Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1106 E. 2022/190 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR

Mahkememiz ….. Esas
Sayılı Asıl Dava Dosyasında
.
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememiz …… Esas
Sayılı Birleşen Dava Dosyasında
.
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019

KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen dosyada İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Mahkememizin 2019/1106 esas sayılı asıl dava dosyasında davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri gereğince adı ticari krediler kullandırılıldığını, davalılar … ve …’un sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kullandırılan kredilerin teminatı olarak davalı şirketten 123.000 TL bedelli rehin alındığını, kredi borçlarının vadesinde ödememesi üzerine hesabın kat edilerek kat ihtarnamelerinin tebliğ edilmesine rağmen davalıların ödeme yapmamaları nedeniyle temerrüte düştüklerini, bunun üzerine davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalıların borca ve ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu, ödeme emrinde talep edilen alacak kalemlerinin tutar ve türlerinin, faizlerin nevi ve oranlarının sözleşmelere uygun olduğunu, icra takibinden sonra borçlu şirketin teminatında bulunan çeklerden toplam 269.203,57 TL tahsilat yapıldığını, tahsilatın kredi borcundan mahsup edildiğini, sözleşmede davacı bankanın defter ve kayıtlarının münhasıran ve kesin delil olacağının kararlaştırıldığını, takibe konu alacağın likit nitelikte olup, davalıların kötü niyetli olarak itiraz etmeleri nedeniyle icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmaları gerektiğini bildirmiş, davalı şirket yönünden 123.000 TL rehinle teminat altına alınan alacak dışındaki tutar ve ferilerinden sorumlu olması kaydı ile davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, toplam alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin…….esas sayılı birleşen dava dosyasında davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı … Maden..Şirketi arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri gereğince ticari krediler kullandırıldığını, diğer davalıların ise sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, borcun vadesinde ödememesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara ihtarname tebliğ edildiğini, davalıların ödeme yapmayarak temerrüte düştüklerini, ardından davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalıların müvekkilinin alacağını geciktirmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, icra dosyasında talep edilen faiz türü ve oranları ile tutarlarının sözleşmeye uygun olduğunu bildirmiş, davalı şirket yönünden 123.000,00-TL rehinle teminat altına alınan alacak dışındaki tutar ve ferilerinden sorumlu olmak kaydı ile davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili, Mahkememizin …… esas sayılı dava dosyası ile birleşen …… esas sayılı dava dosyasına sunduğu cevap dilekçelerinde; davalara dayanak icra takiplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, aynı kredi borcu için iki farklı takip yapıldığını, bu nedenle davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın farklı dosyalardan aynı alacak için yürüttüğü takiplerde hiçbir hukuki yararı olmadığını, müvekkili şirketin muaccel hale gelmiş bir borcu bulunmadığını, usulüne uygun hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmemesi nedeniyle temerrütün oluşmadığını, kredi sözleşmesinin TBK’nun 20 ve devamı maddeleri gereğince genel işlem koşulları kapsamında olduğunu, tek taraflı önceden hazırlanan davalıların aleyhine sonuç doğuran ve davalıların çıkarlarını korumayan kayıtları kabul etmediklerini, bu kayıtların yazılmamış sayılması gerektiğini, müvekkili şirketin belirtilen miktarda anapara borcu bulunmadığını, ödemelerin anapara borcundan mahsubu gerekirken fahiş miktarda işletilen faizden düşüldüğünü, ödeme emirlerinde belirtilen faiz oranları ve miktarının fahiş olduğunu, sözleşmenin imza anında ortada henüz likit bir borç bulunmadığını, şekil şartlarının yerine getirilmediğini, bu nedenlerle müvekkillerinin kefaletlerinin geçersiz olduğunu bildirmiş, her iki davanın reddine, her iki dava yönünden davacının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava ve birleştirilen dava; davalı şirketin borçlu, diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davacı ile davalılar arasında düzenlenen 19/07/2012, 26/06/2013 ve 20/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak ödeme takvimine uygun olarak ödemelerin yapılmaması gerekçesi ile davacı tarafça hesabın kat edilerek, davalı borçlu şirkete ve davalılara ihtarname gönderilmesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde; davalıların borca ve ferilerine itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin……. esas sayılı dosyasına konu icra dosyasında her iki dava dosyasına konu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan nakdi alacaklar …… esas sayılı dosyasına konu icra dosyasının ise aynı sözleşmelerden kaynaklanan teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeni ile doğan alacaklar takip konusu yapılmıştır.
Davacı tarafça, aynı kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar ayrı ayrı icra takibine konu edilmiş ise de her iki icra dosyasına ilişkin alacakların aynı kredi sözleşmelerinden kaynaklanması, davanın taraflarının aynı olup her iki davanın ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olması nedeniyle aralarında hukuki ve fiili bağlantı göz önünde tutularak gerek usul ekonomisi, gerekse toplanacak delillerin aynı nitelikte olup, çelişkili hükümler kurulmaması ve davaların birlikte aynı çabuklukla görülebilmesi açısından her iki dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl dava dosyasına konu İzmir ……İcra Müdürlüğü …….sayılı dosyasında; davacı banka, davalılar hakkında 31/01/2019 tarihinde takibe konu alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip yolu ile takip yapmış, ödeme emrinin davalılara tebliğinden sonra davalılar vekili yasal süre içinde sunduğu itiraz dilekçesinde; muaccel bir borcun bulunmadığını, kredi borcunun tamamen ödendiğini, kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini bildirerek borca ve ferilerine itiraz etmiş, bu nedenle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
Birleşen dava dosyasına konu İzmir …….İcra Müdürlüğü…..sayılı dosyasında; davacı banka, davalılar hakkında 21/03/2019 tarihinde davaya konu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emrinin davalılara tebliğinden sonra davalılar vekili yasal süre içinde sunduğu itiraz dilekçesinde; muaccel bir borcun bulunmadığını, kredi borcunun tamamen ödendiğini, kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediğini, asıl dava dosyasına konu icra takibi nedeniyle bu takibin mükerrer yapıldığını bildirerek borca ve ferilerine itiraz etmiş, bu nedenle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
Asıl ve birleşen dava dosyasındaki davalar, İİK’nun 67 (1) maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalılar vekili, cevap dilekçelerinde; davacı tarafın, aynı alacak için farklı icra dosyalarında takip yapmasında hukuki yararı bulunmadığını, takiplerin mükerrer olduğunu iddia etmiş ise de; birleşen ve asıl dava dosyalarına konu icra takiplerinin aynı kredi sözleşmelerinden kaynaklanmasına rağmen birinde nakdi alacakların, diğerinde ise teminat mektubundan kaynaklanan alacakların takip konusu yapılması nedeniyle mükerrer icra takibinin söz konusu olmadığı gibi her iki dava yönünden davacı tarafın itirazın iptalini talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla; davalılar vekilinin aksi yöndeki iddiaları haklı görülmemiştir.
Davalılar vekili, kredi sözleşmesinin TBK’nun 20 ve devamı maddeleri gereğince genel işlem koşulları kapsamında olduğunu, tek taraflı, önceden hazırlanan, davalıların aleyhine sonuç doğuran ve davalıların çıkarlarını korumayan kayıtların bulunması, bu kayıtların yazılmamış sayılmasının gerekmesi, sözleşmenin imza anında ortada henüz likit bir borç bulunmaması ve şekil şartlarının yerine getirilmemesi nedenleri ile müvekkillerinin kefaletlerinin geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de; davaya konu kredi sözleşmesinin ticari nitelikli olup, davalı şirket ile davalı …’un davalı … ortağı ve yetkilisi olduğu, davalı …’un ise TTK’nun 7 (2)maddesinde düzenlenen ticari teselsül karinesi uyarınca ticari niteliği haiz sözleşme nedeniyle borç altına girip müteselsil borçlu ve kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, buna göre davalılar yönünden genel işlem koşullarının uygulama yerinin bulunmadığı, TBK’nun 583. Maddesinde aranan şekil şartlarının mevcut olduğu, kefalet limitinin belirlenmiş olması nedeniyle sözleşmenin imzalanması anında kredi sözleşmesinin doğası gereği kullanılacak kredi miktarının önceden bilinmemesine karşın kefilin limit ile sorumlu olduğu dikkate alınarak davalılar vekilinin kefaletlerin geçersiz olduğu savunması haklı görülmemiştir.
Davalılar vekili, borcun muaccel hale gelmediği ve kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle müvekkillerinin temerrüte düşmedikleri iddiasında bulunmuş ise de; bilirkişi raporunda ayrıntıları açıklandığı üzere, davalı şirkete kullandırılan yedi ayrı kredinin bulunduğu, bunlardan 1231090-2-4 sayılı taksitli ticari kredinin 28/12/2018 vadeli 36. taksitinin ödenmediği, kredi sözleşmesinin; “temerrüt, muacceliyet halleri ve takip hükümleri” başlıklı hükümleri uyarınca vadesinde ödenmeyen bir kredi borcu nedeniyle tüm borçların muaccel hale geleceğinin kararlaştırılması karşısında her iki davaya konu kredi borçlarının muaccel hale geldiği ve kat ihtarnamesinin tüm davalıların bilinen iki ayrı adresine tebliğe çıkarılıp, bir adrese tebligatların TK’nun 21/1.maddesine göre yapıldığı, davalıların borca itiraz dilekçelerinde öncesinde ve sonrasında kat ihtarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasında bulunmadıkları ve kat ihtarnamesine itiraz etmedikleri, buna göre cevap dilekçesi aşamasında bu konudaki itirazlarının dikkate alınmasının mümkün bulunmamasına bağlı olarak her iki dosyadaki alacaklar için iki ayrı kat ihtarnamesinin düzenlenip, davalıların tümüne sözleşmede belirtilen ve bilinen adreslerine tebligatların çıkarılıp, yapılamayan tebligatlar dışında TK’nun 21/1 maddesine göre tebliğlerin yapıldığı, kredi sözleşmelerinin “diğer hükümler” başlıklı 6.3 maddesinde; sözleşmede bildirilen adresin ve ticaret sicilinde kayıtlı adreslerin kanuni ikamet adresi kabul edileceğinin, bu adrese muhtarlığa tebligat evrakı bırakılmak suretiyle yapılacak her türlü tebligatın geçerli sayılacağının kararlaştırılması karşısında her iki dosyada yapılan tebligatlardan sonra ihtarnamelerde verilen süreler içinde davalılar tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle her iki dava konusu alacak için temerrüte düştükleri anlaşılmakla davalılar vekilinin alacağın muaccel hale gelmediği ve davalıların temerrüte düşmediklerine ilişkin iddiaları da haklı görülmemiştir.
Toplanan tüm deliller, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli, ayrıntılı, hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ve ek raporları ile; davacı banka ile davalı şirket arasında davaya konu 19/07/2012, 26/06/2013 ve 20/04/2017 tarihli kredi sözleşmelerinin düzenlendiği, TBK’nun 583.maddesinde aranan kefalete ilişkin tüm şekil şartlarının yerine getirildiği gibi davalı gerçek kişilerin tüm sözleşmelerde müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf oldukları, davalı kefillerin eş olmaları nedeniyle kredi sözleşmelerinin birlikte imzalamalarına bağlı olarak ayrıca eş rızalarının alınmalarının gerekmediği, taraflar arasında davaya konu kredi sözleşmelerinin varlığının ve içeriğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, sözleşmelerin 2.7.1 maddesinde temerrüt faiz oranının davacı banka tarafından müşterilerine kullandırılan en yüksek faiz oranının iki katı olarak belirlendiği, sözleşme kapsamında davalı şirkete bilirkişi raporunda ayrıntıları gösterilen nitelikte ve miktarlarda kredilerin kullandırıldığı, kredi ve kefalet limitinin toplamının 9.500.000,00 TL olduğu, bilirkişi raporunda ayrıntıları açıklandığı üzere 1231090-2-4 sayılı taksitli ticari kredinin 28/12/2018 vadeli 36. taksitinin ödenmediği, sözleşmelerdeki hüküm nedeniyle davalı şirkete kullandırılan bütün kredilerin bu taksitin ödenmemesi üzerine muaccel hale geldiği ve hesabın kat edilmesi konusunda sözleşme koşullarının oluştuğu, davacı banka tarafından nakdi alacaklar için hesabın kat edilerek 16/01/2019 tarihli kat ihtarnamesinin düzenlendiği, ihtarnamenin davalılara yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere 17/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle davalıların temerrüdünün 19/01/2019 tarihi itibariyle oluştuğu, gayri nakdi alacaktan kaynaklanan birleşen dosyaya konu alacak istemi yönünden ise düzenlenen kat ihtarnamesinin davalı şirkete 18/02/2019 tarihinde, davalı …’a 16/02/2019 tarihinde ve davalı …’a 20/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların her iki davaya konu hesap kat ihtarnamelerine itiraz etmedikleri gibi verilen süre içinde ödemede bulunmadıkları, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalara göre nakdi alacak istemi yönünden icra takip tarihinden sonra dava tarihine kadar olan dönemde davacı banka tarafından toplam 538.658,57 TL tahsilat yapıldığı, kanun ve sözleşme hükümlerine göre yapılan tahsilatların bilirkişi tarafından faiz ve ferilerine mahsup edilerek hesaplama yapılmasının usul, yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davacı tarafça icra takibinin faiz ve ferileri olmak üzere toplam 2.018.499,11 TL üzerinden yapılıp dava dilekçesinde 1.749.295,54 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamının talep edilmesi nedeniyle 269.203,57 TL tahsilat yapıldığının dile getirilmesine rağmen yapılan hesaplamada tahsilat miktarının 538.658,57 TL olması nedeniyle davacı tarafın davadan önce tahsil edilen 269.455,00 TL’lik alacak için dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı dikkate alınarak bu alacak bölümü yönünden HMK’nun 114(1/h) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğuna bağlı olarak dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, işlemiş ve işleyecek faiz oranları yönünden toplanan delil ve belge örnekleri ile bilirkişi tarafından tüm belge örnekleri dikkate alınarak belirlenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenip hesaplamanın yapıldığı göz önünde tutularak dava tarihine kadar tahsil edilen alacakların faiz ve ferilerden mahsubundan sonra davalı kefiller yönünden dava tarihi itibariyle 1.439.840,54 TL, davalı şirket yönünden ise icra takibindeki ve dava dilekçesindeki talebe uygun olarak 123.000,00 TL’lik ipotekle temin edilmiş alacağın indirilmesi ile 1.316.840,54 TL asıl alacağın talep edilebilir olduğu dikkate alınarak bu miktarlar üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin tüm taleplerinin reddine, işleyecek faiz için takibin, bütün davalılar yönünden hükmedilen asıl alacağın 4.217.82 TL’ lik bölümü için takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %28,80 oranında, 24.831,97 TL’ lik bölümü için %57,80, 79.000,00 TL’lik bölümü için yıllık %62 ve 1.331.790,75 TL’lik bölümü için yıllık %63,80 oranında işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin % 5 ‘i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, birleşen dosyada davaya ve takibe konu alacağın teminat mektubundan kaynaklanıp bilirkişi raporunda ayrıntıları açıklandığı üzere 300.000,00 USD tutarlı düzenlenen teminat mektubunun 268.200,00 USD olarak risk azalışının yapıldığı, 04/02/2019 tarihinde ödeme yapıldığı gündeki kur üzerinden 1.078.030,63 TL olarak muhatabına ödendiği ve takip hesaplarına aktarıldığı, buna göre takip tarihi itibariyle bilirkişi tarafından yapılan usul, yasa ve sözleşme kapsamına uygun hesaplamalar ile davacı tarafın 1.078.030,63 TL asıl alacak, 39.245,41 TL işlemiş faiz, 1.962,27 TL BSMV, 350,94 TL masraf olmak üzere toplam 1.119.589,25 TL alacak için itirazın iptali isteminde bulunabileceği, buna göre davacı tarafın işleyecek faizi TCMB genelgeleri uyarınca değişen oranlarda talep etmek yerine takip tarihinde geçerli olan işleyecek temerrüt faiz oranı üzerinden sabit talep etmesi dışında takip konusu yaptığı tüm alacaklar yönünden davalıların itirazlarının iptalinin gerektiği, davalı şirket yönünden alacağın 123.000,00 TL’lik bölümünün rehinle temin edilmiş olması nedeniyle talep edebileceği alacağın 996.589,25 TL olduğu, işleyecek faiz için bütün davalılar yönünden hükmedilen asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %57,80 oranında işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden takibin devamını talep edebileceği anlaşılmakla bu miktarlar üzerinden birleşen davaya konu icra takibinde itirazın kısmen iptali ile takibin devamına, davacı tarafın işleyecek faiz oranının TCMB genelgeleri uyarınca değişen oranlarda talep edilmemesi nedeniyle fazlaya ilişkin isteminin reddine, asıl ve birleşen dosyada davanın kabul edilen alacak bölümleri yönünden icra takiplerine ve davalara konu alacağın likit olması ve davalıların itirazlarının haksız olması nedeniyle hükmedilen toplam alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına, her iki davadaki reddedilen fazlaya ilişkin alacak istemleri yönünden davacı bankanın kötü niyetli olmadığı gibi davalıların kötü niyet iddiasını kanıtlayamadıkları dikkate alınarak davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerektirici Nedenlerle:
1-Mahkememizin …….esas sayılı dosyası yönünden;
a)Takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde davacı banka tarafından dava dilekçesinde dile getirilen 269.203,57 TL tahsilat dışında 269.455,00 TL daha tahsilat yapılması nedeniyle 269.455,00 TL tahsil edilen alacak yönünden davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeni ile HMK’nun 114(1/h) maddesinin yollaması ile HMK’nun 115(2) maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine,
b)Davanın KISMEN KABULÜ ve davalıların davaya konu İzmir…İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile;
Takibin davalı ……Şirketi yönünden 1.439.840,54 TL asıl alacaktan dava dilekçesinde mahsubu talep edilen ipotekle temin edilmiş 123.000,00 TL’nin indirilmesi ile 1.316.840,54 TL asıl alacak,
Davalılar … ve … yönünden 1.439.840,54 TL asıl alacak ile,
İşleyecek faiz için bütün davalılar yönünden hükmedilen asıl alacağın 4.217.82 TL’ lik bölümü için takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 28,80 oranında, 24.831,97 TL’ lik bölümü için %57,80, 79.000,00 TL’lik bölümü için yıllık % 62 ve 1.331.790,75 TL’lik bölümü için yıllık % 63,80 oranında işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin % 5 ‘i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
Davacı tarafın tüm davalılar yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Hükmedilen 1.439.840,54 TL toplam alacağın % 20 ‘si oranındaki 287.968,10 TL icra inkar tazminatının 263.368,10 TL ‘lik bölümünden davalı ……Şirketinin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
2-Mahkememizin birleşen ……. esas sayılı dosyası yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ve davalıların davaya konu İzmir ……. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile;
Takibin davalı ……Şirketi yönünden 1.078.030,63 TL asıl alacak, 39.245,41 TL işlemiş faiz, 1.962,27 TL BSMV, 350,94 TL masraf olmak üzere toplam 1.119.589,25 TL alacağın rehinle temin edilen 123.000,00 TL’lik bölümünün masrafı ile toplam 996.589,25 TL alacak,
Davalılar … ve … yönünden 1.078.030,63 TL asıl alacak, 39.245,41 TL işlemiş faiz, 1.962,27 TL BSMV, 350,94 TL masraf olmak üzere toplam 1.119.589,25 TL alacak ile,
İşleyecek faiz için bütün davalılar yönünden hükmedilen asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %57,80 oranında işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5′ i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
Davacı tarafın tüm davalılar yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
İcra inkar tazminatına konu ve hükmedilen toplam alacağın %20 ‘si oranındaki 223.917,85 TL icra inkar tazminatının 199.317,85 TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
3-a)Asıl dosya için; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 98.355,51 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 19.781,10 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 78.574,41‬ TL harcın 70.172,28‬ TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b)Birleşen dosya için; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 76.479.14 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 13.521,84 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 62.957,3‬0TL harcın 54.555,17‬ TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c)Asıl dosya için; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 19.781,10 TL harç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d)Birleşen dosya için; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 13.521,84 TL harç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-a)Asıl dosya için; davanın kabul edilen alacak bölümü yönünden, davacı yararına, AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 83.194,42 TL nispi vekalet ücretinin, 78.889,42 TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Asıl dosya için; davanın reddedilen 40.000,00 TL’lik alacak bölümü yönünden, davalılar yararına, AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 6.000,00 TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c)Asıl dosya için; hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilen alacak bölümü yönünden, davalılar yararına, AAÜT’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Birleşen dosya için; davanın kabul edilen alacak bölümü yönünden, davacı yararına, AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 71.985,62 TL nispi vekalet ücretinin 66.879,46 TL’lik bölümünden davalı şirketin sorumlu olması kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl dosya için; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca taraflardan tahsili gereken yargılama gideri niteliğindeki 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 9/11’inin karşılığı olan 1.080,00 TL’nin asıl dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen, 2/11 nin karşılığı olan 240,00 TL’nin asıl dosya davacısından tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Birleşen dosya için; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca taraflardan tahsili gereken yargılama gideri niteliğindeki 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Asıl ve birleşen dosyada davacı tarafça yapılan 76,00 TL dört adet tebligat gideri, 172,50 TL otuz bir adet elektronik tebligat ücreti, 1,60 TL üç adet kep ücreti, 129,60 TL yedi adet müzekkere ve posta gideri ve 1.700,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 2.079,70 TL yargılama giderinden davanın kısmen reddine ve kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle 8/9’unun karşılığı olan 1.848,62 TL yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1/9’unun karşılığı olan 231,08 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı taraflarca her iki dosyada yatırılan gider avansından hiç harcama yapılmadığı gibi başkaca yargılama giderinin yapılmamış olması nedeniyle bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-Asıl ve birleşen dosyada taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza