Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1155 E. 2021/423 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1155 Esas
KARAR NO : 2021/423

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalılardan … Tic. Ve San. A.Ş 01/08/2012 tarihinde ve 2.000,000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını, diğer davalılar/borçlular …, …, … ve … da Müteselsil Kefalet Ve Hesap Rehni Sözleşmesi imzalayarak müşterek ve müteselsil kefil ve borçlu sıfatıyla 2.000,000 TL’den sorumlu olmak üzere sorumluluk altına girdiğini, borçlunun kredi borcunu zamanında geri ödememesi üzerine borçluya Karşıya …. Noterliği’nin 19/02/2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek hesapları katedildiğini, borç ödenmediğini, bankacı alacağın tahsilini teminen İzmin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile borçlu ve kefil hakkında icra takibi başlatıldığını, davalılar borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, itirazlarında haksız oldukları için %20 icra-inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … vekili tarafından dosyaya sunulan 29/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Genel Kredi Sözleşmesinde davalının imzasının olmadığını, sözleşmede, sadece davacı banka yetkilisi ve asıl borçlu … Ticaret Ve Sanayi A.Ş yetkilisinin imzasını bulunduğunu, sözleşme bu haliyle davalıyı bağlamadığını ve davalı bu sözleşme nedeniyle borçlandırılamayacağını, kredi sözleşmesinin asıl muhatabı ve borçlusu … Ticaret Ve Sanayi A.Ş olduğunu, davalıya ihtarname tebliğ edilmediğini, davalı, asıl borçlunun davacı bankaya kredi borcunu ödenmediğinden açılan icra takibi ile haberdar olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu ihtarnamede toplam nakdi borç tutarı 8.658,19-TL olarak belirtilmiş olmasına rağmen, icra takibinde asıl alacak 9.478,62-TL olduğunu, ödeme emrinde aradaki farkın neden kaynaklandığı, hangi alacaklara ilişkin olduğu açıklanmadığını, bu nedenle 8.658,19-TL’nin üzerindeki asıl alacak talebi de haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından dosyaya sunulan 04/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı banka arasında herhangi bir kredi sözleşmesi imzalanmadığını, davalı borçlu sıfatını haiz olmadığını, davalı bir dönem ortağı olduğu sözleşme borçlusu … Tic. ve San. A.Ş.’de bulunan tüm hisselerini … ve …’a devrederek şirket ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmış olup buna ilişkin ilan, 29.12.2014 tarihli 8725 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 662. vd. sayfalarında yayımlandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
Kredi Sözleşmesi, hesap dökümleri, icra dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalılardan … Tic. ve San. A.Ş 01/08/2012 tarihinde 2.000,000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını, diğer borçlular …, …, … ve … müteselsil Kefalet Ve Rehin Sözleşmesi imzalayarak müteselsil kefili ile borçlu sıfatıyla 2.000,000 TL den sorumlu olmak üzere sorumluluk altına girdiklerini, kredi borcu zamanında ödenmediğinden Karşıyaka …. Noterliği’nin 19/02/2019 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu borcun ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına girişlen icra takibine vaki davalı itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının alacağının yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının olmadığını, sözleşmede, sadece davacı banka yetkilisi ve asıl borçlu … Ticaret Ve Sanayi A.Ş yetkilisinin imzasını bulunduğunu, kredi sözleşmesinin asıl muhatabı ve borçlusu … Ticaret Ve Sanayi A.Ş olduğunu, müvekkiline ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, ihtarnamede toplam nakdi borç tutarı 8.658,19-TL olarak belirtilmiş olmasına rağmen, icra takibinde asıl alacak 9.478,62-TL olduğunu, ödeme emrinde aradaki farkın neden kaynaklandığı, hangi alacaklara ilişkin olduğu açıklanmadığını, bu nedenle 8.658,19-TL’nin üzerindeki asıl alacak talebi de haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, müvekkili ile davacı banka arasında herhangi bir kredi sözleşmesi imzalanmadığını, davalı borçlu sıfatını haiz olmadığını, kat ihtarı müvekkiline tebliğ edilmediği, ihtarda toplam nakdi borç 8.658,19 TL belirtilmiş olmasına rağmen takipte asıl alacak 9.478,62 TL olduğunu, şirket ortaklığından 29/12/2014 tarihinde ayrıldığını, Bornova …. Noterliğinin 04/06/2015 tarihli … yevmiye numaralı istifanamesi ile davalıya bildirildiğini, davacı bankaya borcunun olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline matuf girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamında, davacı banka ile davalılar arasında 01/08/2012 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi 2.000,000 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, ve diğer borçlular …, …, … ve … müteselsil Kefalet Ve Rehin Sözleşmesi imzalayarak müteselsil kefil ile borçlu sıfatıyla 2.000,000 TL’den sorumlu olmak üzere sorumluluk altına girdiklerini, ödenmemiş olduğu, söz konusu bu kredi borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için davalı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, bu itirazın iptali için davacı tarafça yasal süresi içerisinde eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce dosya Bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 23/06/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankaca davalı …. Tic. San. A.Ş’ye 01/08/2012 düzenlenme tarihli, 2.000,000 TL limitli GKS imzalattığını, sözleşme eki Kefalet Ve Rehin Sözleşmesini davalılar …, …, … ve … 6098 sayılı TBK Kefalet Hükümleri doğrultusunda kefalet tarihi kefalet türü ve kefalet el yazısı ile yazılmak suretiyle 2.000,000 TL kefalet limiti olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşmeye istinaden davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırılmış borç ödenmediğinden kredi hesabı kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edilmiş ve temerrüde düştüklerini, ihtar sonrası alacağın tahsili için davalı borçlular aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlanmış, davalılar borcun tamamına ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, açılan iş bu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan inceleme ve hesaplama sonucunda, 06/03/2019 takip tarihi itibariyle 8.967,93 TL toplam banka alacağından davalı … Demir Tic. Ve San. A.Ş’nin asıl borçlu sıfatıyla davalılar …, …, … ve …’ın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu oldukları belirlendiğini, davalı … yönünden; davalı vekili davaya cevap dilekçesinde müvekkilinin şirket ortaklığından ayrıldığını, bu durumun 29/12/2014 tarih ve 8725 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, bu tarihten sonra kullandırılacak kredilerden sorumlu olmayacağını, kefilliğin kendisine bağlanmayacağına dair Bornova … Noterliğinin 04/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı istifanamesi ile davalıya bildirdiğini beyan ettiğini, ancak belirtilen istifaname dilekçesi ekinde dosyaya sunulmadığından istifanamenin bankaya hitaben verilip verilmediği, tebliğ edilip edilmediği belirlenemediğini, takibe konu kredi 30/11/2016 tarihinde kullandırıldığını, adı geçenin kefalet sorumluluğunun olup olmadığının takdiri sayın mahkemeye bırakıldığını, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 8.934,48 TL asıl alacağa yıllık %12.84 oranında faiz ( kar payı) ve faizin %5 gider vergisini uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor aldırılmıştır. 07/04/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; istifanamenin 11/06/2015 tarihinde davacı bankaya tebliğ olduğu, davalının şirket hisselerini devir ve şirketteki görevinin iptaline dair kararı T.Ticaret Sicil Gazetesinin 29/12/2014 tarih ve … sayısında yayınlandığını, kök raporda belirtildiği üzere takip ve dava konusu kredi 30/11/2016 tarihinde kullandırıldığını, davalı …’ın davacı bankaya kefaletten istifa ettiğine dair istifanamesi 11/06/2015 tarihinde tebliğ edildiğinden takip ve davaya konu banka alacağından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olmadığı değerlendirildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.3.madde: kredi alacağı, bankanın satıcıya peşin olarak ödediği satış bedeline, banka ile mutabık kalınan komisyon, kar payı, vergi, resim, harç ve masrafların ilave edilmesi suretiyle belirlenir. Müşteri, bu şekilde belirlenen kredi alacağını, her bir proje bazında düzenlenen ödeme planı çerçevesinde ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Kök raporda belirtildiği üzere kredi, yıllık %12.84 kar payı oranlı olarak kullandırılmış ve bu oran kredinin ödeme planında belirtildiğini, taraflarlar arasında akdedilen sözleşmenin 22. Maddesinde müşteri, hesap katı bildirimini alır almaz, muaccel hale gelen tüm alacağı mahkum kalınan kar payı ( Temerrüt faizi) ve her türlü masrafı ile birlikte bildirimde belirtilen süre içerisinde ödemeyi aksi halde temerrüde düşeceğini ve temerrüdün tüm sonuçlarına katlanacağını kabul ve beyan eder. Hükümleri bulunduğunu, faiz oranı ile ilgili tespitte değişikliği gerektirecek bir husus bulunmadığı hususlarında görüş ve kanaatlerini içeren raporunu dosyaya sunmuştur. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67.maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada itiraz eden borçlunun haksız görülmesi durumunda alacaklı yararına, alacaklının haksız ve kötü niyetle takip yaptığı anlaşılırsa borçlu yararına alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilebileceği düzenlemesi yer almaktadır.
İtirazın iptali davalarında alacağın varlığını, miktarını ve muacceliyet hususunu ispat külfeti davacı alacaklı üzerinde bulunmaktadır. Alacaklı bu hususu ispat ettiği takdirde bu kez ispat külfeti yer değiştirecek ve davalı borçlu borcun ödendiğini yahut herhangi bir sebeple artık ortadan kalkmış olduğunu ispat külfeti altına girecektir. Somut olayda davacı alacağın varlığını, miktarını ve alacağın muaccel hale gelmiş olduğunu, sözleşme, hesap ekstresi ve ihtarlar ile ispat etmiş ancak davalı taraf borcun ödendiğini yahut herhangi bir sebeple ortadan kalkmış olduğunu ispat edememiştir. Yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler ve bu somut olgular karşısında mahkememizce davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Ancak takip talebindeki işlemiş faiz ve BSMV miktarı mahkememizce uygun görülmediğinden kısmi kabul ve kısmen red kararı vermek gerekmiştir. Diğer yandan takibe konu alacak taraflarca bilinmektedir veya bilinebilecek durumda ve likit bir nitelik arz etmektedir. Bu itibarla itirazında haksız çıkan davalıların icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi de gerekmektedir.
Davalı …’ın ise söz konusu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış ise de bu kefaletinden istifa ettiği ve bu hususu bankaya bildirdiği, bu hususların ise temerrüt ve hesabın kat edilmesi aşamalarından önce olduğu, bu itibarla bu davalının sözleşme ve borçta herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı ve icra takibine vaki itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla davanın bu davalı yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak bu davalının kötü niyet tazminat talebi ise mahkememizce yerinde görülmemiştir. Zira davalı davacı tarafın haksız ve kötü niyetli bir şekilde takip başlattığını ispat edememiştir.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın davalılar …, … ve … yönünden KABULÜNE,
Davalıların İzmir …. İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
Takibin, takip talebindeki diğer kayıt ve şartlarla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA,
Alacak likit bulunduğundan asıl alacak tutarı olan 9478,62 TL’nin %20’si oranında 1895,72 TL icra inkar tazminatının itirazında haksız çıkan davalı …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4080 TL vekalet ücretinin davalı …, … VE …’dan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın, davalı … yönünden REDDİNE,
Davalı … taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 4080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
Harçlar Yasası gereğince hesaplanan alınması gerekli 647,48 TL harçtan mahkememiz dosyasında peşin olarak alınan 118,47 TL ile icra dosyasında peşin olarak alınan 49,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 479,96 TL harcın davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından sarf olunan 118,47 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 19 elektronik tebligat gideri 104,50 TL, 1 posta gideri 19,20 TL, 23 adet tebligat gideri 137,00 TL, bilirkişi ücreti 850,00 TL olmak üzere toplam 1.573,57 TL’nin davanın kısmen kabulü nazara alınarak 1.520,38 TL’lik kısmının davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Davanın red oranı göz önüne alınarak 3,30 TL masrafın davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza