Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/206 E. 2022/326 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/206 Esas
KARAR NO : 2022/326

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili davalı dilekçesinde; müvekkil … işbu davaya konu cari hesapta detaylı olarak görüleceği üzere davalı yandan mal satın aldığı, taraflar arasındaki ticari ilişki süreklilik arz ettiğinden taraflar arasında cari hesap mevcut olduğu, son cari hesap ekstresine göre müvekkil 673.838,14 TL ödeme yapmasına rağmen 479.543,77 TL değerinde davalıdan mal alabildiği, müvekkil tarafından tüm ödemeler çek vasıtasıyla yapılmış olup; tüm çekler karşı taraf veya ciro edilen 3. şahıslar tarafından tahsil edildiği, tarafların defter ve kayıtlarında gerek mahkemenizce yapılacak incelemede gerekse bilirkişi marifetiyle yapılacak incelemede de görüleceği üzere davacı müvekkil üzerine düşen edimleri yerine getirmesine karşın davalı yan üzerine düşen edimleri yerine getirmediğinden müvekkilin yapmış olduğu fazla ödemeye ilişkin olarak 194.294,37 TL alacağı doğduğu, davalı yan yukarıda açıklandığı üzere cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi nedeniyle İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe girişildiği, davalı yan tarafından ödeme emrine karşı 10.07.2019 tarihinde haksız bir şekilde itiraz edilerek takip durdurulduğu, davalı yanın itirazı haksız ve yasaya aykırı olup kötü niyetli olduğu, muhakeme neticesinde de sabit olacağı üzere davalı taraf haksız ve kötü niyetli olarak, borcu ödememek ve/veya geciktirmek maksadıyla takibe itiraz ettiği, davalı tarafın İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın haksız ve yasal mesnetten yoksun kötü niyetli itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan usul ve yasaya aykırı dayanaktan yoksun davayı kabul etmediklerini, davacı tarafından iddia edildiği gibi ne cari hesapta ne de başka bir hesapta müvekkil davacıya borçlu olmadığı, tam tersine müvekkilin davacıdan alacağı mevcut olduğu, müvekkilinin İzmir sebze ve meyve halinde 25-30 yılı aşkın süredir toptan satış ticareti yapan dürüst bir tüccar olduğu, müvekkil tarafından davacıya bir kısım mallar satılmış ve karşılığında çekler alındığı, müvekkil tarafından davacıdan alınan çekler ödenmediği ve taraflarınca davacı aleyhine; İzmir 26.İcra Müdürlüğünün …. E. ve ……E. Sayılı dosyalarından icra takibi yapıldığı, davacı bu dosyalara ödeme yapmadığı gibi, bu dosyalar ile ilgili olarak müvekkil aleyhine menfi tespit davası da ikame etmediği, davacının müvekkilden cari hesaptan alacaklı olduğu hususu da gerçeği yansıtmadığı, davanın reddine, davacının inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Uyuşmazlık, taraflar arasında cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsiline yönelik İzmir 5. İcra Müdürlüğünün ……Takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davacı … 28/01/2020 tarihli dilekçesi ile, davasından feragat ettiğini, hiçbir hak ve alacağının olmadığını, davacı … Ulupınar da 28/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragati kabul ettiğini, herhangi bir yargılama gideri ve masraf talebinin olmadığını, dosyaya karar verilmesini talep etmiştir.
Vasi başvurusunda bulunduğunu bildirerek davacının kısıtlanmasını talep eden … vekilince 17/07/2020 tarihli dilekçe ile, davacı …’in uzun bir süredir sağlık sorunları ile uğraştığı, bu sorunları 2019 yılının sonlarına doğru iyice artıp kendisinin muhakeme yeteneğinin yok olmaya başladığı, davacının sağlık sorunlarının kökeninin psikolojik ve mental sorunlar olduğu, bu nedenle ve doktorlarının tavsiyesi ile davacının ailesi tarafından kendisinin vesayet altına alınması gerekli görüldüğü ve oğlu müvekkil …’in 05/03/2020 tarihinde babası …’in vesayet altına alınması için başvuruda bulunduğu, başvurunın İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde …… Esas dosyası ile görüldüğü, davacı …’in sağlık problemleri nedeni ile yıllardır sürdürdüğü ticari faaliyetini de sürdüremez duruma geldiği, davacının ailesi ve oğlu davacı …’in hile, baskı ve kandırılmak sureti ile davanın davalısı tarafından davacı …’in rahatsızlıklarından haberdar olduğundan elinden bir feragatname alındığını, bu durum öğrenilir öğrenilmez derhal davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, bu esnada davalı tarafın , davacıdan aldığı feragatnameyi mahkemeye ibraz ederek davayı sonlandırma gayreti içerisinde olduğunun öğrenildiği, davacının elinden yasa dışı yollarla alınan Feragatname ( ya da ibraname ) nin hukuken mutlak butlan ile batıl yani yok hükmünde olması nedeni ile Sayın Mahkemenizce dikkate alınması ve Karşıyaka Sulh Hukuk mahkemesinin vesayet dosyasından verilecek olan hükmün bekletici bir mesele addedilmesi sureti ile davaya devam edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Karşıyaka 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası, Karşıyaka …… soruşturma sayılı dosyası, İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası, Karşıyaka 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin..Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilerek incelenmiş, Yamanlar Vergi Dairesi Müdürlüğü, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği, Şirinyer Vergi Dairesi Müdürlüğü, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., Halkbankası yazı cevapları dosyaya konulmuştur.
SMMM bilirkişinin mahkememize sunduğu 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İlgili mevzuat gereği; Davacı vasisi … tarafından sunulan 2015 – 2016 – 2017 yılları Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış ve Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapıldığı; ancak 2017 yılı Defter-i Kebirin tarafına sunulmadığından, kanuni süresi içinde açılış tastiğinin yapılıp yapılamadığının tespit edilemediği, 24.09.2021 tarihinde yerinde incelemede anılan 2017 yılı Defter-i Kebir defterinin tarafına sunulmadığına ilişkin tutulan tutanağın raporun ekinde sunulduğu, davalı … Ulupınar’ın davacı …’den (takip tarihi itibariyle) (-) 45.962,40-TL tutarında alacaklı olduğunun kaydedildiği; dava dilekçesi ekindeki 21 sayfadan ibaret Cari Hesap Ekstresinde; davalı … Ulupınar’ın davacı …’e (takip tarihi itibariyle) 194.294,37-TL tutarında borçlu olduğunun kaydedildiği, dava dilekçesi ekindeki cari hesap ekstresi ile davacı resmi defter kayıtlarının birbiriyle uyumsuz olduğu, farklı farklı hesap bakiyeleri verdiği, davalı … Ulupınar’ın 2015 resmi defterleri tarafına sunulmadığından incelenemediği, davalı … ……….’ın 2016 – 2017 yılları inceleme dönemlerinde e-defter tuttuğu, 2016 – 2017 yılları inceleme dönemlerine ait tutulan Yevmiye Defteri ve Defter-i Kebirin e-defter beratları tarafınca incelendiği, oluşturma tarihlerinin yasal süresi içinde yapıldığı, davalı resmi defterlerinde; davacı … adına hiçbir hesap ismi açılmadığı, defter kayıtlarında …’e düzenlenen satış faturalarının düzenlendiği anda nakit tahsil edilmiş gibi 100 kasa hesabına kaydedildiğinden, davalı … ………ın resmi defter kayıtlarında; takip tarihi itibariyle hiç bakiye vermediği, cevap dilekçesi ekindeki 11 sayfadan ibaret veresiye defteri başlıklı cari hesap ekstresinde; davacı …’in, davalı … Ulupınar’a (takip tarihi itibariyle) 446,62-TL tutarında borçlu olduğunun kaydedildiği; 26.04.2019 ve 27.04.2019 tarihli mutabakat mektuplarının altında; “..Sayın ilgili, şirketimiz nezdindeki hesab-ı cariniz 26.04.2019 itibari ile 446,62TL borç (dörtyüzkırkaltı TL altmışiki Kr) bakiyesi vermektedir. Mutabık olup olmadığınızı bildirmenizi rica ederiz.” denildiği, yazının alıtnda “MUTABIKIZ 26.04.2019 …” yazılarak imza altına alındığı, cevap dilekçesi ekindeki veresiye defteri başlıklı cari hesap ekstresi ile davalı resmi defter kayıtlarının birbiriyle uyumsuz olduğu, farklı farklı hesap bakiyeleri verdiğinin görüldüğü bildirilmiştir.
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……Esas sayılı davacının tarafı olduğu dosyada aldırılan İstanbul Adli Tıp 4.İhtisas Kurulu’nun 24/11/2021 tarih,……. karar no’lu raporunda özetle; “19/08/2019 tarihli ibranamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı” sorulan Ramazan oğlu, 1953 doğumlu …’in Kurullarınca 02/07/2021 tarihinde yapılan muayenesi ve psikometrik incelemesi sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; halihazırda fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı, zeka geriliği veya kognitif bozukluk tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde; işlem tarihinde herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösteren tıbbi bir belge ve bulguya da rastlanmadığı, kişinin işlem tarihinde menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre …’in 19/08/2019 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili 02/03/2022 havale tarihli dilekçesi ile, davacının ATK raporuna göre hali hazırda aklı şuurunun yerinde olduğu, fiil ehliyetine sahip olduğu gibi 19/08/2019 tarihinde de fiil ehliyetine sahip olduğu, dosyanın karar verilmek üzere incelemeye alınmasını talep ettiği görülmüştür.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına da bağlı olmayan bir taraf işlemidir.
HMK.nun 310.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de HMK.nun 310 .maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davacının feragat beyanının muayenesi ve psikometrik incelemesi sonucunda fiil ehliyetine haiz olarak beyanda bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanununun 22.maddesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam harcının 1/3 i olan 26,90-TL harcın, davanın açılışı sırasında yatırılan 2.346,60-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.319,70-TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
5-Davalı tarafça 28/01/2020 tarihli beyan ile feragatin kabul edildiği, herhangi bir yargılama gideri ve masraf talebinde bulunulmadığı beyanı ile vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)