Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/533 E. 2021/230 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/533
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.12.2018 tarihinde, …’a ait ve ….’in sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın müvekkili ….’ya ait ve … idaresinde olan … yabancı plakalı aracın çarpması neticesinde, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin Edirne Uzunköprü Gazi Caddesi üzerinde Atalar Caddesi istikametine doğru ilerlerken …. plakalı aracın park bölgesinde geri geri giderken müvekkilinin aracına çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, Trafik Denetim Büro Amirliğince düzenlenen kaza tutanağında, bu durumun sabit olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün 2918 KTK’nun 67/B, 84/ı m.84/j maddelerini ihlal ettiğini, Asli ve Tam kusurlu olduğunu, davalı …. A.Ş ‘nin … plakalı aracın ZMMS trafik sigortacısı olduğunu ve hasardan sigorta teminatı dahilinde sorumlu olduğunu, dava şartlarını yerine getirildiğini, müvekkiline ait ve Almanya Trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının Almanya’daki …. bilirkişi bürosu … şirketi tarafından hesaplandığını, 15.05.2019 tarihli rapor ile KDV dahil 8.424,81 EUR hasar onarım bedeli ve 900 EUR değer kaybı tespit edildiğini, hasarın Almanya rayiçlerine göre belirlenmesinin gerektiğini, Almanya’daki bilirkişi raporu için 863,94 EUR bilirkişi ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı tarafın 24.06.2019 tarihinde 17.427,66 TL kısmi ödeme yaptığını, bu tarihteki 6.5687 TL/E kur ile ödeme tutarının 2.653,12 EUR tekamül ettiğini, kısmi ödeme düşünüldüğünde bakiye zararının 7.535,61 EUR olduğunu, kaza tarihinde poliçe teminatının 36.000 TL olduğunu, 25.01.2019 tarihindeki karşılığın (1 EUR=6,6153 TL)5.441,93 EUR olduğunu, davalı sigorta şirketinin 26.06.2019 tarihinden itibaren temerrüte düştüğünü, belirterek 5.771,67 EUR bakiye hasar onarım bedeli ve 900 EUR değer kaybı olmak üzere toplam 6.671,67 EUR tazminatın 1 ve 2 no’lu davalılar bakımından kaza tarihi 25.12.2018 tarihinden 3. Nolu davalı için poliçe teminatı ile sınırlı olarak 26.06.2019 tarihinden değişken faiziyle MB Efektif Satış Kuru Karşılığının, ödenen 863,94 EUR bilirkişi ekspertiz ücretinin yargılama giderlerine dahil edilerek tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS sigortacısı olduklarını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, önce arabuluculuğa başvurusunun gerektiğini, davanın haksız olduğunu, hasara ilişkin taleplerinin karşılandığını, 24.06.2019 tarihinde 17.427,66 TL hasar ödemesinin yapıldığını, gerçek zarardan sorumlu olduklarını, zararın memleket parası üzerinden gerçekleştiğini meydana gelen hasarın poliçe genel şartlarına göre tespitinin gerektiğini, ekspertiz raporunda hasarın 1.305 TL olarak tespit edildiğini, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, değer kaybı bakımından genel şartı eki formül ve kriterlerine göre belirlenmesinin gerektiğini, KDV’den sorumlu tutulamayacaklarını, dosya kapsamında KDV ödendiğine dair bilgi bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna dair iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, sorumluluklarının sigortalı sürücünün kusur oranı nispetinde olduğunu, ekspertiz ücretini kabul etmediklerini, 863,94 EUR bilirkişi ekspertiz ücretinin yüksek olduğunu, faiz ve temerrüte ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLER:
1-… Arabuluculuk Bürosu’nun …. Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-25/12/2018 tarihli kaza tespit tutanağı …. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 25/12/2018 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belgeleri,
5-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 04.10.2020 havale tarihli raporu,
6-Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 21/06/2019 tarihine ait olarak düzenlenen kur endeksi,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 25/12/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’ya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen hasar ve değer kaybı bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davalı …. Anonim Şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 25/12/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, hasar dosyası, tramer kaydı, dava konusu araca ait yurt dışı tamirat evrakları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 25/12/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü ….’nın kusur oranları ile trafik kazası sonucunda davacıya ait …. plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek ve yurt dışı tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ve hasar ile uyumlu olup olmadığının değerlendirilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 04/10/2020 tarihli raporunda sonuç olarak taraflar arasında 25/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü ….’un %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, …. plakalı araç sürücüsü ….’nın ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı … ya ait plakalı aracın onarım bedelinin Almanya koşullarında 8.424,81-EUR olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından 24/06/2019 tarihinde yapılan 17.427,66-TL bedelli ödemenin ödeme tarihi itibariyle 6,5625-TL kur bedeli çerçevesinde EUR karşılığı olan 2.655,64-EUR bedelin mahsubu neticesinde sonuç hasar bedelinin 5.769,17-EUR olduğunu, araçta yapılan onarım ve parça değişiklikleri çerçevesinde araçta oluşan değer kaybı bedelinin 900,00-EUR olduğunu, davacı tarafça talep edilen 863,94-EUR bedelli ekspertiz ücreti bedelinin Almanya koşullarında makul olduğunu mütalaa etmiştir.
Her ne kadar trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 24/06/2019 tarihinde yapılan 17.427,66-TL bedelli ödemenin ödeme tarihi itibariyle 6,5625-TL kur bedeli çerçevesinde EUR karşılığının 2.655,64-EUR olduğu hesaplanmış ise de, davacı vekilinin bu hususa yönelik olarak yapmış olduğu itirazı yerinde görülmüş, davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 24/06/2019 tarihinde yapılan ödeme işlemi açısından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 21/06/2019 tarihine ait olarak düzenlenen kur endeksinin esas alınması gerektiği kanaatiyle, 21/06/2019 tarihinde geçerli EUR efektif satış kurunun işlem gördüğü 6,5687-TL üzerinden yeniden hesaplama yapılmış ve hesaplanan hasar bedelinden mahsup edilmesi gereken bedelin EUR karşılığının 2.653,14-EUR olduğu sonucuna varılmıştır. Bilirkişi tarafından hesaplanan hasar bedeli olan 8.424,81-EUR’dan 2.653,14-EUR’nun mahsubu neticesinde davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği sonuç tazminat bedelinin 5.771,67-EUR olduğu belirlenmiş ve bu bedel üzerinden hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2014 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında aynen; ”…davacı tarafça Almanya’da yazılan ekspertiz masrafının karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının yargılama giderine eklenerek…” ibarelerine yer verilmiştir.
Az önce yer verilen Yargıtay kararı ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde yargılama giderleri arasında gözetilmesi talep edilen, dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait araç üzerinde oluşan hasarın tespiti amacıyla Almanya ülkesinde yaptırılan bilirkişi incelemesine ilişkin ücretin karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığı yargılama giderleri kapsamında hüküm altına alınmıştır.
Davacı tarafça dava konusu araçta oluşan hasar ve değer kaybı bedeli ile sair taleplerin karşılanması amacıyla davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce 13/06/2019 tarihinde başvuru yapıldığı, sigorta şirketinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde olacak şekilde 24/06/2019 tarihinde kısmi ödemede bulunduğu ve kısmi ödeme tarihi olan 24/06/2019 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiştir. Ancak davacı vekilinin dava dilekçesinde tazminat bedellerinin davalı sigorta şirketi açısından 26/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsili talep ettiği hususu göz önünde bulundurularak ve taleple bağlı kalınarak, davalı sigorta şirketi açısından hükmedilen tazminat bedelleri açısından talep edilen faizlerin 26/06/2019 tarihinden itibaren işletilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
Gerçek kişi davalılar için ise ilgili mevzuat ve Yargıtay içtihatları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararları çerçevesinde temerrüt tarihinin haksız fiil tarihi olan 25/12/2018 tarihinde gerçekleştiği izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, .. Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, 25/12/2018 tarihli kaza tespit tutanağı, davalı … Anonim Şirketi nezdinde …. plakalı araca ait olarak düzenlenen …. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 25/12/2018 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı …. TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belgeleri, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 04.10.2020 havale tarihli raporu, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 21/06/2019 tarihine ait olarak düzenlenen kur endeksi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın 225/12/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı ….’ya ait …. plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen hasar ve değer kaybı bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 04/10/2020 tarihli raporunda sonuç olarak taraflar arasında 25/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü ….’un %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …ı’nın ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı ….’ya ait …. plakalı aracın onarım bedelinin Almanya koşullarında 8.424,81-EUR olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından 24/06/2019 tarihinde yapılan 17.427,66-TL bedelli ödemenin ödeme tarihi itibariyle 6,5625-TL kur bedeli çerçevesinde EUR karşılığı olan 2.655,64-EUR bedelin mahsubu neticesinde sonuç hasar bedelinin 5.769,17-EUR olduğunu, araçta yapılan onarım ve parça değişiklikleri çerçevesinde araçta oluşan değer kaybı bedelinin 900,00-EUR olduğunu, davacı tarafça talep edilen 863,94-EUR bedelli ekspertiz ücreti bedelinin Almanya koşullarında makul olduğunu mütalaa ettiği, her ne kadar trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 24/06/2019 tarihinde yapılan 17.427,66-TL bedelli ödemenin ödeme tarihi itibariyle 6,5625-TL kur bedeli çerçevesinde EUR karşılığının 2.655,64-EUR olduğu hesaplanmış ise de davalı sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce 24/06/2019 tarihinde yapılan ödeme işlemi açısından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 21/06/2019 tarihine ait olarak düzenlenen kur endeksinin esas alınması suretiyle Mahkememizce resen yapılan hesaplama neticesinde davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği sonuç tazminat bedelinin 5.771,67-EUR olarak belirlendiği, bu kapsamda davacı tarafın davacının maliki olduğu araçta oluşan hasar miktarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, gerekçeli ve bilimsel bir şekilde taraflar, Mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Hasar bedeli tazminatı talebinin KABULÜNE, 5.771,67-EUR maddi tazminatın davalı …. Anonim Şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 26/06/2019 tarihinden itibaren, davalı … ve davalı …. yönünden ise haksız fiil tarihi olan 25/12/2018 tarihinden itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ….’ya verilmesine,
b)Değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜNE, 900,00-EUR maddi tazminatın davalı … Anonim Şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 26/06/2019 tarihinden itibaren, davalı … ve davalı …. yönünden ise haksız fiil tarihi olan 25/12/2018 tarihinden itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ….’ya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.819,90-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 704,98-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.114,92-TL karar ve harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 38,50-TL elektronik tebligat, 493,00-TL normal tebligat, 195,60-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 7.781,08-TL (9,0065-TL x 863,94-EUR) Almanya Bilirkişi ücreti, 704,98-TL peşin harç ve başvurma harcı 44,40-TL olmak üzere toplam 9.657,56-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 6.179,19-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
04/03/2021

Katip 243381
e -imzalıdır

Hakim 193686
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.