Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/304 E. 2021/1161 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/304 Esas
KARAR NO : 2021/1161

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/03/2018 tarihinde sürücü …’ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile karışmış olduğu çift taraflı trafik kazasında davacı ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında davacı Bilecik Bozüyük Devlet Hastanesinde tedavi görmüş ve tedavi sonrasında mevcut yaralanma davacıda kalıcı hasar bıraktığını, … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar ZMMS i davalı sigorta şirketinde mevcut olduğunu, belirtilen kazadan kaynaklı kalıcı ve geçici iş göremezlik oran ve sürelerinin tespiti ile bu oran ve sürelere denk gelecek maddi zararın davalı sigorta şirketinden tazmini talep olunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL. maddi tazminatın (50 TL. Si geçici iş göremezlik 50 TL.si kalıcı iş göremezlik olmak üzere ) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile davacıya ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 22/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket’in poliçe kapsamında sorumluluğu poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, davalı şirket azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle, zamanaşımı def’ileri dikkate alınarak, ikame edilmiş olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, Bozüyük CBS … Soruşturma dosyası, Ege Üniversitesi Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, 02/03/2018 tarihinde dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile karışmış olduğu çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında müvekkilinin tedavi gördüğünü ve tedavi sonrasında mevcut yaralanma müvekkilinde kalıcı hasar bıraktığını iddia ederek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL. maddi tazminatın (50 TL. Si geçici iş göremezlik 50 TL.si kalıcı iş göremezlik olmak üzere ) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile davacıya ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama safahatında hasar bedeline ilişkin talebini 196.545,84 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve daimi iş göremezlik tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya davacının dava konusu trafik kazası sebebiyle maluliyetine ilişkin rapor aldırılmak üzere İzmir Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığına sevk edilmiş. 05/04/2021 havale tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda; meslekte kazanma gücündeki azalma oranı olay tarihindeki yaşına gör %49 (kırk dokuz) ve bugünkü yaşına göre de %50 ( elli) olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme sürecinin 6 (altı) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varıldığını içerir rapor dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Aktüerya ve Kusur bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 02/09/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; … plakalı otomobil sürücüsü …’ in sevk ve idaresindeki araçla 2 şerit gidiş – 2 şerit geliş olarak orta ayırıcı refüjle bölünmüş … caddesinde seyri esnasında sinyalize ışıkla çalışan … kavşağında, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonla karıştığı trafik kazasında kendisinin ve yanında yolcu konumunda bulunan …’ in yaralanması ve maddi hasarla sonuçlanan kazada … plakalı araç sürücüsü …’ in dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile meydana gelen kazada 1. Derecede Etken Davranış Sergilemiş olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş.’ ne KZMM trafik sigortalı … plakalı kamyon sürücüsü …’ ın orta ayırıcı refüjle bölünmüş … caddesinde seyri esnasında sinyalize ışıkla çalışan … kavşağına yaklaştığında fren yapmasına rağmen aracının ön kısımları ile … plakalı otomobilin sağ ön kısımlarına çarpması ile meydana gelen olayda … plakalı kamyon sürücüsü dava dışı …’ ın dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketi İle 2. derecede etken davranış sergilemiş olduğu, … Plakalı otomobilde sağ ön koltukta yolcu konumunda bulunan ve meydana gelen kazada yaralanan Davacı …’ in herhangi bir kusurunun olmadığı ve emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belli olmadığı, tespit edildiği, Yüksek Yargıtay’ın son dönemdeki kararları ile de sabit olduğu üzere, kusur hususundaki belirlemenin Sayın Mahkeme takdirinde olduğu işaret edildiği, ZMM Trafik Sigortası, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarar uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortası olduğu, taraflarca da kabul edildiği üzere dava konusu içinde ve sürücüsü olan ve kazanın oluşumunda dava dışı …’ ın dikkatsiz, özensiz ve kurallara aykırı hareketi ile 2. derecede etken davranış sergilemiş olduğu sonucuna varılan … plakalı araç kaza tarihini de kapsar şekilde 31.03.2017-2018 tarihleri arasında geçerli ve … numaralı poliçe ile … Sigorta Şirketi tarafından Trafik (ZMM) sigortası teminat örüntüsüne alındığı ve kaza tarihi 2018 yılı itibariyle Hazine Müsteşarlığı tarafından kişi başına sakatlık teminatının 360.000,00 TL sı olduğu, Dosya içinde, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu Raporu 26.03.2021 tarihli … sayılı Raporunda kullanılarak davacının Şahsın meslekte kazanma gücündeki azalma orabnı olay tarihindeki yaşına göre % 49, İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren (6) altı ay olarak uzayabileceği belirlendiği, rapor tarihi itibariyle davacının maluliyet zararının Geçici iş göremezlik zararı, 9.886,40.-TL, İşlemiş Aktif Dönem 45.934,33.-TL, İşleyecek Aktif Dönem 294.939,18.-TL, İşleyecek Pasif Dönem 294.506,49.-TL olmak üzere toplam 645.266,41.-TL hesap edildiği, yukarıda da açıklandığı üzere hesaplama tam kusura göre yapılmış olup, Sayın Mahkemenizce davalı yana sigortalı araç sürücüsü için takdir edilecek kusur oranı ile çarpılması sonucu zarar miktarının tespit edilebileceği, örneğin davalı yana sigortalı aracın sürücüsünün kusuru, % 25 kabul edilirse 645.266,41 * % 25 = 161.316,60.-TL , % 30 kabul edilirse 645.266,41 * % 30 = 193.579,92.-TL , % 35 kabul edilirse 645.266,41 * % 35 = 225.843,24.-TL ,% 40 kabul edilirse 645.266,41 * % 40 = 258.106,56.-TL hesap edilmiş olunacağı, davacı tarafından dilekçesinde 50 TL geçici 50 TL kalıcı iş göremezlik maddi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren olay faiz ile talep edildiği sonuç ve kanaatlerini içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan raporlar mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle hükümlü olduğu, aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ”Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Somut olayda, 02/03/2018 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile yine dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçların çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, davacının dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araçta yolcu konumunda bulunduğu, dava dışı sürücü …’in dönüş yapmak için kendisine yeşil ışığın yanmasını beklemeden kırmızı ışık yandığı sırada dönüş yapması ve bu suretle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47. ve 52. Maddelerine aykırı davranışı nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve takdiren yüzde yetmiş oranında kusurlu bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Karşı taraf araç sürücüsü ise trafik kurallarına uygun olarak hızını mezkun mahal şartlarına indirerek dikkatli, tedbirli ve müteyakkız bir şekilde ışıklı kavşağa girmesi gerekirken hızını azaltmadan kavşağa girmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tali ve takdiren yüzde otuz oranında mahkememizce kusurlu kabul edilmiştir. Davacının ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmamaktadır. Davalı sigorta şirketi dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan ve kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihindeki ZMMS sigortacısıdır. Bu şekilde meydana gelen kazada dosyada mevcut raporlara göre davacının yüzde kırk dokuz oranında daimi maluliyetinin bulunduğu ve altı ay süre ile geçici iş göremezlik durumunun bulunduğu, davacının davalı sigorta şirketinden dava dışı sigortalının kusuruna isabet eden daimi maluliyet tazminatı miktarının 193.579,92 TL ve tedavi süresince geçici iş göremezlik tazminat miktarının 2.965,92 TL tutarında talep edilebileceği anlaşılmaktadır. Söz konusu tazminat tutarları ise davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesi limitleri dahilinde kalmaktadır. Bu itibarla söz konusu bu tazminatlardan davalı sigorta şirketi sorumludur. Bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
Davanın KABULÜ İLE,
2,965,92 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 193.579,92 TL daimi iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 196.545,84 TL maddi tazminatın 22/07/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 22.208,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 13.426,04 TL harç olmak üzere 44,40 TL peşin harç ve 670,97 TL ıslah harcının mahsubu ile 12.710,67 TL eksik harç ile 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 54,00 TL elektronik tebligat, 16,20 TL tebligat, 70,90 TL posta masrafı, 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 670,97 TL ıslah harcı, 0,50 TL KEP, 440 TL Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu muayene ücreti ve 1.500,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 1341,37 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/12/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza