Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/47 E. 2021/341 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/47 Esas
KARAR NO : 2021/341

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2019
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/05/2019 tarihinde saat 18:05’da İzmir İli, … İlçesinde …’e ait sürücü …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile … sokak üzerinde seyir halinde iken … sokak kavşağına geldiği esnada aracınını ön kısımlarıyla … sokak üzerinde seyir halinde olan sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan bisiklete arkadan çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, talep eden … …’nın kullanmakta olduğu bisiklette yolcu konumunda bulunduğunu, vücudunun bir çok yerinde yaralanma ve kırık meydana geldiğini ve dolayısıyla izler oluştuğunu belirterek trafik kazasında yaralanarak beden gücü ve efor kaybına uğrayan davacı … için, 6100 sayılı yasa’nın 107. Maddesi gereğince toplanacak deliller ve bilirkişi raporuna göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 100,00 TL tedaviye bağlı giderlerden oluşan maddi tazminat tutarının 20/08/2019 hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizleri, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı … adına 30.000,00 TL manevi tazminatın sadece işleten ve sürücücüden 03/05/2019 olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 18/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere öncelikle davacının kazadan kaynaklanan gerçek kalıcı maluliyet oranının tespiti bakımından genel şartlara uygun maluliyet raporunun dosyaya kazandırılması gerektiğini, 25.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebi ile, davalı şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğu ortadan kalkmış olduğunu, başvuruyu kabul anlamında gelmemek üzere, bir tazminat hesaplaması yapılması halinde, bu hesapta asgari ücretin baz alınarak trh-2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin kullanılmasını talep ettiklerini ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından 21/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; kaza ile alakalı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Soruşturma Numaralı soruşturma devam ettiğini, soruşturma dosyasına sunulan bilgi, belge ve raporlar kusuru ispatlar nitelikte olmayıp sunulan rapordaki kusur gerçeği yansıtmadığını, hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olmayan iş bu hukuka aykırı raporun dikkate alınmayıp alanında uzman bilirkişiler tarafından kusur oranının yeniden belirlenmesini mahkemeden ayrıca talep ettiklerini, diğer yandan davacının kaza anında bulunduğu bisiklette davacı … eşi … ile beraber seyahat etmekte olup Karayolları Trafik Yönetmeliği Md 136/a-4 uyarınca “bunlara, sürücü arkasında yeterli bir oturma yeri olmadıkça başka kişilerin bindirilmesi yasaktır.” bu seyahat kanuna ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, kazanın davacı kusuruyla meydana geldiği gerçeği bir yana, davalı ve ailesi yaralanan davacıyı her gün arayıp, ziyarete gittiklerini, bu konuda tanıklarının mevcut olduğunu, hatta davacıya herhangi bir ihtiyacının olup olmadığı da sorulmuş olup “yok” cevabı alındığını, diğer yandan maddi manevi tazminat talepleri hakkaniyete uygun olmalı ve zenginleşme aracı olmaması gerektiğini ileri sürerek davacıların hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, İzmir … Üniversitesi Adli Tıp Sağlık Kurulu Raporu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, 03/05/2019 tarihinde saat 18:05’da İzmir İli, … İlçesinde …’e ait sürücü …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken aracının ön kısımlarıyla seyir halinde olan dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan bisiklete arkadan çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı …, …’nın kullanmakta olduğu bisiklette yolcu konumunda bulunduğunu, vücudunun bir çok yerinde yaralanma ve kırık meydana geldiğini ve dolayısıyla izler oluştuğunu belirterek trafik kazasında yaralanarak beden gücü ve efor kaybına uğrayan davacı … için, 6100 sayılı yasa’nın 107. Maddesi gereğince toplanacak deliller ve bilirkişi raporuna göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 100,00 TL tedaviye bağlı giderlerden oluşan maddi tazminat tutarının 20/08/2019 hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizleri, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı … adına 30.000,00 TL manevi tazminatın sadece işleten ve sürücücüden 03/05/2019 olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama safahatında geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin talebini 216,384,72 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, davacı tarafından eksik belgelerin iletilmediğini, bu nedenle temerrüde düşürülmediğini, davacı tarafın sigortalının kusuru ile kusur ve maluliyet arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiğini, teknik faizin kullanılması gerektiğini, bakıcı giderlerine ilişkin tazminatın teminat dışında kalacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, soruşturma dosyasında sunulu rapordaki kusurun gerçeğini yansıtmadığını, bağlayıcı niteliği olmadığını, davacının kaza anında yolcu olarak bulunduğu bisiklette birlikte seyahat ettiklerini, Karayolları Trafik Yönetmeliği Md 136/a-4 uyarınca “bunlara, sürücü arkasında yeterli bir oturma yeri olmadıkça başka kişilerin bindirilmesi yasaktır.” bu seyahat kanuna ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, maddi tazminat talebinin zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, talebin fahiş olduğunu, olayda davacının bisiklete iki kişi binmemesi gerekirken bindiğini, herhangi bir kask ve dizlik takmadığını, riski bilerek ve arttırarak yola çıktığını, kazada zararı kendi kusuru ile arttırdığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatları ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Trafik Hasar Kusur ve Aktüerya bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 25/12/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …’un idaresinde bulunan … plakalı aracı ile kavşağa kontrolsüz girmesi, hızını kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlatmaması ve geçiş hakkı kuralını riayet etmemesi neticesinde arkasında davacı yolcusuyla seyir halinde olan sürücü … idaresindeki bisiklete yan taraftan çarptığı, davacı araç sürücüsü … idaresindeki bisikleti ile kavşağa girip kurallara uygun şekilde kavşak içinde geçişi esnasında kavşak kurallarına riayet etmeyen davalıya sigortalı araç tarafından sol yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, sürücü …’nın kullandığı bisiklette yolcu konumunda bulunan davacı …’nın kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, hukuki nitelendirme ve delillerin nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere, 03/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %12,7 oranında sürekli maluliyet durumuna giren davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 146,530,99 TL maddi zararının olduğu, ( davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri (360,000 TL) dahilinde sorumlu olduğu) davalı sigorta şirketi açısından 16/09/2019 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 03/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili cihetine gidilebileceği içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Mahkememizce dosya taraf talepleri ve dosya kapsamı çerçevesinde ek rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen kök rapor bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 08/04/2021 havale tarihli bilirkişi heyet ek raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; 03/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %12,7 oranında sürekli maluliyet durumuna giren davacının, AYM kararı nazara alınırsa (PMF 1931 Mort. Tablosuna göre hesap) 173.509,36 TL maddi zararının olduğunu, davalı sigorta şirketi açısından 1/09/2019 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 03/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili cihetine gidilebileceğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/2598 E. 2021/34 K. Nazara alınırsa (TRH 2010 Mort Tablosu) 216.384,72 TL maddi zararının olduğu, davalı sigorta şirketi açısından 1/09/2019 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 03/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili cihetine gidilebileceğini içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Mahkememizce dosya davacı …’nın dava konusu trafik kazası sebebiyle maluliyetine ilişkin rapor aldırılmak üzere İzmir … Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığına sevk edilmiş. 10/03/2020 havale tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda; …’da trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma sürekli bakıma muhtaç olma hallerinden birini karşılamadığını, bu nedenle şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı kanaatine varıldığını, sorulan husus ile ilgili olarak sosyal haklar kapsamında engelli bireylerin bakıma muhtaçlığınını tespiti ile ilgili olan “Bakıma Muhtaç Engellilerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” başlıklı yönetmelikte bahsi geçen üyelerden oluşan bir Bakım Hizmetleri Değerlendirme Heyeti oluşturularak istenilen husustaki raporun bu özellikteki bir heyetten aldırılmasının daha uygun olacağı kanaatine varıldığını bildirir rapor mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve 2015/12400 Esas 2015/13270 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle hükümlü olduğu, aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde davacının 216.384,72 TL maddi zarara uğradığı, bu zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları anlaşılmıştır. yine davacının söz konusu trafik kazası nedeniyle yaşadığı acıları hafifletmek adına, paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetilmek suretiyle davacı yararına 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Bu manevi tazminattan ise gerçek kişi davalılar … ve …’ün müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarına karar vermek gerekmiştir.
Mezkur nedenlerle davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KABULÜNE,
216.384,72 TL maddi tazminatın (davalı sigorta şirketi açısından 16/09/2019 tarihinden, davalılar … ve … yönünden ise 03/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 23.596,93 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜNE,
15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Manevi tazminat yönünden Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4080 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazimanat yönünden Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4080 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’e verilmesine,
3- 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 15.805,89 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 105,20 TL harç ve 737,10 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 14.963,59‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 77,00 TL e-tebligat, 390,60 TL tebligat, 115,40 TL posta masrafı,1.800 TL bilirkişi ücreti, 44,40 TL başvurma harcı,105,20 TL peşin harç, 717,10 TL ıslah harcı, 526,00 TL … Üniversitesi Adli Tıp Kurumu muayene ücreti olmak üzere toplam 2.909,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 2.731,84 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı …’un yüzüne karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
20/05/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza