Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/303 E. 2021/220 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/303 Esas
KARAR NO : 2021/220

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …nin amacının ana sözleşmenin 6. Maddesinde belirtildiği üzere; ortaklarının her türlü bitkisel, hayvancılık, ormancılık konularındaki istihsalini geliştirmek ve ihtiyaçları ile ilgili temin, tedarik, işletme, pazarlama, değerlendirme faaliyetlerinde bulunmak, ortakların ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerine yardımcı olmak, iş sahası temin etmek, ortakların ekonomik gücünü artırmak için tabii kaynaklardan faydalanmak, el ve ev sanatları tarımsal sanayiinin gelişmesini sağlayıcı tedbirler almak olduğunu, sözleşmenin 7. Maddesinde de amacı doğrultusundaki çalışma konularının ayrıntılı olarak belirlendiğini, kooperatife ortak olanların ise bu doğrultuda kooperatif desteği ile üretimini sağladıklarını, ürünlerin kooperatif tarafından satışının gerçekleştirilmesi amacı ile ürünlerinin teslimini yapmayı taahhüt ettiğini, ana sözleşmenin 14. Maddesi gereğini yerine getirmeyi üstlendiklerini, davalının üyeliğinin/ortaklığının davalı …’nın kooperatife üye olması; davalının kardeşi …’ın 31.10.2014 tarihinde Kooperatif Yönetimine verdiği bir dilekçe ile, ortaklık payını kardeşi …’ya devretme isteğinin 16.06.2015 Tarihli Genel Kurul toplantısında oybirliği ile talebin kabul edilmesi ile gerçekleştiğini, böylece ana sözleşme gereği bahçesinden toplanacak mandalina ürünlerini kooperatife teslim etmeyi ve kooperatif borçlarından payına düşen miktarı ödemeyi üstlendiğini, davalının bu aşamadan sonra düzenli olarak toplantılara katıldığını, üyeliğinin kendisinin de bilgisi ve arzusu dahilinde kabul edildiğini, takibe esas borcun kaynağının kooperatif ana sözleşmedeki amacı ve yükümlülüklerine uygun olarak, ortakların ürünlerinin toplanması ve işlenmesi için işçi tuttuğunu, işçilere avans verdiğini, ana sözleşmeden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirebilmek için gereken giderleri karşılayabilmek adına kredi kullandığını; üyelerin bahçelerinden toplanan ürünleri alacak olan firmalarla iletişime geçerek imzaladığı sözleşme gereği belirli miktarlarda ürün vermeyi taahhüt ettiğini, bu doğrultuda davacının ürünlerinin bakımının, gübrelenmesinin, ürün toplanması için işçi temininin, toplanan ürünlerin pazara daha uygun koşullarda sunulması için soğuk hava deposu kiralanmasının ve üretim-satış gibi tüm aşamalarda, kooperatifin ana sözleşmede üstlendiği şekilde ve kuruluş amacına uygun olarak davalının bahçesi için kooperatifçe masraf yapıldığını, tüm bunlar yapılırken kredi çekmek durumunda kalındığını, kooperatifin ana sözleşmedeki görevini ve amacını yerine getirdiğini, bunun yanında çekilen kredinin, usulüne uygun yapılan 25.06.2014, 16.06.2015 ve 05.05.2016 tarihli Genel Kurul Toplantılarında kabul edildiğini, davalının ve beraberindeki diğer ortakların, kredi çekilmesi için alınan genel kurul kararına da herhangi bir itirazı olmadığını, davalının kredi borcuna ve ortakların ÇKS kayıtları ölçü alınmak suretiyle payına düşen oranda sorumlu oldukları genel giderlere katılım borcunu ödemediğini, ana sözleşme ile teslimle yükümlü olduğu ve kooperatif harcamaları ile yetiştirilen 2017 yılı mandalina ürününü de kooperatife teslim etmeyerek ana sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının, kooperatif tarafından ortaklara hizmetin sağlanması amacı ile … Bankasından çektiği 1.446.264,00-TL kendi payına düşen kredi tutan olan 26,295,70 TL’den sorumlu olduğunu, Seferihisar İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı doğrultusunda takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri yönünden devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilini davacı kooperatife hiçbir zaman üye olmadığını, müvekkilinin … ile kardeşi …ın, İzmir ili, … parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müvekkilinin 2/3 hisse sahibi iken kardeşi …’nin 1/3 hisse sahibi olduğunu, kardeşi …’ın 01/01/2011 tarihinde taşınmazdaki 1/3 hissenin kullanım hakkını 10 yıllığına müvekkiline devrettiğini, … Mahalle Muhtarlığının 18/12/2017 tarihli belgesinde … ada … parsel sayılı taşınmazın 2/3’lük kısmı için kendi malı, 1/3’lük kısmı için muvafakatname gereğince “çiftçinin köyümüz sınırları içerisinde bulunan yukarıdaki arazileri işlediğine veya üretim yaptığına dair beyanını ve bilgilerini onaylarız.” şeklinde yazısı mevcut olduğunu, müvekkilinin kardeşinden aldığı bu muvafakatnameyle birlikte taşınmazın tamamı için T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Çiftçi Kayıt Sistemi ( ÇKS ) belgesi alındığını, işbu taşınmazda üretim yapma yetkisinin 2/3 hissenin bizzat maliki, 1/3 hissenin de kullanım hakkı sahibi olarak müvekkilinde olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin kardeşi …’ın kooperatife üye olduğunu, daha sonra 31/10/2014 tarihli dilekçe ile ortaklık payını …’ya devrettiğini ve bu şekilde müvekkilinin kooperatif ortağı haline geldiğinin beyan edildiğini, ancak müvekkili ile kardeşinin maliki olduğu taşınmaza ilişkin ÇKS belgesinin müvekkili adına olduğunu, müvekkilinin kardeşi …’ın ÇKS belgesi ve çiftçi kaydının olmadığını, çiftçi olmayan bir kişinin kooperatife üye olmasının mümkün olmadığını, bu sebeple müvekkilin kardeşinin davacı kooperatife üyeliğinin geçerli olmadığını, bununla birlikte ortaklık payının devrinin de geçerli olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen dilekçenin, kooperatif yöneticileri tarafından …’ın iradesi sakatlanmak suretiyle kendisine imzalatıldığını, dilekçeye bakıldığında …’ın yalnızca imzasının el yazılı olduğunu, kalan kısmın bilgisayar çıktısı olduğunun görüldüğünü müvekkilinin kooperatif üyesi olduğu kabul edilse dahi icra takibine konu edilen tutarın müvekkilinden talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı kooperatifin …. Bankasından kullandığı 1.446.264,00-TL tutarındaki kredinin, daha önceki dönemde diğer bankalardan çekilen kredi borçlarının ödenmesinde kullanıldığını, bu krediden dolayı müvekkilinden talepte bulunulmasının mantığa ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, haksız ve dayanaksız alacak talebiyle müvekkili aleyhine icra takibi başlatan davacı kooperatifin asıl alacak olarak gösterdiği tutarın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Uyuşmazlığın, davacı kooperatifin Ana Sözleşmesine göre davalının 2017 yılı mandalina ürününü kooperatife teslim etmeyerek ana sözleşmeye aykırı davrandığı, bu sebeple ortaklıktan çıkartıldığı, akabinde davalı adına çekilen krediler ve yapılan masraflara karşılık kendi sorumluluğunu yerine getirmediğinden kullandırılan krediye istinaden ödenmeyen borcun tahsiline ilişkin Seferihisar İcra Müdürlüğünün … Takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplanmış, Seferihisar İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden getirtilmiş olup, incelenmesinde; borçlu vekilinin 18/09/2018 havale tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK 67. madde gereğince açılan itirazın iptali davası olup, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı kooperatife ait ticari defter ve belgeler, Seferihisar İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, davacı kooperatif tarafından kullanılan kredilere ilişkin sözleşme, hesap özeti ve ekstre evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı kooperatifin ana sözleşmesi ve genel kurul kararları kapsamında kooperatifçe kullanılan krediler ve davalının üye olup olmadığı, üye ise üye olmasından kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesince ana sözleşmeye aykırılık iddiası bu sebeple ortaklıktan çıkartılma neticesinde kooperatife sorumluluğunu yerine getirip getirmediği, davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarında kooperatif hukuku alanında uzman bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin mahkememize verdiği 11/12/2020 havale tarihli raporunda özetle; mevcut delillerin taraflar arasında tesis edilmiş bir ortaklığın mevcut olduğunu göstermekte ise de, davalı …’nın, ortaklıktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle ve 09.02.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararla ortaklıktan çıkarıldığı, 05.03.218 tarihinde, İzmir … Noterliği kanalı ile keşide edilen … yev. nolu ihtarname ile kendisine bildirildiğini, tebliğ şerhi işletilmediğinden kararın kendisine tebliğ edildiği tarih tespit edilememiş ise de kararın kendisine tebliğ edildiğini, davalının da kabul ettiğini, davacı kooperatif tarafından, tarım ürünlerini işleme tesisi kurmak amacıyla muhtelif tarihlerde değişik bankalardan kredi kullanıldığını; son olarak 2015 yılında … Bankasından 1.400.000,00 TL kredi kullanılarak, hem öteki bankalara olan borçların kapatıldığı, hem de tesisin yapımının tamamlandığının anlaşıldığı, kredinin kooperatife maliyetinin 1.446.264,00 TL olup, kredi taksitlerinin faaliyet gelirleri ile ödendiğini, değişik bir anlatımla, kredi taksitlerini ödeyebilmek için ortaklığı devam edenlerden herhangi bir para talep edilmemesine karşılık, ortaklığı sona erenlerden kredi payı olarak 26.295,00 TL talep edilmekteyse de, delillerin nihai takdiri mahkememize ait olmak üzere, ortaklıktan ayrılanların tesis üzerinde herhangi bir hakları kalmayacağından kredi taksitleri için ortaklığı devam edenlerden herhangi bir para talep edilmezken, sadece ortaklığı sona erenlerden, kredi payı olarak 26.295,00 TL talep edilmesinin, eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağından kredi payı talebinin yasal dayanağının bulunmadığı sonucuna varıldığını, kredi taksitleri için ortaklığı devam edenlerden herhangi bir para talep edilmezken, sadece ortaklığı sona erenlerden, kredi payı olarak 26.295,00 TL talep edilmesinin, eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağından, kredi payı talebinin yasal dayanağının bulunmadığı sonucuna varıldığını, takip talebi ve ödeme emrinde, 09.02.2018 tarihinden (ortaklıktan çıkarma kararının alındığı genel kurulun tarihi) itibaren gecikme faizi talep edildiğinin anlaşıldığını, asıl alacak talebi kabul edilecek olursa, takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamayan davalıdan ancak takip tarihinden itibaren gecikme faizi talep edilebileceği sonucuna varıldığını bildirmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde; ”(Değişik birinci fıkra: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.
(Ek: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” hükmü bulunmakta olup, hükümde kooperatif ortaklığından çıkarılma esasları ve ortaklıktan çıkarılma kararlarına itiraz usulleri düzenlenmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde; ”Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” hükmüne yer verilmiştir.
…i’ne ait Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin incelenmesinde, sözleşmenin 22/6. maddesinde yer alan “Haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların, ortaklık hak ve yükümlülükleri çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” hükmünün, 34. maddesinde ise ”Ortaklar bu ana sözleşmenin kabul ettiği esaslar içinde hak ve vecibelerde eşittirler.” hükmünün bulunduğu görülmektedir.
Davacı vekili 02/03/2021 tarihli oturumda: rapora karşı beyanlarını tekrar ederek ek rapor taleplerinin olduğunu beyan etmiştir. Aynı oturumda; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli yeterlilikte ve nitelikte olduğu gözetilerek yeniden rapor talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı …’nın 09.02.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararla ortaklıktan çıkarıldığı, 05.03.218 tarihinde, İzmir … Noterliği kanalı ile keşide edilen … yev. nolu ihtarname ile kendisine bildirildiği, kararın kendisine tebliğ edildiği, davalının da kabul ettiği, davacı kooperatif tarafından, tarım ürünlerini işleme tesisi kurmak amacıyla muhtelif tarihlerde değişik bankalardan kredi kullanıldığı; 2015 yılında …. Bankasından 1.400.000,00 TL kredi kullanılarak, hem öteki bankalara olan borçların kapatıldığı, hem de tesisin yapımının tamamlandığının anlaşıldığı, kredinin kooperatife maliyetinin 1.446.264,00 TL olup, kredi taksitlerinin faaliyet gelirleri ile ödendiği, ortaklıktan ayrılanların tesis üzerinde herhangi bir hakları kalmayacağından kredi taksitleri için ortaklığı devam edenlerden herhangi bir para talep edilmezken, sadece ortaklığı sona erenlerden, kredi payı olarak 26.295,00 TL talep edilmesinin, eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağından kredi payı talebinin yasal dayanağının bulunmadığı, kredi taksitleri için ortaklığı devam edenlerden herhangi bir para talep edilmezken, sadece ortaklığı sona erenlerden, kredi payı olarak 26.295,00 TL talep edilmesinin, eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağı, kredi payı talebinin yasal dayanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine, kötü niyet tazminatı oluşmadığından reddine,
Dair aşağıda şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın reddine,
Kötü niyet tazminatı oluşmadığından reddine,
2-Harçlar kanununun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam harcının davanın açılışı sırasında yatırılan 342,35-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 283,05 -TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde kendisine iadesine,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4.251,90-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır