Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1288 E. 2022/179 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
– GEREKÇELİ KARAR-
ESAS NO : 2019/1288
KARAR NO : 2022/179

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/10/2019 tarihinde maliki ve sürücüsü davalı … olan … plaka sayılı araç ile maliki ve sürücüsü dava dışı … olan … plaka sayılı araçların çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında otobüs durağında bekleyen müvekkili …’in yaralandığını, müvekkilinin bu kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru olmadığını, müvekkilinin kaza anında otobüs durağında beklemekte olduğunu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 500,00 TL maddi tazminatın, diğer davalı yönünden 15.000 TL manevi tazminatın, 07/10/2019 olan haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 31/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kaza nedeniyle davacı tarafça sigorta şirketine müracaat edildiğini, …-… no lu hasar dosyası açıldığını, müvekkil şirket nezdinde … no’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat verilen … plakalı aracın 07.10.2019 tarihinde meydana gelen kazası neticesi davacının başvurusu ile açılmış olan hasar dosyası incelendiğini, müvekkil şirkete gönderilen başvuru ile açılan hasar dosyasında müvekkil şirketce kazaya ilişkin başvurunun incelemesinin sonlandırılmadığını, davacıların başvuru sonuçlanmadan yargı yoluna başvurması, yasaya ve hukuka aykırılık oluşturduğunu, poliçe nedeniyle müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm ve sakatlanmalarda kişi başına maddi azami kaza tarihi itibariyle 350.000 TL ile sınırlı olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasının bir meblağ sigortası değil, zarar sigortası olduğunu ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … mahkememize cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, İzmir Katip Çelebi Hastanesi Adli Olgu Bildirim Raporu, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, 07/10/2019 tarihinde müvekkilinin otobüs durağında beklediği sırada maliki ve sürücüsü davalı … olan … plaka sayılı araç ile maliki ve sürücüsü dava dışı … olan … plaka sayılı araçların çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, müvekkilinin bu kaza neticesinde ağır yaralandığını, manevi olarak yıprandığını, kazanın oluşumunda davalı …’un maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın tam ve asli kusurlu olduğunu, davalıya ait aracın diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS sigortalı olduğunu iddia ederek 500 TL. maddi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsiline, 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte diğer davalı …’tan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama safahatında geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin talebini 21.028,95 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, müvekkili sigorta şirketi nezdinde … plaka sayılı araç için düzenlenen e … no’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunduğunu, kaza tarihi itibari(07/10/2019 ) ile ölüm ve sakatlanma teminat limitinin 350.000,00 TL olduğunu, müvekkili sigorta şirketin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatları ile manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve 06/10/2021 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır. Bilirkişi raporunda;07.10.2019 tarihli trafik kazasında yaralanan … için; (18.470,55)TL. geçici iş göremezlik tazminatı, (2.558,40)TL. bakıcı gideri tazminatı Olmak üzere toplamda (21.028,95)TL. maddi tazminat hesaplandığına, Hesaplanan tazminatın kaza tarihinde yürürlükte olan poliçe teminat limitleri içinde kaldığına dair tespit, görüş ve hesaplamalarını içerir raporunu dosyaya sunmuştur. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Mahkememizce dosya davacı …’in dava konusu trafik kazası sebebiyle maluliyetine ilişkin rapor aldırılmak üzere İzmir Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığına sevk edilmiş. 25/03/2021 havale tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda; 16.06.1980 doğumlu …’de davaya konu 07.10.2019 tarihli trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen yaralanması olay tarihinde yürürlükte olan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” (Resmi Gazete, 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı) göz önüne alınarak değerlendirildiğinde; ilgili yönetmeliğe göre maluliyet oluşturacak kalıcı bir arızaya yol açmadığı, engellilik oranının 60 (yüzde sıfır) olduğu mütalaasına varıldığını, tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile değerlendirilmesinin daha uygun olacağı mütalaasına varıldığı, şahsın yaralanma nedeniyle 1 (bir) ay süreyle bakıma muhtaç olabileceği, sürekli bakıma muhtaç olmadığı kanaatine varıldığını bildirir rapor mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve 2015/12400 Esas 2015/13270 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın …’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle hükümlü olduğu, aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde davacının 21.028,95 TL maddi zarara uğradığı, bu zarardan davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır. yine davacının söz konusu trafik kazası nedeniyle yaşadığı acıları hafifletmek adına, paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetilmek suretiyle davacı yararına 7500 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Bu manevi tazminattan ise gerçek kişi davalı …’un sorumlu bulunduğuna karar vermek gerekmiştir.
Mezkur nedenlerle davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KABULÜ ile,
18.470,55 TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 2558,40 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 21.028,95 TL maddi tazminatın 31/10/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle maddi tazminat talepleri açısından alınması gereken 1436,49 TL karar ve ilam harcından 1,71-TL peşin harç ile 350-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1084,78 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak Hazineye irat kaydına,
2-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ İle,
7500 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle manevi tazminat talepleri açısından alınması gereken 512,33-TL karar ve ilam harcından, 51,24-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 461,09-TL harcın ret kabul oranı gözetilerek 204,93 TL’lik kısmının davacıdan, 256,17 TL’lik kısmının davalı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 55,00 TL elektronik tebligat gideri, 95,00 TL tebligat gideri, 217,90 TL posta masrafı, 750 TL bilirkişi ücreti, 44,40 TL başvurma harcı, 52,95 TL peşin harç, 350,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.565,25‬ TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.239,30 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/02/2022

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza