Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1053 E. 2021/732 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1053 Esas
KARAR NO : 2021/732

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açıkyargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Başvurucu Banka ile karşı taraf müşteri arasında 13.11.2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik sözleşmesi ve 13.11.2018 tarihli Ticari Kredili Mevduat Hesabı Sözleşmesi akdedildiğini, karşı tarafın kullanımına tahsis edilen …/… nolu Kredili Mevduat Hesabının, 31.03.2019 tarihli ekstresinin asgari tutarı ödenmediğinden, gecikmenin giderilmesi için gerekli 376,00 TL’nin ihbarın tebliğinden itibaren 7 gün içinde ihbarname masrafıyla birlikte bankaya ödenmesi, ödenmediği takdirde 03.05.2019 tarihinde toplam borcun muaccel olacağı bildirilmiş ve sair ilgili hususlar hakkında karşı tarafa 10.05.2019 tarihinde temerrüt ve muacceliyet ihbarı yapıldığını, yine karşı tarafın kullanımına tahsis edilen … nolu kredi kartının 22.04.2019 tarihli ekstresinin asgari ödeme tutarının ödenmediği tespit edilmiş, konu hakkında 20.05.2019 tarihinde karşı tarafa temerrüt ve muacceliyet İhbarı yapılmış, 22,00 TL asgari tutarın ihbarın tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmemesi halinde 09.05.2019 tarihi itibarıyla toplam 220,28 TL borcun muaccel olacağı ve sair ilgili hususlar ihbar olunduğunu,17.05.2019 tarihinde ise davalının kullanımına tahsis edilen … nolu kredi kartının. 04.05.2019 tarihli ekstresinin asgari ödeme tutarının ödenmediği tespit edilmiş, konu hakkında karşı tarafa temerrüt ve muacceliyet ihbarı yapılmış, 4.112,00 TL asgari ödeme tutarınını ihbarın tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmemesi halinde 4.05.2019 tarihi itibarıyla toplam borcun muaccel olacağı ve sair ilgili hususlar ihbar olunduğunu, karşı tarafın ihbarnamelerde belirtilen süre içerisinde borcunu ödememesi üzerine 29.05.2019 tarihinde toplam 26.170,84 TL alacağımız hakkında ihtarname gönderilmiş, karşı tarafa borcu ödemek üzere ihtarname tebliğinden itibaren 24 saat süre verilmiş, ödenmemesi halinde yasal takibe geçileceği hususu ihtar edildiğini, ancak gönderilen bu ihtarnameye rağmen ödeme olmaması üzerine davalı hakkında İzmir … İcra Dairesi nezdinde …/… E. “sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, anılan takip dosyasında 26.08.2019 tarihinde karşı taraf borçlu tarafından borcun tamamına, faizine ve fer’ilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun borca, faize ve fer’ilerine ilişkin yaptığı itirazların iptali ve takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından dava dilekçesine cevap verilmemiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı,
2-İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı icra dosyası,
3-Davacı … nezdinde bulunan davalı … TC Kimlik numaralı …ile imzalanan 13/11/2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi ile 13/11/2018 tarihli Kredili Ticari Mevduat Hesabı Sözleşmesinin onayı sureti, sözleşmelere bağlı hesaplara ait hesap özetleri ile ekstreler, ihtarnameler ile ihtarnamelerin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair belgeler,
4-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 08/07/2020 havale tarihli raporu,
5-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 09/06/2021 havale tarihli raporu,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalı … ile davacı … arasında imzalanan 13/11/2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi’ne konu kredi kartları borcu ile yine davalı …’in davacı … nezdinde sahip olduğu … numaralı kredili mevduat hesabından kaynaklanan borcun davalı …’den tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, davacı vekilinin davalı aleyhine 21.821,09-TL asıl alacak, 2.589,76-TL işlemiş faiz, 49,16-TL gider vergisi, 2.164,39-TL asıl alacak, 31,00-TL işlemiş faiz ve 1,55-TL gider vergisi olmak üzere toplamda 26.656,95-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davacı bankanın ilgili şubesine müzekkere yazılarak, dava konusu kredi sözleşmesi ve ilgili hesaba ilişkim tüm kayıt ve belgeler celp edilmiş, dosya arasına alınmıştır.
Yargılama sırasında her ne kadar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden rapor alınmış ise de, alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmaması, keza bilirkişinin dava konusu uyuşmazlığın çözümü noktasında ehil bulunmaması sebebiyle, bankacılık alanında uzman bilirkişinin raporu haricinde olan bahsi geçen rapor değerlendirmeye ve hükme esas alınmamıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir …. İcra Dairesi’nin …/…Esas sayılı dosyası, davalı … ile davacı … arasında imzalanan 13/11/2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi’ne konu kredi kartları ile yine davalı …’in davacı … nezdinde sahip olduğu … numaralı kredili mevduat hesabına ait sözleşmelerin onaylı suretleri, hesap hareketleri ve ekstreleri, hesap kat ihtarnameleri ve ihtarnamelerin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı …ile davacı … arasında imzalanan 13/11/2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi çerçevesinde davalının kullanımına tahsis edilen … numaralı ve … numaralı kredi kartları ile yine davalıya ait … numaralı kredili mevduat hesabı kapsamında davacı bankanın davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının, alacağı var ise miktarının, icra dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 09/06/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı banka ile davalı arasında 13.11.2018 tarihinde Gerçek Kişi Ticari Kart Üyelik Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede akdi faiz oranının % 4,93, gecikme faiz oranının ise %5,95 olarak belirlendiğini, davacı banka ile davalı arasında ….11.2018 tarihinde, … nolu vadesiz mevduat hesabına bağlı, 2.000,00-TL limitli, … kanalıyla ve kalıcı veri sağlayıcısı aracılığıyla Kredili Ticari Mevduat Hesabı Sözleşmesi düzenlendiğini, davacı bankanın davalıya … ve … nolu olmak üzere iki adet kredi kartı kullandırdığını,… nolu kredi kartına ait 14.05.2019 son ödeme tarihli kredi kartı ekstresinde dönem borcunun 13.736,76-TL ve 10.303,26-TL henüz vadesi gelmemiş taksitli alışveriş ve taksitli nakit avans borcu ile birlikte toplam kredi kartı borcunun 24.040,02-TL olduğunu, … nolu kredi katına ait 29.05.2019 son ödeme tarihli kredi kartı ekstresinde dönem borcunun 231,62-TL olduğunu, yukarıda belirtilen kredi kartı ekstrelerinde 01.04.2019 tarihi itibarı ile akdi faiz oranının aylık %2,15’e (yıllık % 25,80), gecikme faiz oranının ise aylık % 2,65’e (yıllık %31,80) düşürüldüğünün davalıya bildirildiğini, dosyada bulunan … nolu ticari kredili mevduat hesabına ay sonlarında tahakkuk eden dönem faizinin son olarak 31.01.2019 tarihinde tahsil edildiğini, bu tarihten sonra tahakkuk eden aylık faizlerin ise tahsil edilemediğini, kredili mevduata da kredi kartlarına uygulanan faiz oranının uygulandığı ve 01.05.2019 tarihi itibarıyla söz konusu hesabın bakiyesinin 2.124,04 TL olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde 02.05.2019, 03.05.2019 ve 17.05.2019 tarihli ihbarnamelerin davalıya gönderildiği iddia edilmiş ise de, dosyada bulunan ve iadeli taahhütlü posta ile gönderilmek üzere hazırlanan söz konusu ihtarnamelerde barkod numarası bulunmadığını, bu nedenle söz konusu ihtarnamelerin davalıya gönderilmediğini, aynı şekilde dava dilekçesinde davalıya ait kredilerin 29.05.2019 tarihli ihtarname ile kat edildiği iddia edilmiş ise de, dosyada bulunan ve iadeli taahhütlü posta ile gönderilmek üzere hazırlanan, ihtarnamede barkod numarası bulunmadığını, bu nedenle davalıya gönderilmediğini, bu nedenlerle davalıya ait kredilerin usulüne uygun olarak kat edilmemiş olduğu ve 29.05.2019 tarihli ihtarname isimli belge ile davalının temerrüde düşürülmediğini, davacı bankanın davalıyı usulüne uygun şekilde temerrüde düşürmemiş olması sebebiyle, ödeme emrinin düzenlendiği 22.08.2019 tarihine kadar işlemiş faiz hesaplamasının temerrüt faiz oranı değil, akdi faiz oranı esas alınarak yapılması gerektiğini, bu nedenlerle İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı dosyasındaki 22.08.2019 tarihli ödeme emrinde olması gereken alacak kalemlerinin,24.274,64-TL Kredi Kartlarından Kaynaklanan Asıl Alacak, 1.719,57-TL İşlemiş Faiz, 85,97-TL Bsmv,26.080,18-TL Kredi Kartlarından Kaynaklanan Toplam Alacak ile 2.124,04-TL Kredili Mevduattan Kaynaklanan Asıl Alacak, 172,01-TL İşlemiş Faiz, 8,60-TL Bsmv, 2.304,65-TL Kredili Mevduattan Kaynaklanan Toplam Alacak olmak üzere toplamda 28.384,83-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi, kredili mevduat hesabı sözleşmesi ve sözleşmelere bağlı hesaplara ait hesap özetleri ile ekstreler çerçevesinde mahkememiz ara kararına uygun olarak taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesinin denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı bankanın icra takibi tarihi itibariyle davalıdan 28.384,83-TL tutarında alacağının bulunduğu kanaatine varılmış, bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak aslı, İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı icra dosyası, davacı … nezdinde bulunan davalı … TC Kimlik numaralı … ile imzalanan 13/11/2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi ile 13/11/2018 tarihli Kredili Ticari Mevduat Hesabı Sözleşmesinin onayı sureti, sözleşmelere bağlı hesaplara ait hesap özetleri ile ekstreler, ihtarnameler ile ihtarnamelerin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair belgeler, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 08/07/2020 havale tarihli raporu, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 09/06/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikde değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davalı …ile davacı … arasında imzalanan 13/11/2018 tarihli Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi’ne konu kredi kartları borcu ile yine davalı …’in davacı … nezdinde sahip olduğu … numaralı kredili mevduat hesabından kaynaklanan borcun davalı …’den tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin davalı aleyhine 21.821,09-TL asıl alacak, 2.589,76-TL işlemiş faiz, 49,16-TL gider vergisi, 2.164,39-TL asıl alacak, 31,00-TL işlemiş faiz ve 1,55-TL gider vergisi olmak üzere toplamda 26.656,95-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış olduğu itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 09/06/2021 havale tarihli raporunda İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı dosyasındaki 22.08.2019 tarihli ödeme emrinde olması gereken alacak kalemlerinin,24.274,64-TL Kredi Kartlarından Kaynaklanan Asıl Alacak, 1.719,57-TL İşlemiş Faiz, 85,97-TL Bsmv, 26.080,18-TL Kredi Kartlarından Kaynaklanan Toplam Alacak ile 2.124,04-TL Kredili Mevduattan Kaynaklanan Asıl Alacak, 172,01-TL İşlemiş Faiz, 8,60-TL Bsmv, 2.304,65-TL Kredili Mevduattan Kaynaklanan Toplam Alacak olmak üzere toplamda 28.384,83-TL olduğunu mütalaa ettiği, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi, kredili mevduat hesabı sözleşmesi ve sözleşmelere bağlı hesaplara ait hesap özetleri ile ekstreler çerçevesinde mahkememiz ara kararına uygun olarak taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesinin denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı bankanın icra takibi tarihi itibariyle davalıdan 28.384,83-TL tutarında alacağının bulunduğu kanaatine varılarak, icra dosyasında yer alan ödeme emrine konu edilen alacak kalemleri karşılığında talep edilen miktarlar ile de bağlı kalınmak suretiyle açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı …’in İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 21.821,09-TL asıl alacak, 1.719,57-TL işlemiş faiz, 49,16-TL BSMV, 2.124,04-TL asıl alacak, 31,00-TL işlemiş faiz ve 1,55-TL BSMV bedeli olmak üzere toplamda 25.746,41-TL üzerinden İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin …/…Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 21.821,09-TL asıl alacak, 1.719,57-TL işlemiş faiz, 49,16-TL BSMV, 2.124,04-TL asıl alacak, 31,00-TL işlemiş faiz ve 1,55-TL BSMV bedeli olmak üzere toplamda 25.746,41-TL alacak bedeli üzerinden, 21.821,09-TL bedelli asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %30,24 oranında, 2.124,04-TL bedelli asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %25,80 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 25.746,41-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.758,73-TL karar ve ilam harcından, dvavanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 321,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.436,77-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 228,00-TL normal tebligat, 57,60-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 321,96-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı, olmak üzere toplamda 1.680,46-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.623,059-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın kabul oranı dikkate alınarak 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.