Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/163 E. 2023/581 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/163 Esas
KARAR NO : 2023/581
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2023
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup davalı borca, ferilerine, ve faize itiraz etmiş ve icra dairesi davalının itirazı üzerine söz konusu takibi durdurduğunu, haksız ve mesnetsiz olan bu itirazın iptali gerektiğini, davalı sırf borcunu sürüncemede bırakmak ve geciktirmek amacı ile borca itiraz ettiğini, müvekkili, ev aksesuarları ve ev eşyaları satmakta olup davalıda kendi işyerinde perakende satış yapmak amacı ile müvekkilinden toplu halde orta sehpa, zigon sehpa, masa ve diğer sair küçük ev mobilyaları alarak ticari alışveriş gerçekleştirdiğini, söz konusu icra takip dayanağı senetler davalı …’in müvekkilinden temin ettiği ev aksesuarlarının bedellerinin ödenmesi için davalının müvekkiline vermiş olduğu senetler olduğunu, müvekkili ile davalı daha önce de ticari alışverişte bulunduğunu, söz konusu işin devamlılığından kaynaklanan güven duygusunu kullanmış olan davalı …, müvekkiline borçlandığını, ancak borçların ödemelerini gerçekleştirmediğini, davalı takibe borcun kendisine ait olmadığı iddiasıyla itirazda bulunmuş bu sebeple takip durduğunu, borçlu her ne kadar itiraz dilekçesinde herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia etmiş ise de söz konusu icra takibinde yer alan takibe dayanak teşkil eden senetlerin bedellerinin ödendiğine dair bir belge sunamadığını, bu nedenle de borcun varlığı ortada olduğunu, davalı, müvekkilinden aldığı ürünlerin bedellerine binaen senetler düzenlemiş ve imzaladığını, davalı da imzaya dair hiçbir itirazda bulunmadığını, bu nedenle senetlerdeki imzaların davalı yana ait olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, davalı tarafından müvekkili ile bir süredir var olan tanışıklık ve iş bu durumun getirisi olan güven duygusu kullanılmış icra takibine konu borca dair hiçbir şekilde ödeme yapılmadığını, karşı yan borcu ödediğine dair herhangi bir belgede sunmadığını, hal böyle iken davalı …’in borcu olmadığını ileri sürmesi kötüniyetli olup dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereği tarafımızca arabuluculuğa başvurulmuş ise de davalının arabuluculuk toplantısına katılmaması sebebi ile anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında yerinde olmayan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT :
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
İzmir … İcra Dairesine yazı yazılarak … esas sayılı icra takip dosyası UYAP üzerinden getirtilmiş ve incelenmiştir.
*- Davalı/Davacının sıfatının tespiti bakımından,
a) Bağlı bulundukları Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazı yazılarak 6102 sy TTK 11 mad uyarınca esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlayıp sağlamadığı, bu göre ticari işletme mi (tacir), yoksa esna işletmesi mi olduğunun tespitine,
b) Esnaf ve Sanatlar Odasına yazı yazılarak esnaf kaydı olup olmadığının sorulmasına,
c) Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak tacir kaydı bulunup bulunmadığının sorulmasına,
Dair ara karar mucibince işlem yapıldığı,
Merciince cevap verildiği ve mezkûr evrakın takdim edildiği görüldü.
Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı muhtevası itibari ile davacının gelir vergisinden muaf olmadığı ancak gayrımenkul sermaye iradına dair vergi kaydı bulunması ciheti iledefter tutma mecburiyetinin olmadığı,
Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı muhtevası itibari ile davacının ve davalının kaydının olmadığı,
İzmir ) Esnaf ve Sanatlar Odaları birliği yazı muhtevası itibari ile davacının 2007-2019 arasında mobilya aksesuar ticareti kaydının olduğu anlaşılmıştır.
Davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/06/2023
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza