Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1284 E. 2021/482 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1284 Esas
KARAR NO : 2021/482

DAVA : Sözleşme Bedelinin İstirdatı (Ticari Nitelikli Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşme Bedelinin İstirdatı (Ticari Nitelikli Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 15/11/2017 tarihli “… Malzeme Üretim.Tedarik ve Montaj Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmede iş sahibi sıfatıyla müvekkili davacı şirketin ve yüklenici sıfatıyla davalı şirketin yer aldığını, sözleşme uyarınca davalı tarafın …. Fabrikasında yerleşim planı gereği 57.312,00 m2’lik … Serasının çelik konstrüksiyonunu ve sözleşmede bahsi geçen malzeme kalemlerini üreterek veya tedarik ederek müvekkili şirkete teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği 28/11/2017 tarihinde davalı şirketin … Bankası nezdinde bulunan hesabına 101.820,00 $ karşılığı olarak 400.000,00-TL tutarında ödeme yaptığını, 28/11/2017 tarihli yazışmada davalı tarafın hesaplarına gelen 400.000,00-TL tutarındaki parayı o tarihteki döviz kuru itibariyle 101.820,00 $ olarak aldıklarını ve müvekkili şirketin kayıtlarına da bu şekilde geçmesi hususunu belirttiklerini, bu ödemeye istinaden 06/03/2018 düzenleme tarihli ve … seri numaralı faturanın tanzim edildiğini, fakat fatura konusu malzeme kalemlerinin müvekkiline teslim edilmediğini, davalının bu konuda müvekkilini oyaladığını, iyi niyet kuralları çerçevesinde defaatle görüşme yapıldığını ancak bu görüşmelerden herhangi bir sonuç alınamadığını, davalının bedeli ödenen ürünleri teslim etmeyerek haksız bir kazanç elde ettiğini, ödenen bedelin iadesi için 19.08.2019 tarihli ihtarname gönderildiğini, davalının ödeme yapmadığı gibi cevap da vermediğini bildirmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik dava konusu I01.820,00-$ tutarındaki alacaklarının dava tarihi olan 30/12/2019 günü itibariyle işlem gören döviz kuru baz alınarak TL karşılığı olan 606.338,10-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduat uygulanan en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 15/11/2017 tarihli sözleşmenin imzalandığını, müvekkilinin yüklenici konumunda olduğunu, sözleşmenin 8.1 maddesi gereği 57.312 m²’lik … Serasının (havalandırma motorları hariç) çelik konstrüksiyonunu üretmeyi yahut tedarik etmeyi ve sözleşmenin 3.1.3. maddesi gereği söz konusu malı müvekkiline ait …’de bulunan fabrikada teslim etmeyi yüklendiğini, sözleşmede ödemenin nasıl, ne zaman, hangi koşulda ve hangi para birimi ile yapılacağının açıkça belirtilmesine rağmen davacı şirketin işe başlanmadan ödemesi gereken 170.000,00-USD tutarın yaklaşık 101.820,00-USD’lik kısmına tekabül eden 400.000,00-TL’sinin 28/11/2017 tarihinde müvekkili şirkete gönderdiğini, sözleşmede USD olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen, TL cinsinden yapılan eksik ödeme karşısında müvekkilinin sözleşmenin 17.3. maddesi uyarınca ödeme planına uygun olarak ödeme yapılmaması durumunda yapılan işlerin bedelini fatura ederek talep etme hakkına sahip olmasına rağmen iyi niyetle, sözleşmeyi ayakta tutmak adına kabul ederek bakiye miktarın ne zaman ödeneceği hususunda karşı taraftan defalarca bilgi istendiğini, karşı tarafın bu mail yazışmalarına karşı duyarsız kalıp sürekli olarak “Kalan kısmı 2 gün içinde ödeyeceğiz.” şeklinde geçiştirici cümlelerle müvekkili şirketi oyaladığını, metal piyasasının sürekli yükseliş eğiliminde olmasından dolayı ham madde rakamlarının sürekli değişmesi ve ham madde temini konusunda geç kalınmasının ve üstelik USD kurundaki artışın da buna eklendiğinde müvekkilinin ciddi şekilde mağdur olmasına sebep olduğunu, 06/03/2018 tarihinde gönderilen e-posta’dan da anlaşılacağı üzere ödeme karşılığı olan sevkiyat grubuna ilişkin düzenlenen faturanın karşı tarafa gönderildiğini, davacı şirket tarafından teslim alınmasına rağmen, hazırlanan ve depoda bekleyen ürünlerin davacı şirketçe bir türlü teslim alınmaması sonucu müvekkili şirketin uzun bir süre mağdur edildiğini, bu süreçte davacı tarafın sanki sözleşmeyi feshetmiş gibi delil oluşturmaya çalışarak birtakım mailler göndermiş ise de müvekkili şirketin, dava dilekçesinin EK4 başlığıyla sunulu yazı içeriğine uygun bir taahhüdü bulunmadığını, sözleşmenin 19.2. maddesi uyarınca sözleşmede yazılı olarak değişiklik yapılacağı kararlaştırıldığından, böyle bir durumun söz konusu olması halinde taraflar arasında yazılı olarak yapılmış olacağını, sözleşme gereği ilk yükümlülük olarak karşı tarafça ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, bahsi geçen ilk ödemenin tam olarak yapılmadığı için de müvekkilinin herhangi bir yükümlülüğü yerine getirmediğinin iddia edilemeyeceğini, müvekkilinin teslim yükümlülüğünün, ödemelerin yapılmasına bağlı olarak aşama aşama ilerlediğini, ayrıca sözleşmenin 3.1.3. maddesi gereği işin teslim yerinin … Fabrikası; ve 9. maddesi gereği sevkiyatlara ait tüm nakliye ve gümrük giderlerinin karşı tarafa ait olması nedeniyle karşı tarafın teslim alma yükümlülüğünün ön planda olduğunu, karşı tarafın, 170.000,00-USD ödeme yükümlülüğü yerine getirmediğini, halihazırda müvekkilinin iyi niyetle teslime hazırladığı ürünlerin tüm uyarılara rağmen davacının almaya tenezzül dahi etmediğini, davacının sözleşmenin hiçbir şartına uymayarak kusurlu hareket ettiğini, buna karşın müvekkiline kusur izafe ederek haksız menfaat sağlamaya çalıştığını, taraflar arasındaki yazışmalardan ve karşı tarafça gönderilen ihtarnameden sözleşmenin feshine ilişkin hiçbir iradenin söz konusu olmadığını, sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu, karşı tarafın ilk peşinatının tam olarak ödemesi halinde sözleşmeye devam edilmesinin mümkün olduğunu, her iki tarafın da sözleşmeyi feshettiğine dair irade göstermediğini, davacının dava dilekçesinde dahi sözleşmenin feshini talep etmediğini, feshedilmemiş, yürürlükte olan bir sözleşmeye dayanarak bedelin iadesinin talep edilmesinin, bu bedelin Türk Lirası cinsinden ödenmesine karşın dolar cinsinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşme feshedilmemiş olduğundan ve halihazırda üretilmiş ve teslim alınması beklenen ürünlerin karşı tarafın taleplerine uygun şekilde özel olarak üretilmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesinin de mümkün olmadığını, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi adına sözleşmenin 11.2. maddesi ile kararlaştırılan ve peşinat miktarının kalan bakiyesi olan 68.180-USD tutarın 3 gün içinde ödenmesini, sözleşmenin 3.1.3. maddesi gereğince ödemeyi takiben kararlaştırılan ürünlerin teslim alınmasını, aksi halde sözleşmenin 17.3. maddesine göre tek taraflı olarak feshedilebileceğini, sözleşme nedeniyle tedarik ve hazırlık süreci içerisinde yapılan işlerin bedellerinin karşı tarafa yükletileceğini, gerekli ödemelerin yapılmaması ve ürünlerin teslim alınmaması sonucu ham madde, kur farkı, imalat ve stok düzeninin bozulmuş olması vb. sebeplerle müvekkili şirketin uğradığı zararlara ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı olduğu hususlarını içeren ihtarnamenin davacı tarafa gönderildiğini, müvekkilinin uğradığı zarara ilişkin karşı dava haklarını saklı tuttuklarını bildirmiş, davanın reddine, aksi halde müvekkilinin uğradığı zararın mahsubu yoluna gidilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari sözleşme nedeniyle davalı tarafın, sözleşme konusu imal edilecek emtiayı sözleşmede öngörülen tarihte teslim etmediği iddiası ile sözleşme hükümleri uyarınca davacı tarafça, davalı tarafa ödenen sözleşme bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf, ürünleri imal edip teslim etme yükünün davalı tarafta olduğunu, davalının sözleşmede belirtilen tarihte ürünleri imal edip, teslim etmediğini iddia ederek ödediği bedelin iadesini talep ederken davalı taraf, sözleşmeye göre ürünleri teslim alma yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, sözleşmeye konu ürünleri imal edip teslime hazır hale getirdiğini, ancak davalının ürünleri teslim almadığını, sözleşmede öngörülen tarihlerde ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle ürünlerin teslim edilmesini talep edemeyeceğini iddia etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 15/11/2017 tarihli … Malzeme Üretim Tedarik ve Montaj sözleşmesinin varlığı ve içeriği ile davacı tarafça, davalı tarafa sözleşme kapsamında yapılan ödemenin miktarı ve tarihi ile sözleşmede öngörülen ticari ürünlerin davacı tarafa teslim edilmediği konusunda bir uyuşmazlık yoktur.
Davaya dayanak 15/11/2017 tarihli sözleşme ile davalı şirket, sözleşmede belirtilen nitelikteki emtiayı üreterek sözleşmede belirtilen zamanda davacı tarafa teslim etme, davacı ise sözleşmede belirtilen miktarda ödemeleri belirtilen zamanlarda davalıya ödeme yükümlülüğü altına girmiştir.
Sözleşmenin 11.1 maddesinde; sözleşmeye konu işlerin ücretlendirme ve birim fiyatları gösterilmiş, toplam sözleşme bedeli 566.453,47-USD olarak tespit edilmiş, 11.2 maddesinde; davacı tarafın davalı tarafa yapacağı ödemelerin miktarı ve zamanı düzenlenmiş, buna göre; işe başlamadan 170.000-USD’nin ödeneceği, diğer ödemelerin ise ürünlerin üçer tır olarak teslimi sonrasında yapılacağı kararlaştırılmış, 12. maddesinde; işe başlama, bitirme ve süre uzatımına ilişkin hükümlere yer verilmiş, 12.1 maddesinde; işe başlama tarihinin sözleşmenin imzalanmasına müteakip peşinatın yatırıldığı tarih olarak belirlenmiş ve peşinatın yatırılmasıyla birlikte 110 iş günü içerisinde yüklenicinin malzemenin tamamını vermeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin 8.1 maddesinde yüklenici davalının İzmir fabrikasında sözleşmeye konu emtiayı ve malzeme kalemlerini üreterek veya tedarik ederek teslim edeceği 9.1 maddesinde sevkiyatlara ait tüm nakliye giderlerinin işverene ait olduğu, 9.3 maddesinde ise davalının sorumluluğunun İzmir fabrikasında araç üzerine malzemeyi yükleyene kadar olduğu kararlaştırılmıştır.
Davacı şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde talimat yolu ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda bilirkişi … 06/11/2020 tarihli raporunda; davacının 2017, 2018 ve 2019 yılı defterlerinin lehine delil teşkil edecek nitelikte olmadığını, davacı tarafça davalıya yapılan 400.000,00 TL’lik ödemenin bulunduğunu, taraflar arasında 170.000-USD ödemeden sonra mal tesliminin kararlaştırılmasına rağmen 400.000,00-TL’lik ödemeden sonra davalı tarafından 400.126,78 TL’lik düzenlenen faturanın davacı tarafından kayıtlarına alındığını, faturaya ve içeriğine davacının itiraz etmediğini bildirmiş, bu rapordan sonra önceki bilirkişinin davacı tarafa ait defter ve kayıtlar üzerinde yaptığı tespitler de dahil olmak üzere davalı tarafa ait defter ve kayıtlar ile dosyada toplanan kanıtlar üzerinde yaptığı inceleme sonunda bilirkişi … raporunda; davacı taraf defterlerinin lehine delil teşkil etmeyecek, davalı taraf defterlerinin ise lehine delil teşkil edecek nitelikte olduğunu, davacı taraf defter ve kayıtlarına göre 27/03/2019 tarihi itibariyle davalıdan 150.005,78-TL alacaklı, buna karşın davalı şirketin cari hesap ekstresinde aynı tarih itibariyle 126,78-TL davacıdan alacaklı göründüğünü, davacı tarafın sözleşme gereği işe başlamadan önce yapması gereken 170.000-USD’lik ödemeden 101.820-USD ödeme yaptığını, eksik ödeme nedeniyle davalının mal teslimi edimi konusunda şartların oluşmadığını, davacı tarafın davalı tarafça düzenlenen faturaya itiraz etmediğini, faturadaki malın davacı envanterine girmediğini, sözleşme hükümlerine göre davalının fatura konusu malı davacı tarafa kendi iş yerinde teslim ile yükümlü olduğunu bildirmiştir.
Talimatla dinlenilen ve daha önce davacı şirketin çalışanları olup, işten ayrılan tanıklar … ve …, davacı şirketin yurt dışındaki müşterilerine, davalı şirketin yaptığı üretimi yerinde görebileceklerinin iletildiğini, müşterilerin davalı şirketin fabrikasına gitmelerine rağmen davalının kendileriyle hiç ilgilenmediğini ilettiklerini, bunun üzerine davacı şirketin yurt dışı müşterilerinin isteklerine uyarak davalıya iş yaptırmaktan vazgeçip ödenen paranın iadesinin istendiğini, davalı tarafın ürünler bizde kalsın, faturayı keselim, devletten ihale alan firmaya bu malzemeleri satıp fatura edersiniz teklifinde bulunduğunu, bu teklifi davacının kabul ettiğini, 5-6 ay ihalenin sonucunun beklendiğini sonra davalı şirket yetkilisinin malzemelerin hurda olarak Gaziantep’te bir hurdacıya sattıklarını söylediğini bildirmişlerdir.
Davacı taraf, 28/03/2018 tarihli yazı ile; fatura mal stoğunun davalıya ait depoda beklediğini, kendi adlarına ihaleye girmeleri konusunda programın bildirilmesini içerir nitelikli davalı taraftan talepte bulunmuş, 19/08/2019 tarihli ihtarnamede de 101.820-USD’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile üç gün içinde iadesini talep etmiş, davalı taraf, davacı tarafın talebi gereği özel üretim yaptıklarını, bu nedenle yapılan ödemenin iade edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşme gereği peşinatın kalan 68.820-USD’ sinin üç gün içinde ödenmesini ve ürünlerin teslim alınmasını bildiren 04/09/2019 tarihli cevabi ihtarname düzenlemiştir.
Sözleşmenin taraflarının sözleşmedeki hükümlere uyma ve yükümlülüklerini sözleşmeye uygun bir biçimde yerine getirme sorumlulukları vardır. Bir başka deyişle sözleşme hükümleri uyarınca kendi yükümlülüğünü yerine getirmeyen tarafın, karşı taraftan yükümlülüğünü yerine getirme talebinde bulunması mümkün değildir. Sözleşmenin ifasının imkansız hale gelme halleri hariç taraflarca fesih edilmediği sürece ayakta kalması mümkündür.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen hüküm ve denetime elverişli nitelikteki her iki bilirkişi raporu ile somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 11.2 maddesinde; işe başlamadan davacı tarafın, davalı tarafa 170.000-USD ödeme yapması kararlaştırılmasına rağmen, davacı tarafın davalı tarafa havale ettiği 400.000,00-TL ‘nin havale tarihindeki USD cinsinden karşılığının 101.820-USD olduğu, havale makbuzunda davacı tarafça ödemenin 101.820-USD olarak kayıtlara alınmasının belirtildiği ve davalı tarafça bu istemin kabul edilmediğine dair bir beyanda bulunulmadığı gibi 04/09/2019 tarihli cevabi ihtarnamede eksik kalan 68.820-USD’nin üç gün içinde ödenmesinin talep edilmesi nedeniyle yapılan bu ödemenin 101.820-USD olarak zımnen kabul edildiği, bu nedenle davalı tarafın sözleşmede USD olarak belirlenen ödemenin Türk Lirası olarak yapılması nedeniyle USD para biriminden talep edilemeyeceğine ilişkin iddiasının haklı olmadığı, ancak sözleşmenin 11.2 maddesi gereği davacı tarafça işe başlamadan önce yapılması gereken 170.000,00-TL’lik ödemenin 101.820-USD olarak yapılması nedeniyle eksik olarak yapıldığı, eksik 68.180-USD’lik kısma ilişkin ödemenin dava tarihine kadar yapılmadığı ve 28/11/2017 tarihinde yapılan bu ödemeden sonra davalı tarafça 400.126,78-TL miktarlı 06/03/2018 tarihli fatura düzenlenmiş ise de; faturada yazılı malzemelerin teslim edilmediği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamasına rağmen davacı tarafın faturaya itiraz etmediği gibi faturada gösterilen malları sözleşmenin 8.1, 9.1 ve 9.3 maddesi hükümleri gereği davalıya ait fabrikadan teslim alma yükümlülüğü bulunmasına rağmen teslim almadığı, davalı tarafça sözleşmeye konu tüm ürünlerin imal edildiği ve teslime hazır hale getirildiği iddia edilmiş, davacı taraf ise ürünlerin imal edilmediği ve teslim edilmediği iddiasında bulunmuş ise de ödeme yükümlülüğünü sözleşmeye uygun bir biçimde yerine getirmeyerek davalının işe başlamasından önce 170.000-USD ‘nin tamamını davalıya teslim etmeyen davacının, davalının ürünleri imal etme ve teslim etme yükümlülüğünü talep etme hakkının bulunmadığı, davacı tanıklarının dahi talimatla alınan ifadelerinde, davacı tarafın dava konusu ödenilen bedelin iadesi sebebi olarak yurt dışından gelen müşterilerine davalı tarafından ilgi gösterilmeme olarak beyan edilip ayrıca davacı tarafça itiraz edilmeyip kayıtlarına işlenen 06/03/2018 tarihli faturadaki yazılı malların satışı konusunda tarafların anlaştıklarını beyan etmeleri karşısında davaya konu alacak miktarını aşacak şekilde davalı tarafça üretimin yapılıp hazır hale getirildiğinin kabulü yanında davacı tarafça sözleşme haklı bir sebeple feshedilmemesine rağmen davacının müşterileri ile davalının ilgilenmemesi sebebine bağlı olarak dava konusu sözleşme bedelinin iadesini talep etmeye hakkının bulunmadığı, bunun yanında davadan önce her iki tarafça sözleşme fesih edilmediği gibi davacı tarafın dava dilekçesinde de sözleşmenin feshini talep etmemesi nedeniyle sözleşmenin hala yürürlükte olduğu, yürürlükte olan sözleşme uyarınca yaptığı eksik ödemenin iadesini talep etmesinin de mümkün bulunmadığı, davacı tarafın teslime hazır hale getirilecek sözleşmeye konu ürünleri davalıya ait fabrikada teslim alma yükümlülüğü bulunması karşısında faturaya itiraz etmemesine rağmen bu ürünleri davalıya ait fabrikada teslim almayı talep ettiğine ve talebine rağmen ürünlerin hazır edilmediğine ilişkin bir delili dosyaya sunmadığı gibi 28/03/2018 tarihli yazısında dahi fatura mal stoğunun davalının deposunda beklediğinden söz ettiği, buna göre üretildiğini kabul ettiği malzemenin fatura bedelinin 400.126,78 TL olup yaptığı 400.000,00 TL’lik ödemeden daha yüksek olduğu gözetildiğinde yerine getirmediği teslim alma yükümlülüğü nedeniyle bedelin iadesini talep etmeye hakkının bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu ettiği ödemenin istirdadı konusunda yasal koşulların oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL ret harcının peşin yatırılan 10.354,74-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 10.295,44-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf yararına AAÜT’nin 13 (1) maddesi uyarınca takdir edilen 47.366,91-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan ve bir tebligat ücretinden oluşan toplam 19,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır