Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2021/798 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/170
KARAR NO : 2021/798

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mobilya boyası ve boya malzemeleri satışı işinde faaliyet gösterdiğini, davalının tacir olduğunu, müvekkilinden mallar satın aldığını ve borcun ödenmemesi nedeniyle İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili şirketin faturalar ve taraflar arasındaki cari hesap nedeniyle davalıdan 43.946,00-TL alacaklı olduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin esnaf olup yürürlükteki kurallar gereğince esnaf odasına kayıtlı olduğu, tacir olmadığı bu sebeple mahkemenin görevsiz olup davanın İzmir Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesinin gerekli olduğunu, davacı ile müvekkil arasında malzeme alımından kaynaklanan ticari bir alışveriş olduğu hususu doğru olup müvekkilin davacı yana bu ticari alışverişten kaynaklanan cari bir borcu olduğu konusunun doğru olmadığını, davacı yan ile müvekkili arasında herhangi bir cari hesap mutabakatı bulunmadığını, davacı yan kendisine kıymetli evrak verilmeden veresiye şekilde mal vermediği için müvekkilin davacı yan ile olan ticaretinde malı almakta bunun karşılığında kendisinin olsun müşterilerinin olsun senet, bono, çek gibi kıymetli evraklarını verdiği, müvekkilin bu cari hesap bakımından almış olduğu mallara karşılık ödemediği bir kıymetli evrakın da bulunmadığı sadece 1 kıymetli evrakın İzmir … İcra Dairesinin …/… E. Sayılı dosyasıyla takibe konulduğu takibin de ödenerek infaz olduğunu, icra dosyası getirildiğinde durumun anlaşılacağını, fatura karşılığı alınan mallara karşılık verilen kıymetli evraklar da ödenmiş olduğuna göre taraflar arasında cari alacağın kalmadığını, müvekkilin cari kayıtlarının da böyle olduğunu, cevap dilekçesine eklenmiş cari ilişkideki faturalar ve bu faturalara karşılık gelen kıymetli evrak ve ödeme makbuzlarının fotokopileri ile ispat edildiği bilirkişi incelemesinde ticari defterlerinin bu durumu teyit edeceğini, davacının davalıya borcu olduğu yönünde herhangi bir ihtarda bulunulmadığı yani temerrüde düşülmediği bu sebeple fazlaya ilişkin faiz talebinde haksız olduğunu, davacının başlattığı icra takibine süresi içinde itiraz edildiğini, …/… sayılı icra takibinde asıl alacak üzerinden faizin başlangıç tarihi ve ne oranda faiz işletildiği belli olmadığı halde faiz dahil hesaplandığı halde iş bu itirazın iptali davasında faizden vazgeçildiğini, davacı yanın baştan beri kötü niyetli olduğunu ve davayı açmakta hukuki bir yararın olmadığını, takipte iki ayrı faiz türüne göre faiz talep edildiğini, bunun hukuki olmadığını, dava dilekçesinde itirazın kısmen iptaliyle takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi talebinde bulunulduğunu, bunun takip talebine aykırı üçüncü bir faiz talebi olduğunu, bunun hukuka aykırı ve infazda tereddüt uyandıracak denli farklı olduğundan reddinin gerektiğini, arabuluculuk aşamasında sonuç alınılamadığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasının iddiaları ispatlayacağını, davacı yan, müvekkil aleyhinde haksız ve mesnetsiz icra takibinde bulunmuş olduğundan davanın reddine ve %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyaları,
4-Dava dilekçesine ekli bulunan, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ekstresi,
5-Davalıya ait ticaret sicil kayıtları,
6-Davalıya ait vergi sicil kayıtları,
7-Davalıya ait esnaf sicil kayıtları,
8-Taraflara ait ticari defter ve kayıtlar,
9-… Şubesine ait, keşidecisi …, lehtarı … olan, … keşide tarihli, … seri numaralı çek ve çekin davacı şirkete ödendiğini gösterir evrak ve kayıtlar,
10-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 10/03/2020 havale tarihli raporu,
11-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/11/2020 havale tarihli ek raporu,
12-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 11/01/2021 havale tarihli ek raporu,
13-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen cari hesaptan ve faturalardan kaynaklanan alacağın davalıdan tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili, davalı tarafında borcun itfa edildiği iddiası üzerine borcun ödenip ödenmediği, sonuç itibariyle bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 43.946,00TL asıl alacak ve 6.574,32-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.520,32-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
23/01/2020 tarihli duruşmanın 4 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere taraflara ait ticari defter ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri bildirmek üzere taraf vekillerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verildiği, taraf vekillerinin taraflara ait ticari defter ve belgelerin bulundukları yerleri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirdikleri görülmektedir.
Dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, icra dosyası, taraflara ait ticari defter ve belgeler, dava dilekçesine ekli faturalar ve cari hesap ekstreleri ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap düzenlenip düzenlenmediği, cari hesap ve faturalardan dolayı davacı şirketin davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 10/03/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, 2017 yılında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturaların bedelleri toplamının 125.876,60-TL olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemeler toplamının 97.465,64-TL olduğunu, davacı şirketin 2017 yılına ait bakiye alacağının 28.410,96-TL olduğunu, 2018 yılında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturaların bedelleri toplamının 89.135,49-TL olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemeler toplamının 85.600,00-TL olduğunu, davacı şirketin 2018 yılına ait bakiye alacağının 3.535,49-TL olduğunu, 2018 yılında karşılıksız çıkması sebebiyle protestoya konu edilen çek bedelinin 12.000,00-TL olduğunu, bu kapsamda davacı şirketin davalıdan (28.410,96-TL+3.535,49-TL+12.000,00-TL) 43.946,00-TL alacağı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin fatura tarihlerinden 30 gün sonra belirlenmesi gerektiğini mütalaa etmiştir.
Davalı vekilinin itirazları üzerine dosyanın bilirkişiye tevdi ile davalı vekilinin 24/03/2020 tarihli dilekçesindeki itirazları karşılanmak suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 16/11/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davacı şirketin davalıdan 43.946,00-TL alacağı olduğunu ancak 12.000,00-TL tutarındaki çekin ödendiği keşideci firma yetkilisi tarafından doğrulanır ve çek aslı mahkemeye ibraz edilirse alacağın 31.946,00-TL olarak dikkate alınması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin fatura tarihlerinden 30 gün sonra belirlenmesi gerektiğini mütalaa etmiştir.
Mahkememize sunulan raporların yargılamanın çeşitli safahatlarında mahkememiz tarafından kurulan ara kararlara uygun olmadığı kanaatiyle, dosyanın bilirkişiye tevdi ile önceki tevdi kararlarında da belirtildiği üzere icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının, icra dosyası kapsamında alacaklı tarafça talep edilebilecek faiz oranının açıkça belirtilmesi ve işlemiş faiz miktarının açıkça hesaplanarak raporda denetime elverişli bir şekilde belirtilmesi suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 11/01/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, 43.946,00-TL asıl alacağa karar verildiği takdirde icra takibi tarihinde asgari giderim tutarı ve temerrüt faizi toplamının 9.579,48-TL olacağını, 31.946,00-TL asıl alacağa karar verildiği takdirde icra takibi tarihinde asgari giderim tutarı ve temerrüt faizi toplamının 6.809,91-TL olacağını mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporları neticesinde davacı şirketin davalıdan alacağının bulunduğu, ancak bu noktada ihtilafın … Şubesine ait, keşidecisi …, lehtarı … olan, … keşide tarihli, … seri numaralı çek bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı anlaşılmakla, davalı vekiline Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığına ait, keşidecisi …, lehtarı … olan, … keşide tarihli, … seri numaralı çek aslını ve çekin davacı şirkete ödendiğini gösterir evrak ve kayıtları mahkememize sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davalı vekili ilgili evrak aslını verilen kesin süre içerisinde mahkememize sunmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ilişkisi çerçevesinde, fatura bedelleri ve davalı ödemeleri ile … ait, keşidecisi …, lehtarı … olan, … keşide tarihli, … seri numaralı çek bedelinin keşideciye ödenmesi hususları göz önünde bulundurulduğunda, bilirkişi raporlarında yapılan tespitler doğrultusunda davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle davalıdan 31.946,00-TL tutarında alacağının bulunduğu kanaatine varılmış ve bu bedel üzerinden asıl alacak bedelinin kısmen kabulü yönünde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tacirler arasında ihbar ve ihtarların usul ve yöntemi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3. maddesinde; ”Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmü ile belirlenmiştir.
İcra takibine geçilmeden önce davacı şirket tarafından faturalardan ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın ödenmesi amacıya davalı adına usulüne uygun şekilde ihtar yapıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya muhteviyatında yer almadığı dikkate alındığında, davalının takibe ve davaya konu alacak yönünden temerrütünün icra takibi tarihi itibariyle vuku bulduğu, bu sebeple icra dosyasında bulunan icra ödeme emrinde yer alan işlemiş faiz bedeli talebinin yerinde olmadığı düşünülmüş, ancak dava dilekçesinde işlemiş faiz bedeline ilişkin bir talep olmadığı gözetilerek bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, dava dilekçesine ekli bulunan, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ekstresi, davalıya ait ticaret sicil kayıtları, davalıya ait vergi sicil kayıtları, davalıya ait esnaf sicil kayıtları, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar, … Şubesine ait, keşidecisi …, lehtarı … olan, … keşide tarihli, … seri numaralı çek ve çekin davacı şirkete ödendiğini gösterir evrak ve kayıtlar, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 10/03/2020 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/11/2020 havale tarihli ek raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 11/01/2021 havale tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen cari hesaptan ve faturalardan kaynaklanan alacağın davalıdan tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafça süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili, davalı tarafında borcun itfa edildiği iddiası üzerine borcun ödenip ödenmediği, sonuç itibariyle bulunup bulunmadığı hususlarının tespiti taleplerine ilişkin olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 43.946,00TL asıl alacak ve 6.574,32-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.520,32-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 10/03/2020 havale tarihli raporunda 2017 yılında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturaların bedelleri toplamının 125.876,60-TL olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemeler toplamının 97.465,64-TL olduğunu, davacı şirketin 2017 yılına ait bakiye alacağının 28.410,96-TL olduğunu, 2018 yılında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturaların bedelleri toplamının 89.135,49-TL olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemeler toplamının 85.600,00-TL olduğunu, davacı şirketin 2018 yılına ait bakiye alacağının 3.535,49-TL olduğunu, 2018 yılında karşılıksız çıkması sebebiyle protestoya konu edilen çek bedelinin 12.000,00-TL olduğunu, bu kapsamda davacı şirketin davalıdan (28.410,96-TL+3.535,49-TL+12.000,00-TL) 43.946,00-TL alacağı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin fatura tarihlerinden 30 gün sonra belirlenmesi gerektiğini mütalaa ettiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 16/11/2020 havale tarihli ek raporunda davacı şirketin davalıdan 43.946,00-TL alacağı olduğunu ancak 12.000,00-TL tutarındaki çekin ödendiği keşideci firma yetkilisi tarafından doğrulanır ve çek aslı mahkemeye ibraz edilirse alacağın 31.946,00-TL olarak dikkate alınması gerektiğini mütalaa ettiği ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 11/01/2021 havale tarihli ek raporunda ise 43.946,00-TL asıl alacağa karar verildiği takdirde icra takibi tarihinde asgari giderim tutarı ve temerrüt faizi toplamının 9.579,48-TL olacağını, 31.946,00-TL asıl alacağa karar verildiği takdirde icra takibi tarihinde asgari giderim tutarı ve temerrüt faizi toplamının 6.809,91-TL olacağını mütalaa ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalar ve cari hesap ilişkisi çerçevesinde, fatura bedelleri ve davalı ödemeleri ile … ait, keşidecisi …, lehtarı … olan, … keşide tarihli, … seri numaralı çek bedelinin keşideciye ödenmesi hususları göz önünde bulundurulduğunda, bilirkişi raporlarında yapılan tespitler doğrultusunda davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle davalıdan 31.946,00-TL tutarında alacağının bulunduğu, icra takibine geçilmeden önce davacı şirket tarafından faturalardan ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın ödenmesi amacıya davalı adına usulüne uygun şekilde ihtar yapıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya muhteviyatında yer almadığı dikkate alındığında, davalının takibe ve davaya konu alacak yönünden temerrütünün icra takibi tarihi itibariyle vuku bulduğu, bu sebeple icra dosyasında bulunan icra ödeme emrinde yer alan işlemiş faiz bedeli talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı …’in İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 31.946,00-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 31.946,00-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %10,75 oranında ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına, 12.000,00-TL asıl alacak bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 31.946,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.182,23-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 497,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.684,34-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.791,90-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 5,50-TL elektronik tebligat, 77,90-TL tebligat, 81,90-TL posta masrafı, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 497,89-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.407,59-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.023,23-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 103,50-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 28,26-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.