Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/295 E. 2021/322 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/295
KARAR NO : 2021/322

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 09.07.2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi ve … abone numarası ile müvekkilinin abone olduğunu, daha sonra davalının …. Dönemin elektrik fatura borcunu ödemede temerrüde düşmüş olması nedeniyle İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile dava hakkında takibe başlanıldığını, davalının ödeme emrine 04.01.2019 tarihinde itiraz ettiğini, itiraz tarihinden sonra 562,30 TL tutarında müvekkil kuruma haricen ödeme yaptığını, borçlunun yapmış olduğu ödemelerde aslında borcunun varlığını kabul ettiğini, icra dosyasına kısmi ödeme yaptığını, ve bakiye alacaklarının tahsilini yapmış olduğu itiraz ile durdurulduğunu, davalı haksız olarak borcun tamamına itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, borca itirazın hukuki dayanağının olmadığını, itirazın zaman kazanmak ve borcu ödemeyi geciktirmek amacıyla yapıldığını, yapılacak yargılama neticesinde müvekkilinin takip miktarının tamamına kadar alacaklı olduğunun tespit edileceğini bu nedenlerden dolayı itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli borçlu/ davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin yargılama konusu itirazın iptali davasının dava dilekçesinde belirtildiği üzere … dönemi elektrik fatura borcu ödemede temerrüde düştüğü gerekçesiyle müvekkil şirkete karşı İzmir … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirket arasında 04.12.2017 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, Şubat 2018 tarihli elektrik faturaları söz konusu sözleşmenin kapsamı içerisinde kaldığını, sözleşmeler kapsamında diğer aylara ilişkin dönem borçları müvekkile ait …bank Şubesine ait hesaptan otomatik ödeme talimatı doğrultusunda ödendiği halde Şubat Dönemine ilişkin fatura borcunun ödenmemesinde davalı müvekkil şirketin kusuru ve hatası bulunmadığını, yapılan araştırmalarda abonelerin sözleşme numaralarında yapılan bir takım değişiklikten kaynaklı olarak müvekkilinin hesabında para olduğu halde davacı şirketçe söz konusu borcun tahsil edilmediğini, icra dosyasına ilişkin ödeme emri sonrasında anlaşıldığını, müvekkil şirketin … dönem borcunu 17.01.2019 tarihinde … Bankası hesabından … Perakende hesabına 562,30 TL EFT yapmak suretiyle takip konusu borcun asıl alacak kısmını ödediğini, müvekkilin … dönem borcunu ödemede temerrüde düştüğü iddiasının mesnetsiz olduğunu, faturaların ödemesi için otomatik ödeme talimatı verilen müvekkile ait İzmir … Şubesinin … nolu hesap hareketleri örnekleri de incelendiğinde Şubat ayına ilişkin DBS kesintisi yapıldığı halde takibe konu faturaların davacı şirketçe tahsilatının yapılmadığını, daha önce otomatik ödeme talimatı ile ilgili sorun yaşanamazken … dönemde sorun olmasının davacı şirketin kendi işleyişinden kaynaklandığını, Müvekkil şirkete Mart 2018 tarihinde gelen faturada gecikmiş faturanız vardır şeklinde bir bildirim bulunulmadığını, sözleşme numaralarının davacı şirket kontrolünde ve uygunluğuyla değiştirildiğini, Mart ayında DBS çıkışları olduğu için davacı şirketin DBS iptal konusunda üzerine düşen yükümlüğü yerine getirmemesinden kaynaklı olarak fatura tahsilatlarında problem yaşandığını, müvekkilinin dönem borçlarında temerrüde düşmesinin kendisinden kaynaklanan bir kusur olmadığını, şirketçe abone sözleşme nosunun değişmesi nedeniyle borç tahsilinin sağlanmasının davacı yanın kusurundan kaynaklandığını, söz konusu takipte ana para olan 562,30 TL tutarın davacı tarafa ödendiğini, faiz ve icra masraflarının müvekkil şirketin katlanmak zorunda bırakılmasının uygun olmadığını bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-Taraflar arasında imzalanan 09.07..2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi,
4-Davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen e-arşiv faturası,
5-Davalı …ne ait … numaralı aboneliğe ilişkin sayaç okuma ve enerji kullanım kayıtları ile sair belgeler,
6-… Türk Anonim Şirketi … Şubesi nezdinde davalı …’ne ait … numaralı hesaba ait olarak bulunan 2018 yılı hesap hareketleri ve ekstreler ile verilen otomatik ödeme talimatlarını gösterir evrak ve kayıtlar,
7-Davalıya ait ticaret sicil kayıtları,
8-Davalıya ait esnaf sicil kayıtları,
9-Davalıya ait vergi sicil kayıtları,
10-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir uzman bilirkişinin 25/08/2020 havale tarihli raporu,
11-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir uzman bilirkişinin 23/12/2020 havale tarihli ek raporu,
12-Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişinin 22/03/2021 havale tarihli raporu,
13-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan Elektrik Abonelik Sözleşmesi kapsamında… abonelik numarası ile elektrik kullanan davalı şirketin … dönemine ait elektrik kullanım borcunun ödenmemesi akabinde ilgili borcun tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İtirazın iptali davasının görülebilmesinin koşulları; hukuki yarar bulunması, kesin hüküm bulunmaması, geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, usulüne uygun bir itirazın bulunması, davanın borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması ve icra mahkemesince itirazın kaldırılmamış olması şeklinde belirtilmiştir.
Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması yönünden ise, öncelikle geçerli bir icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi dava şartıdır.
İzmir…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … Anonim Şirketi vekilinin, davacı şirketin davalı … Mobilya Dayanıklı Tüketim Malları Otomotiv Sanayi Limited Anonim Şirketi olduğu, davacı vekilinin davacı şirketin davalı şirketten olan alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhinde 562,30-TL asıl alacak, 2,96-TL faiz, 0,53-TL KDV ve 162,30-TL uygulanmış faiz bedelleri olmak üzere toplamda 728,09-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı şirketin süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Dosyanın Serbest Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, davalı şirkete ait abonelik kayıtları, taraflar arasında imzalanan 09.07.2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmeleri, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, davalı şirkete ait … nezdinde bulunan hesap bilgileri, hesap hareketleri ve ekstreleri ile otomatik ödeme talimatını içerir kayıtlar, cevap dilekçesine ekli bulunan EFT makbuzları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında imzalanan 09/07/2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından… abonelik numarası ile kayıtlı bulunan davalı şirketin elektrik kullanımına bağlı olarak düzenlenen …. dönem faturasından dolayı davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde talep edilen talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenmesi ve davalı şirket tarafından dava açılmadan önce yapılan ödeme miktarının ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte alacak miktarından mahsup edilerek hesaplama yapılması neticesinde davacı şirketin alacaklı olduğu asıl alacak ve faiz miktarlarının ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Mali Müşavir bilirkişi 17/07/2020 tarihli raporda sonuç olarak, taraflar arasındaki ilişkinin 04/12/2017 tarihli satış sözleşmesi ile kurulduğunu, davalının bu sözleşme ile davacı şirketin abonesi olduğunu, sözleşme kapsamında alınan hizmet bedelinin davalı tarafından … Kurumsal şubede yer alan hesabına otomatik ödeme talimatı verilmek suretiyle gerçekleştirildiğini, hizmet bedelinin otomatik ödeme talimatı kapsamında 2018 yılı Ocak ayına kadar sorunsuz ödendiğini, davacı tarafından abonelerin sözleşme numaralarında yapılan değişiklikler doğrultusunda otomatik ödemeli DBS ödemesine ilişkin bilgiler güncellenmediği için bu tarihten sonra otomatik ödeme talimatı çerçevesinde ödeme yapılamadığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen maillerin Haziran/2018 ve Temmuz/2018 aylarına ilişkin olduğunu, yazışmaların davalı şirket yetkilisi, … Türk Anonim Şirketi … Şubesi yetkilisi ve davacı şirket Gaziemir Bölge yetkilisi arasında geçtiğini, maillerin içeriğinde DBS ödeme sisteminin güncelleştirilmesinin yer aldığını, davacı şirket tarafından icra takibine konu edilen Ocak/2018 ve Şubat/2018 aylarına ilişkin faturalar açısından davalı şirkete herhangi bir ihtar çekilmediğini, davalı şirkete ait aboneliğe bağlı elektriğin kesilmediğini, keza sözleşmenin feshinin de gündeme gelmediğini, davalı şirketin takip tarihinden sonra 17/01/2019 tarihinde takibe konu fatura bedeli olan asıl alacak bedelini ödediğini, davalının temerrütünün takiple birlikte oluştuğunu mütalaa etmiştir.
Mahkememizin 13/10/2020 tarihli celsesinin .. numaralı ara kararı uyarınca taraflar arasında imzalanan 09/07/2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından… abonelik numarası ile kayıtlı bulunan davalı şirketin elektrik kullanımına bağlı olarak düzenlenen …. dönem faturasından dolayı davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde talep edilen talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının davalı tarafça icra takibine itiraz edildikten sonra yapılan haricen ödeme sırasında yapılan ödemenin asıl alacak bedeli olan fatura borcuna yönelik olarak yapıldığına ilişkin herhangi bir itirazi kayıt konulmaksızın yapıldığı ve icra takibine itiraz dilekçesinde de bu hususta herhangi bir beyana yer verilmediği göz önünde bulundurularak , davalı tarafça ödenen bedelin ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte öncelikli olarak fer’ilerden mahsubu neticesinde bakiye alacak bedelinin belirlenerek davacı şirketin alacaklı olduğu asıl alacak ve faiz miktarlarının ayrı ayrı belirtilmesi suretiyle taraf vekillerinini beyan ve itirazları da gözetilerek düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulmasının istenilmiş, Serbest Mali Müşavir bilirkişi 23/12/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davaya konu asıl borç miktarı 562,30-TL davalının banka hesabında otomatik ödeme talimatı olmasına karşın son ödeme tarihinde ödenmediğini, söz konusu dönem borçların son ödeme tarihinde ödemenin yapılabilmesi için gerekli bakiye tutarın mevcut olduğunu, davalı tarafından borcun 17.01.2019 tarihinde Türkiye … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 562,30-TL olarak ödendiğini, davacının rapor tarihi itibariyle 79,56-TL işlemiş faiz alacak bakiyesi talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Dosyanın Mahkememizce resen belirlenecek Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, davalı şirkete ait abonelik kayıtları, taraflar arasında imzalanan 09/07/2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, davalı şirkete ait … Türk Anonim Şirketi nezdinde bulunan hesap bilgileri, hesap hareketleri ve ekstreleri ile otomatik ödeme talimatını içerir kayıtlar, cevap dilekçesine ekli bulunan EFT makbuzları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında imzalanan 04/12/2017 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından … abonelik numarası ile kayıtlı bulunan davalı şirketin elektrik kullanımına bağlı olarak düzenlenen … ve …. dönem faturalarından dolayı davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, davacı şirket tarafından yapılan abonelik numarasının değiştirilmesine ilişkin DBS iptali işlemi akabinde abonelik numarasının değiştirildiğinin (DBS İptali işleminin) davalı abone şirkete hangi usulle bildirilmesi gerektiği, abonelik sözleşmesinin değiştirilmesi işleminin davalı şirkete usulüne uygun şekilde bildirilip bildirilmediği, davacı şirketin abonelik numarasının değiştirilmesi işlemine ilişkin olarak bildirim yükümlülüğünü usulüne uygun şekilde yerine getirip getirmediği hususlarının ve sair hususların belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulmasının istenilmiş, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi 06/04/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalının tahsil edilemeyen … dönem borcunu 17/01/2019 tarihinde T. … Bankası AŞ hesabından … Perakende hesabına 562,30-TL EFT yapmak suretiyle asıl alacak kısmını ödediği, davaya konu fatura için otomatik ödeme talimatı verilen hesapta yeterli bakiyenin bulunduğu, takibe konu fatura otomatik ödeme talimatının verildiği hesapta bakiye olmasına karşılık ödenmediği için davacı şirket tarafından davalı şirkete bildirimde bulunulması ve ödeme için 5 iş günü süre verilmesi gerektiğini ancak dosya içerisinde bildirim yapıldığına dair bir bilgi bulunmadığını, abonenin …’ta yer alan davalı otomatik ödeme talimatlı DBS ödemesinde davacı tarafça yapılan değişikliklerin davacı tarafından güncellenmediği, icra takibi başlatılmasının haklı bir sebebe dayanmadığı, alacak miktarı olan borcun ödenmiş olması nedeniyle gecikme zammı ve icra masrafı bedellerinin talep edilmesinin uygun olmadığını mütalaa etmiştir.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün, 2004/9-508 E., 2004/562 K, 30.03.2005 gün, 2005/19-200 E., 2005/210 K; 08.06.2005 gün, 2005/19-270 E., 2005/365 K, 18.04.2007 gün, 2007/19-159 E., 2007/220 K., 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E.,2007/453 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 2011/56 K sayılı kararları).
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/40 Esas 2020/223 Karar sayılı ilamında aynen; ”…İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibariyle belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Takipten sonra davadan önce yapılan ödeme yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur…” ibarelerine yer verilerek, dava açılmadan önce yapılan ödemeler bakımından itirazın iptalinin talep edilmesi noktasında davacının hukuki yararının bulunmadığı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen karar da dikkate alındığında, davalı şirket tarafından dava açılmadan önce 17/01/2019 tarihinde yapılan 562,30-TL bedelli ödeme açısından davacı şirketin hukuki yararının bulunmadığı izahtan varestedir.
Taraflar arasında imzalanan Elektrik Abonelik Sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet bedelinin davalı şirket tarafından vermiş olduğu otomatik ödeme talimatı çerçevesinde kendisine ait banka hesabından Ocak/2018 dönemine kadar düzenli olarak ödendiği, Ocak/2018 ve Şubat/2018 dönemlerine ait fatura bedellerinin ise davacı şirket tarafından abonelerinin sözleşme numaralarında yapılan değişiklikler neticesinde davalı şirket tarafından verilen otomatik ödeme talimatı bilgilerinin uyuşmaması sebebiyle ödenemediği, her iki fatura bedelinin son ödeme tarihlerinde fatura bedellerini karşılar bakiye tutarların davalıya ait banka hesabında mevcut olduğu, ilgili mevzuat hükümleri ile dosya muhteviyatında yer alan bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde abonelerinin sözleşme numaralarında değişiklik yapan davacı şirketin, yapılan değişiklikleri ilgili aboneye ve ilgili bankalara bildirme yükümlülüğünün bulunduğu, davacı kurumun davalı şirketin abonelik sözleşme numarasının değiştirildiğini davalı şirkete ve otomatik ödeme talimatının bulunduğu banka şubesine bildirmediği, davacı şirket tarafından abonelik sözleşme numaralarında yapılan değişikliğe ilişkin bildirimin Haziran/2018 ve Temmuz/2018 dönemlerinde davalı şirkete ve otomatik ödeme talimatının bulunduğu bankaya gönderilen mailler aracılığıyla yapıldığı, ayrıca Ocak/2018 ve Şubat/2018 dönemlerine ait fatura bedellerinin ödenmemesi neticesinde davacı şirket tarafından davalı şirkete yönelik olarak yapılması gereken ikinci bildirimin yapıldığına, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirkete ihtar çekildiğine, davalı şirkete ait aboneliğe bağlı elektriğin kesildiğine, davalı şirket ile aralarında bulunan sözleşmenin feshi yoluna gidildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Ocak/2018 ve Şubat/2018 dönemlerine ait fatura bedellerinin ödenmemesi hususunda davalı şirkete atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Az önce açıklandığı üzere Ocak/2018 ve Şubat/2018 dönemlerine ait fatura bedellerinin ödenmemesi hususunda davalı şirkete atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, ayrıca davalı şirketin icra takibinden önce usulüne uygun şekilde temerrüte düşürülmediği, fatura bedeli olan asıl alacak bedeli haricinde kalan bakiye 2,96-TL faiz, 0,53-TL KDV ve 162,30-TL uygulanmış faiz bedelleri yönünden sorumlu tutulmasının ilgili usul ve yasa hükümleri ile hakkaniyete uygun düşmeyeceği düşünülmüş, bu bedeller yönünden açılan davanın reddine yönelik hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan 09.07..2010 tarihli Elektrik Abonelik Sözleşmesi, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen e-arşiv faturası, davalı …ne ait … numaralı aboneliğe ilişkin sayaç okuma ve enerji kullanım kayıtları ile sair belgeler, … Türk Anonim Şirketi İzmir Şubesi nezdinde davalı …’ne ait … numaralı hesaba ait olarak bulunan 2018 yılı hesap hareketleri ve ekstreler ile verilen otomatik ödeme talimatlarını gösterir evrak ve kayıtlar, davalıya ait ticaret sicil kayıtları, davalıya ait esnaf sicil kayıtları, davalıya ait vergi sicil kayıtları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir uzman bilirkişinin 25/08/2020 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir uzman bilirkişinin 23/12/2020 havale tarihli ek raporu, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişinin 22/03/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Elektrik Abonelik Sözleşmesi kapsamında … abonelik numarası ile elektrik kullanan davalı şirketin … dönemine ait elektrik kullanım borcunun ödenmemesi akabinde ilgili borcun tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacı şirkete verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı … Anonim Şirketi vekilinin, davacı şirketin davalı … Mobilya Dayanıklı Tüketim Malları Otomotiv Sanayi Limited Anonim Şirketi olduğu, davacı vekilinin davacı şirketin davalı şirketten olan alacağının tahsili amacıyla davalı şirket aleyhinde 562,30-TL asıl alacak, 2,96-TL faiz, 0,53-TL KDV ve 162,30-TL uygulanmış faiz bedelleri olmak üzere toplamda 728,09-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı şirketin süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Mali Müşavir bilirkişinin 17/07/2020 tarihli raporunda olarak, taraflar arasındaki ilişkinin 04/12/2017 tarihli satış sözleşmesi ile kurulduğunu, davalının bu sözleşme ile davacı şirketin abonesi olduğunu, sözleşme kapsamında alınan hizmet bedelinin davalı tarafından … Kurumsal şubede yer alan hesabına otomatik ödeme talimatı verilmek suretiyle gerçekleştirildiğini, hizmet bedelinin otomatik ödeme talimatı kapsamında 2018 yılı Ocak ayına kadar sorunsuz ödendiğini, davacı tarafından abonelerin sözleşme numaralarında yapılan değişiklikler doğrultusunda otomatik ödemeli DBS ödemesine ilişkin bilgiler güncellenmediği için bu tarihten sonra otomatik ödeme talimatı çerçevesinde ödeme yapılamadığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen maillerin Haziran/2018 ve Temmuz/2018 aylarına ilişkin olduğunu, yazışmaların davalı şirket yetkilisi, … Türk Anonim Şirketi … Şubesi yetkilisi ve davacı şirket Gaziemir Bölge yetkilisi arasında geçtiğini, maillerin içeriğinde DBS ödeme sisteminin güncelleştirilmesinin yer aldığını, davacı şirket tarafından icra takibine konu edilen Ocak/2018 ve Şubat/2018 aylarına ilişkin faturalar açısından davalı şirkete herhangi bir ihtar çekilmediğini, davalı şirkete ait aboneliğe bağlı elektriğin kesilmediğini, keza sözleşmenin feshinin de gündeme gelmediğini, davalı şirketin takip tarihinden sonra 17/01/2019 tarihinde takibe konu fatura bedeli olan asıl alacak bedelini ödediğini, davalının temerrütünün takiple birlikte oluştuğunu mütalaa ettiği, Serbest Mali Müşavir bilirkişinin 23/12/2020 havale tarihli ek raporunda ise davaya konu asıl borç miktarı 562,30-TL davalının banka hesabında otomatik ödeme talimatı olmasına karşın son ödeme tarihinde ödenmediğini, söz konusu dönem borçların son ödeme tarihinde ödemenin yapılabilmesi için gerekli bakiye tutarın mevcut olduğunu, davalı tarafından borcun 17.01.2019 tarihinde Türkiye … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 562,30-TL olarak ödendiğini, davacının rapor tarihi itibariyle 79,56-TL işlemiş faiz alacak bakiyesi talep edebileceğini mütalaa ettiği, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişinin 06/04/2021 havale tarihli raporunda davalının tahsil edilemeyen … dönem borcunu 17/01/2019 tarihinde T. … Bankası AŞ hesabından … Perakende hesabına 562,30-TL EFT yapmak suretiyle asıl alacak kısmını ödediği, davaya konu fatura için otomatik ödeme talimatı verilen hesapta yeterli bakiyenin bulunduğu, takibe konu fatura otomatik ödeme talimatının verildiği hesapta bakiye olmasına karşılık ödenmediği için davacı şirket tarafından davalı şirkete bildirimde bulunulması ve ödeme için 5 iş günü süre verilmesi gerektiğini ancak dosya içerisinde bildirim yapıldığına dair bir bilgi bulunmadığını, abonenin …’ta yer alan davalı otomatik ödeme talimatlı DBS ödemesinde davacı tarafça yapılan değişikliklerin davacı tarafından güncellenmediği, icra takibi başlatılmasının haklı bir sebebe dayanmadığı, alacak miktarı olan borcun ödenmiş olması nedeniyle gecikme zammı ve icra masrafı bedellerinin talep edilmesinin uygun olmadığını mütalaa ettiği, davalı şirket tarafından dava açılmadan önce 17/01/2019 tarihinde yapılan 562,30-TL bedelli ödeme açısından davacı şirketin hukuki yararının bulunmadığı, Ocak/2018 ve Şubat/2018 dönemlerine ait fatura bedellerinin ödenmemesi hususunda davalı şirkete atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, ayrıca davalı şirketin icra takibinden önce usulüne uygun şekilde temerrüte düşürülmediği, fatura bedeli olan asıl alacak bedeli haricinde kalan bakiye 2,96-TL faiz, 0,53-TL KDV ve 162,30-TL uygulanmış faiz bedelleri yönünden sorumlu tutulmasının ilgili usul ve yasa hükümleri ile hakkaniyete uygun düşmeyeceği kanaatiyle, dava açılmadan önce ödenen fatura bedeli yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine, fatura bedelinin haricinde icra takip talebine konu edilen bakiye alacak kalemleri yönünden ise davanın esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Mobilya Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinde 562,30-TL asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazının iptali talebinin hukuki yarar yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı … Mobilya Dayanıklı Tüketim Malları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinde 2,96-TL faiz, 0,53-TL KDV ve 162,30-TL uygulanmış faiz ve KDV bedelleri olmak üzere toplamda 165,79-TL yönünden yapmış olduğu itirazının iptali talebinin REDDİNE
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 44,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 826,76-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/04/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.