Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1029 E. 2021/411 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1029 Esas
KARAR NO : 2021/411

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/03/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA ;
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’in davacı şirketin maliki olduğu … plaka sayılı aracı Eskişehir …. Noterliği’nin 12.11.2018 tarih … yevmiye numaralı işlemi ile … isimli kişiye kendisini şirket yetkilisi gibi göstererek, piyasa değerinin altında 42.000,00 TL bedelle sattığını, bahse konu aracın satım işleminden yaklaşık 2 ay önce 19.09.2018 tarihinde davalının da olduğu şirket yönetim kurulu toplantısında davalının şirket yönetim kurulu üyeliğinin ve yönetim kurulu başkanlığı ile imza sirkülerinin iptaline şeklinde karar alınarak davalının uhdesindeki imza sirküleri de davacı tarafından alındığını, anılı karara; davalı tarafından da imza edilerek İzmir …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 19.09.2018 tarihli işlemi ile onaylanarak 02.10.2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanarak resmiyet kazandırıldığını, kararın alınmasının ardından davalı …’in aracı hırsızladığını ve nihayetinde sahte evraklar kullanarak kendini şirket yetkilisi gibi göstererek aracın satışını …’a yaptığını, davalı her ne kadar davaya konu aracı 42.000,00 TL bedelle satmış ise de aracın piyasa değerinin satış evrakında görünen bedelden daha yüksek olduğunu, aracın piyasa değerinin ise alınacak bilirkişi raporu ile tespit edilebileceğini, konu hakkında hem davalı hem de aracı satın alan … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S. numarası ile hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından soruşturmanın devam ettiğini, taraflarınca araç bedelinin tahsili amacıyla Torbalı İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası marifetiyle ilamsız takibe geçildiğini, borçlu tarafından hukuka aykırı olarak borca itiraz edildiğini, bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Torbalı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaya borçlu tarafından hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptali ile, %20 icra inkar tazminatının yasal faiziyle davalıdan alınmasına, aracın satış tarihi olan 12.11.2018 tarihindeki piyasadaki rayiç bedelinin belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmasına, alacaklarının muhtel olmasının engellenmesini teminen davalının borca yeter miktarda mal varlığına tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ;
Torbalı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. Sayılı dosyası, Eskişehir …. Noterliğinin 12/11/2018 tarih … Yevmiye Numaralı Araç Satış Sözleşmesi, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Davacı vekili, davalı …’in müvekkili şirketin maliki olduğu … plakalı … marka 2014 model aracı noter satışı ile dava dışı …’a kendisini şirket yetkilisi gibi göstererek piyasa değerinin altında 42.000 TL bedele sattığını, satım işleminden yaklaşık 2 ay önce yetkilerinin alındığını, ticari sicil gazetesinde resmileştirildiğini, satış bedelinin düşük olduğunu, araç bedelinin tahsili için Torbalı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında icra takibine girişildiğini, davalı tarafça borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve araç satış tarihi 12/11/2018 tarihindeki piyasa rayiç değerinin belirlenmesini talep etmiş ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava, haksız fiil nedeniyle oluştuğu iddia edilen alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, dosya mahkememizce aracın 12/11/2018 tarihinde piyasa rayiç değerinin tespiti için Otomotiv Sektör Bilirkişisi Dr. Öğr. Üyesi …’e tevdi edilerek 01/04/2021 havale tarihli rapor aldırılmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davaya konu aracın yapılan piyasa değeri araştırması sonucunda aracın 12/11/2018 satış tarihinde aynı özelliklere sahip hasarsız emsalinin ( aracın şirket aracı da olduğu göz önünde bulundurularak) rayiç değerinin piyasa şartlarında kaza tarihinde 55.000,00 TL olduğu kaanatine varıldığını, Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu esas alınarak; davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle 50.000,00 TL olduğu anlaşılmakla davacı şirketin davalı taraftan alacağı bulunduğu, alacağın ödenmediği ve bu alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu hususunda mahkememizde vicdani kanı oluşmuştur. Bu itibarla davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Davalının Torbalı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın (dava değeri olan 50.000 TL yönünden ) iptaline,
Takibin 50.000 TL alacak üzerinden takip talebindeki diğer kayıt ve şartlarla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına,
Alacak likit bulunduğundan asıl alacak tutarı olan 50.000 TL ‘nin %20’si oranında 10.000 TL icra inkar tazminatının itirazında haksız çıkan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 3.415,50 TL harç olmak üzere 853,88 TL harçtan mahsubuna, 2.561,62 TL eksik harç ile 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 107,13 TL posta masrafı, 49,63 noterlik evrak sureti, 30,20 TL tebligat, 62,00 TL elektronik tebligat, 515,41 TL peşin harç, 338,47 TL icra dosyasına yatan peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 1.397,24‬‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza