Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2021/1046 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/112
KARAR NO : 2021/1046

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/12/2016 tarihinde davacının yolcu olarak seyahat ettiği elektrikli bisiklet ile kendi şeridinde seyir halinde iken sağ taraftan dikkatsiz ve özensiz bir şekilde ilerleyen … … … plakalı araçla çarpıştığını, neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının sağ ayak bileği açık olarak kırıldığını, 29/12/2016 tarihli T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ort. Ve Trav. A.B.D. Başkanlığı tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporunda baldırın kırığı, diz dahil(S82) olarak tanı konulduğunu, kazadan hemen sonra kazaya karışan sürücüler ve davacının ifadelerine başvurulduğunu, elektrikli motosiklet sürücüsü ifadesinde “seyir halinde iken iki sokağın kesiştiği yere gelince ben korna basarak sağ taraftan gelen bir araç olup olmadığını kontrol etmek istedim ancak ses gelmeyince ben de yoluma devam ettiğim sırada … … … plakalı araç gelerek ben tam geçiş yapacağım sırada bisikletin arka kısmına ve arkadaşımın sağ ayak tarafından vurarak düşmemize sebep oldu…” dediğini, otomobil sürücüsü ise sokak kesişimine geldiği sırada durur vaziyette bulunduğunu, motosikletin kendisine çarpmamak için manevra yaptığını ancak motosikletin arka tarafını kurtaramadığını beyan ettiğini, dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da elektrikli bisiklet, kavşağa otomobilden önce girdiğini, geçişini tamamlamak üzere olduğunu, zira otomobil elektrikli bisiklete ön tarafıyla çarpıştığını, başka bir deyişle, elektrikli bisiklet kavşağa girişini çoktan tamamladığını, kavşağın ortasına geldiğinde sağdan gelen kavşağa dikkatsiz ve yavaşlamayarak giriş yaptığından kaza meydana geldiğini belirterek davanın kabulü ile, maddi tazminat olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, kısmi dava olarak, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalının arabuluculuk aşamasında anlaşılamaması üzerine temerrüde düştüğü tarih olan 10/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 30/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketin ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerekmekte olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen … … … plakalı araç davalı şirkete 21/03/2016 – 21/03/2017 tarihleri arasında … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere ölüm/sakatlık halinde azami 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu belirterek davalı şirket aleyhine açılmış bulunan davanın davacı yanın dava şartı olan davacı şirkete başvuru şartını yerine getirmediğinden iş bu davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, İzmir Ege Üniversitesi Adli Tıp Sağlık Kurulu Raporu, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkilinin yolcu olarak seyahat ettiği elektrikli bisiklet ile dava dışı … … idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortası sigortalı … … … plakalı araç ile çarpışarak 05/12/2016 tarihinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kaza neticesinde sağ ayak bileğinin kırıldığını, kaza anında müvekkilinin elektrikli bisikleti ile, kavşağa otomobilden önce girdiğini, geçişini tamamlamak üzere olduğunu zira otomobil, elektrikli bisiklete ön tarafıyla çarpıştığını, elektrikli bisiklet kavşağa girişini çoktan tamamladığını, kavşağın ortasına geldiğinde sağdan gelen kavşağa dikkatsiz ve yavaşlamayarak giriş yaptığından kaza meydana geldiğini iddia ederek davanın kabulü ile, maddi tazminat olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, kısmi dava olarak, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalının arabuluculuk aşamasında anlaşılamaması üzerine temerrüte düştüğü tarih olan 10/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama safahatında hasar bedeline ilişkin talebini 122.757,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini … … … plakalı araç müvekkili şirkete 21/03/2016 – 21/03/2017 tarihleri arasında … numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere ölüm/sakatlık halinde azami 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu ileri sürerek davalı şirket aleyhine açılmış bulunan davanın davacı yanın dava şartı olan davacı şirkete başvuru şartını yerine getirmediğinden iş bu davanın usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya davacının dava konusu trafik kazası sebebiyle maluliyetine ilişkin rapor aldırılmak üzere İzmir Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığına sevk edilmiş. 05/06/2020 havale tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda; şahsın sürekli sakatlık oranının %5 ( yüzde beş) olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme sürecinin 82 (seksen iki) gün olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varıldığını içerir rapor dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Aktüerya ve Kusur bilirkişilerine tevdi edilmiş ve18/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; Dosyanın tetkiki neticesinde, 05.12.2016 tarikli kazada; ZMMS Sigortalı araç sürücüsü … …, idaresindeki … … … plakalı aracı ile, kendisinden daha önce hali hazırda kavşağa girmiş ve geçişini tamamlamak üzere olan elektrikli bisiklete arka kısmından çarparak kazaya sebebiyet verdiği, dava dışı elektrikli bisiklet sürücüsü … …, idaresindeki elektrikli bisikleti ile, kavşağa önce girip geçişini tamamlamak üzere iken aracının sağ yan tarafından ve arka kısımlarına çarpması kısmından çarpılmaya maruz kaldığı otayda, kazanımı oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü olmadığı, kazada elektrikli bisiklette yolcu olarak bulunan davacı … …’in, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlemi bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü olmadığı, dosya içeriğindeki raporlara bakıldığında, davacı yolcunun kafa kısımlarında hasar almadığı, bacak kısmından kazada yaralandığı, yaralandığı yerler bakımından kask/koruyucu başlığın bir illiyeti olmadığı, davacının koruyucu dizlik takması bakımından yasada bir zorunluluk olmadığı, 05.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %5 oranında sürekli maluliyet durumuna giren davacının geçici ve sürekli iş gözemezlik tazminatı toplamı 70.303,45 TL maddi zararının (davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri (310.000 TL ) dahilinde sorumlu olduğu), davalı sigorta şirketi açısından 26/07/2019 itibaren işleyecek yasal faizi ite birlikte tahsili cihetine gidilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememizin 18/03/2021 tarihli duruşma ara kararı ile dosya ek rapor aldırılmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve 05/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyeti ek raporunda; Dosyanın yeniden tetkiki, itirazların değerlendirilmesi neticesinde; açıklanan gerekçelerle, kazanın oluş şekli hususundaki görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığını, kök rapordaki bu hususta varılan görüş ve kanaatlerinde bir değişme olmadığını, 05.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %5 oranında sürekli maluliyet durumuna giren davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 92.699.05 TL maddi zararının olduğu, ( davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri (310.000 TL ) dahilinde sorumlu olduğu) , davalı sigorta şirketi açısından 26/07/2019 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili cihetine gidilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememizin 01/07/2021 tarihli duruşma ara kararı ile dosya ek rapor aldırılmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve 03/06/2021 tarihli bilirkişi ek raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyeti 2. ek raporunda; Dosyanın yeniden tetkiki, itirazların değerlendirilmesi neticesinde; ZMMS Sigortalı araç sürücüsü … … idaresindeki … … … plakalı aracı ile, kavşağa yaklaşırken hızını, kullandığı aracın teknik özelliği, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması ve kavşak girişinde hızını azaltmaması neticesinde elektrikli bisiklete arka kısmından çarpmasıyla, kazanın oluşumuna etkisi olduğu, elektrikli bisiklet sürücüsü … …, idaresindeki elektrikli bisikleti ile, kavşağa yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamaması, geçiş hakkı olan sağındaki araca önce geçmesine imkan vermemesi neticesinde kazanın oluşumuna etken olduğu, kazada elektrikli bisiklette yolcu olarak bulunan davacı … …’in kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, 05.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %55 oranında sürekli maluliyet durumuna giren davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 106.509.098 TL maddi zararının olduğu, (davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri (310.000 TL ) dahilinde sorumlu olduğu) , davalı sigorta şirketi açısından 26/07/2019 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili cihetine gidilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan raporlar mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve 2015/12400 Esas 2015/13270 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle hükümlü olduğu, aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Somut olayda, 05/12/2016 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklet ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı ve dava dışı sürücü … … sevk ve idaresindeki … … … Plaka sayılı aracın çarpıştığı, kazada davacının, dosyada mevcut ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulunca düzenlenen 12/05/2020 tarihli rapora göre %5 oranında daimi maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin 82 gün olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça geçici ve sürekli maluliyet nedeniyle tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklet sürücüsünün kavşağa yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamaması ve geçiş hakkı olan sağındaki aracın önce geçmesine imkan vermemesi fiilleri mahkememizce sabit görüldüğünden konuya ilişkin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52, 57 ve 84. Maddelerine göre asli kusurlu olduğu, dosya kapsamı ve oluşa göre bu kusurun derecesinin mahkememizce %70 olarak kabul edildiği, karşı taraf sigortalı araç sürücüsünün ise kavşağa yaklaşırken hızını, kullandığı aracın teknik özelliği, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun olması, kavşak girişinde hızını azaltmaması fiilleri mahkememizce sabit görüldüğünden bu sürücünün kazanın oluşumuna tali ve %30 oranında kusurlu davranışı ile sebebiyet verdiği, mahkememizce takdir ve kabul edilmiştir. Davacının trafik kazası nedeniyle yaralanmasından dolayı %5 oranında daimi maluliyeti ve 82 gün iyileşme süresinden kaynaklanan geçici maluliyeti nedeniyle 106.509,98 TL tutarında tazminat talep edebileceği, bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiş bulunmaktadır. Bu raporlar oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunmakla mahkememizce hükme esas alınabilir kabul edilmiş ve raporlar benimsenmiştir. Maluliyete neden olan trafik kazasında her ne kadar davacıya atfı kabil bir kusur bulunmasa da eldeki dava kazanın oluşumuna %30 tali kusuruyla neden olan dava dışı aracın ZMM sigortacısı olan davalıya karşı açılmıştır. Bu itibarla davalı sigorta şirketi ancak kendi sigortalısının kusuru derecesinde zarardan sorumlu tutulabilecektir. Başka bir deyişle trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı 106.509,98 TL tutarındaki daimi ve geçici maluliyete ilişkin tazminat tutarının, davalı sigorta şirketi ancak kendi sigortalısının %30 olarak kabul edilen kusuruna tekabül eden 31.952,99 TL’lik kısmından sorumlu tutulabilecektir. Bu itibarla mahkememizce davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan davacı taraf, yürürlükte olan mevzuat gereği kusur oranı tespiti yapılmaksızın, aktüerya raporunda hesaplanan maluliyete ilişkin tazminat tutarının tamamı üzerinden davasını ıslah etmiştir. Söz konusu aktüerya raporunda kusur değerlendirmesi yapılmamıştır. Bu itibarla davacı tarafın davayı maluliyet oranının tamamı üzerinden ve kusur oranını bilmeksizin ıslah etmesi, mahkememizce yargılama sonunda kusur oranının tespit ve takdir edilerek davada kısmı kabul kararı verilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde davada reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mahkememizce hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Bu itibarla davada reddedilen kısım yönünden dava açılmasına sebebiyet vermediği de aşikar olan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Sonuç olarak, 31.952,99 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak, meydana gelen trafik kazasında geçici ve daimi maluliyeti oluşan davacıya verilmesi ve davanın bu şekilde kısmen kabulü ve kısmen de reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
Davanın KISMEN KABULÜNE,
31.952,99 TL geçici ve daimi maluliyetten kaynaklı maddi tazminatın 26/07/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 4.792,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kusur durumunu bilmeksizin ve bilirkişi raporlarında tespit edilen tutarın tamamı üzerinden ıslah talebinde bulunduğundan davacı aleyhine ve dava açılmasına sebebiyet veren davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.182,70 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harç ve 412,45 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.726,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 70,50 TL e-tebligat, 16,20 TL tebligat, 140,63 TL posta masrafı, 1.700 TL bilirkişi ücreti, 0,50 TL KEP masrafı, 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 412,45 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.429,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/11/2021

Katip…
E-İmza

Hakim …
E-İmza