Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1072 E. 2022/365 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1072
KARAR NO : 2022/365

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket …, …, … ve …. … …. imalatını gerçekleştiren yüklenici olduğunu, … Asansör San.Tic.Ltd.Şti 11/09/2009 tarihli yürüyen merdiven işlerinin 120 günlük sürede yapılması amacıyla taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, 11/09/2009 tarihli sözleşmenin süresi tarafların aralarında imzaladıkları ekte sunulu 04/12/2010 zeyilname ile işin teslim süresi 28/02/2010 olarak belirlendiğini, geciken hergün için 06 oranında tazminat öngörüldüğünü, geciken günler dikkate alındığında tahakkuk eden gecikme tazminatı 208.800.00 ABD Dolarına karşılık gelmekte olduğunu, müvekkili tarafından davalı aleyhine bu konuda İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. – …/… K. sayılı dosyasıyla dava açıldığını, davanın lehlerine sonuçlandığını ve kesinleştiğini, karar ilamının Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu fakat tahsilat yapılamadığını, davalı … Asansör San.Tic.A.Ş ise yine aynı sözleşme kapsamında yaptığı yürüyen merdiven işlerinden bakiye alacağı olduğu iddiası ile İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasıyla icraya konulmuş itirazımız Üzerine İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. – …/… K. sayılı dosyasıyla 217.000.00 ABD Doları tutarında itirazın iptali davası ikame edildiğini, istinaf aşamasında olduğunu, söz konusu icra takibi ve davada ise davacı tarafça ABD Doları olarak tahsil edilmek üzere talepte bulunulduğunu, davalı tarafla aramızda görülen her iki dava da aynı hukuki ilişkiden ve aynı sözleşmeden kaynaklanmakta olduğunu, esas olarak yargılamaların uzun yıllar sürmesi, davaların sonuçlandırılması aşamaları arasında da uzun yıllar oluşması her iki dava arasında ciddi tutar farklılıkları oluşturulduğunu, kesinleşmiş alacak tutarı davalara konu sözleşme kapsamında 208.800 ABD doları olduğunu, karşı tarafın istinaf aşamasında olan alacak tutarı ise aynı sözleşme kapsamında 217.000 ABD doları olduğunu, müvekkilinin alacağının 648.306.57 TL olarak belirlendiğini fakat 2.683.433.59 TL olarak görünmekte olduğunu, şimdilik 100.000 TL munzam zararın davalıdan ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER
Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı taraf arasında 11/09/2009 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme hükümleri gereğince belirlenen teslim süresinin 28/02/2010 olduğunu, iş teslim süresinin gecikmesi halinde geciken her bir gün için %6 oranında tazminat belirlendiğini, geciken günler için tahakkuk eden gecikme tazminatının 208.800,00 ABD Dolarına karşılık gelmekte olduğunu, müvekkili tarafından davalı aleyhine İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyasıyla dava açıldığını, davanın müvekkili lehine sonuçlandığını ve kesinleştiğini, söz konusu davanın dayandığı sözleşmede belirlenen zarar oranının ABD doları olarak saptandığı halde dava tarihinde TL bedel olarak talep edildiğini ve bu şekilde hüküm altına alındığını, söz konusu karar ilamının Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, Davalı şirketin yine aynı sözleşme kapsamında yaptığı yürüyen merdiven işlerinden bakiye alacağı olduğu iddiası ile İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasıyla icraya konulduğunu, müvekkilinin itirazı üzerine İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyasıyla 217.000,00 ABD Doları tutarında itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu davanın müvekkili aleyhine sonuçlandığını, müvekkili tarafından istinaf edildiğini ve istinaf sürecinin devam etmekte olduğunu, davalı tarafla ile müvekkili arasında görülen her iki davanın da aynı hukuki ilişkiden ve aynı sözleşmeden kaynaklanmakta olduğunu, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyasında müvekkili lehine 208.800 ABD Dolarına hükmedildiğini, davalı tarafça açılan ve şuan istinaf aşamasında olan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyasında müvekkili aleyhine 217.000 ABD Dolarına hükmedildiğini, taraflarınca 10/09/2019 tarihinde her iki icra dairesinden alınan hesap tablosunda müvekkilinin alacağının 648.306,57 TL olarak belirlendiğini, davalı tarafın alacağının 2.683,433,59 TL olarak görünmekte olduğunu, aynı sözleşmeden kaynaklanan zararın oluşmasında müvekkilinin kusurunun olmadığını, davalı tarafın borcunu süresinde ödememesinden kaynaklanmakta olduğunu, şimdilik asgari olarak 100.000,00 TL munzam zararın davalıdan ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, munzam zarar talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Nitelikli Hesaplamalar Uzmanına dosya tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 26/08/2021 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda; Yapılacak işin teslim süresinin 28/02/2010 olduğu, işin Teslim Tarihinin 09/04/2010 olduğu, gecikme süresinin 40 gün olduğu, gecikme faizi geciken her gün için 0.006 olduğunu, sözleşme bedelinin 870.000.-USD olduğunu, gecikme faizinin 870.000.-USD x 0.006 x 1.4921 x 40 gün = 311.550,48.-TL Dolar Karşılığının 208.800.-USD olduğunu, … inşaat … İnşaata ödemesi gereken 217.500.-USD yi … inşaat yapılması gereken işi 40 gün geç teslim ettiği için 40 gün geç teslim etmesi karşılığı ödemesi gereken gecikme faizinin 208.800.-USD olduğunu, … inşaatın … inşaata ödemesi gereken usd borcunun 217.500.-USD (+) olduğunu, … inşaatın … inşaata 40 gün gecikme karşılığı borcunun 208.800.-USD(-) olduğunu, … inşaatın … inşaata ödemesi gereken tutarın 8.700.-USD … inşaat … inşaatın sözleşme gereği teslim tarihinden itibaren 40 gün işi geç teslim etmesi karşılığında en son ödenmesi gereken 217.500.-USD yi ödemediğini, … inşaatın 40 gün gecikme karşılığı ödemesi gereken 208.800.-USD yi ödenmesi gereken tutardan düştükten sonra 217.500.-USD-208.800.-USD = 8.700.-USD … İnşaat San. ve Ltd. Şti. nin … Asansör Sanayi ve Ticaret A.Ş. ye borcunun olduğunu belirtilmiştir.
Mahkememizce dosya Nitelikli Hesaplamalar Uzmanına dosya tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 31/01/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda; 8700 dolar borcun varlığına karar verilmesi durumunda davacıya zaten borç dolar cinsinden ödeneceği için, ister 40 günlük gecikme süresi, ister 3538 günlük dava tarihine kadar olan süre esas alınsın, soyut yönteme göre herhangi bir munzam zarar doğmamakta olduğunu, dolar kurundaki artışın bahsi geçen enflasyon ticari faiz farkından daha yüksek olduğunu, bu nedenle herhangi bir munzam zarar hesabı yapılamayacağı hususunu belirtilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi bulunduğu, davalı tarafça İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde …/… Esas sayılı dava açıldığı bu dava kapsamında mahkemece davalının ( dosyamız davacısı) İzmir 19. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin 215.835,14 USD toplam alacak üzerinden devamına ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedildiği, dosyamız davacısı tarafından davalıya karşı İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada …/… Esas …/… Karar sayılı dosya üzerinden verilen kararda davalı tarafın 308.856,96 TL tutarındaki alacağı faiziyle birlikte davacıya ödemesine karar verildiği, kararın davacı … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bu şekilde süren yargılama ve takip sürelerinin uzaması nedeniyle takiplerin ve dayanağı davaların açıldığı tarihlerde birbirlerine yakın olduğu iddia edilen alacaklardan davacı alacağının mahkemeden Türk Lirası cinsinden talep edilmesi ve mahkemenin de Türk Lirası cinsinden alacağa hükmetmesi yanında davalı tarafın alacağını USD cinsinden talep etmesi ve bu şekilde takibe koyması nedeniyle aradan geçen zaman ve kur farkının etkisiyle iki alacak arasında aşırı derecede fark oluştuğu iddia edilmekte ve davacı tarafça bu sebepten kaynaklı munzam zarar talebinde bulunulmaktadır. Meri mevzuata göre alacaklının yabancı para alacağını aynen veya vade veya fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden talep edebilmesi mümkündür. Bu ihtimallerde alacaklının temerrüt faizi talep edebilmesi ihtilaftan uzaktır. Bunun yanında alacaklının temerrüt nedeniyle oluşan zararının temerrüt faiziyle karşılanamadığını iddia ederek bu aşkın zararını tazmin talebinde bulunabilmesi de imkan dahilindedir. Konuya ilişkin 6098 sayılı TBK’nun 122. Maddesine göre alacaklı borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan bir zarara uğramışsa borçlunun temerrüde düşmede kusuru bulunmadığını ispat etmesi hali dışında, bu aşkın zararın tazminini talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu durumda alacaklının aşkın veya munzam zararının talep edilebilmesinin şartı bu zararın temerrütten kaynaklanmasıdır. Somut olayda ise davacının uğradığını iddia ettiği munzam zarar davalı tarafın temerrütünden kaynaklanmamaktadır. Zira davalı taraf kendi alacağı için başlattığı ve aynı sözleşmeden kaynaklanan icra takibi ve itirazın iptali davasında alacağını USD cinsinden talep etmişken, aynı sözleşmeden kaynaklanan alacağını davacı tarafın Türk Lirası cinsinden talep ettiği görülmektedir. Dolayısıyla, davacının yargılama süreçlerinin uzun sürmesinden kaynaklandığını iddia ettiği alacağı USD cinsinden talep edebilmesine yasal bir mani yok iken TL cinsinden talep etmesi bu zararın kendi seçiminden kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Başka bir söyleyişle davacı taraf alacağını davalı taraf gibi USD cinsinden talep etmiş olsa idi davalı borçlunun temerrüdü önem arzetmeksizin davacının aşkın veya munzam bir zararı oluşmayacaktı. Bu itibarla davacının iddia ettiği munzam zararın kendi seçiminden kaynaklandığı, borçlunun temerrüdünden kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır. Bu yasal düzenlemeler ve kabuller kapsamında davanın reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL ret harcından peşin yatırılan 1707,75 TL harçtan mahsubuna, artan 1627,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından sarf olunan 114 TL tebligat gideri, 11 TL elektronik tebligat gideri, 0,50 TL KEP gideri, 80,70 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 1500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 1.750,06 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/04/2022

Katip …
E-imzs

Hakim …
E-imza