Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1233 E. 2021/758 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1233 Esas
KARAR NO : 2021/758

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankayla davalı şirketin borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla taraf oldukları genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden kullandırılan taksitli ticari kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle davalılara kat ihtarnamesi düzenlenerek tebliğ edildiğini, tebliğe rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalıların borca, faize ve alacağın diğer ferilerine haksız ve kötü niyetli itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının defter ve kayıtlarıyla sabit olduğunu, talep edilen akdi faiz, temerrüt faizi, masraflar ve tüm fer’ilerin sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu, 6102 sayılı TTK 8. maddesi gereğince ticari işlerde temerrüt faizi oranının serbestçe belirlendiğini, TBK’nun 88 ve 120. maddelerindeki sınırlamaların ticari kredilerde uygulanmasının mümkün olmadığını, alacağın likit ve muayyen olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, genel kredi ve teminat sözleşmesinin ilgili maddesi gereğince teminat mektuplarının nakden depo edilmesi gerektiğini, genel kredi sözleşmesine göre davacı banka tarafından davalı şirket lehine verilen iki teminat mektubu olup muhatap Aliağa Gümrük Müdürlüğü’ne verilen … numaralı ve 258.000,00-TL bedelli kesin teminat mektubu ve muhatap … A.Ş.’ye verilen … numaralı ve 15.000,00 TI. bedelli kesin teminat mektubunun iade edilmemiş ve halen mer’i durumda olduğunu, mer’i teminat mektuplarının depo edilmesinin her zaman istenebileceğini bildirmiş, davalıların itirazının iptali ile takibin 1.706.845,07-TL asıl alacak, 12.232,38-TL akdi faiz, 611,60-TL akdi faizin %5 gider vergisi, 107,531,23-TL temerrüt faizi, 5.376,56-TL temerrüt faizinin %5 gider vergisi, 2.604.12-TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 1.835.200,96-TL alacak ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren asıl alacak için yıllık %40,50 faiz ve %5 oranında BSMV’si ile halen iade edilmeyen mer’i mektup tutarları toplamı olan 273.000,00-TL’nin nakdi teminat olarak depo edilmesi yönünden devamına, davalıların icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; takibin İİK. nun 58. maddesindeki usule uygun yapılmaması nedeniyle geçerli bir icra takibi olmadığını, borcun sebebini oluşturan belgelerin tebliğ edilmediğini, teminat istenmesine ilişkin bölüm için takip talebinin yönetmeliğin 18. maddesine uygun düzenlenmediğini, bu durumun icra müdürlüğünce dikkate alınmadan ödeme emri düzenlendiğini, bu konuyla ilgili yaptıkları şikayetin İzmir …. İcra Hukuk Mahkemesinin …/…esas sayılı dosyasında incelendiğini, itirazın iptali davasının görülebilmesi için ortada geçerli bir icra takibi bulunması gerektiğini, müvekkillerinin davacıya hem asıl alacak hem de fer’ileri yönünden herhangi bir borçları olmadığını, davacı tarafın alacaklı olduğunu kanıtlayacak belgeleri icra ve dava dosyasına sunmadığını, bu nedenle kanıtlayamadığı davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin, davacının borcun sebebi olarak gösterdiği 2017 tarihli genel kredi ve teminat Sözleşmesinin tarafı olmaması sebebiyle davacıya borçlu olmadığını, ödeme emri ekindeki hesap özetinin müvekkiline tebliğ edilmemesi ve müvekkilinin borçlu şirketin yöneticisi ya da ortağı olmadığından borç miktarını hesaplamasının mümkün olmamasına bağlı olarak müvekkili bakımından alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini bildirmiş, davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddine, davacının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; takip talebinde müvekkili yönünden 15.000,00-TL teminat mektubu bedeli ile bu bedele ilişkin faiz ve ferilerinin talep edilmesine rağmen dava dilekçesinde müvekkilinin borcun tamamından sorumlu tutulduğunu, davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle icra dosyasında talep edilmeyen alacaklardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, 17/02/2017 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, icra dosyasında müvekkiline alacağın dayanağı olan belgelerin gönderilmediğini, bu nedenle itiraz ettiklerini, müvekkilinin hangi gerekçe ile sorumlu tutulduğunun anlaşılamadığını, dava dilekçesinde de bu konu ile ilgili yeterli bir açıklama bulunmadığını, bu nedenle itirazlarının haklı olarak yapılmış olması nedeniyle icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, davacı tarafın, bilerek gerçek alacak üzerinde bir alacak talep ettiği için kötü niyetli olduğunu, %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesi gerektiğini, talep edilen temerrüt faiz oranının fahiş olduğunu, bu oranı haklı kılan bir sözleşme ya da hukuki düzenleme bulunmadığını, müvekkili hakkındaki takibe konu tüm alacaklar yönünden davanın reddinin gerektiğini, davanın kabulü düşünülse bile müvekkilinin ancak 15.000,00-TL ve ferilerinden sorumlu olabileceğini bildirmiş, davanın reddine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile …..Şirketi cevap dilekçesi sunmadıkları gibi duruşmalara da katılmamışlardır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin borçlu, gerçek kişi davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen davaya konu genel kredi sözleşmesi nedeni ile hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde; davalıların borca ve ferilerine itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, davalılar hakkında 27/07/2019 tarihinde davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emrinin tebliğinden sonra davalı ….Şirketi ve … vekili ile davalı … ve … vekilinin ayrı ayrı yasal süre içinde sundukları itiraz dilekçeleri ile borca ve ferilerine itiraz etmeleri nedeniyle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
Dava, hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, müvekkili yönünden ödeme emrinde yazılı tüm alacak kalemleri yönünden itirazın iptalinin talep edildiğini, buna bağlı olarak ödeme emrinde talep edilmeyen nakit alacaklar yönünden müvekkili için davanın reddine karar verilmesi gerekip, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde de bildirdiği gibi davalılar … ve … yönünden dava dilekçesinde ödeme emrine uygun olarak sonuç-talebin açıklanmadığını ancak her iki davalı yönünden nakit alacaklar için itirazının iptalinin istenmesinin zaten mümkün bulunmadığını, bu durumu cevaba cevap dilekçesi ile düzelttiklerini açıklaması ile birlikte davanın itirazın iptali nitelikte olması nedeniyle takip talebi ve buna bağlı olarak düzenlenen ödeme emrinde talep edilen alacaklardan fazlası için itirazın iptalinin talep edilmesinin mümkün bulunmadığı, her ne kadar dava dilekçesinde sonuç ve istem bölümünde davalıların icra takibine konu tüm alacaklardan itirazının iptali talep edilmiş ise de bunun maddi bir hatadan kaynaklanıp cevaba cevap dilekçesi ile birlikte davacı tarafça düzeltildiği birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın iradesinin ve talebinin davanın niteliğine bağlı olarak davalılar … ve … yönünden yalnız gayri nakdi alacağa ilişkin olduğu kabul edilerek bu durum ön incelemeden önce karar altına alınmış ve bu kabule uygun olarak yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, zaman aşımı definde bulunmuş ise de davaya konu kredi alacağının 23/08/2007, 03/07/2012, 17/02/2017 tarihli sözleşmelerden kaynaklandığını, süregelen kredi ilişkisi çerçevesinde hesabın 22/05/2019 tarihli kat ihtarnamesi ile kat edildiği, icra takibinin 24/07/2019 tarihinde yapılıp itirazın iptali davasının 12/12/2019 tarihli olduğu, buna göre uyuşmazlığın konusu alacağa ilişkin kanunda öngörülen zaman aşımı süresi dolmadığı anlaşılmakla ön incelemede bu konudaki talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili 17/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzası bulunmadığını ve sözleşmeye taraf olmadığını bu nedenle müvekkilinin 15.000,00-TL teminat mektubu nedeniyle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını iddia etmiş ise de davalı …’ın dava konusu 17/02/2017 tarihli sözleşme dışındaki diğer sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının olup sözleşmeye konu alacaklardan sorumluluğunun bulunduğu, 15.000,00-TL bedelli ve dava tarihinden sonra muhatabı tarafından iade edildiği belirlenen teminat mektubunun 03/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davalı … yanında davalı …’ın da sorumlu tutulabilecekleri ancak bu sözleşme ile diğer sözleşmelerde müteselsil kefillerin gayri nakdi alacaklar nedeniyle sorumlu bulunduklarına ilişkin açık bir sözleşme hükmü bulunmaması nedeniyle davalı … ve …’ın 15.000,00-TL bedelli teminat mektubu nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığı anlaşılmakla, her iki davalı hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile; taraflar arasında 23/08/2007 tarihli ve 2.000.000,00-TL limitli, 03/07/2012 tarihli 2.000.000,00-TL limitli ve 17/02/2017 tarihli 3.000.000,00-TL limitli davaya konu genel kredi sözleşmeleri ile 04/06/2014 tarihli kredi limitinin 2.000.000,00-TL arttırılmasına ilişkin sözleşmelerin imzalandığı, sözleşmelerde asıl borçlunun davalı şirket olup davalı …’ın imzasının bulunmadığı ve taraf olmadığı 17/02/2017 tarihli kredi sözleşmesi hariç diğer sözleşmelerde gerçek kişi davalıların, müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla sözleşmelerde taraf oldukları, TBK’nun 583. maddesi yönünden kefalete ilişkin tüm şekil şartlarının yerine getirildiği, taraflar arasındaki kredi ve kefalet sözleşmelerinin varlığının ve içeriğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, sözleşmelerde uyuşmazlık halinde davacı bankanın kayıtlarına itibar edilerek uyuşmazlığın çözümünün kararlaştırıldığı, sözleşmelerdeki bu hüküm nedeniyle davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin mümkün bulunmadığı, sözleşmenin 11. maddesinin b bendinde temerrüt halinde bankanın mezvuat gereği TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muaccaliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek faiz oranına, bu oranın %30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğinin kararlaştırıldığı, tarafların serbest iradeleri ile belirledikleri ve bilirkişinin bu hükme uygun olarak belirlediği temerrüt faizi oranının geçerli olduğu, kredi garanti fonundan davacı bankanın davaya konu kredi alacağı ile ilgili olarak toplam 1.229.305,55-TL tahsilatın davalıların borcundan mahsup edilmesinin mümkün bulunmadığı gibi bu tutardaki alacağın tahsilinin takip etme görevinin davacı bankaya ait olduğu göz önünde tutulduğunda tahsilatın davaya etkili bulunmadığı, davacı banka tarafından davalı borçlu şirkete kullandırılan kredilerin ödeme takviminde kararlaştırılan 16/02/2019, 16/03/2019, 16/04/2019, 16/05/2019 tarihli taksitlerin ödenmemesi nedeniyle hesabı kat etme koşulunun oluştuğu, 20/05/2019 tarihinde hesabın kat edilerek davalı …’a 24/05/2019, diğer davalılara ise 25/05/2019 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edildiği, davalılar tarafından ihtarnameye itiraz edilmediği gibi kat ihtarnamesinde verilen sürede bir ödeme de yapılmadığı bu nedenle davalıların temerrüdünün oluştuğu, davalı … ile … yönünden icra takibinin yalnız 15.000,00-TL bedelli teminat mektubu yönünden yapıldığı ve itirazın bu gayri nakdi alacak istemine ilişkin olup teminat mektubunun davadan sonra iade edildiği, her iki davalının sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla taraf olmaları ve sözleşmelerde müteselsil kefillerin gayri nakdi alacaklardan sorumlu bulunduklarına dair açık bir hüküm bulunmaması karşısında her iki davalının sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı gibi sözleşmelerde yine müteselsil kefil sıfatıyla taraf olan …’ın da aynı nedenle 258.000,00-TL bedelli teminat mektubundan sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, davacı tarafın nakdi alacaklar yönünden ödeme emrinde daha fazla alacak talebinde bulunmasına rağmen dava dilekçesinde davalılar … ve şirket yönünden 1.706.845,07-TL asıl alacak, 12.232,38-TL akdi faiz, 611,60-TL akdi faizin %5 gider vergisi, 107,531,23-TL temerrüt faizi, 5.376,56-TL temerrüt faizinin %5 gider vergisi, 2.604.12.TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 1.835.200,96-TL alacak ile yıllık %40,50 oranında temerrüt faizi talebinde bulunduğu, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporunda nakdi alacaklar yönünden davacı alacağının her iki davalı için 1.706.845,07-TL asıl alacak, 89.229,31-TL işlemiş temerrüt faizi, 4.836,19-TL faizin %5 gider vergisi, 2.604,12-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 1.803.514,69-TL olarak belirlendiği, her ne kadar davacı tarafça icra takibine konu takip talebi ve ödeme emrinde yalnız temerrüt faizinin talep edildiği bildirilmesine rağmen dava dilekçesinde ikili bir ayrım yapılarak ve temerrüt faizi bölünerek akdi faiz ve temerrüt faizi olarak talepte bulunulduğu, bu istemin icra dosyasındaki talebin genişletilmesi niteliğinde olup takip talebinde ve ödeme emrinde akdi faiz talebinde bulunulduğunun gösterilmemesi nedeniyle akdi faizin talep edilemeyeceği, yalnız temerrüt faizinin talep edilebileceği, yine davacı tarafın TCMB’ye bildirdiği listeye ve taraflar arasındaki temerrüt faizine ilişkin sözleşme hükmüne uygun olarak %32,448 oranında temerrüt faizi talebinde bulunabileceği dikkate alınarak; bilirkişi raporunda nakdi alacaklar yönünden belirlenen miktarlar üzerinden davalı şirket ile davalı …’ın itirazlarının iptaline, davacı tarafın fazlaya ilişkin her iki davalı yönünden taleplerinin reddine, hükmedilen toplam alacak üzerinden her iki davalının %20 oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına, gayri nakdi alacak olarak icra takibine konu edilen ve davadan sonra 27/01/2020 tarihinde tazmin edilerek nakdi alacağa dönüştüğü belirlenen 258.000,00-TL’lik teminat mektubu yönünden davalı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla gayri nakdi alacaktan sorumlu bulunduğuna dair açık hüküm bulunmaması nedeniyle bu talep hakkındaki davanın reddine ancak davalı borçlu şirketin bu teminat mektubundan dolayı sorumluluğunun bulunduğu göz önünde tutularak 258.000,00-TL’lik teminat mektubu yönünden itirazının iptali ile nakde dönüşen bu alacağın davalı şirketten tazmin edildiği tarihten tahsil tarihine kadar diğer nakdi alacaklar gibi sözleşme hükmü uyarınca %32,448 oranında işleyecek faiz ve BSMV’si ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, davalı … ve … tarafından kötü niyet tazminatı kabul edilmiş ise de davacı bankanın her iki davalı hakkında kötü niyetli olarak takip yapmadığı ve davalıların kötü niyet iddialarını da kanıtlar delil ve belge sunmadıkları dikkate alınarak, her iki davalının kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-a-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında davalılar … ile davalı şirketin borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile;
Takibin ödeme emrinde talep edilen nakdi alacaklar için davalılar … ile … ….Şirketi yönünden 1.706.845,07-TL asıl alacak, 89.229,31-TL işlemiş temerrüt faizi, 4.836,19-TL faizin %5 gider vergisi, 2.604,12-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 1.803.514,69-TL alacak ile işleyecek faiz için hükmedilen asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %32,448 oranında, TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
b-Davacı tarafın davalılar … ile davalı şirket yönünden nakdi alacaklar için fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
c-İcra inkar tazminatına konu ödeme emrinde nakdi alacak olarak talep edilen ve hükmedilen 1.803.514,69-TL toplam alacağın %20’si oranındaki 360.702,93-TL icra inkar tazminatının davalılar … ve davalı şirketten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- a-Davaya ve icra takibine konu 258.000,00-TL bedelli ve dava sonrasında tazmin edilen teminat mektubu hakkında davalı … hakkında açılan davanın reddine,
b-Davaya ve icra takibine konu 258.000,00-TL bedelli ve dava sonrasında tazmin edilen teminat mektubu hakkında davalı şirket hakkında açılan davanın kabulü ile,
Ödeme emrinde talep edilen 273.000,00-TL gayri nakdi alacak içinde yer alan 258.000,00-TL bedelli, davaya ve icra takibine konu teminat mektubunun 27/01/2020 tarihinde tazmin edilerek nakde dönüşmüş olduğu dikkate alınarak 258.000,00-TL nakde dönüşen davacı alacağı yönünden davalı şirketin itirazının iptali ile 258.000,00-TL alacağın tazmin edildiği tarih olan 27/01/2020 tarihinden, tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %32,448 oranında ve TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
3-a-Ödeme emrinde talep edilen 273.000,00-TL gayri nakdi alacak içinde yer alan ve dava tarihinden sonra muhatabı tarafından iade edilen 15.000,00-TL bedelli teminat mektubu hakkında davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddine;
b-Davalılar … ve …’ın kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
4-Nakdi alacaklar yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 123.198,09-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 22.140,33-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 101.057,76-TL harcın davalı … ile davalı … ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Gayri nakdi alacaklar yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davalı … …Şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 22.140,33-TL harcın davalı … ile davalı … ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Nakit alacaklar yönünden kabul edilen alacak bölümü için davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 95.923,01-TL nispi vekalet ücretinin davalı … ile davalı … ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Gayri nakdi alacak yönünden kabul edilen alacak bölümü için davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı … ….Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
9-Gayri nakdi alacak yönünden reddine karar verilen alacak bölümü için davalı … ile davalı … yararına takdir edilen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretin davacıdan alınarak davalı … ile davalı …’a verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile 49/50’sinin karşılığı olan 1.293,60-TL’sinin davalı … ile davalı … ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen, 1/50’sinin karşığı olan 26,40-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-Haklarında davanın reddine karar verilen davalı … ve davalı … hakkında yapılan yargılama giderlerinin indirilmesinden sonra, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 380,00-TL yirmi adet tebligat gideri, 55,00-TL on adet elektronik tebligat gideri, 19,20-TL bir müzekkere gidiş dönüş ücreti, 0,50-TL kep reddiyatı ile 850,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.349,10-TL yargılama giderinden 49/50 ‘sinin karşılığı olan 1.322,12-TL yargılama giderinin davalı … ile davalı … ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1/50 ‘sinin karşılığı olan 26,98-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … ve davalı … tarafından yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı ve davalılarca başkaca yargılama gideri yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
13-Davacı ve davalılar … ve … tarafından peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … ve arkadaşları vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)