Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/166 E. 2021/459 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/166
KARAR NO : 2021/459

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalılardan … arasında diğer davalıların müteselsil kefaletleri ile Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme çerçevesinde davalı lehine borçlu ticari kredili mevduat hesabı açılarak kredi kullandırıldığını, anılan hesapta borçların ödenmemesi üzerine kat edilerek ihtarnamesi keşide edildiğini ve borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen kredi sözleşmesi ile hesap kat ihtarnamesinin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, davacının belirttiği şekilde ve şartlarda kredi sözleşmesi imzalanmadığını, müvekkillerinin bu yönde taleplerinin olmadığını, davacıdan bu şekilde kredi kullanılmadığını belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
3-Davalı …nin kullanmış olduğu Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi ve hesap ekstreleri
4-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 10/07/2020 tarihli raporu, 06/11/2020 tarihli ek raporu ve 28/12/2020 tarihli 2. ek raporu,
5-Bankacılık alanında uzman bilirkişi …’nun 22/03/2021 tarihli raporu,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalı … tarafından davacı … … Şubesi’nden kullanılan krediye ilişkin olarak imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun asıl borçlu ve kefillerden tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkin talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçluların davalılar …, …, … ve … olduğu, davacı alacaklı vekilinin borçlular aleyhine 49.727,23-TL asıl alacak, 3.110,31-TL kat öncesi gecikme faizi, 39,61-TL kat öncesi gecikme faizi gider vergisi, 1.483,68-TL işlemi temerrüt faizi ve 74,18-TL BSMV olmak üzere toplamda 54.435,01-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış olduğu itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bankacılık alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, icra dosyası, davalı … tarafından … … Şubesi’nden kullanılan krediye ait sözleşme, hesap ekstreleri, kat ihtarnamesi ve borçlular adına çıkartılan ihtarnamelerin ve ihtarnamelerin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı bankanın davalı … tarafından … Şubesi nezdinde kullanılan krediden dolayı davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise alacağının miktarı, icra dosyasındaki ödeme emrinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 10/07/2020 tarihli raporunda, davacı … ile borçlu … arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi ile krediler kullandırıldığını, davalılar …, … ve …’in müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmesi imzaladıklarını, davalıların ödenmeyen kredilerden dolayı 10/05/2018 tarihinde ihtarname ile ihtar edildiklerini, hesaplarının kat edildiğini, davacının kredili mevduat kredisinden kaynaklı alacak toplamı tutarının 10/05/2018 ihtarname tarihi itibariyle toplamda 55.629,03-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 06/11/2020 ve 28/12/2020 tarihli ek raporlarında sonuç olarak, davacının 49.727,23-TL asıl alacak ve 2.318,08-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.045,31-TL talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Alınan raporların mahkememize ara kararı doğrultusunda düzenlenmemesi, raporun hüküm kurmaya ve taraflar, mahkememiz ve de Bölge Adliye Mahkemesinin denetimine uygun ve elverişli olmaması sebebiyle dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, icra dosyası, davalı … tarafından … … Şubesi’nden kullanılan krediye ait sözleşme, hesap ekstreleri, kat ihtarnamesi ve borçlular adına çıkartılan ihtarnamelerin ve ihtarnamelerin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı bankanın davalı … tarafından … Şubesi nezdinde kullanılan krediden dolayı davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise alacağının miktarı, icra dosyasındaki ödeme emrinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 22/03/2021 tarihli raporunda, Bankanın ödeme emrinin düzenlediği tarihte 49.727,23-TL kredi, 3.110,31-TL kat öncesi gecikme faizi, 39,61-TL BSMV, 1.483,68-TL işlemiş temerrüt faizi ve 74,18-TL BSMV olmak üzere toplam 54.435,01-TL alacağı olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporları doğrultusunda davacı bankanın dava konusu kredi sözleşmesinden dolayı davalılardan 49.727,23-TL asıl alacak, 3.110,31-TL kat öncesi gecikme faizi, 39,61-TL BSMV, 1.483,68-TL işlemiş faiz ve 74,18-TL BSMV bedeli olmak üzere toplamda 54.435,01-TL tutarında alacak talebinde bulunmasının uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya muhteviyatında kredi sözleşmesinin mevcut olduğu ve davacı vekili tarafından dosya muhteviyatına alınmak üzere mahkememize sunulduğu, kredi sözleşmesi kapsamında her bir davalının sözleşmeyi usulüne uygun olarak imzaladığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından düzenlenen kat ihtarnamesini içerir Beyoğlu … Noterliğinin 10/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin 15/05/2018 tarihi itibariyle davalılardan …’e tebliğ edildiği, dava konusu kredi sözleşmesinin ticari kredi mahiyetinde olduğu ve sözleşmenin taraflarının tacir oldukları ve de bu sebeple sözleşmenin ticari mahiyetinin sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan şahısları da bağlayacağı, her iki tarafı tacir olan ticari kredi sözleşmeleri bakımından genel işlem koşullarından bahsetmenin mümkün bulunmadığı izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, davalı …nin kullanmış olduğu Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi ve hesap ekstreleri, bankacılık alanında uzman bilirkişi …’nin 10/07/2020 tarihli raporu, 06/11/2020 tarihli ek raporu ve 28/12/2020 tarihli 2. ek raporu, bankacılık alanında uzman bilirkişi …’nun 22/03/2021 tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı … tarafından davacı … … Şubesi’nden kullanılan krediye ilişkin olarak imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun asıl borçlu ve kefillerden tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkin talebine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlular aleyhine 49.727,23-TL asıl alacak, 3.110,31-TL kat öncesi gecikme faizi, 39,61-TL kat öncesi gecikme faizi gider vergisi, 1.483,68-TL işlemi temerrüt faizi ve 74,18-TL BSMV olmak üzere toplam 54.435,01-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış olduğu itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bilirkişi raporları doğrultusunda davacı bankanın dava konusu kredi sözleşmesinden dolayı davalılardan 49.727,23-TL asıl alacak, 3.110,31-TL kat öncesi gecikme faizi, 39,61-TL BSMV, 1.483,68-TL işlemiş faiz ve 74,18-TL BSMV bedeli olmak üzere toplamda 54.435,01-TL tutarında alacak talebinde bulunmasının uygun olduğu, davacı bankanın icra takibine konu edilen alacak kalemleri ve alacak miktarları dahilinde davalılardan alacaklı olduğu anlaşılmakla, taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesinin denetimine uygun ve elverişli olarak düzenlendiği kanaatiyle bankacılık alanında uzman bilirkişinin 22/03/2021 havale tarihli raporu doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …, davalı …, davalı … ve davalı …’in İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZLARININ İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 49.727,23-TL asıl alacak, 3.110,31-TL kat öncesi gecikme faizi, 39,61-TL BSMV, 1.483,68-TL işlemiş faiz ve 74,18-TL BSMV bedeli olmak üzere toplamda 54.435,01-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %28,08 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 49.727,23-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …, davalı …, davalı … ve davalı …’den alınarak davacı … Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.718,46-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 657,44-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.061,02-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 7.876,55-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,00-TL elektronik tebligat, 214,00-TL tebligat, 99,60-TL posta masrafı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 657,44-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.959,44-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır