Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1074 E. 2022/479 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1012 Esas
KARAR NO : 2022/496

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafından İzmir 23.İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyası üzerinden 23.09.2019 tarihinde müvekkilin konutuna cebri icra işlemi yapılmak maksadı ile gelindiğini ve kapısına muhtıra bırakıldığını, müvekkilinin davaya konu icra dosyasında bu şekilde haberi olduğunu, akabinde icra dairesine giderek dosyayı ve takibe konu edilen bonoyu inceleyen müvekkil alacaklıyı tanımadığını ve senette bulunan imzanın da kendisine ait olmadığını tespit ettiğini, davalıyı tanımayan ve davalıya herhangi bir borcu da bulunmayan müvekkilin, borçlu olmadığının tespiti amacıyla arabuluculuk faaliyeti başlatılmış ancak buradan da bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasının engellenmesi bakımından HMK 209.maddesi ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca teminatsız olarak İzmir 23.İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasındaki takibin yargılama süresince durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekilinin 23/12/2019 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; 17/10/2014 tarihinde dava dışı …’ın yetkilisi olduğu işyerinde müvekkili, davacı, dava dışı ………. ve dava dışı …’ın bir araya geldiklerini, davacının dava dışı …’a 20.000 TL borcunu ödemek maksadıyla senet düzenlemek istediğini beyan ettiğini, …’ın da davalı …’e borcu bulunduğunu, senedin … adına keşide edilmesini istediğini, senedin … adına keşide edildiğini, davacının imza inkarında bulunmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili zarara uğratmak ve zaman kazanmak için imzasını inkar ettiğini iddia ederek davanın reddine, İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden davacının müvekkiline borçlu olduğunun tespitine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip konusu senet ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyası ile davalı tarafından alacaklı olunduğu istemiyle müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibine geçildiğini, icra takibinin konusu 14/01/2014 düzenleme tarihli, 17/02/2014 ödeme tarihli, 20.000 TL bedelli senet olduğunu, söz konusu senet nedeniyle müvekkilinin icra takibinde alacaklı gözüken şahsa bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davalıya tanımadığını ve herhangi bir borcu da bulunmadığını, müvekkilinin imzası ile senet üzerindeki imzanın benzerlik taşımadığını, davalı tarafça başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek müvekkilinin İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takibe konu senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine takipte talep edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 17/10/2014 tarihinde dava dışı …’ın yetkilisi olduğu işyerinde müvekkili, davacı, dava dışı ………. ve dava dışı …’ın bir araya geldiklerini, davacının dava dışı …’a 20.000 TL borcunu ödemek maksadıyla senet düzenlemek istediğini beyan ettiğini, …’ın da davalı …’e borcu bulunduğunu, senedin … adına keşide edilmesini istediğini, senedin … adına keşide edildiğini, davacının imza inkarında bulunmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili zarara uğratmak ve zaman kazanmak için imzasını inkar ettiğini iddia ederek davanın reddine savunmuştur.
Dava, icra dosyası ve dayanağı bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK’nun 72. Maddesinde borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceği, dava sırasında borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edileceği düzenlemesi bulunmaktadır.
Mahkememizce ara kararla senet aslının icra dosyasından celbi ile ATK ilgili ihtisas dairesine gönderilerek senedin tamamen sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunda rapor aldırılmasına karar verilmiş ve dosya İstanbul ATK Başkanlığı’na gönderilmiştir. Düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; davaya konu senette … adına atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, senette ödeyecek bölümde “…………” yazıları ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazıların …’ın eli ürünü olduğu, senetteki diğer yazılar hususunda …’a yazdırılmadığından değerlendirme yapılamadığı, inceleme konusu senette silinti, kazıntı ve tahrifat yapıldığını gösteren bulgu saptanmadığı hususlarına yer verilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak üçlü grafoloji uzmanından oluşan heyete dosyanın tevdi edilerek takibe ve davaya konu senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda rapor aldırılmıştır. Söz konusu raporda 20.000 TL bedelli 17/01/2014 keşide tarihli, 17/02/2014 vadeli bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce rapor hükme esas alınabilir kabul edilmiştir. Bir önceki ATK raporunda bonodaki keşideciye ait isim ve adres bilgilerinin davacı tarafça yazıldığı ancak keşideci imzasının niteliği ve karakteristik materyal içermemesi ve taklidi kolay imzalardan olması nedeniyle imzanın davacının eli ürün olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir. İkinci raporda ise, imzanın keşidecinin eli ürünü olduğu bilirkişi heyetince tespit edilmiştir. Bu itibarla mahkememizce bonodaki imzanın keşideciye ait olduğu yönündeki ikinci rapora itibar edilmiştir. Diğer yandan dava dilekçesinde davacının hiçbir şekilde senet düzenlemediği ve imzalamadığı iddiasında bulunulmasına karşın ATK raporunda keşideci ismi ve T.C kimlik numarasının davacı tarafça yazılmış olduğu ikinci raporda ise imzanın davacı tarafça atılmış olduğu tespitleri yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nun 72. Maddesine göre borçlu takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilmektedir. Söz konusu bu davada ispat yükü kural olarak davacı borçludadır. Somut olayda, taraflar arasında bir bono ve bu bono dayanak yapılarak başlatılan icra takibi söz konusudur. Davacı taraf bonoyu kendisinin düzenlemediği ve imzalamadığını iddia etmektedir. Bu iddiasının ise yukarıda tafsilatı verilen raporlar ile dosya kapsamına ve maddi gerçekliğe uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Başka bir söyleyişle takibe ve davaya konu bonodaki keşideci imzası ve yazısı davacıya aittir. Bu itibarla davacı taraf iddiasını ispat edememiştir. Diğer yandan, dava açılırken davacı tarafça ihtiyati tedbir kararı aldırılmıştır. İhtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almaktan kaynaklı olarak davalı tarafın uğradığı zarar miktarı 2004 Sayılı İcra Ve İflas Kanununun 72/4 Maddesi gereğince mahkememizce alacağın yüzde yirmisi oranında takdir edilmiştir. Bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nederlerle:
Davanın REDDİNE,
Dava ve ihtiyati tedbir nedeniyle alacaklının uğradığı zararın takip konusu alacak tutarı olan 23.700,00 TL’nin %20’si oranında 4740 TL olduğuna ve bu şekilde belirlenen 4740 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın başvurma harcı ve peşin harç olarak alınan 385,95 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 305,25 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza