Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/38 E. 2021/880 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/38
KARAR NO : 2021/880

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının satış ve dağıtımını yaptığı …, …, …, … vs. Gibi meşrubatların münhasıran muhafazası, soğututması, ve teşhirteri,. için “…” yaptıktarını, akdedilen sözleşmeye göre; davacıdan ŞİRKET, karşı taraftan İŞLETMECİ olarak bahsedileceğini, sözleşme gereği davaya konu editen 2 adet … ve … seri numaralısoğutucu dolabın, taraflar arasında teslim ve tesetlüm olduğunu, ancak davalı şirketin sözleşmeye aykırı
davranmak suretiyle müvekkilinin yazılı onayı olmaksızln iştetmeyi boşaltıp kapattığını, kendisine ariyet
olarak verilen 2 adet soğutucu dolabı iade etmediğini, soğutucuların bedelinin müvekkili tarafından cari
hesaba borç kayıt edildiğini, 21,12.2017 tarihinde 2 adet soğutucunun KDV dahil bedelinin 5.037,30-TL
olduğunu, davalı borcuna işlendiğini, dolaplarının bedelinin tahsili için İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek davalının haksı itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun…/… Dosya …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları,
4-Taraflar arasında imzalanan …,
5-Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar,
6-Talimat mahkemesince alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 30/03/2021 havale tarihli raporu,
7-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/07/2021 havale tarihli raporu,
8-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, davalı şirketin taraflar arasında imzalanan ‘…’ hükümlerine aykırı davranarak davacı şirketin onayını almadan ticari işletmesini boşaltması ve sözleşme kapsamında kendisine teslim edilen iki adet … ve … seri numaralı soğutucu dolapları davacı şirkete iade etmemesi nedeniyle soğutucu dolap bedellerinin davacı tarafça tarafların arasındaki cari hesap ekstresine alacak olarak kaydedilmesi sonucunda bahsi geçen alacağın tahsili amacıya davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … Limited Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 5.037,30-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
18/06/2020 tarihli duruşmanın 1 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekili davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
18/06/2020 tarihli duruşmanın 2 numaralı ara kararında ise davalı şirket tasfiye memuru … adına davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerini ibraz etmek veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter ve belgeleri iki haftalık kesin süre içerisinde sunmanız veya bulundukları yeri bildirmeniz, verilen kesin süre içinde ticari defterlerin sunulmaması veya bulunduğu yerin bildirilmemesi durumunda söz konusu ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız ihtaren bildirilir.” şerhini içeren tebligat çıkartılmasına karar verilmiş olup, davalı şirket tasfiye memuru verilen kesin süre içerisinde davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirmiştir.
Davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla Muğla Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, dava dilekçesine ekli faturalar ve sevk irsaliyeleri, cari hesap ekstresi ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin taraflar arasında imzalandığı iddia olunan ‘…’ hükümlerine aykırı olarak davacı şirketin onayını almaksızın ve sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete teslim edildiği belirtilen … ve … numaralı soğutucu dolapları davacı şirkete iade etmeksizin işletmesini kapatması neticesinde davacı şirket tarafından sözleşme gereğince teslim edilen soğutucu dolapların bedellerinin kaydolduğu cari hesaptan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, talimat mahkemesi aracılığıyla dosyanın tevdi edildiği Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 30/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, dosya içindeki deliller itibariyle, davalı şirketin iki adet kullanım amaçlı buzdolabı almış olsa da, buzdolaplarını muhasebe kayıtlarına işlemediğini, dolayısıyla elden çıkarmadığının tespit edildiğini, demirbaşlar hesabı haricinde başka bir hesap adı altında da muhasebeleştirilen başka bir buzdolabı kaydının bulunmadığını mütalaa etmiştir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, taraflara ait vergi sicil kayıtları, dava dilekçesine ekli faturalar ve sevk irsaliyeleri, cari hesap ekstresi ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin taraflar arasında imzalandığı iddia olunan ‘…’ hükümlerine aykırı olarak davacı şirketin onayını almaksızın ve sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete teslim edildiği belirtilen … ve … numaralı soğutucu dolapları davacı şirkete iade etmeksizin işletmesini kapatması neticesinde davacı şirket tarafından sözleşme gereğince teslim edilen soğutucu dolapların bedellerinin kaydolduğu cari hesaptan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek talimat Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu da göz önünde bulundurularak düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 30/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, taraflar arasında ariyet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden … ve … seri numaralı iki adet soğutucu dolabın davalıya verildiğinin anlaşıldığını, davacı şirket tarafından soğutucu dolaplara ilişkin olarak 21/12/2017 tarihli ve … seri, … sıra numaralı, 5.037,30-TL bedelli, içeriğinde ‘Soğutucu Bedeli’ ibaresi bulunan açık faturanın tanzim edildiğini, soğutucular için 31/05/2016 tarih ve … seri, … sıra numaralı … seri numaralı soğutucu içerikli sevk irsaliyesinin düzenlendiğini, irsaliyenin sağ alt köşesinde yer alan ‘Teslim Alan’ ibaresinin kaşe ve imza edildiğini, ancak isim yazılmadığından imzanın kim tarafından atıldığının tespit edilemediğini, davacı nezdinde tutulan davalı cari hesabında, soğutucu bedeli olarak 5.037,30-TL davacı alacağının işli olduğunu, cari hesaptan doğan başka bir borcun yer almadığını, takipten önce davalıya ihtar çekilmediğini, takip öncesine ilişkin davacının faiz talebi de bulunmadığını, davacı cari hesap kayıtlarına göre 13.06.2018 takip tarihi itibariyle, davacının davalıdan 5.037,30-TL alacağı olduğunu mütalaa etmiştir.
Her iki bilirkişi raporu ve taraflar arasında düzenlenen ariyet sözleşmesi ile davacı şirket tarafından tanzim edilen 31/05/2016 tarih ve … seri, … sıra numaralı irsaliye birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin imzalanmasını müteakiben faturaya konu soğutucuların davacı şirket tarafından sözleşmenin gereği olarak davalıya teslim edildiği, keza irsaliyede yer alan kaşe ve imzanın bu hususu doğrular nitelikte olduğu, irsaliyede bulunan kaşe ve imza açısından davalı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığı, fatura bedelinin davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerde bulunan kayıtlar ile uyumlu olduğu, kaşe ve imza altına alınan irsaliye dikkate alındığında faturanın ve soğutucuların davalıya ait ticari defter ve belgelerde bulunmamasının herhangi bir önem teşkil etmediği, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan … kapsamında faturaya konu soğutucuları davalıya teslim ettiğini ve bu soğutuculara ilişkin olarak düzenlenen faturadan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı kanaatine varılarak, bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Dava konusu alacağın taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete teslim edilen soğutucular kapsamında düzenlenen faturadan kaynaklandığı ve faturaya dayanan alacağın likit mahiyette bulunduğu düşüncesiyle, yasal şartları mevcut olan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun…/… Dosya …/…Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, taraflar arasında imzalanan …, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, talimat mahkemesince alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 30/03/2021 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/07/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın davalı şirketin taraflar arasında imzalanan ‘…’ hükümlerine aykırı davranarak davacı şirketin onayını almadan ticari işletmesini boşaltması ve sözleşme kapsamında kendisine teslim edilen iki adet … ve … seri numaralı soğutucu dolapları davacı şirkete iade etmemesi nedeniyle soğutucu dolap bedellerinin davacı tarafça tarafların arasındaki cari hesap ekstresine alacak olarak kaydedilmesi sonucunda bahsi geçen alacağın tahsili amacıya davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 5.037,30-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, talimat aracığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 30/03/2021 havale tarihli raporunda davalı şirketin iki adet kullanım amaçlı buzdolabı almış olsa da, buzdolaplarını muhasebe kayıtlarına işlemediğini, dolayısıyla elden çıkarmadığının tespit edildiğini, demirbaşlar hesabı haricinde başka bir hesap adı altında da muhasebeleştirilen başka bir buzdolabı kaydının bulunmadığını mütalaa ettiği, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeleri inceleyen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin ise 30/03/2021 havale tarihli raporunda davacı cari hesap kayıtlarına göre 13.06.2018 takip tarihi itibariyle, davacının davalıdan 5.037,30-TL alacağı olduğunu mütalaa ettiği, sözleşmenin imzalanmasını müteakiben faturaya konu soğutucuların davacı şirket tarafından sözleşmenin gereği olarak davalıya teslim edildiği, keza irsaliyede yer alan kaşe ve imzanın bu hususu doğrular nitelikte olduğu, irsaliyede bulunan kaşe ve imza açısından davalı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığı, fatura bedelinin davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerde bulunan kayıtlar ile uyumlu olduğu, kaşe ve imza altına alınan irsaliye dikkate alındığında faturanın ve soğutucuların davalıya ait ticari defter ve belgelerde bulunmamasının herhangi bir önem teşkil etmediği, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan … kapsamında faturaya konu soğutucuları davalıya teslim ettiğini ve bu soğutuculara ilişkin olarak düzenlenen faturadan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı … Limited Şirketinin İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 5.037,30-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9,75 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 5.037,30-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Limited Şirketinden alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 344,10-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 60,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 283,26-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 37,50-TL elektronik tebligat, 231,20-TL tebligat, 87,58-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 60,84-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.461,52-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.