Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1139 E. 2021/304 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1139 Esas
KARAR NO : 2021/304

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin eski ortaklarından davalılar … ve … tarafından 03.04.2017 tarihli Limited Şirketi Hisse Devir sözleşmesi ile taraflarına devredildiğini, sözleşmenin 6. M. “Devir Konusu şirket hissesi ile ilgili olarak bugüne kadar tahakkuk etmiş, edecek prim, kesenek, vergi, resim, harç, borç ve ceza ücretleri ile sair ücretler devir edene, 03.04.2017 tarihinden sonrakiler de devir alana ait olduğunu, 03/04/2017 tarihinden önce cereyan etmiş olaylar ve işlemler hakkında vergi dairesi sigorta ve diğer kamu kuruluşları tarafından devir tarihinden sonra dahi işlem yapıldığını, ceza, harç veya vergi adı altında doğacak her türlü mali külfetten devir edenler kişisel olarak sorumlu olacaktır.” şeklinde düzenlendiğini ve taraflarca imza alındığını, şirket devrinden sonraki tarihte devir alan müvekkilin, davalıların … Anonim Şirketi … Şubesinden 200,000,00-TL bedelli ticari finans teminatlı kredi çektiğini ve devir işlemlerinden sonra herhangi bir ödeme yapmadıklarını, … tarafından kendilerine yasal işlem başlatılacağını öğrendiğini ve kalan bakiye borcu ödemek zorunda kaldığını, bahsi geçer kredinin davalılar tarafından 15/04/2016 tarihinde çekildiğini, fakat devir edilen şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlenmediğini, bu hususta şifahi yahut yazımlı bir bilgilendirmede bulunmadıklarını, müvekkil şirketin faaliyet alanlarından olan … işletmesinin ticari itibarının zedelenmemesi adına, devir öncesi çekilen ve gizlenen borcun yeni şirket yetkilisi … tarafından ödendiğini, söz konusu ödemelerin rücuen tahsili amacıyla İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine gidildiğini, haksız mesnetsiz ve kötü niyetli olarak icra takibinin dosya borcuna itiraz edildiğini, belirtmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin evvelce … ortakları olduğunu, hisselerine sahip oldukları dönemde dava dışı … Anonim Şirketi ile ticari kredi sözleşmesi yapıp kredi kullandıklarını, daha sonra … ile davacı şirkette bulunan hisselerinin devri hususunda 03/04/2017 tarihli “Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşmenin yapıldığını, şirket hisselerinin … Şirketine geçtiğini, bu yeni ortak tarafından … yönetiminde değişiklik yapıldığını, kredinin şirket kayıtlarında yer almadığı hususunun yerinde olmadığını, kredinin şirketin banka hesaplarına ödenmiş olduğunu kayıtlarda yer aldığını, hisseleri devralan kişi bir ticaret şirketi olması dolasıyla tacir olup basiretli davranması ilkesi gereği böyle bir borcunun olup olmadığını sorması ve kayıt altına almasının gerektiğini, banka kayıtlarını incelemesi gerektiğini 03/04/2017 tarihinden sonraki geri ödemelerin şirket hisselerini devralan … Şirketi tarafından ödenmiş olmasının gerektiğini, devirden sonraki kredi borçlarının … şirketi sahibi olan … tarafından ödendiğini iddia edildiğini bu hususta dosyaya sunulan bir belge olmadığını, varsa da taraflarına tebliğ edilmediğini, …’ın kefil olması nedeni ile kefil sıfatı ile kredi borcuna karşılık olarak 10/05/2019/ tarihinde 5.000,00-TL 24/05/2019 tarihinde 5.000,00-TL 21.06.2019 tarihinde 5.000,00-TL 16/07/2019 tarihinde 4.066,00-TL 16/08/2019 tarihinde 4.066,00-TL, 18/09/2019 tarihinde 4.066,00-TL 16/10/2019 tarihinde 2.066,00-TL 22/10/2019 tarihinde 1.999,40-TL olmak üzere toplam 31.263,40-TL ayrıca ödeme yaptığını, dekontların ekli olduğunu, ayrca bu krediye müvekkil ve müvekkil adına 3. Kişiler tarafından ödeme yapıldığını, … Şirketi kayıtlarında yapılan sözleşme kapsamında alınan kredilerin mevcut olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-… Anonim Şirketi … Şubesi nezdinde … tarafından 15/04/2016 tarihinde kullanılan 200.000,00-TL bedelli ticari finans teminatlı krediye ilişkin olarak bulunan Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler,
4-Taraflara ait ticaret sicil kayıtları,
5-Davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler,
4-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/07/2020 havale tarihli raporu,
5-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 28/12/2020 havale tarihli ek raporu,
6-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 05/03/2021 havale tarihli ek raporu,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalıların temsil ve imzaya yetkili olduğu dönemde … tarafından … Anonim Şirketi … Şubesi’nden kullanılan ve davacı şirket tarafından ödenen 200.000,00-TL bedelli kredi borcunun şirket hisselerini 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile devreden davalı … ve davalı …’den rücuen tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … vekilinin davacı şirketin davalılardan olan alacağının tahsili amacıyla davalı … ve davalı … aleyhine 56.038,95-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış oldukları itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
21/01/2020 tarihli duruşmanın 6 numaralı ara kararı gereğince davacı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter kayıt ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek ya da ticari defter kayıt ve belgeleri üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekili kendisine verilen kesin süre içerisinde davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri bildirir dilekçesini Mahkememize sunmuştur.
… Anonim Şirketi … Şubesine müzekkere yazılarak … tarafından 15/04/2016 tarihinde kullanılan 200.000,00-TL bedelli ticari finans teminatlı krediye ilişkin olarak Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, davacı … adına … Anonim Şirketi nezdinde kullanılan Ticari Finans Teminatlı Kredisine ait kredi sözleşmesi, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, …’nin hisselerine ilişkin olarak düzenlenen 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerinin onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile …’ndeki hisselerini devreden davalılar tarafından … adına … Anonim Şirketi … Şubesi nezdinde kullanılan ve davacı şirket tarafından ödenen 200.000,00-TL bedelli Ticari Finans Teminatlı Kredi bedelinin davacı şirket defterlerine işlenip işlenmediği, kredi bedelinin şirket yararına kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise hangi amaca yönelik olarak kullanıldığı, kredi borcunun ödenip ödenmediği, ödenmiş ise kim tarafından hangi tarihte/tarihlerde ödendiği, kredi dolayısıyla davacı şirketin bankaya borcu kalıp kalmadığı, kullanılan kredi kapsamında davacı şirketin davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra dosyası ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 28/12/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, …nin 15.04.2016 tarihinde … nakdi kredi referans numaralı ile 50.000,00-TL ve 20.12.2016 tarihinde … nakdi kredi referans numaralı ile 67.693,27-TL tutarında kredi kullandığını, 03.04.2017 tarihindeki devrinden 17.821,83-TL’sinin nakden, bakiye 43.269,38-TL’nin 20.12.2016 tarihinde kullanılan … nakdi kredi referans numaralı 67.693,27-TL’lik tutarındaki krediden vadeden önce 35.598,03-TL mahsup edilmek suretiyle kapatıldığını, davacı şirketin davalılardan alacağının olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunulamaması nedeniyle de İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasındaki 56.038,95-TL ile ilgili asıl alacak miktarı ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunmanın mümkün olmadığını mütalaa etmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı itirazları ve mahkememizce tespit edilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla dosyanın 28/12/2020 havale tarihli raporu düzenleyen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, davacı … adına … Anonim Şirketi nezdinde kullanılan Ticari Finans Teminatlı Kredisine ait kredi sözleşmesi, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, …’nin hisselerine ilişkin olarak düzenlenen 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerinin onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile …’ndeki hisselerini devreden davalılar tarafından … adına … Anonim Şirketi … Şubesi nezdinde kullanılan ve davacı şirket tarafından ödenen 200.000,00-TL bedelli Ticari Finans Teminatlı Kredi bedelinin davacı şirket defterlerine işlenip işlenmediği, kredi bedelinin şirket yararına kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise hangi amaca yönelik olarak kullanıldığı, kredi borcunun ödenip ödenmediği, ödenmiş ise kim tarafından hangi tarihte/tarihlerde ödendiği, kredi dolayısıyla davacı şirketin bankaya borcu kalıp kalmadığı, kullanılan kredi borcu kapsamında davacı şirketin davalılardan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise icra takibi ve dava tarihi itibariyle alacak miktarının ne kadar olduğu, icra dosyası ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek, istenilen hususların her biri açısından ayrı ayrı maddelendirme yaparak taraflar, Mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay denetimine uygun ve elverişli, açık ve anlaşılır olarak düzenlenecek ek raporun Mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 05/03/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davacı şirket tarafından davalılar aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 30.10.2018 takip tarihi ile 56.038,95-TL asıl alacağı için takip talebinde bulunduğu, ancak takip talebinde bulunan 56.038,95 TL’lik tutarın 20.01.2017 ile 20.10.2018 tarihleri arasında Nakdi Kredi Ödeme Tablosunda belirtilen tutarların toplamı olduğunu, 03.04.2017 tarihi itibariyle devir alındığı dikkate alınması durumunda ilk üç aylık dönemdeki ödemelerin davalı tarafından yapılmış olması nedeniyle (7.642,29-TL) “Nakdi Kredi ödeme tablosu”nun dikkate alınması durumunda talep edebilecek tutarın (56.038,95-7.642,29) 48.396,66-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin 6. maddesi ile bilirkişi raporlarında davacı şirkete ait 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin ticari defter ve belgelerin sağlıklı olarak tutulmaması ve taraflarca imzalanan sözleşmeden önce olacak şekilde 15/04/2016 tarihinde kullanılan kredinin bir kısmının devir tarihinden önce akit olarak ödenmek, bir kısmının ise 20/12/2016 tarihinde kullanılan kredinin bir kısmı ile mahsup edilmek suretiyle kapatıldığı, 20/12/2016 tarihli 67.693,27-TL bedelli kredinin ise 7.642,29-TL’sinin şirketin devrinden önce, 53.846,40-TL’sinin şirketin devir tarihinden sonra kapatıldığı, kalan tutarın ise davacı şirket eski ortağı kefil … tarafından 31.263,40-TL ödenerek kapatıldığı yönündeki tespitler kapsamında, bilirkişi raporu doğrultusunda 20/12/2016 tarihli kredinin 7.642,29-TL’sinin şirketin 03/04/2017 tarihinde gerçekleşen devrinden önce ödendiği, ödenen bu bedelin davacı tarafça talep edilemeyeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6. maddesinde de kararlaştırıldığı üzere şirketin devir tarihinden önce doğmuş borçlardan devredenlerin sorumlu olduğu, ‘Nakdi Kredi Ödeme Tablosu’ içeriği çerçevesinde davacının talep edebileceği tutarın davacı tarafça yapılan ödemelerden şirketin devir tarihinden önce yapılan ödeme miktarı mahsup edildiğinde (56.038,95-TL-7.642,29-TL) 48.396,66-TL olduğu, davacı şirket tarafından takip tarihi itibariyle talep edilebilecek faiz miktarının ise 3.387,69-TL olduğu, davacı tarafça talep edilebilecek toplam alacak miktarının ise 51.784,35-TL olduğu kanaatine varılmıştır.
İcra takibine konu edilen asıl alacak miktarının mahkememizce toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde belirlendiği göz önünde bulundurulduğunda dava konusu asıl alacak miktarının likit olmadığı kanaatiyle, yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine yönelik hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, … Anonim Şirketi … Şubesi nezdinde … tarafından 15/04/2016 tarihinde kullanılan 200.000,00-TL bedelli ticari finans teminatlı krediye ilişkin olarak bulunan Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/07/2020 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 28/12/2020 havale tarihli ek raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 05/03/2021 havale tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davalıların temsil ve imzaya yetkili olduğu dönemde … tarafından … Anonim Şirketi … Şubesi’nden kullanılan ve davacı şirket tarafından ödenen 200.000,00-TL bedelli kredi borcunun şirket hisselerini 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile devreden davalı … ve davalı …’den rücuen tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı … vekilinin davacı şirketin davalılardan olan alacağının tahsili amacıyla davalı … ve davalı … aleyhine 56.038,95-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış oldukları itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 28/12/2020 havale tarihli raporunda …nin 15.04.2016 tarihinde … nakdi kredi referans numaralı ile 50.000,00-TL ve 20.12.2016 tarihinde … nakdi kredi referans numaralı ile 67.693,27-TL tutarında kredi kullandığını, 03.04.2017 tarihindeki devrinden 17.821,83-TL’sinin nakden, bakiye 43.269,38-TL’nin 20.12.2016 tarihinde kullanılan … nakdi kredi referans numaralı 67.693,27-TL’lik tutarındaki krediden vadeden önce 35.598,03-TL mahsup edilmek suretiyle kapatıldığını, davacı şirketin davalılardan alacağının olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunulamaması nedeniyle de İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasındaki 56.038,95-TL ile ilgili asıl alacak miktarı ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı konusunda bir tespitte bulunmanın mümkün olmadığını mütalaa ettiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 05/03/2020 havale tarihli ek raporunda ise davacı şirket tarafından davalılar aleyhine İzmir …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile 30.10.2018 takip tarihi ile 56.038,95-TL asıl alacağı için takip talebinde bulunduğu, ancak takip talebinde bulunan 56.038,95 TL’lik tutarın 20.01.2017 ile 20.10.2018 tarihleri arasında Nakdi Kredi Ödeme Tablosunda belirtilen tutarların toplamı olduğunu, 03.04.2017 tarihi itibariyle devir alındığı dikkate alınması durumunda ilk üç aylık dönemdeki ödemelerin davalı tarafından yapılmış olması nedeniyle (7.642,29-TL) “Nakdi Kredi ödeme tablosu”nun dikkate alınması durumunda talep edebilecek tutarın (56.038,95-7.642,29) 48.396,66-TL olduğunu mütalaa ettiği, taraflar arasında imzalanan 03/04/2017 tarihli Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin 6. maddesi ile bilirkişi raporları ve banka kayıtları birlikte değerlendirildiğinde 20/12/2016 tarihli kredinin 7.642,29-TL’sinin şirketin 03/04/2017 tarihinde gerçekleşen devrinden önce ödendiği, ödenen bu bedelin davacı tarafça talep edilemeyeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6. maddesinde de kararlaştırıldığı üzere şirketin devir tarihinden önce doğmuş borçlardan devredenlerin sorumlu olduğu, ‘Nakdi Kredi Ödeme Tablosu’ içeriği çerçevesinde davacının talep edebileceği tutarın davacı tarafça yapılan ödemelerden şirketin devir tarihinden önce yapılan ödeme miktarı mahsup edildiğinde (56.038,95-TL-7.642,29-TL) 48.396,66-TL olduğu, davacı şirket tarafından takip tarihi itibariyle talep edilebilecek faiz miktarının ise 3.387,69-TL olduğu, davacı tarafça talep edilebilecek toplam alacak miktarının ise 51.784,35-TL olduğu mahkememizce kabul görmüş, taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesinin denetimine uygun ve elverişli olarak düzenlendiği kanaatiyle Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin raporları doğrultusunda davacının davalıdan 51.784,35-TL alacağı olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalılar … ve …’in İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine İTİRAZININ 51.784,35-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 51.784,35-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 yasal temerrüt faizi ve değişen oranlarda yasal temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda belirlendiğinden, likit olmayan alacak açısından talep edilen icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmaması sebebiyle REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 35.373,81-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 769,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 34.604,37-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 71,50-TL elektronik 1,00-TL kep ücreti, tebligat, 57,00-TL tebligat, 99,60-TL posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 769,44-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.542,94-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.299,91-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan 75,00-TL’nin yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 11,81-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 7.531,97-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalının kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır