Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1259 E. 2022/480 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1259 Esas
KARAR NO : 2022/480

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikli Sözleşme Ve Taahhütnameden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikli Sözleşme Ve Taahhütnameden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 29.09.2014 tarihli sözleşme ile 31.10.2014 tarihli taahhütnamenin imzalandığını, sözleşme ve taahhütname şartlarının yerine getirilmemesi üzerine sözleşmenin 6.3. maddesi uyarınca davacı tarafça 13.06.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, ihtarname ile boya malzemesi yatırım bedeli ile nakdi yatırım bedelinin de ödenmesinin davalılardan talep edildiğini, davalıların keşide ettiği 05.07.2019 tarihli ihtarname ile talepleri kabul etmediklerini bildirdiklerini, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını bildirmiş, 352.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin arabuluculuğa başvurmadan önce müvekkillerine gönderdiği ihtarnameye karşılık olarak verdikleri cevabi ihtarnamede müvekkillerinin vekili olarak görünüp iletişim bilgilerinin yer almasına rağmen davacı tarafın kötü niyetli olarak müvekkillerinin arabuluculuk sürecinden haberdar olmaması için kendisini arama tenezzülünde bulunmadığını, müvekkillerine ulaşılamaması nedeniyle arabuluculuk anlaşamama son tutanağının usulsüz olarak düzenlendiğini, müvekkillerinin yerleşim yeri nedeniyle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olup İzmir Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında 2000 yılından beri süregelen bir ticari ilişki olup sözleşmenin 5 yılda bir yenilemek üzere ve uzun süreli akdedildiğini, en son akdedilen sözleşmenin 2014 ve 2019 yılları arasını kapsadığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmede kendisine yüklenen tüm yükümlülüklerin yerine getirilmiş olup, sözleşmenin süresinin bitimine üç ay kala haksız olarak feshedildiğini, fesih sonrasında müvekkili şirketin uhdesinde olan sikken karıştırma makinası, terazi karıştırma kapağı, karıştırma kapağı 1 lt, renk dokümantayonu ekipmanlarının davacı tarafa iade edildiğini, sözleşmede hedef tutarın belirtildiğini, müvekkilinin satın almayı taahhüt ettiği sikkens boya ve alt malzemelerini ……Şirketinden satın aldığını ve taahhüt ettiği hedef tutarını geçerek sözleşme süresi dolmadan 2014 ve 2018 tarihleri arasında 1.500.000,00 Euro tutarında malzeme satın aldığını, dava değerinin neye göre hesaplandığının ya da bu bedelin ne bedeli olduğunun dava dilekçesinde belirtilmediğini, talep edilenin boya yatırım bedeli ve nakdi yatırım bedeli olması halinde sözleşmenin 6.5 maddesi uyarınca müvekkili şirketin sözleşmedeki taahhüdünü ikiye katlayarak yerine getirmiş olması nedeniyle sözleşmede belirtilen iade koşullarının oluşmadığını, ayrıca davacının sözleşmeyi müvekkili şirketin taahhütlerini yerine getirmemesi gerekçesiyle değil, sözleşmenin 6.3 maddesinde belirtilen derhal fesih hallerinden biri gerekçesiyle feshettiğini, bu bağlamda davacının taleplerinin haksız ve kötü niyetli olup müvekkilinin sözleşmede belirtilen taahhütleri yerine getirmesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin, davacı şirkete ait malzemeleri, İstanbul’da davacı şirketin distribütörlüğünü yapan ……Şirketinden satın alması nedeniyle davanın ……Şirketine ihbar edilmesini talep ettiklerini bildirmiş, arabuluculuğa başvuru dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında düzenlenen 29.09.2014 tarihli sözleşme ile 31.10.2014 tarihli taahhütnamedeki yükümlülüklerin davalı tarafça yerine getirilmediği iddiası ile davacı tarafça 13.06.2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle boya malzemesi yatırım bedeli ile nakdi yatırım bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalılar vekili tarafından arabuluculuk dava şartına ilişkin işlemlerin usulsüz olarak yapılıp, müvekkillerin haberdar edilmeden son tutanağın düzenlendiğini bildirmiş ve bu nedenle davanın usulden reddini talep etmiş ise de, arabuluculuk son tutanağı örneği içeriği dikkate alındığında arabulucu tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu gibi arabulucu tarafından eksik ve hatalı işlemler yapılarak düzenlenen son tutanağın geçerli olup, bu nedenle arabuluculuk dava şartına başvurulmadığı veya usulüne uygun şekilde arabuluculuk işlemlerinin yapılmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilemeyeceği birlikte değerlendirildiğinde, davalılar vekilinin itirazları haklı görülmediği gibi, davacı tarafın davadan önce arabuluculuk dava şartını yerine getirdiği kabul edilerek yargılama yapılmıştır.
Davalı vekili yetkisizlik itirazında bulunmuş ise de, taraflar arasında düzenlenen varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu olmayan davaya konu, 29.09.2014 tarihli sözleşmenin 12.6 maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde İzmir Mahkemelerinin yetkili kılınmış olduğu, tarafların tacir olup, yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, buna göre HMK’nun 17(1) madde hükmüne uygun olarak taraflarca düzenlenen yetki sözleşmesi nedeniyle mahkememizin davaya bakmaya yetkili olduğu göz önünde tutularak; yetkisizlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen davaya konu sözleşme ve taahütnamenin varlığı ve içeriği konusunda bir uyuşmazlık yoktur.
Davanın niteliği gereği, taraflarca sunulan ve bildirilen tüm delillerin toplanmasından sonra davalı tarafça inceleme gününde defter ve kayıtların sunulmaması nedeniyle davacı tarafa ait defter ve kayıtlar ile dosyada toplanan tüm deliller üzerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan bilirkişi rapor ve ek raporları, taraflar arasında varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu olmayan sözleşme ve taahhütname, tanık beyanları ve dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık çözülmüştür.
Davacı tanığı …; davacı şirkette 25 yıldır çalıştığını, davalının 20 yıllık müşterileri olduğunu, davalıya yaptıkları ziyaretlerde davalı şirketin kapatılmasına karar alındığını öğrendiklerini, davalı şirketin, davacı şirkete yaptığı taahhüdü bu nedenle yerine getirmesinin mümkün olmadığını, davalının son zamanlarda aldığı malların bedelini kısmen ödemediğini, bunun üzerine davalıya mal verilmemeye başlandığını bildirmiştir.
Davalı tanığı …; 2010 yılından 2018 yılına kadar davalı şirkette servis müdürü olarak çalıştığını, taraf şirketler arasında uzun yıllara dayanan sözleşmesel bir ilişkinin mevcut olduğunu, sözleşmenin her 5 yılda bir yenilendiğini, sözleşme kapsamında davacı şirketten oto boyası ve sarf malzemeleri aldıklarını, davacı şirketin, davalı şirkete hedefler koyduğunu, hedeflerin her yıl tutturulduğunu, şirketin 2019 yılında tasfiye edildiğini, son sözleşmenin ne zaman yapıldığını ve ne alındığını hatırlamadığını bildirmiştir.
Davalı tarafın Bakırköy’de yerleşik olması nedeniyle talimat yolu ile defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davalı şirket inceleme için belirlenen günde defter ve kayıtlarını hazır etmediğinden davalı şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Davacı tarafa ait defter ve kayıtlar üzerinde yaptığı incelemeden sonra bilirkişi rapor ve ek raporlarında; davalı şirketin sözleşme ve taahhütnamede, taahhüt ettiği miktarda emtia alımı yaparak sözleşmenin feshine kadar olan sürede sözleşme şartlarına uygun şekilde ticari ilişkiyi sürdürdüğünü, davacı şirketin davalıya keşide ettiği ihtarnamede sözleşmenin 3.2 maddesinde ekipmanların iadesini, naklen bedelini, boya malzemesi yatırım bedeli ve nakdi yatırım bedelinin 7 iş günü içinde ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafça malzemelerin iadesinin yapıldığının belirtildiğini, sözleşmenin 6.5maddesine göre naklen yardım iadesi şartının sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde sözleşmenin 3.3 maddesinde belirtilen liste fiyatı ile 100.000 Euro + KDV bedelindeki yatırımın tamamını ve 3.5 maddesine belirtilen yatırımın sözleşme tarihindeki karşılığı olan 231.939 EURO + KDV’nin tamamının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 6.3 maddesinde; sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilebileceği bir işletme sermayesi veya kredi sağlama olanaklarının yitirilmesi yada mali durumun, faaliyetlerinin muntazam devamını tehlikeye sokacak veya devamına imkan sağlayamayacak derecede bozulması halinin fesih nedeni sayıldığını, davalı şirketin mali yapısının bozulduğuna ilişkin herhangi belge ve mali tablo ibraz edilmemesine rağmen davalı şirketin ortağı tarafından iflasın gerçekleştiğinin belirtildiğini ve resen terkinin 31.07.2019 tarihinde yapıldığını, sözleşmenin 6.3 maddesindeki fesih halinin haklı görülmesi durumunda davalıların, dava dilekçesinde talep edilen alacaktan sorumlu olacaklarını bildirmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 20 yıla yakın uzunca bir süre devam ederek sürdüğü, her 5 yılda bir sözleşmenin yenilendiği, davaya konu son sözleşmenin 29.09.2014 tarihinde 5 yıl süreli olarak düzenlendiği, 31.10.2014 tarihli taahhütnamede sözleşmenin sona ermesinden sonra 2 yıl süre ile uzamasının davalılar tarafından talep edildiği, talebin yerine getirilememesi halinde yatırım bedelinin ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bunun yanında sözleşme ve taahhütnamenin varlığı ve içeriği konusunda da uyuşmazlık yoktur.
Davacı tarafça, davalı tarafa keşide edilen ve sözleşmenin feshedilip sözleşme kapsamında davalı tarafa teslim edilen malzemeler ile boya malzemesi yatırım bedeli ve nakdi yatırım bedelinin iadesi talep edilen ihtarnamede sözleşmenin 6.3 maddesine dayanarak feshedildiği bildirilmiştir. Buna göre fesih nedeni davalı tarafın sözleşmede taahhüt ettiği mal satın alma miktarı değil, mali durumunun sözleşmenin devamına imkan sağlayamayacak derecede bozulması halidir.
Uyuşmazlık; davacı tarafça, davalı tarafa sözleşme kapsamında ödenen boya malzemesi yatırım bedeli ile nakdi yatırım bedelinin davacı tarafça sözleşmenin feshedilmesine bağlı olarak iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Davalılar …, sözleşmenin ve taahhütnamenin müşterek ve müteselsil kefilleridir.
Sözleşme süresinin 29.09.2019 tarihinde sona ermesinden önce davacı tarafça, davalı tarafa keşide edilen 13.06.2019 tarihli ihtarnamede sözleşmenin 6.3 maddesi uyarınca feshedildiği bildirilmiş, ihtarnamede gönderilen sözleşme hükümleri uyarınca ekipmanların aynen iadesi ile boya malzemesi yatırım bedeli ve nakdi yatırım bedelinin 7 iş günü içerisinde ödenmesi talep edilmiştir.
Sözleşmenin 3.1maddesinde davacı şirket tarafından davalı şirkete ariyet olarak verilen ekipmanlar gösterilmiş olup, cevap dilekçesinde ihtarname ile talep edilen ekipmanların davacı tarafa teslim edildiği bildirilmiş, davacı tarafça da aksi iddia edilmemiştir. İade edilen bu ekipmanlar dava konusu da değildir. Buna göre davalı tarafça ihtarnameden sonra malzeme ve ekipmanlar iade edilmesine rağmen dava konusu edilen boya malzemesi yatırım bedeli ve nakdi yatırım bedeli iade edilmemiştir.
29.09.2014 tarihli sözleşmenin derhal fesih başlıklı 6.3 maddesinde davacı tarafa, maddede sayılan hallerde tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme hakkı tanınmış olup, bunlardan biri davalının sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerini yerine getirebileceği bir işletme sermayesi veya kredi sağlama olanaklarını yitirmesi ya da mali durumunun faaliyetlerinin muntazam devamını tehlikeye sokacak veya devamına imkan sağlamayacak derece bozulması olarak belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davalı şirketin mali durumunun bozulduğuna ilişkin dosyada bir delil ve belge toplanmamasına rağmen 2019 yılı itibariyle tasfiye haline girdiği, 31.07.2019 tarihi itibariyle vergi dairesi tarafından mükellefiyetinin resen terk ettirildiği bellidir. Bunun yanında davacı tanığı, davalı şirketin fesihten önce kapatılmasına karar alındığını öğrendiklerini, ödemelerde güçlük çektiğini bildirmiştir.
Davalı şirket, her ne kadar satın almayı taahhüt ettiği ticari ürünü sözleşmede kararlaştırılan miktarda sözleşme dönemi boyunca satın almış ise de, sözleşmenin süresinin bitiminden önce vergi mükellefiyetinin 31.07.2019 tarihi itibariyle resen terkin edilmesi karşısında ve davalı şirketin sözleşmenin feshinden önce tasfiyeye girdiğine dair tanık beyanları da dikkate alındığında, davacı tarafın sözleşmenin 6.3maddesi uyarınca ihtarnameye konu ettiği sebep yönünden sözleşmeyi haklı olarak feshettiği kabul edilmiştir. Bunun yanında 31.07.2019 tarihi itibariyle vergi mükellefiyeti resen terkin edilen davalı şirketin 29.09.2019 tarihinde sona erecek sözleşmeye devam etme ve bu sözleşme uyarınca davacı şirketten ticari ürün satın almaya devam etme imkanı da kalmamıştır.
Sözleşmenin 3.3 maddesinde davacı tarafın, davacı şirkete 100.000 Euro+KDV değerinde sikkens solvent bazlı sonkat bileşeni verdiği, 3.5maddesinde 661.000,00 TL+ KDV nakdi yatırımı yapacağı, sözleşmenin 6.5 maddesinde; sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi ya da cayılması taahhütlerin yerine getirilmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi veya atıl kalması halleri de dahi ve bunlarla sınırlı olmamak üzere herhangi bir sebeple sona ermesi halinde boya malzemesi yatırım bedeli ile nakdi yatırım bedelinin davalı tarafça, davacı tarafa ödeneceği kararlaştırılmıştır. Ayrıca 31.10.2014 tarihli taahhütnamede sözleşmenin iki yıl uzamaması halinde sözleşmede yer alan yatırım bedelinin davacı şirkete nakden ve defaten ödeneceği her üç davalı tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir. Sözleşmenin, 6.5 maddesinde açıkça herhangi bir sebeple sona ermesi halinde boya malzemesi yatırım ve nakdi yatırım bedelinin nakden ve defaten tamamının iade edileceği taraflarca kararlaştırılmış olmakla davacı tarafça sözleşmenin haklı veya haksız şekilde feshedilmiş olmasının bu hüküm karşısında önem taşımadığı dikkate alındığında gerek sözleşme hükümlerine göre davacının fesih ihbarnamesinde dayandığı haklı sebebe bağlı olarak sözleşmeyi feshetmesi gerekse davalı şirketin sözleşme süresinin bitiminden önce vergi mükellefiyetinin dahi resen terk ettirilmek suretiyle ticari faaliyetinin sonlandığı, buna göre sözleşmenin süresinden önce bu nedenle sona erdiği, bu durumda sözleşmenin 6.5 maddesi gereği sözleşmenin sona ermesiyle birlikte davalı tarafın aldığı malzeme ve ekipmanlarla birlikte davaya konu boya malzemesi yatırım ve nakdi yatırım bedelini iade etmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulü ile dava konusu boya malzemesi yatırım bedeli ile nakdi yatırım bedelinden oluşan alacağın sözleşmenin tarafı olan davalı şirket ile müşterek ve müteselsil kefili olan davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile;
352.000,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 24.045,12 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 6.011,28 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 18.033,84 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına A.A.Ü.T’nin 13.maddesi uyarınca takdir edilen 33.090,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 6.011,28 TL nispi harç, 298,00 TL on beş adet tebligat masrafı, 114,00 TL yirmi adet elektronik tebligat masrafı, 143,65 TL posta masrafı, 1,00 TL iki adet kep ücreti, 1.100,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 7.667,93 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza