Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/49 E. 2022/239 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/49
KARAR NO : 2022/239

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/02/2019 tarihinde sürücü …’nun sevk ve idaresinde bulunan davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç ile … plakalı çekiciye bağlı olan … plakalı römorka arkadan çarpması neticesinde çift taraflı ölümlü yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin sürücü …’nun eşi olduğunu ve araçta yolcu konumunda bulunduğunu, müvekkilinin vücudunun birçok yerinde yaralanma ve kırık meydana geldiğini ve izler oluştuğunu, kazanın oluşumunda sigorta … plakalı araç sürücüsü …’nun %100 oranında kusurlu olduğunu, kazaya ilişkin olarak Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, müvekkilinin kaza nedeniyle beli ile birlikte her iki ayağının parçalı olarak kırıldığını, kırıklar nedeniyle birçok vida ve platinler takıldığını, uzun süre yatalak kaldığını, hali hazırda dahi tekerlekli sandalye kullandığını ve koltuk değnekleriyle ayağa kalkabildiğini, davalı sigorta şirketine kaza nedeniyle meydana gelen maddi tazminat, tedavi giderleri, bakım giderleri ve diğer sair harcamalardan sorumlu olması nedeniyle mail aracılığıyla başvuru yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmaz kaydıyla 500,00-TL kalıcı iş göremezlik, 100,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL bakıcı ve bakım gideri ile 100,00-TL tedaviye bağlı giderlerden oluşan maddi tazminatların 22/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince karayolunda meydana gelen zararların poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, bu sebeple Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması gerektiğini, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davacının söz konusu olaydan dolayı sosyal güvenlik kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, zararın oluşup oluşmadığı ve var ise ne kadar olduğunun tespiti için aktüer bilirkişiye gönderilmesini, davacının tedavi süresince ortaya çıkan tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında sgk tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-09/02/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… plakalı ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı soruşturma dosyası,
8-Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası,
9-Korkuteli Özel Medi Yaşam Hastanesi nezdinde davacı …’na ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
10-Korkuteli Devlet Hastanesi nezdinde davacı …’na ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
11-İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’na ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli,
12-Trafik alanında uzman bilirkişinin 14/02/2020 havale tarihli raporu,
13-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporu,
14-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 24/03/2021 havale tarihli ek maluliyet raporu,
15-Ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor bilirkişi ve nöroloji alanında uzman doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 05/10/2021 havale tarihli raporları,
16-Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 11/01/2022 havale tarihli raporu,
17-Davacı vekilinin 04/03/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi,
18-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında 09/02/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde yaralanan …’nun vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’nun mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin, ayrıca davacı …’nun yaralanması sebebiyle ödemiş olduğu ve ödeyeceği tedavi, bakıcı ve bakım giderlerinin belirlenmesi ile bahsi geçen bedellerin tazminat olarak davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya muhteviyatına kazandırılmıştır.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 02/01/2019 ile 02/01/2020 tarihleri arasında geçerli olduğu, teminat bedelinin sakatlanma veya ölüm rizikoları açısından kişi başına 360.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı soruşturma dosyasında yürütülen soruşturma neticesinde, … dorse plakalı … çekici plakalı araç sürücüsü … ve … plakalı araç sürücüsü … hakkında Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme ve Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Sebep Olma suçlarından dolayı soruşturma yapıldığı, soruşturma neticesinde … plakalı araç sürücüsü şüpheli … hakkında trafik kazasının gerçekleşmesinde kusuru bulunmaması sebebiyle her iki suçtan dolayı ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, … plakalı araç sürücüsü şüpheli … hakkında da yaralananların şikayetlerinin bulunmaması sebebiyle Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Sebep Olma suçundan dolayı ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, ancak … plakalı araç sürücüsü şüpheli … açısından maktül …’un vefatı sebebiyle Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme suçundan dolayı iddianame düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, mağdurun …, maktulün …, sanığın … olduğu, yargılamanın dava konusu trafik kazasında …’un vefatı sebebiyle sanık … hakkında gerçekleştirildiği, yargılama sonucunda Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme suçundan ötürü 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231/5. ve 231/6. maddeleri çerçevesinde sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir.
Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı soruşturma dosyasındaki soruşturma ile Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının yapılan yargılaması sırasında kazanın oluşumunda … dorse plakalı … çekici plakalı araç sürücüsü …’in herhangi bir kusuru bulunmadığı kabul edilmiş ve soruşturma ile yargılama … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurunun kabulü doğrultusunda sonuçlandırılmıştır.
Soruşturma dosyası ile ceza yargılaması sırasında bilirkişi raporu alınmamış olması sebebiyle dava konusu trafik kazasının oluşumundaki kusur durumunun belirlenmesi amacıyla dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile, dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 09/02/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, taraflar arasında 09/02/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’in kusur oranlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 14/02/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacının tedavi gördüğünü belirttiği hastanelere müzekkere yazılarak, dava konusu trafik kazasında yaralanması çerçevesinde davacı açısından düzenlenen tedavi evrakları celp edilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek davacı …’nun gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’na ait Antalya Kepez Devlet Hastanesi ve Korkuteli Özel Medi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’nun 09/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığının ve davacı …’nun geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) tespit edilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporunda sonuç olarak, ”Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre, birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında davacının 09/02/2020 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının %20 (yirmi) olarak bulunduğu ve tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı ancak varsa iş göremezlik/istirahat rapor sürelerinin göz önünde bulundurulmasının daha uygun olacağı mütalaa edilmiştir.
Yargılamanın devam ettiği sırada Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararı ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerinin bir kısmının iptal edilmesi sebebiyle, maluliyet oranının yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında belirlenmesi amacıyla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine müzekkere yazılarak dosyanın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek davacı …’nun gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’na ait Antalya Kepez Devlet Hastanesi ve Korkuteli Özel Medi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’nun 09/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığının ve davacı …’nun geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ”Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde (mümkün olmadığı takdirde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde) tespit edilerek düzenlenecek ek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 24/03/2021 havale tarihli ek maluliyet raporunda sonuç olarak, birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında davacının 09/02/2020 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının olay tarihindeki yaşına göre %52 (elli iki), rapor tarihindeki yaşına göre ise %53 (elli üç) olarak bulunduğu ve tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı ancak varsa iş göremezlik/istirahat rapor sürelerinin göz önünde bulundurulmasının daha uygun olacağı mütalaa edilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ATK veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere maluliyet oranının kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak, davacının dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle oluşan maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi olan 09/02/2019 itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alınarak tanzim olunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporunda yapılan tespit ve belirlemeler gözetilerek ve davacının dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının %20 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğu kabul olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Davacı tarafın belgesiz tedavi giderlerinin tahsili talebi açısından inceleme yapılması amacıyla dosyanın ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor bilirkişi ve nöroloji alanında uzman doktor bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’na ait Antalya Kepez Devlet Hastanesi ve Korkuteli Özel Medi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporu ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’nun 09/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı yaralanması sebebiyle katlanmak zorunda kaldığı tedavi giderlerinin ne kadar olabileceğinin hesaplanması ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gereken ve gerekmeyen tedavi tutarlarının ayrı ayrı olarak belirlenmesi, ayrıca davacı …’nun dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığının, muhtaç ise bakıcı refakatine muhtaç olduğu sürenin ne kadar olduğu hususlarının tespit edilmesi suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 05/10/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davacının Özel Medyaşam Hastanesinde ve Antalya Kepez Devlet Hastanesi’ndeki tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunun tespit edildiğini, davacının iyileşme süresinde yaşı ve yaralanmalarının niteliği gereği kaza tarihinden başlayarak iki ay süre ile bakım-refakat ihtiyacı olduğu kanaatine varıldığını, geçici bakım ve SGK tarafından karşılanmayan yol, pansuman, dizlik, korse, hijyenik sarf malzemesi giderleri olarak dosya kapsamına göre yapılan hesaplamalar sonucunda 5.116,00-TL bakıcı gideri, 1.578,43-TL tedavi amaçlı yol gideri ve 450,00-TL pansuman, korse, dizlik vb. gideri olmak üzere toplamda 7.144,43-TL SGK sorumluluğunda olmayan tedavi amaçlı gider hesaplandığını mütalaa etmişlerdir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih ve 2020/344 Esas 2021/1850 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile ve Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de gözönüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” ibarelerine yer verilmiş ve ölüm veya cismani zarara yönelik olarak tazminat talebi ile ikame edilen davalarda yapılan yargılamalar sırasında desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak belirlenmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Kusur ve maluliyet durumu ile belgelendirilmeyen tedavi giderlerinin belirlenmesi akabinde davacının talep edebileceği sonuç tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacıya ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK kayıtları, 09/02/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Soruşturma sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan bilirkişi raporları, trafik alanında uzman bilirkişinin 14/02/2020 tarihli kusur raporu, davacı …’na ait Antalya Kepez Devlet Hastanesi ve Korkuteli Özel Medi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporu, bilirkişi heyetinin 05/10/2021 havale tarihli raporları ve sair deliller göz önünde bulundurularak; kaza tarihi göz önünde bulundurulduğunda TRH-2010 yaşam tablosunun ve müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değerinin uygulanması suretiyle, davacı …’na ait vergilendirilmiş gelir hesaplamaya esas alınarak, trafik alanında uzman bilirkişinin 14/02/2020 tarihli kusur raporu çerçevesinde dava konusu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu yönündeki kusur tespitinin ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporunda davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranının %20,9, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 (dokuz) ay olduğuna yönelik tespitin dikkate alınmasıyla, davacı …’nun 09/02/2019 tarihinde gerçekleşen yaralamalı trafik kazasında yaralanmasından dolayı mahrum kaldığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı alacaklarının varsa davacı …’na dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalı … Sigorta Anonim Şirketine yapılan başvuru sonucunda yapılan rücuya tabi ödemenin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, ödeme günü ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarından indirilmesi suretiyle hesaplanarak, davacının talep edebileceği toplam tazminat kalemleri ve bu kalemler karşılığında talep edebileceği tazminat miktarları ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisi 11/01/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı için %100 haklılık oranı üzerinden yapılan hesaplamalar sonucunda 245.425,14-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 16.458,66-TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, ayrıca 04.10.2021 tarihli hekim bilirkişi heyet raporu ile SGK tarafından karşılanmayan 7.144,43-TL tedavi gideri hesaplandığını, davacının toplam maddi zararının 269.028,23-TL’ye tekabül ettiğini, hesaplanan zararların ZMMS poliçesi teminat kapsamı içinde kaldığını ve sigortalı aracın hususi oto vasfında bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin 04/03/2022 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini sürekli iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden 245.425,14-TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden 16.458,66-TL’ye, tedavi gideri talepleri yönünden 2.028,43-TL’ye ve bakıcı gideri talepleri yönünden 5.116,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmektedir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, yapılan başvurunun e-posta yoluyla yapıldığı ve davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilen evraklarda başvuru evrakının davalı şirkete hangi tarihlerde tebliğ edildiğinin belirlenemediği, ancak davacı vekilinin dava dilekçesinin konu kısmında tazminat bedellerinin 08/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazminini talep ettiği, arabuluculuk ilk oturum/açılış tutanağının 22/07/2019 tarihinde düzenlendiği, arabuluculuk davetinin davalı sigorta şirketine 18/07/2019 tarihinde ulaştığı, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin davaya konu edilen talepten 18/07/2019 tarihinde haberdar olduğu, sigorta şirketinin rizikodan haberdar olduğu kabul edilen tarihten itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarihin 31/07/2019 tarihi olduğu, davacı vekilinin ise temerrüt tarihi açısından bahsi geçen tarihten sonraya tekabül eden 08/08/2019 tarihinin esas alınmasını talep ettiği gözetilerek, davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak davalı sigorta şirketinin temerrütünün 08/08/2019 tarihinde vuku bulduğu değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 09/02/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … plakalı ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı soruşturma dosyası, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, Korkuteli Özel Medi Yaşam Hastanesi nezdinde davacı …’na ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Korkuteli Devlet Hastanesi nezdinde davacı …’na ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’na ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, trafik alanında uzman bilirkişinin 14/02/2020 havale tarihli raporu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 24/03/2021 havale tarihli ek maluliyet raporu, ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor bilirkişi ve nöroloji alanında uzman doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 05/10/2021 havale tarihli raporları, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 11/01/2022 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 04/03/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında 09/02/2019 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde yaralanan …’nun vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’nun mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin, ayrıca davacı …’nun yaralanması sebebiyle ödemiş olduğu ve ödeyeceği tedavi, bakıcı ve bakım giderlerinin belirlenmesi ile bahsi geçen bedellerin tazminat olarak davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkin olduğu, 09/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yolcu konumunda bulunduğu araç içinde yaralandığı, davacı tarafın 09/02/2019 tarihli trafik kazasında yaralanması sebebiyle tazminat taleplerinin karşılanması amacıyla dava açmadan önce … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini tanzim eden davalı sigorta şirketine başvurduğu, başvurunun reddedildiği, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 02/01/2019 ile 02/01/2020 tarihleri arasında geçerli olduğu, teminat bedelinin sakatlanma veya ölüm rizikoları açısından kişi başına 360.000,00-TL olduğu, dava konusu trafik kazası sebebiyle ikame edilen Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı soruşturma dosyasındaki soruşturma ile Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının yapılan yargılamasının kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurunun kabulü doğrultusunda sonuçlandırıldığı, trafik alanında uzman bilirkişinin 14/02/2020 havale tarihli raporunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’nun kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu mütalaa ettiği, davacının dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle oluşan maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi olan 09/02/2019 itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alınarak tanzim olunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nun sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 05/08/2020 tarihli maluliyet raporunda birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında davacının 09/02/2020 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının %20 (yirmi) olarak bulunduğu ve tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı ancak varsa iş göremezlik/istirahat rapor sürelerinin göz önünde bulundurulmasının daha uygun olacağının mütalaa edildiği, ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor bilirkişi ve nöroloji alanında uzman doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 05/10/2021 havale tarihli raporlarında davacının 09/02/2019 tarihinde vuku bulan trafik kazasında yaralanmasından kaynaklı olarak 5.116,00-TL bakıcı gideri ile 2.028,43-TL tedavi gideri talep edebileceğinin hesaplandığını mütalaa ettikleri, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin ise 11/01/2022 havale tarihli raporunda yaralanması sebebiyle davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı bedelinin 245.425,14-TL, geçici iş göremezlik tazminatı bedelinin ise 16.458,66-TL olduğunu mütalaa ettiği, davacı vekilinin 04/03/2022 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini sürekli iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden 245.425,14-TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden 16.458,66-TL’ye, tedavi gideri talepleri yönünden 2.028,43-TL’ye ve bakıcı gideri talepleri yönünden 5.116,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı ve 09/02/2019 tarihinde yaralanması neticesinde vücut bütünlüğünde oluşan sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresi ve yaralanması sebebiyle katlanmak durumunda kaldığı bakıcı gideri ve tedavi gideri yönünden … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi teminatı kapsamında davalı sigorta şirketinden talepte bulunabileceği anlaşılmakla, bedel arttırım dilekçesi doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 245.425,14-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 08/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’na verilmesine,
b)Geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 16.458,66-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 08/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’na verilmesine,
c)Bakıcı gideri talebinin KABULÜNE, 5.116,00-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 08/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’na verilmesine,
d)Tedavi gideri talebinin KABULÜNE, 2.028,43-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 08/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak davacı …’na verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 18.377,32-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44,40-TL harç ve 920,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 17.412,92-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 69,00-TL elektronik tebligat, 155,20-TL tebligat, 200,50-TL posta masrafı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 920,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.433,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 27.281,98-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.