Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/397 E. 2021/354 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/397 Esas
KARAR NO : 2021/354

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tedarikçi olduğunu davalı …’den ekte faturası bulunan toplam 2.575,35 TL + KDV bedelli kamera sistemi alınmış ve müvekkili tarafından müşterisinin iş yerine kurulum yaptığını, faturada görüleceği üzere IP kamera sistemi içinde 8 portlu POE özellikli bir adet NVR cihazı POE özellikli dört adet iç ortam IP güvenlik kamerası POE özellikli bir adet dış ortam IP güvenlik kamerasının mevcut olduğunu, POE özellikli IP kamera sistemlerinde güvenlik kameralarının çalışması için ağ kablosu haricinde bir DC 12 V enerji kablosunu kullandığını, yani dava konusu kamera sistemi 12 V’luk düz akım bir pil kadar enerji ile çalıştığını, Kamera sisteminin çalışması için başkaca herhangi bir güç kaynağına gerek olmadığını, bu bakımdan sistem başka bir güç kaynağıyla bağlantılı olmadığını, müvekkilinin kurulumunu yapmış olduğu kamera sistemi ile ilgili kurulumu takip eden ikinci gün çalışmama şikayeti aldığını, bu şikayet üzerine, müşteri adresinde yaptığı kontrol sonucunda NVR cihazının çalışmadığını fark ettiğini, ve cihazı söküp satın almış olduğu … firmasına teslim ettiğini, daha sonra … firması cihazın elektriksel sorun nedeniyle yanmış olduğunu, garanti kapsamında onarım yapılamayacağını, ücretli onarım yapılabileceğini, ve onarım ücretinin 180 USD+KDV olduğu belirttiğini, durumun tespiti için İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş-… Karar sayılı dosyasıyla delil tespiti yaptığını, bunun üzerine davalılar aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, ancak borçlular adına başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, ve takibin durdurulduğunu, bunun üzerine arabuluculuk sürecinin başlatıldığını ancak görüşmelerde herhangi bir anlaşmanın sağlanamadığını, açıklanan nedenler ile davalıların açık kusurlarına rağmen alacaklarını sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetli itiraz da bulunduğunu, davalılardan %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 8 portlu poe özellikli nvr cihazının kullanıcıdan kaynaklanan yanma sebebiyle garanti kapsamı dışında kaldığını, müvekkilinin olduğu şirketin yetkili servis sıfatıyla hazırladığı tutanakla sabit olduğunu, müvekkili olduğu şirket tarafından davacı firmaya satılan güvenlik kamera sisteminde 8 portlu POE özellikli 1 adet NVR cihazı, POE özellikli 4 adet iç ortam IP güvenlik kamerası, POE özellikli 1 adet dış ortam IP güvenlik kamerasının mevcut olduğunu tespit raporuyla 8 portlu NVR cihazının yazılımının çalıştığını ancak üzerindeki POE çıkışlarının arızalı olduğunun tespit edildiğini, müvekkil şirket …nin yetkili servis sıfatıyla cihazda yaptığı incelenmesi üzerine hazırlanan tutanakta “8 kanal ürününün Poe girişiminin yüksek voltaj yemiş olup cihazı garanti dışı kaldığını, onarımı 180 $+KDV karşılığında cihaz değişimi ile mümkün olduğunu, müşteriye ücret bilgisinin verildiğini, ücretin kabul edilmediğinden iate edildiğini, müşterinin belirttiği (davacı) cihaz Poe üzerinden 12 volt pil kadar enerji ile değil, 48 volt ile çalıştığını, yapmış oldukları ölçümler sonucunda belirttikleri yanmanın nedeni yıldırım, sistemde oluşan harmonik ya da havadaki statik elektrikten meydana gelmiş bir sorun olabileceğini, bu tarz durumlarda karşı önlem alınmasının kullanıcılara ait olduğunu, yukarıda açıklanan nedenler ile davacının iddialarının teknik bilgiden uzak, dayanaksız haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … D.İş Esas … D.İş Karar sayılı dosyası,
4-Öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporu ve 19/10/2020 havale tarihli ek raporu,
5-Bilirkişi heyetinin 06/01/2021 havale tarihli raporları,
6-Davacıya ait vergi sicil kayıtları,
7-Davacıya ait esnaf sicil kayıtları,
8-Davacıya ait ticaret sicil kayıtları,
9-Davalı …’e ait vergi sicil kayıtları,
10-Davalı …’e ait vergi sicil kayıtları,
11-Davalı …’e ait vergi sicil kayıtları,
12-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davacı tarafından davalı …’e ait işyerinden temin edilen ve davalı …’nin üreticisi olduğu kamera sisteminin ayıplı olmasından dolayı davacının uğradığı zararın tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … vekilinin, davacının davalılardan olan alacağının tahsili amacıyla davalı … ile davalı … aleyhine 3.222,85-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış olduğu itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde, dava konusu ürün üzerinde ve ürünün monte edileceği iş yerinde keşif yapılması amacıyla Menderes Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, dosyanın öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile sair deliller birlikte değerlendirilerek, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu kamera sisteminin çalışmamasının hangi nedene dayandığı, kamera sisteminin çalışmamasının üretim kaynaklı olup olmadığı, kamera sisteminin çalışmamasının kullanım kaynaklı olup olmadığı, dava konu kamera sisteminin yüksek voltajdan kaynaklı olarak böyle bir arıza verip vermeyeceği, dava dışı olan ve kamera sisteminin kurulduğu iş yerinde bulunan online UPS sisteminin elektronik aletlerde böyle bir arızaya yol açıp açmayacağı, kamera sisteminin satışı anında ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, talimat aracılığıyla alınan öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, cihazların üretim hatalarının olmadığını, ayıplı mal satışının söz konusu olmadığını, cihazın kullanıcı hatasının da söz konusu olmadığını, NVR cihazının POE çıkışlarının yüksek voltajdan kaynaklı hasarı olsaydı NVR cihazı, kameleral ve UPS’sinin de zarar görmüş olması gerektiğini, UPS’den kaynaklı hasar olsaydı yine NVR cihazının zarar görmüş olması gerektiğini, teknik servisin metal ve türevlerine izole edilmeden kameraları montajlaması sonucunda POE çıkışlarının zarar görmüş olabileceği kanaatinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine dosyanın 26/02/2020 havale tarihli raporu tanzim eden bilirkişiye tevdi ile taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişi 19/10/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, cihazın kullanıcı hatasının söz konusu olmadığını, NVR cihazının POE çıkışlarının yüksek voltajdan kaynaklı hasarı olsaydı NVR cihazı, kameralar ve UPS’sinin de zarar görmüş olması gerektiğini, UPS’den kaynaklı hasar olsaydı yine NVR cihazının zarar görmüş olması gerektiğini, oysa sadece POE çıkışlarının arızalı olduğunu, kayıt cihazında üretim hatasından kaynaklı olarak POE çıkışlarının hasar görmüş olabileceği kanaatinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları ve raporun kati kanaat içermediği göz önünde bulundurularak, dosyanın öğretim görevlisi sıfatı bulunan üç elektrik elektronik mühendisi bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporu, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporu ve öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 16/11/2020 havale tarihli ek raporu ile sair deliller birlikte değerlendirilerek, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu kamera sisteminin çalışmamasının hangi nedene dayandığı, kamera sisteminin çalışmamasının üretim kaynaklı olup olmadığı, kamera sisteminin çalışmamasının kullanım kaynaklı olup olmadığı, dava konu kamera sisteminin yüksek voltajdan kaynaklı olarak böyle bir arıza verip vermeyeceği, dava dışı olan ve kamera sisteminin kurulduğu iş yerinde bulunan online UPS sisteminin elektronik aletlerde böyle bir arızaya yol açıp açmayacağı, kamera sisteminin satışı anında ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği hususlarının belirlenerek öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 26/02/2020 ve 16/11/2020 havale tarihli raporlar arasındaki çelişki kati suretle giderileek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 06/01/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … D.İş Esas … D.İş Karar sayılı dosyasında alınan rapora iştirak ettiklerini, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporuna katılmadıklarını ancak 19/10/2020 havale tarihli ek raporuna katıldıklarını, kayıt cihazında üretim hatasından kaynaklı POE çıkışlarının hasar görmüş olma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu, hasarın kullanım hatasından kaynaklı olmadığını, yüksel voltajdan kaynaklı bir hasar olsaydı iş yerinde bulunan diğer cihazların da zarar görmüş olmaları gerektiğini, NVR cihazı arızasının iş yerinde kurulu USP cihazından kaynaklansa idi iş yerinde bulunan diğer cihazların da hasar görmesi gerektiğini, neticeten kısa sürede POE cihazlarının arızalanmasında kayıt cihazında imalat hatası ve ayıplı mal olduğunu ve üründen kaynaklandığının tespit edildiğini mütalaa etmişlerdir.
Alınan bilirkişi raporları ve tespit dosyasında yapılan belirlemeler çerçevesinde, dava konusu ürünün ayıplı olduğu, ayıbın üretimden kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Gerçek kişi tarafların tacir sıfatlarının bulunup bulunmadığı açısından yapılan araştırma sonucunda, gelen müzekkere cevaplarındaki kayıtlardan gerçek kişi tarafların tacir sıfatlarının bulunduğu ve mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu ürüne ilişkin alım satım ilişkisinin davacı ile davalı … arasında gerçekleştiği, davacının satım ilişkisine konu üründeki ayıptan dolayı ancak sözleşmenin tarafı …’e başvurabileceği, davalı … Şirketinin dava konusu alacak yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı düşünülmüş, bu doğrultuda davalı … yönünden itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle, bahsi geçen davalı şirket açısından davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … D.İş Esas … D.İş Karar sayılı dosyası, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporu ve 19/10/2020 havale tarihli ek raporu, bilirkişi heyetinin 06/01/2021 havale tarihli raporları, davacıya ait vergi sicil kayıtları, davacıya ait esnaf sicil kayıtları, davacıya ait ticaret sicil kayıtları, davalı …’e ait vergi sicil kayıtları, davalı …’e ait vergi sicil kayıtları, davalı …’e ait vergi sicil kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından davalı …’e ait işyerinden temin edilen ve davalı …’nin üreticisi olduğu kamera sisteminin ayıplı olmasından dolayı davacının uğradığı zararın tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı … vekilinin, davacının davalılardan olan alacağının tahsili amacıyla davalı … ile davalı … aleyhine 3.222,85-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış olduğu itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporunda cihazların üretim hatalarının olmadığını, ayıplı mal satışının söz konusu olmadığını, cihazın kullanıcı hatasının da söz konusu olmadığını, NVR cihazının POE çıkışlarının yüksek voltajdan kaynaklı hasarı olsaydı NVR cihazı, kameleral ve UPS’sinin de zarar görmüş olması gerektiğini, UPS’den kaynaklı hasar olsaydı yine NVR cihazının zarar görmüş olması gerektiğini, teknik servisin metal ve türevlerine izole edilmeden kameraları montajlaması sonucunda POE çıkışlarının zarar görmüş olabileceği kanaatinde olduğunu mütalaa ettiği, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişi 19/10/2020 havale tarihli ek raporunda cihazın kullanıcı hatasının söz konusu olmadığını, NVR cihazının POE çıkışlarının yüksek voltajdan kaynaklı hasarı olsaydı NVR cihazı, kameralar ve UPS’sinin de zarar görmüş olması gerektiğini, UPS’den kaynaklı hasar olsaydı yine NVR cihazının zarar görmüş olması gerektiğini, oysa sadece POE çıkışlarının arızalı olduğunu, kayıt cihazında üretim hatasından kaynaklı olarak POE çıkışlarının hasar görmüş olabileceği kanaatinde olduğunu mütalaa ettiği, bilirkişi heyetinin 06/01/2021 havale tarihli raporlarında İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … D.İş Esas … D.İş Karar sayılı dosyasında alınan rapora iştirak ettiklerini, öğretim görevlisi elektrik elektronik mühendisi bilirkişinin 26/02/2020 havale tarihli raporuna katılmadıklarını ancak 19/10/2020 havale tarihli ek raporuna katıldıklarını, kayıt cihazında üretim hatasından kaynaklı POE çıkışlarının hasar görmüş olma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu, hasarın kullanım hatasından kaynaklı olmadığını, yüksel voltajdan kaynaklı bir hasar olsaydı iş yerinde bulunan diğer cihazların da zarar görmüş olmaları gerektiğini, NVR cihazı arızasının iş yerinde kurulu USP cihazından kaynaklansa idi iş yerinde bulunan diğer cihazların da hasar görmesi gerektiğini, neticeten kısa sürede POE cihazlarının arızalanmasında kayıt cihazında imalat hatası ve ayıplı mal olduğunu ve üründen kaynaklandığının tespit edildiğini mütalaa ettikleri, alınan bilirkişi raporları ve tespit dosyasında yapılan belirlemeler çerçevesinde, dava konusu ürünün ayıplı olduğu, ayıbın üretimden kaynaklandığı, dava konusu ürüne ilişkin alım satım ilişkisinin davacı ile davalı … arasında gerçekleştiği, davacının satım ilişkisine konu üründeki ayıptan dolayı ancak sözleşmenin tarafı …’e başvurabileceği, davalı … Şirketinin dava konusu alacak yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı düşünülmüş, bu doğrultuda davalı … yönünden itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı, davacının davalıdan satın aldığı ürünün ayıplı olması sebebiyle uğradığı zararı davalı …’den talep edebileceği anlaşılmakla, açılan davanın davalı … yönünden reddine, davalı … yönünden ise kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı … yönünden açılan davanın KABULÜ İLE,
a)Davalı …’in İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin davalı … yönünden 2.575,35-TL asıl alacak ve 647,50-TL yargılama gideri ve harç bedeli olmak üzere toplamda 3.222,85-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %19,50 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına,
b)Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 3.222,85-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 220,15-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44.40-TL harcın mahsubu ile bakiye 175,75-TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 82,50-TL elektronik tebligat, 165,40-TL tebligat, 201,00-TL posta masrafı, 1.500-TL bilirkişi ücreti, 600,00- TL talimat bilirkişi ücreti, 384,90-TL keşif harcı, 44,40 peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.022,60-TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.222,85-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … Şirketinin kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 3.222,85-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Şirketine verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalı …’den alınarak Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır