Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/355 E. 2023/415 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/355 Esas
KARAR NO : 2023/415
DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Finansal Kiralamaya Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 02/05/2023
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Finansal Kiralamaya Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; finansal kiralama sözleşmeleri, ticari hayatın, hızlı akışı içerisinde, girişimcilere ticari hayatta kolaylıklar sağlamak, ticari hayatı hareketlendirmek için, uygulamada yer verilmiş ve özel kanunlarla ayrıntılı olarak düzenlenmiş sözleşmeler olduğunu, Borçlar Kanunundaki kira sözleşmelerden farklı ve özel bir sözleşme tipi olan bu sözleşmelerin, Borçlar Kanununa tabi sözleşmeler ile aynı hükümlere tabi tutulması mümkün olmadığını, davaya konu uyuşmazlıkta davalı tacir tarafından, ticari işletmesinde kullanılmak üzere; tacir olan müvekkilim bankadan, bir kısım mallar kiralandığını, finansal kiralama sözleşmeleri, her ne kadar isim olarak bir kira sözleşmesi gibi anlaşılsa da, gerek uygulama alanı gerekse özel bir kanun ile düzenlenmiş olması sebebiyle; ticari işlerden olup, bu sözleşme ile ilgili açılacak davalar da ticari dava niteliğinde olduğunu, finansal kiralama sözleşmeleri, uygulamada yer aldığından beri, ticari işlerde ve tacirler arasında kullanıldığını, adında ‘KİRALAMA’ ibaresinin yer alması, su götürmez bir gerçek olan, işbu durumu ve özel hükümlere tabi bir sözleşme olduğunu, değiştirmeyeceğini, ticari işlerde ve tacirlerin taraf olduğu her tür işlemlerde görevli mahkeme, TTK’ nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca, bu alanda ihtisas mahkemesi olan ‘Asliye Ticaret Mahkemeleri’ olduğunu, müvekkilinin banka ve davalı arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin feshinin tespiti ve finansal kiralamaya konu malın tarafımıza teslimi talepli işbu davayı açtıklarını, finansal kiralama sözleşme fesih davaları arabuluculuk şartına tabi olmadığını, müvekkili ve davalı arasında 97494114-301 sözleşme numaralı 10.02.2022 tarihli sözleşmenin ekinde belirtilen “… PAKETLEME MAKİNESİ’NE” ve … sözleşme numaralı 17.02.2022 tarihli sözleşmenin ekinde belirtilen ”3 TOPLU HİDROLİK BORU VE PROFİL BÜKME MAKİNASI (3R HPK 45) ve NC KONTROLLÜ MALAFALI BORU BÜKME MAKİNASI (SFB 38-NC) ” dair finansal kiralama sözleşmeleri tanzim ve imza edildiğini, ancak; davalı, sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemiş ve finansal kiralama bedellerini ödememiştir. Bu nedenle, müvekkilim banka tarafından, davalıya kira bedellerinin 60 gün içinde ödenmesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceğine dair, ilişikte sureti ibraz edilen, Gebze …Noterliği’nin 27.12.2022 Tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira bedellerinden hiçbirini bugüne kadar ödemediğini, 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunun 31-33. Maddeleri uyarınca, kiracının temerrüdü halinde; kiralayanın, sözleşmeye bağlı kalmasının kendisinden beklenemeyeceği, akdin feshi ve kiralananın iadesini isteyebileceği, ayrıca kira bedellerinin tamamının muaccel hale geleceği, hükme bağlandığını, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin, ilgili maddelerince de vurgulandığını, mülkiyeti müvekkili bankaya ait olup; finansal kiralama yoluyla davalı şirkete kiralanan malın, herhangi bir şekilde devrine veya nakline veyahut da borçlu davalı tarafından kaçırılmasına mani olmak bakımından; ayrıca; borçlu/davalının, şu anda ödeme güçlüğü içerisinde olması ve borçlu/davalının alacaklıları üçüncü kişilerin, her an tarafımıza ait mezkur malla haciz koydurma ve muhafaza altına aldırmalarına, dolayısıyla gereksiz istihkak davalarıyla uğraşma ve mahkemeleri meşgul etme ihtimaline karşı; mezkur malların, ihtiyati tedbir zımnında, teslimini talep etme zarureti doğduğunu, taraflar arasındaki dair finansal kiralama sözleşmesinin feshinin tespiti ve kiralanan makinelerin müvekkiline teslimine, kiraya konu makinelerin dava süresince tedbiren, dava neticesinde de kesin olarak müvekkilim bankaya teslimine ya da mal teslimi mümkün olmaz ise bedellerin tahsiline,yargılama harç ve giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
6102 sayılı TTK.’nun 5-(A) maddesine göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olup, davacı vekilince dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmadığı, arabuluculuk son tutanak fotokopisinin/suretinin sunulduğu görülmekle davacı vekiline 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18-(A)-2) maddesi gereğince; tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin yedi günlük kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği; aksi takdirde, davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren tensip tutanağının tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmadığı görüldüğü,
“Menfi tesbit ve istirdat davaları:”fasıl başlığı ile 2044 sayılı icra-iflas kanunu’nun ilgili maddesi incelendiğinde;
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)
“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.”
Şeklinde olması ciheti ile;
Şekli ya da maddi anlamda geçersizlik bağlayıcı olamam şeklinde bir menfi tespit davası ve hüküm nevi bulunmayıp miktar ve meblağ esaslı dava sisteminin hukukumuzda benimsendiği,
Bu noktada eğer menfi tespit davası açılacak ise bunun borcun sorumlusu olmadığını iddia eden sözleşme tarafının olması gerekeceği aşikar olup kanun veya sözleşme kaynaklı hakalrın kullanımının ya da hukuki neticelerin tespiti gibi bir müessese hukukumuzda yoktur.
Yine ayrıca sözleşmenin feshinin tespitinin müstakil bir menfi tespit davasına konu olamayacağı, feshin tek taraflı bir hukuki işlem olup feshe bağlı hukuki talep ve dava haklarını feshin geçerliliğine bağlamanın kanunun lafzına ve ruhuna uygun olmadığı,
Feshin geçersizliği ve asli-fer’i taleplerin sadece iş davalarına mahsus bir dava türü olduğu, genel hukuk davalarının umumi hükümlere tâbi olacağı, usulüne uygun haklı kanuni-hukuki-maddi gerekçelere, vakıa ve sebeplere göre fesih yapan tarafın ayrıca feshin geçerli-muteber-usulüneu ygun olmasının tespitini isteyemeyeceği, bu yolda açılacak bir davada hukuki yarar da bulunmadığı,
Fesih işlemi sonrası kanun ve sözleşmeden doğan hakların ise tazminat ya da alacak olarak değerlendirileceği ve arabuluculuğa tâbi olacağı,
Dava dilekçesinde feshe dair anlatımın ödenmeyen borç sebepli sözlşem kaynaklı diğer alacakların muaccel hale geleceği, gebze noterliği vasıtası ile fesih bildirimi yapılması ve 60 gün içinde haklı fesih yapılacağına dair ihbar dolayısıyla işbu ihbar ve davalının pozisyonunun haklı ya da haksız fesih teşkil ettiğine dair bir halin menfi tespit davasının konsuu teşkiletmeyeceği gib,
Hadisenin kül halinde feshe bağlı haklara dair talepler olması ciheti ile yığılma halinin de mevzubahis olamayacağı,
Bu surette açılan davanın kanunu dolanmak mahiyetli olacağı hususlarında nazara alınarak
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18-(A)-2) maddesindeki düzenleme gereğince; davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemine dair Yargıtay ‘nin 19.04.2022 tarihli Esas No : Karar No : sayılı ilamı;
“… Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize daha önce iletilmiş ve Dairemizin 17.06.2020 T, 2020/932 E, 2020/5773 K. sayılı kararı ile “taraf veya vekillerinin 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince ‘arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini’ elden veya UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz etmemesi halinde, bu belgelere UYAP sistemi üzerinden erişebilme imkânının olmasının sonuca etkisinin bulunamayacağı, bu durumda davanın dava şartı yokluğunda usulden reddinin gerekeceği; taraf veya vekillerinin arabuluculuk son tutanak fotokopisinin/suretinin dosyaya sunmasının yeterli olmadığı, 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince bu tutanağın aslının veya onaylanmış bir örneğinin elden veya UYAP sistemi üzerinden dosya ibrazının gerektiğine ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir… ” şeklindedir.
HÜKÜM:
1- Dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 710,00 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 530,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/05/2023
Katip….
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı