Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1187 E. 2021/239 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1187 Esas
KARAR NO : 2021/239

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.08.2019 tarihinde …. sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın müvekkili …’nın idaresindeki … plakalı aracın şeridine çıkış yaptığını, ve sağ kısmından çarptığını, çarpmanın etkisi ile müvekkilinin sol tarafta bulunan tren yolu duvarına çarparak durabildiğini, kazaya sebep olan ve … idaresindeki …. plakalı aracın davalı … tarafından ZMMS trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin teminat limiti dahilinde sorumluluğunun olduğunu, kaza sonrası İzmir … Sulh Hukuk Mah. … D.İş dosyası ile delil tespitinin yapıldığını, bilirkişi tespit raporunda 41.659,90-TL hasar, 1.500,00-TL değer kaybı tespiti yapıldığını, raporla birlikte davalıya 28.08.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, ancak ödemenin yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın 07.09.2019 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesine talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde ZMMMS trafik sigortalısı olduğunu, davanın belirsiz dava olarak açıldığını, dava dilekçesinde talebin açık olmadığını, dava başvuru şartlarının yerine getirilmediğini, davacı tarafından bildirilen banka bilgilerinin hatalı olduğunu, hasar yönünden yapılan ödemenin müvekkili şirketi hesabına iade olduğunu, eksiklikler giderilmeden açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, tüm belgelerin müvekkili şirkete iletilmesi gerektiğini, davacının eksik belgeleri tamamlamadan davayı ikame ettiğini, değer kaybının ZMMS poliçe teminatı dışında olduğunu, değer kaybı talebinde bulunulan aracın kaza geçmişinin tespitin gerektiğini, kaza sebebiyle herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, sigortalı sürücünün kazada sorumluluğunun olmadığını, kusur oranının tespitinin gerektiğini, sorumluluklarının teminat dahilinde ve sigortalı sürücünün kusur oranı dahilinde olduğunu, temerrüt ve faiz taleplerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-… Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen …. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi, başvuru evrakları ve başvurunun davalı şirkete tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
3-Hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
6-07/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
7-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
8-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 05/10/2020 havale tarihli raporu,
9-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 02/12/2021 havale tarihli ek raporu,
10-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 21/12/2021 havale tarihli ek raporu,
11-Davacı vekilinin 06/10/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi,
12-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 07/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen hasar ve değer kaybı bedellerinin davalı … şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
…. İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin netice-i talep kısmında 07/08/2019 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı araçta meydana gelen hasar ile ilgili olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminat davalı … şirketinden tahsilini talep ettiği, ancak dava dilekçesinin netice-i talep kısmında maddi tazminat alacak kalemleri ile maddi tazminat alacak kalemlerine bağlı olarak talep edilen tazminat miktarlarının ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediği anlaşılmakla, davacı vekiline dava dilekçesinin netice-i talep kısmında belirttiği maddi tazminat talebinin hangi alacak kalemlerini kapsadığı ve bu alacak kalem ya da kalemleri karşılığında talep edilen tazminat miktarlarını ayrı ayrı ve açık bir şekilde mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde Mahkememize sunmuş olduğu 15/02/2020 tarihli beyan dilekçesi doğrultusunda, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında 07/08/2019 tarihinde gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’nın sürücüsü olduğu …. plakalı araçta meydana gelen hasar bedeline ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminat talep edildiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmasına karar verilmiştir.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 07/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir .. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş Esas sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan bilirkişi raporu, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 07/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü … ile …. plakalı araç sürücüsü …’nın kusur oranları ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 05/10/2020 havale tarihli raporu ile 02/12/2020 havale tarihli ve 21/12/2020 havale tarihli ek raporları kapsamında sonuç olarak dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı … şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı araç sürücüsü …’nın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davaya konu … plakalı aracın hasar onarım miktarının 41.649,90-TL olduğunu, aracın rayiç değerinin 80.000,00-TL olduğunu, aracın onarım bedelinin rayiç değerinin %50’sini açtığı dikkate alındığında onarımının ekonomik olmayacağını, bu sebeple araç açısından pert total işlemi uygulanması gerektiğini, aracın sovtaj değerinin 50.000,00-TL olduğunu, davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının ise arcın rayiç değeri 80.000,00-TL ile sovtaj değeri 50.000,00-TL arasındaki fark olan 30.000,00-TL olduğunu, araç açısından pert total işlemi uygulanacağından araçta değer kaybı oluşmayacağını mütalaa etmiştir.
Davacı vekili 06/10/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 10.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 20.000,00-TL arttırarak toplamda 30.000,00-TL bedelin 07/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili tarafından dava açılmadan önce yapılan başvuru neticesinde davalı … tarafından yapılan 12.336,96-TL tutarındaki ödemenin davacı tarafça bildirilen hesap bilgilerinin hatalı olmasından kaynaklı olarak davalı … hesabına iade edildiğinden bahisle dava açılmadan önce usulüne uygun şekilde yapılan bir başvuru olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi, Mahkeme aksi kanaatte ise davalı … şirketinin belirtilen sebepten ötürü davanın açılmasına sebebiyet vermediği dikkate alınarak davalı … aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri ve faiz gibi kalemler bakımından sorumlu tutulmaması gerektiği belirtilmiş ise de, davalı … şirketinin dava açılmadan önce yapılan başvuru neticesinde davalı … tarafından yapılan 12.336,96-TL tutarındaki ödemenin davacı tarafça bildirilen hesap bilgilerinin hatalı olmasından kaynaklı olarak davalı … hesabına iade edilmesi üzerine dava açılmadan önce hesap bilgilerinin düzeltilmesi yönünde davacı tarafa herhangi bir ihtarda bulunmadığı, dava açıldıktan sonra ve yargılama devam ettiği sırada da davalı … şirketinin hasar bedelinin ödenmesi yönünden herhangi bir talep ve işleminin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibara edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Arabuluculuk Bürosu’nun …. Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen …. numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi, başvuru evrakları ve başvurunun davalı şirkete tebliğine ilişkin tebligat evrakları, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, …. plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, 07/08/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, …. ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 05/10/2020 havale tarihli raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 02/12/2021 havale tarihli ek raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 21/12/2021 havale tarihli ek raporu, davacı vekilinin 06/10/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 07/08/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’nın sürücüsü olduğu …. plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarlarının belirlenmesi ile belirlenen hasar ve değer kaybı bedellerinin davalı … şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesi talebine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 05/10/2020 havale tarihli raporu ile 02/12/2020 havale tarihli ve 21/12/2020 havale tarihli ek raporları kapsamında sonuç olarak dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı … şirketinin sigortalısı olan …. plakalı araç sürücüsü ….’nın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı araç sürücüsü …’nın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davaya konu …. plakalı aracın hasar onarım miktarının 41.649,90-TL olduğunu, aracın rayiç değerinin 80.000,00-TL olduğunu, aracın onarım bedelinin rayiç değerinin %50’sini açtığı dikkate alındığında onarımının ekonomik olmayacağını, bu sebeple araç açısından pert total işlemi uygulanması gerektiğini, aracın sovtaj değerinin 50.000,00-TL olduğunu, davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının ise arcın rayiç değeri 80.000,00-TL ile sovtaj değeri 50.000,00-TL arasındaki fark olan 30.000,00-TL olduğunu, araç açısından pert total işlemi uygulanacağından araçta değer kaybı oluşmayacağını mütalaa ettiği, davacı vekili 06/10/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 10.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 20.000,00-TL arttırarak toplamda 30.000,00-TL bedelin 07/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği, belirtilen sebepler dahilinde davacı tarafın dava konusu araçta oluşan hasarı usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispat ettiği anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-30.000,00-TL hasar bedeline yönelik maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sonra erdiği 08/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalı …. Anonim Şirketinden alınarak davacı …’ya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.049,30-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 170,78-TL harç ile 341,60-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.536,92-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 88,00-TL elektronik tebligat, 285,00-TL Normal tebligat, 97,80-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 170,78-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 341,60-TL ıslah harcı ile İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/146 D.İş Esas sayılı tespit dosyasında sarf edilen 789,20-TL yargılama gideri ve 606,00-TL vekalet ücreti olmak üzere toplamda 2.822,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, ihbar olunanların yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.