Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/481 E. 2022/453 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/481
KARAR NO : 2022/453

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Sürücünün … tarihinde adına kayılı ve idaresindeki … … … plakalı araç ile İstanbul … Caddesi üzerinde seyir haline iken, müvekkiline ait ve onun idaresindeki … … … plakalı aracın arka kısmına çarparak maddi hasarlı trafik kazasına neden olduğunu, davacı müvekkilinin yerleşik yaşadığı Almanya’ya dönünce anılan ülkede faaliyette bulunan “… … … …” Ünvanlı hasar bilirkişisine aracı kontrol ettirdiğini, araçta 2.576,75 EUR hasar tespit edildiğini, bunun üzerine … … … plakalı aracın ZMMS sigortacısına başvuruda bulunulduğunu ancak olumlu bir sonuç elde edilemediğini, bunun üzerine arabuluculuk işlemlerine başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde de olumlu bir sonuç evde edilemediğini, bu nedenlerle müvekkilinin aracında oluşan 2.576,75 EUR toplam hasar bedelinin ödeme günündeki TL karşılığını davalı sigorta şirketi bakımından 28.06.2019 tarihinden, diğer davalı bakımından kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; mezkur olayın araçlar seyir halinde iken değil müvekkili davalının aracı yokuş olan olay mahallinde … inerken … olarak bilinen … Caddesini … Caddesine bağlayan ışıklarda kırmızı ışıkta yeşil ışığın yanmasını beklerken davacının öndeki aracını düzgün frenleyemeyip geri kaçırması sonucu kırmızı ışıkta bekleyen müvekkilin aracına davacının fren yapmasına rağmen durduramadığı aracının arka kışmının değmesi ile oluşmuş olduğunu ve sonuçta iki araçta da herhangi bir hasar meydana gelemediğini, öndeki davacı fren yapamayınca aracın arka kısmının müvekkilin aracının ön kısmına hafif şekilde dokunduğunu ve elle tutulur, gözle görülür hiçbir hasar meydana gelmediğini, hatta her iki araçta da çizik dahi oluşmadığını, olayın davacı tarafın soyut iddiaları ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının, müvekkilinin imzasını taklit ederek MOBİL KAZA TUTANAĞI tutmuş olduğunu ve müvekkili adına gerçek dışı açıklamalarda bulunduğunu, davacı aleyhine resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık eylemlerinden ötürü hakkında soruşturma yürütüldüğünü, işbu dosya incelendiğinde de davacının davasındaki haksızlığının anlaşılacağını, davacı tarafın evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık eylemi ile haksız kazanç elde etmek peşinde olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın işbu talep ve davasının her yönden haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu kazayla ilgili olarak çok ciddi şüpheli ve şaibeli durumlar söz konusu olduğunu, diğer davalı sigortalılarına ait … … … plakalı aracın 20.01.2018 ila 20.01.2019 tarihleri arasında müvekkil sigorta şirketinde … nolu trafik poliçesi ile sigortalı olduğu hususunun doğru olduğunu, ancak davaya konu kazayla ilgili kazaya karıştığı ve kazaya sebebiyet verdiği öne sürülen … … … plakalı aracın maliki … … tarafından davacı … … hakkında sahte evrak tanzim etmek ve dolandırıcılık suçlamalarıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, sigortalı … …’ün beyanına göre davaya ve şikayete konu olayda davacı tarafça davasına dayanak teşkil edilmeye çalışılan kaza tespit tutanağının kendisi tarafından imzalanmadığını, kaza tespit tutanağındaki imza ile kazanın oluş şekline ilişkin bilgi ve beyanların sigortalıya ait olmadığını, ortada sahte ve gerçeğe aykırı bir kaza tespit tutanağı bulunduğunu, davanın dayanağını da bu sahte ve gerçeğe aykırı kaza tespit tutanağının oluşturduğunu, davaya konu kazada davacıya ait araçta iddia edilenin aksine hiçbir hasar da oluşmadığını, haksız ve sebepsiz şekilde müvekkil sigorta şirketinden kazanç elde edilmeye çalışıldığını, davacının müvekkil şirkete yapmış olduğu hasar başvurusunun haksız, gerçeğe aykırı ve kötü niyetli olması nedeniyle sigorta şirketince reddedildiğini, dava dilekçesinde yer alan tüm talep ve iddiaları, kusuru, kazanın oluşuna ilişkin beyanları, davaya dayanak yapılan kaza tespit tutanağını ve araçta oluştuğu öne sürülen gerçeğe aykırı hasarı ve istenilen fahiş, abartılı hasar bedelini kesinlikle kabul etmediklerini, tüm bu nedenler göz önünde bulundurularak haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Arabuluculuk numaralı, …/… Arabuluculuk dosya numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … … … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, …/…/… tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı,
3-Hasar dosyası,
4-Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası,
5-Kazaya ilişkin fotoğraflar,
6-… … … plakalı araca ilişkin araç tescil ve ruhsat bilgileri,
7-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğünün … … plakalı araca ilişkin yapılan sorgulamada herhangi bir kayıt ya da belge bulunamadığına ilişkin cevabi yazısı,
8-Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun … … plakalı araca ilişkin oluşturulmuş herhangi bir hasar dosyası bulunmadığına ilişkin cevabi yazısı,
9-Tanık beyanları,
10-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 26/11/2020 havale tarihli raporu,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, …/…/… tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı … …’ye ait …-… … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … … … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, poliçenin 20/01/2018 ile 20/01/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, araç başına maddi tazminat bedeli teminatının 36.000,00-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, dosyamız davalısı … …’nun şikayetçi dosyamız davacısı … …’nin şüpheli olduğu, … …’nun … günü … … … plaka sayılı aracıyla … ilçesi … Caddesi üzerinde seyir halinde iken önünde seyreden şüphelinin kullandığı …-… … yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında şahsın ehliyetinin yanında olmamasından ötürü tutanak tutamadıklarını, şahsın kaza yerini terk ettiğini, cep telefonuna gelen mesaj üzerine yaptığı araştırmada şüphelinin kendisi adına imza atıp kaza tespit tutanağı düzenlediğini ve sigorta şirketine sunduğunu tespit ettiğini, söz konusu tutanak altındaki ismine atfen atılan imzanın kendisine ait olmadığını, şüphelinin sahte belge düzenlediğini, bu nedenle şüpheli hakkında şikayetçi olduğunu beyan ettiği, … …’ya ait yazı ve imza örnekleri ile suça konu edilen kaza tespit tutanağı altındaki imzaların mukayese edilmesi sonucu düzenlenen 07.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda söz konusu maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı altındaki … … adına atfen atılan imzanın şikayetçi … …’ nun eli ürünü olduğunun tespit edildiğinin mütalaa edildiği, soruşturma neticesinde şikayetçinin bilgisi dışında düzenlendiğini belirttiği maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı altındaki ismine atfen atılmış imzanın şikayetçiye ait olduğu, bu itibarla özel belgede sahtecilik suçunun işlendiği yolunda şikayetçinin soyut iddiası dışında kamu adına takibatı gerektirir delil, bilgi, belge ve bulguya rastlanmadığı gerekçesiyle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.
Talimat yazılmak suretiyle beyanı alınan davalı … … tanığı … …, 2018 yılı ramazan ayında eniştesi olan … …’nun … … … plakalı aracında yolcu olarak bulunmakta olduğunu, aracı eniştesinin kullandığını, araçta ayrıca ablası … …’nun da bulunduğunu, … …’nin sürücüsü olduğu plakasını hatırlamadığı Alman plakalı aracın ani fren yapıp aracı ufaktan geri kaçırdığını, eniştesinin hızının normal olduğunu, öndeki aracın birden ani fren yapması neticesinde … …’nun sevk ve idaresindeki araca dokunduğunu, araçlardaki hasar miktarını bilemeyeceğini, zaten önlerindeki araçta hiç hasar olmadığını, polis çağırdıklarını, diğer aracın beklemeden gittiğini, taraflar arasında herhangi bir tutanak düzenlenmediğini ve imza atılmadığını beyan etmiştir.
Talimat yazılmak suretiyle beyanı alınan davalı … … tanığı … … ise beyanında, davacı …’in kendilerinin önündeki aracın sürücüsü olduğunu, davalı …’in eşi olduğunu, kendi araçlarında davacının aracının arkasında olduklarını, iki aracın arka arkaya gittiğini, öndeki aracın fren yaptığını, aracın biraz geri doğru kaydığını, hafiften araçlarına dokunduğunu, hiçbir şekilde araçlarda maddi hasar oluşmadığını, eşinin ehliyetinin fotoğrafını çektiklerini, kendilerinin de onlardan ehliyet istediklerinde araca gidip geldiklerini ve ehliyet ruhsatın yanlarında olmadığını söylediklerini, henüz polis gelmeden olay yerinden ayrıldıklarını, olay anında kaza tespit tutanağı tutulmadığını ve imzalanmadığını, davalı eşinin hiçbir şekilde hiçbir belgeye imza atmadığını, imzalı herhangi bir belge varsa da o imzanın hiçbir şekilde eşine ait olmadığını belirtmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve 2015/12400 Esas 2015/13270 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, …/…/… tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde açılmış bulunan hasar dosyası, …-… … plakalı araca ait tramer kaydı, …-… … plakalı araca ait yeşil kart poliçesi, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak çekilen dava dilekçesi ile davalı … … vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflar, tanık beyanları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, …/…/… tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … … … plakalı araç sürücüsü … … ile …-… … plakalı araç sürücüsü … …’nin kusur oranları ile trafik kazası sonucunda davacıya ait …-… … plakalı araçta meydana gelen hasar oluşumunun ve dava konusu araca ait tamirat evraklarının birbiri ve dava konusu trafik kazası ile uyumlu olup olmadığının, dava konusu aracın tamirat işlemleri sırasında davacı tarafından temin edilmesi gereken ikame araç bedelinin ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız 2.el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı 2.el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 26/11/2020 tarihli raporunda sonuç olarak, dosyanın tetkiki ve dosya içeriğindeki delil ve belgelerinin değerlendirilmesi nefticesinde (kaza tespit tutanağına göre), ZMMS sigortalı aracın sürücüsü … … idaresindeki … … … plaka sayılı aracı ile, önündeki davacı aracına yeterli ve güvenli mesafede takip etmemesi ve dikkatsiz ve kontrolsüz seyri neticesinde arkadan çarparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, davacı aracın sürücüsü … … idaresindeki … … … plakalı davacı ile, sigortalı araç tarafından arkasından çarpılması esnasında, kazanın oluş biçimine göre kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi etkisi bulunmadığı görüş, kanaat ve tespitine varıldığını, davaya konu aracın onarım masrafının, Almanya koşullarında orijinal parça ve işçilik dahil olmak üzere 2.165,34-EUR+KDV bedeli olmak üzere toplamda 2.576,75-EUR olduğunu, mütalaa etmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları doğrultusunda, soruşturma dosyası kapsamında yaptırılan imza ve yazı incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile yetinilmeyerek taraflara ait ıslak imza ve yazı örneklerinin bulunduğu belge asıllarının celbi akabinde, özellikle tarafların dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının tutulduğu tarihten önce ıslak imza ve yazıları ile yapmış oldukları belge asılları ile trafik kazası tespit tutanağı aslı üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi nezdinde imza ve yazı incelemesi yaptırılmak istenilmiş ise de, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının tüm araştırmalara rağmen temin edilememesi ve tutanak aslının taraflarca da ibraz edilmemesi sebebiyle soruşturma dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile yetinilmek durumunda kalınmış, İpsala Asliye Ceza Mahkemesine, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına ve İpsala Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkere cevaplarında dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak taraflarca düzenlenen …/…/… Tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı aslının bulunamadığının mahkememize bildirildiği, bahse konu tutanak üzerinde davalı … …’ya ait olarak atılı bulunan imza ile … …’ya ait imza ve yazı örnekleri üzerinde yapılan inceleme yapılmak üzere Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma …/… Karar sayılı soruşturma dosyası kapsamında alınan grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişinin 07/07/2019 tarihli raporunda trafik kazası tespit tutanağında … … adına atılı bulunan imzanın … … eli ürünü olduğunun, yazıların ise … … eli ürünü olmadığının tespit edildiği, soruşturma dosyasında trafik kazası tespit tutanağı üzerinde kanaat oluşturmaya yeter mahiyette incelemenin ve tespitlerin yapıldığı anlaşılmakla, yargılamanın süratle bitirilmesi ve usul ekonomisi ilkeleri gözetilerek trafik kazası tespit tutanağı aslına ulaşılamadığı da dikkate alınarak dosyada mevcut olan deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmasına, bu kapsamda yargılamanın daha fazla uzamasına sebebiyet vermemek amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi nezdinde rapor alınmasına yönelik ara kararlardan rücu edilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere soruşturma dosyası içeriğinde yer alan bilirkişi raporundaki tespitler yanında davalı … … tanıklarının davalı asilin eşi ve kayınbiraderi oldukları, yakın akrabalık ilişkisi içinde bulundukları, ayrıca davalı tanığı …’nin dava konusu olay açısından maddi menfaatinin bulunduğu dikkate alındığında, davalı … … tanıklarının beyanlarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Arabuluculuk numaralı, …/… Arabuluculuk dosya numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … … … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, …/…/… tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, hasar dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası, kazaya ilişkin fotoğraflar, … … … plakalı araca ilişkin araç tescil ve ruhsat bilgileri, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğünün … … plakalı araca ilişkin yapılan sorgulamada herhangi bir kayıt ya da belge bulunamadığına ilişkin cevabi yazısı, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun … … plakalı araca ilişkin oluşturulmuş herhangi bir hasar dosyası bulunmadığına ilişkin cevabi yazısı, tanık beyanları, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 26/11/2020 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın …/…/… tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı … …’ye ait …-… … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının önlü arkalı şekilde seyir halinde bulundukları sırada davalı … …’nun sevk ve idaresindeki … … … plakalı aracın davacıya ait … … … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde meydana geldiği, davacının dava konusu trafik kazası sebebiyle aracında oluşan hasarın onarım bedelinin tazmini amacıyla iş bu davayı ikame ettiği, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … … … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin 20/01/2018 ile 20/01/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, araç başına maddi tazminat bedeli teminatının 36.000,00-TL olduğu, kaza tarihi itibariyle sigorta poliçesinin aktif durumda olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili hükümleri dikkate alındığında, önünde seyreden araca arkadan çarpmak suretiyle kazanın oluşumuna sebebiyet veren davalı … …’nun bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiği, kaza neticesinde davacıya ait araçta oluşan hasarın onarım bedelinin Almanya ülkesi koşullarına göre 2.576,75-EUR olduğu, davacının iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, davalı … …’nun ise kazanın oluşumu ile trafik kazası tespit tutanağı üzerindeki imza ve yazılara yönelik savunma ve iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlayamadığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeline yönelik maddi tazminat talebinin KABULÜNE, 2.576,75-EUR maddi tazminatın, davalı … … yönünden haksız fiil tarihi olan …/…/… tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Anonim Sigorta Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 01/07/2019 tarihinden itibaren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının davalı … … ve davalı … Sigorta Anonim Sigorta Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … …’ye verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.108,47-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 275,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.833,44-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 65,30-TL elektronik tebligat, 41,60-TL tebligat, 1,50-TL (KEP) posta masrafı, 410,00-TL bilirkişi ücreti, 517,20-TL müzekkere posta masrafı, 51,00-TL talimat masrafı, 275,30-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 1.406,30-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 6.715,70-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davalı … … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … … üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Sigorta Anonim Şirketinin yapmış bulunduğu herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … Sigorta Anonim Şirketi veklinin yüzlerine karşı, davalı … … vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.