve gidiş geliş yol ücretleri ile yeme içme ücretlerine ilişkin taleplerin, bu taleplere ilişkin dosyaya sunulan herhangi bir delil olmaması, bu masrafların davacı tarafça yapıldığının iddia ve ispat edilememesi ve bu alacakların tahakkuk etmemesi nedeniyle bu talepler yönünden ret kararı verilmiştir.
Mezkur nedenlerle davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden ise reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
76.189,15 TL daimi maluliyete ilişkin maddi tazminatın 12/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin talepleri ile geçici maluliyete, bakıcı giderine ve tedavi giderine ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 10.704,59 TL vekalet ücretinin davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.204,48 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harç ve 325,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.835,08 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 37,50 TL e-tebligat, 92,90 TL tebligat, 325,72 TL posta masrafı, 1500 TL bilirkişi ücreti, 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 325,00 TL ıslah harcı, 1200 TL Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Kurumu muayene ücreti olmak üzere toplam 3.569,92 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 2.855,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021

Katip…
E-İmza

Hakim …
E-İmza