Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1209 E. 2021/815 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1209 Esas
KARAR NO : 2021/815

DAVA : Şirketi Temsil Yetkisinin Geriye Dönük Olarak Kaldırılması İstemli
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketi Temsil Yetkisinin Geriye Dönük Olarak Kaldırılması İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, gümrük müşaviri olup mesleğini icra etmek için 26/04/2011 tarihinde davalı şirkette maaş karşılığı işe başladığını, 25,00-TL karşılığında 1/200 pay oranında şirkete sembolik ortak olduğunu, 26/04/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile gümrük müşavirliğini yapabilmek için mecburi ve sınırlı yetkiler aldığını, hizmet sözleşmesi ile şirketin çalışanı konumunda olup aldığı temsil yetkisinin ancak mesleğini icra edebilmesiyle sınırlı olduğunu, bu yetkilerin, ticari temsilcinin veya şirket müdürünün yetkileri ile kıyaslanamayacak kadar dar ve sınırlı olduğunun açık olduğunu,bir ay bile geçmeden karşılıklı anlaşma ile şirketteki tüm görevlerinden ayrılıp ortaklıktaki payını 28 gün sonra …’a devrettiğini, 03/06/2011 tarihinde kendi şirketini açarak kendi işini yürütmeye başladığını, şirketin ticari temsilcisi ya da müdürü olmadığını, bu süre zarfında şirket adına hiçbir şekilde ticari temsilci veya müdür yetki ve görevlerine sahip olmadığını, şirketin yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarına katılmadığını, hiçbir imza atmadığını, şirketteki tüm görevlerinden ve ortaklıktan ayrılmasına rağmen şirketin, müvekkilinin kağıt üzerindeki yetkilerine son vermediğini ve ticaret siciline bildirmediğini, kağıt üzerindeki yetkilerinin altı yıl boyunca devam ettiğini, payını devredip tüm görevlerinden ayrıldığı tarihten itibaren davalı şirketle ilgili herhangi bir menfaat ilişkisinin de kalmadığını, bu süre içinde müdür olarak görünüp mağdur edildiğini, temsil yetkisinin altı yıl boyunca devam ettiğinden haberinin olmadığını, iyi niyetli ve güvene dayalı olarak ticaret sicilini irdelemediğini, bu durumu öğrendikten sonra 05/03/2018 tarihli ihtarname ile kağıt üzerindeki yetkilerinin hisse devri gerçekleştiği tarihten itibaren sonlandırılması gerektiğini bildirdiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir düzeltme yapılmadığını, Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 29. maddesi gereği davacının kağıt üzerindeki geçmişe dönük yetkilerinin sicilden silinmesi gerektiğini, aynı yönetmeliğin 30 (4) maddesi gereği temsil yetkisinin sınırlı olarak tescil edilmesi gerekirken bu yetkinin sınırlarının belirtilmemiş olması ve davacının genel temsilci olarak belirtilmesinin aynı zamanda ilgili yönetmeliğe de aykırı olduğunu, müvekkilinin aslında göstermelik olarak ticaret sicile yanlış bir şekilde tescil edildiğini ve bu yetkileri hiçbir suretle ve hiçbir şekilde kullanmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman temsilin getirdiği hak ve yetkileri kullanmadığı gibi şirket adına hiçbir işlem tesis etmediğini bildirmiş, davacının ticaret sicilindeki temsil yetkisinin geçmişe dönük olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalılar cevap dilekçesi sunmadıkları gibi duruşmalara da katılmamışlardır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davacının geçmişte ortağı ve yetkilisi olduğu davalı şirketi temsil yetkisinin geriye dönük olarak kaldırılması istemine ilişkindir.
Her ne kadar …’ne husumet yöneltilerek dava açılmış ise de TTK’nun 34. maddesi çerçevesinde davacının, dava konusu sicil kaydının silinmesi talebi ile davalı …’ne başvuruda bulunduğu, … başvuru hakkında bir karar verildiğine dair davacı tarafça bir iddia dile getirilmediği gibi dosyada bu nitelikte delil ve belge de toplanmamakla davanın niteliği itibariyle …’ne husumet düşmediği göz önünde tutularak davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya getirtilen ticaret sicili kayıt örnekleri ile sunulan ve toplanan tüm delil ve belge örnekleri ile; İzmir …’nün Merkez … sicil numarasında kayıtlı davalı şirketin 08/01/2004 tarihinde sicile tescil edildiği, halen faal olup tek ortağı ve münferiden yetkilisinin … olduğu, 24/05/2011 tarihinde ortak … ile davacı arasında düzenlenen hisse devri sözleşmesi ile …’a ait bir payın 25,00-TL karşılığında davacıya devredilerek davacının şirket ortağı olduğu, davacının da katıldığı ve imzasının bulunduğu 26/04/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürleri …, … ve … ile beraber yeni ortak davacının serbest dolaşıma giriş, transit, gümrük, antrepo, dahilde işleme… gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması eşya ile ilgili olarak bağlayıcı tarife veya bağlayıcı menşei bilgisi talep edilmesi, muafiyet ve istisna hükümlerinin uygulanması işlemleri ile ilgili olarak tüm resmi makamlardan alınacak izinler ile her türlü gümrük işlemleri için gümrük idarelerinde, serbest bölgelerde… ambarlarda, depolarda ilgili gider kuruluşlarda ve merkez ve taşra teşkilatları dahil olmak üzere tüm resmi dairelerde mevzuatın Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinin gümrük müşavirlerine verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde davacının münferiden atacağı imza ile beş yıl süre ile şirketi temsil ve ilzama bununla ilgili tescil ve ilanın yapılmasına ve imza sirküleri tanzim edilmesine oy birliği ile karar verildiği, bu kararın ticaret sicil müdürlüğüne bildirilip 05/05/2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı, davacı ile dava dışı ortak … arasında 24/05/2011 tarihinde yapılan hisse devir sözleşmesi ile davacının mevcut payını yine 25,00-TL karşılığında ortak …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığı, devre ilişkin kararın 03/06/2021 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı, davalı şirket yetkilileri …, …, … ve … hakkında Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçundan birden çok kamu davası açıldığı, bu davalarda davalının sanık sıfatıyla yer almadığı, davalı şirketin ticaret sicil kaydında faal görünmesine rağmen şirket adresinde bulunamaması nedeniyle vergi mükellefiyeti kaydının 31/01/2018 tarihi itibariyle terk ettirildiği, şirketin vergi borçları nedeniyle vergi dairesi tarafından şirket yetkilisi sıfatı ile davacı adına vergi borcu tahakkuk ettirildiği, davacının İzmir Vergi Mahkemelerinde birden çok dava açarak tahakkuklara ilişkin ödeme emirlerinin iptalini talep ettiği, yapılan yargılamalar sonucunda davaların kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği ancak kararların henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Davalı şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de; tüm aramalara rağmen defter ve kayıtlara ulaşılamadığı gibi davanın niteliği, davacı tarafın talebi ve dosyada toplanan tüm delillerle hüküm kurulmasının mümkün bulunduğu, davalı şirkete ait defter ve kayıtların incelenmesinin dosyaya ve karara bir etkisinin bulunmayacağı anlaşılmakla, dosyada toplanan deliller ile hüküm kurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller dikkate alınarak; davacının, davalı şirkete 24/05/2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile ortak olup kendisinin de katıldığı ve imzasının bulunduğu 05/05/2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlanan 26/04/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile kararda belirtilen konularla sınırlı olarak beş yıl süre ile şirketi temsile yetkili kılındığı, davacının şirketteki payını 24/05/2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile ortak …’a devrederek ortaklıktan ayrılmasına rağmen şirketteki sınırlı temsil yetkisinin kaldırılması konusunda bir karar alınmadığı, temsil yetkisinin kaldırılması yönünde bir karar alınmadığı sürece davacının sınırlı temsil yetkisinin süre sonuna kadar devam edeceği, ortaklıktan ayrılması ile birlikte temsil yetkisinin de kendiliğinden ortadan kalktığının kabulünü gerektirir bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, dava tarihine kadar davacının sınırlı temsil yetkisinin sona erdirilmesine ilişkin davalı şirket tarafından bir karar alınmadığı gibi davacının, davalı şirkete keşide ettiği 05/03/2018 tarihli ihtarnameye kadar bu konuda davalı şirketten bir talepte bulunmadığı, davacının sınırlı temsil yetkisinin beş yıl süre ile geçerli olduğunun kararlaştırılmış olması nedeniyle ve yetkinin ticaret siciline 29/04/2011 tarihinde işlenmiş olması nedeniyle temsil yetkisinin 26/04/2016 tarihi itibariyle sona erdiği, davacı tarafından İzmir Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesi’nin …/… esas sayılı dosyasında açtığı davanın gerekçeli kararında da açıklandığı ve belirlendiği üzere şirketin kanuni temsilcilerinin vergi borçlarından görevde bulundukları süre ile sorumlu bulundukları, davalı şirketin mevcut yetkililerinin, yetkilerinin devam edeceğinin bunun yanında davacının sınırlı yetkili olarak atandığının kararlaştırılması ve bu kararın 29/04/2011 tarihinde ticaret siciline tescil edilmesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında, 29/04/2011 tarihinden itibaren davacının vergi borçlarından sorumlu olduğunun kabul edilerek bu tarihten önce tahakkuk ettirilen şirketin vergi borçlarına ilişkin ödeme emirlerinin iptaline karar verilerek hüküm kurulduğu, yasal prosedüre uygun olarak gerçekleştirilen davacının sınırlı ve belli bir süre ile sınırlanmış temsil yetkisinin belirlenen beş yıllık sürenin sona ermesinden sonra açtığı dava ile geçmişe dönük olarak kaldırılması konusunda bir yasal gerekliliğin olmaması nedeniyle mümkün bulunmadığı, aksi takdirde en azından Vergi Mahkemesi kararında da belirtildiği gibi davacının kamu hukukundan doğan yasal sorumluluklarını dahi geçmişe dönük olarak ortadan kalkması durumunun ortaya çıkacağı birlikte değerlendirildiğinde, davacının yetkili kılınmasından yetkisinin sona erdiği süreye kadar yetkisinin geçmişe dönük olarak kaldırılmasını gerektirir hiç bir başvurusunun veya şirket tarafından alınan bir kararın bulunmaması yanında bir yasal nedenin de bulunmadığı dikkate alınarak usul ve yasaya uygun olmayan, haklı bulunmayan ve kanıtlanamayan davalı şirket hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı … Şirketi hakkındaki davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından arta kalanın HMK 333 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)