Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/448 E. 2021/1065 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/448 Esas
KARAR NO : 2021/1065

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlunun ilk olarak Konya 7.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe itiraz edip takibin durdurulduğunu, daha sonra taraflarınca açılan itirazın iptali davasında Konya 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararıyla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, Ankara BAM 27. HD nin …Esas … Karar sayılı kararı ile onarak kesinleştiğini, bunun üzerine yetkisiz icrada açılan icra takip dosyasının yetkili İzmir 24.İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, …Esasına kaydı yapılıp davalı borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlunun İzmir 24. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında takibe itiraz edip takibin durdurulduğunu, davalı ile müvekkilinin karşılıklı teyit ettikleri 27/08/2015 tarihli sözleşme ile müvekkilinin davalıdan alacağı 60 adet ürünle ilgili davacıya avans olarak toplam 38.900,00 TL ödeme yapmasına rağmen davalı tarafça sadece 4.484,00 TL lik 4 adet ürün teslim edildiğini, müvekkilinin ısrarla taleplerine rağmen geriye kalan 56 adet ürünün teslim edilmediğini, davalı tarafça sözleşmede belirtilen sürede ürünlerin teslim edilmediği gibi sürekli bahaneler üretilerek mal tesliminden kaçınıldığını belirterek davalı borçlunun İzmir 24. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından üretilmekte olan tarım makinalarında kullanılan millerden bir kısım ve sadece kendisince dizayn edilmiş olan bir makinada kullanılmak üzere sipariş verilmesi için anlaşma şartlarının görüşüldüğünü, müvekkili tarafından davacı tarafa 24.08.2015 tarihinde fiyat teklifi sunulduğunu, davacı tarafça da fiyatlarda bir kısım indirim talep edilmek suretiyle 27.08.2015 tarihinde anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin millerin üretimine başladığını, davacı tarafça belirlenen ödemelerden 38.900-TL peşin ödemenin yapıldığını ancak diğer ödemelerinin yapılmadığını, müvekkilinin ilk takımı teslim etmesinin akabinde diğer malların da bir an evvel teslim alınmasını ve ödemenin yapılmasını talep ettiğini, davacı tarafın ödeme yapmamak adına teslimden kaçındığını, davacı tarafın teslimden kaçınmakla malların bakiye bedelini de ödemediğini belirterek müvekkilinin malları zamanında hazır etmiş olmakla davacı tarafın temerrüde düşmüş olduğundan takip haksız ve kötüniyetli olmakla davacının davasının reddine, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ,masraf ve vekalet ücretlerinin haksız olan davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle dava konusu malların teslim tarihinde hazır olup olmadığı, mal tesliminde davacının mı yoksa davalının mı temerrüde düştüğü buna mukabil iade edilmesi gereken para olup olmadığı hususlarında İzmir 24.İcra Müdürlüğünün …takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür. İzmir 24.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden göndertilerek incelenmiş, borçlu vekilinin 30/08/2018 tarihli dilekçesi ile borca, takibe ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; davacı …Milleri Tarım Mak. Oto.San.ve Tic.Ltd.Şti. tarafından davalı … Makine Tarım İnş.Oto.San.ve Tic.Ltd.Şti.ne itirazın iptali davası açıldığı, İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 09/04/2018 tarihli kararıyla davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin … Esas ….. Karar sayılı 25/01/2021 tarihli kararında; “taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulması ve sözleşme doğrultusunda davalının 38.900,00 TL ödeme yaptığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, takip konusu yapılan ve sözleşmede kararlaştırılan bakiye bedelin davalı iş sahibi tarafından davacı yükleniciye ödenmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 123. maddesi; “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir.” hükmüne, 6098 sayılı TBK’nın 124. Maddesi ise; “Aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur: Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa, borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa, borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa.” hükmüne haizdir. Davacı yüklenicinin üstlendiği işi yapıp teslim borcu altında olduğu kuşkusuzdur. Taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu tarihten (27.08.2015) yaklaşık 1 yıl sonra davalı iş sahibi Konya 12. Noterliği’nin 26.08.2016 tarih ve …….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeden döndüğünü davacı yükleniciye ihtar ettiği ve davacı yüklenicinin de karşı ihtarında yüklendiği eseri imal ettiğini ve teslime hazır olduğunu böylece ifayı tamamladığını savunmuş ise de; sözleşmede öngörülen 60 iş günü süre içerisinde edimlerini ifa ettiği hususu davacı yüklenici tarafından usulünce kanıtlanmadğı gibi uzayan süre içerisinde de ifa edildiği kanıtlanmış değildir. Davalının fesih hakkını kullanabilmesi için yükleniciye yeniden süre vermesi gerekir ise de, hal ve vaziyetinden bu tedbirin etkili olmayacağı anlaşıldığından (TBK 124. md.) davalı iş sahibi sözleşmeden dönmekte haklı olup, mahkemenin davanın reddine dair kararı isabetlidir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2016 tarih, 2015/6243 esas ve 2016/1504 karar sayılı ilamı) Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince” davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, kararın 25/01/2021 tarihinde İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince kesinleştiği görülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesi, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi,
“Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü; aynı kanunun 479/1. maddesi ise; “İşsahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur.” hükmünü düzenlemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi de, “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir.

TMK’nın 6. maddesi, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup, taraflar iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisine göre dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleri gereğince uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. Eser sözleşmesi ile taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklenmektedir. Ayrıca, genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği eseri meydana getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Borçlu sözleşmeden doğan edimini zamanında yerine getirmez ise alacaklı 6098 sayılı TBK’nın 125/I maddesinde kendisine tanınan seçimlik hakkını kullanarak gecikme tazminatını da talep edebilir. İfanın gecikmesinde borçlu kusursuzluğunu kanıtlayamadığı sürece bundan doğan zarardan sorumludur. Bu, kanundan doğan bir haktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 473. maddesi hükmüne göre davalı yüklenici işe zamanında başlamaz veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirir veya iş sahibinin kusuru olmaksızın gecikme, iş süresinde işin bitirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılıyor ise iş sahibi sürenin sona ermesini beklemeden akdi feshedebilir. Bu durumda davacı iş sahibi sözleşmeden dönmekte haklı olup, sözleşme gereği ödediği iş bedelini geri alabilir. (TBK 124. md.) Hukuk Genel Kurulu’nun 08.11.2006 tarih 2006/15-702 Esas, 2006/691 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 15.H.D.’nin 04.06.1998 tarih 1998/513 Esas, 1998/2377 Karar sayılı kararında da bedel karşılığı eser sözleşmesinden dönme için tek taraflı irade beyanının yeterli olduğu benimsenmiştir. Olayımızda da yüklenici tarafından işin zamanında tamamlanmadığı anlaşılmakla taraflar arasındaki eser ilişkisinin sona erdiği kabul edilmelidir, sona erme üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesi gereği sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir.
Somut olayda taraflar arasında yapılan sözleşme ile belirlenen 60 iş günü teslim süresine uyulmadığı, imal edilecek ürünlerden dört adetin dışındakilerin keşide edilen ihtarnamelerden de anyaşılacağı üzere; davalı tarafça ürünlerin süresinde imal edildiği ve hazır edildiğine dair bir delil de ileri sürülmediğinden sözleşmenin davacı tarafça haklı olarak feshedildiği ve anlaşma gereği ödenmesi gereken bakiye bedelin bu aşamada talep edilemeyeceğinden reddedildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi … Esas, … sayılı Kararı ile de istinaf denetiminden geçerek de ortaya koyulduğu üzere, davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, bu durumda sözleşme hiç yapılmamış gibi edimlerin geri iadesi istenebileceği, davacı tarafça başta ödenen ancak sonra karşılıksız kalmış avans fazlası alacağın iadesi talebinin haklı olduğu kanaatiyle, davanın kabulü ile; İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyada vaki itirazın iptali ile takibin 34.416,00-TL asıl alacak üzerinden ihtarnamenin tebliğinden 3 gün sonrası olan 05/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren 1.614,61 TL işlemiş faiziyle birlikte reeskont avans faizi uygulanarak takibin devamına, likit olan asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ ile;
İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyada vaki itirazın iptali ile takibin 34.416,00TL asıl alacak üzerinden 05/09/2016 tarihinden itibaren 1.614,61 TL işlemiş faiziyle birlikte reeskont avans faiziyle takibin devamına,
Asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince hesaplanan alınması gerekli 2.461,25-TL harçtan mahkememiz dosyasında peşin olarak alınan 615,32-TL ile icra dosyasında peşin olarak alınan 180,15 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.665,78‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.404,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 659,72-TL harç, 4 adet tebligat gideri 21-TL, 16,20-TL posta masrafı olmak üzere toplam 696,92-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
¸e-imza