Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/539 E. 2021/252 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/539 Esas
KARAR NO : 2021/252

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …. plakalı araçta maddi hasarın, oluştuğunu, kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere sürücü …’un %100 kusuru ile trafik kazasının meydana geldiğini, tutanakta belirtildiği üzere … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, aracın arka tampon demiri, arka tampon, baraj kapağının değiştirildiği ve onarıldığını, hasardan dolayı müvekkiline ait araçta değer kaybının oluştuğunu gerçek değer kaybının tespitinin gerektiğini, ikame araç bedelinden araç sahibinin sorumlu olduğunu, …. Ekspertizlikten alınan değer kaybı ekspertiz raporunda aracın değer kaybının 2.400 TL belirlendiğini, 285,75 TL ekspertiz ücretinin ödendiğini davalı sigorta şirketinin toplam 205,80 TL’si ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 433,30 TL kısmi değer kaybının ödendiğini, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkili araçta oluşan 50TL bakiye değer kaybı bedelinin kaza tarihi itibariyle işlenecek faizi ile tahsilini, 50 TL ikame araç bedelinin kaza tarihi itibarıyla işlenecek faizi ile tahsilini, ekspertiz ücretinin davalıya bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLER:
1-… Arabuluculuk Bürosunun … Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-Davalı ….A.Ş. nezdinde …. plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 20/12/2017 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı …. TC Kimlik numaralı …. tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda varsa açılan hasar dosyası ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-20/12/2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
5… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 06/07/2020 havale tarihli raporu,
8-Davacı vekilinin 10/07/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 20/12/2017 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı ….’ye ait …. plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ile ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise davalı …’tan tahsili ile davacıya ödenmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 20/02/2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, hasar dosyası ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 20/02/2017 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda …. Plakalı araç sürücüsü …. ile … plakalı araç sürücüsü …’ın kusur oranları ile trafik kazası sonucunda Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenecek olan ,,,, plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelini ve ikame araç bedelini gösterir raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 06/07/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde …. plakalı araç sürücüsü ….’un %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, …. plakalı araç sürücüsü ….’ın ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza neticesinde dava konusu araçta oluşan hasar sebebiyle meydana gelen değer kaybı bedelinin aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değeri 35.000,00-TL ile kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değeri 33.000,00-TL arasındaki fark olan 2.000,00-TL olduğunu, aracın makul onarım süresinin 5 gün olduğunu, onarım süresi boyunca emsal bir aracın günlük 130,00-TL bedelle temin edilebileceğini, bu sebeple ikame araç bedelinin 650,00-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekili 10/07/2020 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinde değer kaybı bedeli açısından 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 1.712,50-TL arttırarak 1.762,50-TL, dava dilekçesinde ikame araç bedeli açısından 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 600,00-TL arttırarak 650,00-TL olarak belirlediklerini, neticeten 2.412,50-TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya ilişkin dilekçenin davalı sigorta şirketine 04/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, başvuru neticesinde değer kaybı bedeline yönelik olarak davalı sigorta şirketi tarafından 15/02/2019 tarihinde 237,50-TL tutarında kısmi ödeme yapıldığı, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin talep konusu değer kaybı bedeli açısından 15/02/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde yer alan değer kaybı bedeli açısından hükmedilen tutara davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 15/02/2019 tarihinden itibaren, davalı …. yönünden ise haksız fiil tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesi suretiyle hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Arabuluculuk Bürosunun …. Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, davalı …. A.Ş. nezdinde …. plakalı araca ait olarak düzenlenen …. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 20/12/2017 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı …. TC Kimlik numaralı …. tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda varsa açılan hasar dosyası ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 20/12/2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, … ve …. Plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, …. plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 06/07/2020 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 10/07/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın 20/12/2017 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı ….’ye ait …. plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli ile ikame araç bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedelinin ise davalı ….’tan tahsili ile davacıya ödenmesi taleplerine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 06/07/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde …. plakalı araç sürücüsü ….’un %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, …. plakalı araç sürücüsü ….’ın ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza neticesinde dava konusu araçta oluşan hasar sebebiyle meydana gelen değer kaybı bedelinin aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değeri 35.000,00-TL ile kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değeri 33.000,00-TL arasındaki fark olan 2.000,00-TL olduğunu, aracın makul onarım süresinin 5 gün olduğunu, onarım süresi boyunca emsal bir aracın günlük 130,00-TL bedelle temin edilebileceğini, bu sebeple ikame araç bedelinin 650,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, davacı vekilinin 10/07/2020 tarihli dilekçesinde dava dilekçesinde değer kaybı bedeli açısından 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 1.712,50-TL arttırarak 1.762,50-TL, dava dilekçesinde ikame araç bedeli açısından 50,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 600,00-TL arttırarak 650,00-TL olarak belirlediklerini, neticeten 2.412,50-TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği, dava konusu araçta oluşan değer kaybı bedelinin ve ikame araç bedeli talebinin davacı tarafça usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispat edildiği anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Değer kaybı tazminatı talebi yönünden açılan davanın KABULÜNE, 1.762,50-TL maddi tazminatın davalı … A.Ş. açısından birlikte poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla kısmi ödeme tarihi olan 15/02/2019 tarihinden itibaren, davalı …’tan ise haksız fiil tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ….’ye verilmesine,
b)İkame araç bedeli talebi yönünden açılan davanın KABULÜNE, 650,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 164,80-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44,40-TL harç ve 39,49-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 80,91-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 60,50-TL elektronik tebligat, 152,00-TL normal tebligat, 190,20-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı, 39,49-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 930,99-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.412,50-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı …. ve davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/03/2021

Katip 243381
e -imzalıdır

Hakim 193686
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.