Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1055 E. 2021/392 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1055
KARAR NO : 2021/392

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalı …’in Kredi Genel Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, dolayısıyla borcun tamamını üstlendiğini, karşı tarafın borçlarını ödeme taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle kredi ilişkisini düzenleyen sözleşmesinin 18. Maddesinde müvekkil banka muacceliyet verildiğini, bunun üzerine borçların ödenmesi için Beşiktaş … Noterliğinin 20.04.2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili banka alacağının tahsili için davalı borçlular hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından genel haciz yoluyla icra takibinin başlatıldığını, borçlu …’in borca itirazı haricen icra dosyasından öğrendiğini, 01.10.2019 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuğun sürecinin anlaşamama şeklinde 14.10.2019 tarihinde son bulduğunu, müvekkil bankanın 01.12.2009 tarih, … sayılı genelgesine göre ticari kredi genel (cari) faiz oranı%26 olduğunu Kredi Genel Sözleşmesinin temerrüt faizine ilişkin 19. Maddesi uyarınca temerrüt faiz oranı cari kredi faiz oranının % 50 ilavesi ile bulunacağı oranın temerrüt faizinin %39 olduğunu, taraflar arasında tesis edilen kredi ilişkilerinden dolayı davalı borçlu … hakkında takip talebinde belirtildiği üzere 106.107,51 TL takip meblağı üzerinden 06.06.2017 tarihinde icra takibine geçildiğini, icra takibine geçildikten sonra müvekkil bankaya 07.11.2017 tarihinde 85.731,00- TL ödeme yapıldığını, açıklanan nedenler ile davalı/ borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla aleyhine yapılan takipte itirazının iptaline takip dosyasında asıl alacağa takip tarihinden tahsilat tarihine kadar temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV işletilmesine, yapılan 85.731,00 TL tahsilatın takip dosyasından mahsup edilmesine, ve kalan meblağ üzerinden takibin devamına, itiraz edilen kısımı üzerinden %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
3-Davacı … nezdinde dava dışı asıl borçlu … tarafından kullanılan ve davalı … TC Kimlik numaralı …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler,
4-Beşiktaş … Noterliğinin 20.04.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrak fotokopileri,
5-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 12/04/2021 havale tarihli raporu,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, dava dışı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden dava dışı …ne kullandırılan krediden kaynaklanan alacağın kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı …’ten tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … Şirketi vekilinin, dava dışı … ile davalı … aleyhine 83.525,89-TL asıl alacak, 22.006,81-TL işlemiş faiz ve 574,81-TL ihtarname masrafı bedeli olmak üzere toplamda 106.107,51-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu borca itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Borçlu vekilinin İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında borçlu vekili tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, itirazın iptali davaları açısından icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmış olmasının öncelikli olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmakla; icra takibi ve davanın dava dışı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden dava dışı …ne kullandırılan krediden kaynaklanan alacağın kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı …’ten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri kapsamında sözleşmenin ‘Yetkili Mahkeme, İcra Daireleri ve Kanuni Düzenleme’ başlıklı 41. maddesinde taraflar arasında oluşacak uyuşmazlıkların çözümü noktasında İzmir İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, kredi sözleşmesini kredi veren ve kredi alan sıfatıyla imzalayan tarafların ticari şirket oldukları, bahsi geçen maddenin yetki sözleşmesi vasfında olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 18/2. maddesi hükmüne uygun olarak sözleşmenin yetki şartıyla ilgili bu hükmündeki hukuki ilişkinin belirli, yetkili mahkemenin belirlenebilir ve yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşmede kararlaştırılan yetki şartının sözleşmenin tarafı olan ve sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan kişileri bağlayacağı, bu kapsamda İzmir … İcra Dairesi’nin dava konusu takip açısından yetkili olduğu anlaşılmakla, borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli belge ve evrakların temini akabinde dosyanın bankacılık alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, dava dışı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin onaylı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, kredi borcunun kat edilmesi sonucunda borçlular adına çıkartılan Beşiktaş … Noterliğinin 20/04/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; dava dışı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden dava dışı …ne kullandırılan kredi kapsamında davacı bankanın sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının davalı tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra 07/11/2017 tarihinde yapılan 85.731,00-TL’lik ödeme de göz önünde bulundurularak belirlenmesi neticesinde düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 12/04/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kefaletin geçerli olduğunu, davalının 22/04/2017 tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında olması gereken alacak kalemlerinin 83.344,03-TL asıl alacak, 7.342,50-TL işlemiş faiz, 367,10-TL BSMV ve 574,81-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 91.628,44-TL olduğunu, 07/11/2017 tarihli tahsilattan sonra davacı bankanın 10.344,30-TL anapara alacağının kaldığını, dava tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan10.344,30-TL anapara, 4.553,39-TL birikmiş faiz ve 227,66-TL olmak üzere toplamda 15.125,35-TL tutarında alacaklı olduğunu mütalaa etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/40 Esas 2020/223 Karar sayılı ilamında aynen; ”…İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibariyle belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Takipten sonra davadan önce yapılan ödeme yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır…” ibarelerine yer verilmiştir.
Bu kapsamda icra dosyası kapsamında dava tarihinden önce yapılan 77.446,59-TL asıl alacak, 7.342,50-TL işlemiş faiz, 367,10-TL BSMV ve 574,81-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 85.731,00-TL yönünden davacının hukuki yararı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava açılmadan yapılan ödemelerin mahsubu neticesinde davacı bankanın icra dosyası kapsamında davalıdan 5.897,44-TL alacağının bulunduğu, bu alacak kaleminin asıl alacağa ilişkin olduğu görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, davacı … nezdinde dava dışı asıl borçlu … tarafından kullanılan ve davalı … TC Kimlik numaralı …’in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler, Beşiktaş … Noterliğinin 20.04.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrak fotokopileri, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 12/04/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dışı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden dava dışı …ne kullandırılan krediden kaynaklanan alacağın kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı …’ten tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklı … Şirketi vekilinin, dava dışı … ile davalı … aleyhine 83.525,89-TL asıl alacak, 22.006,81-TL işlemiş faiz ve 574,81-TL ihtarname masrafı bedeli olmak üzere toplamda 106.107,51-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu borca itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bankacılık alanında uzman bilirkişi 12/04/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kefaletin geçerli olduğunu, davalının 22/04/2017 tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında olması gereken alacak kalemlerinin 83.344,03-TL asıl alacak, 7.342,50-TL işlemiş faiz, 367,10-TL BSMV ve 574,81-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 91.628,44-TL olduğunu, 07/11/2017 tarihli tahsilattan sonra davacı bankanın 10.344,30-TL anapara alacağının kaldığını, dava tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan10.344,30-TL anapara, 4.553,39-TL birikmiş faiz ve 227,66-TL olmak üzere toplamda 15.125,35-TL tutarında alacaklı olduğunu mütalaa ettiği, icra dosyası kapsamında dava tarihinden önce yapılan 77.446,59-TL asıl alacak, 7.342,50-TL işlemiş faiz, 367,10-TL BSMV ve 574,81-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 85.731,00-TL yönünden davacının hukuki yararı bulunmadığı, dava açılmadan yapılan ödemelerin mahsubu neticesinde davacı bankanın icra dosyası kapsamında davalıdan 5.897,44-TL alacağının bulunduğu, bu alacak kaleminin asıl alacağa ilişkin olduğu anlaşılmakla, davacı bankanın talep edebileceği alacak bedeli tespiti yönünden taraflar, Mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine uygun ve elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davacı şirketin takip tarihi itibariyle taraflar arasında düzenlenen faturalardan dolayı davalı şirketten 5.897,44-TL alacaklı olduğunun ispatlandığı kanaatiyle, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı likit olduğu da göz önünde bulundurularak, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinde yer alan 77.446,59-TL asıl alacak, 7.342,50-TL işlemiş faiz, 367,10-TL BSMV ve 574,81-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 85.731,00-TL yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-a)Davalı …’in İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 5.897,44-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 5.897,44-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %22,10 oranında ve değişen oranlarda yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına, 181,86-TL asıl alacak, 14.297,21-TL işlemiş faiz ve BSMV bedeli olmak üzere toplamda 14.479,07-TL bedelindeki fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b)Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 5.897,44-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’ten alınarak davacı …na verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 402,85-TL karar ve ilam harcı ile 59,30-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 462,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 33,00-TL elektronik tebligat, 141,40-TL posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 674,40-TL yargılama gideri açısından davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 195,19-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davanın esas yönünden kabul edilen kısmı açısından; davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın usul yönünden reddedilen kısmı açısından; davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davanın esas yönünden reddedilen kısmı açısından; davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır