Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/892 E. 2023/500 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/892 Esas
KARAR NO : 2023/500
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2022
KARAR TARİHİ : 05/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin bir takım ekipmanların ithalat ve pazarlamasını yapmakta olan kendi sektöründe güvenilir lider bir şirket olduğunu, müvekkil şirket ile davalının aralarındaki ticari ilişki nedeniyle ticari defter ve kayıtlara işlenmiş muhtelif tarih ve bedelli faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının mevcut olduğunu, davalının borcu ödemesi amacıyla yapılan şifahi görüşmelerin neticesiz kaldığını, bu nedenle Kiraz İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla icra takip işlemlerine girişildiğini, davalı tarafça bu icra ödeme emrine itiraz edildiği ve icra takibinin durdurulduğunu, davalının borcunu ödemediği, davalının fatura ile belirli ve likit olan borcunu ödemekten imtina ettiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptal edilerek Kiraz İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibinin devamı ile takibe haksız şekilde itiraz eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi amacıyla davanın açılması zaruretinin hasıl olduğu, bu nedenlerle haklı davalarının kabulü ile Kiraz İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı borçlu aleyhine icra takibinin likit olduğu hususu gözetilerek haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı şirket ile 10.03.2021 tarihli 2.000 TL tutarında ve 25.03.2021 tarihli 1.750 TL tutarında ürün alışverişi yapıldığını ve 15.08.2022 tarihinde davalı müvekkilin oğlu olan … tarafından … Bankası hesabından 2.500 TL davacı şirkete ödeme yapıldığını, ancak davacı şirket tarafından sırf davalı müvekkili zarara uğratmak amacıyla ve ticari ilişkilerinden dolayı güvenini kullanarak kısa bir süre sonra 23.08.2022 tarihinde ödenmiş olan faturalara ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalı müvekkilinin, davacı şirkete hiçbir şekilde borcu bulunmadığını, kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmediğini, dava konusu faturaya ilişkin hiçbir borcunun olmadığı hususunun ekte sunulmuş olan makbuzdan da anlaşılacağını, aksi düşünülse dahi, davacı şirketin 3.750 TL olan alacak miktarının 2.500 TLsi ödenmiş olduğundan geriye kalan 1.250 TL için takip yapılması gerekmekte iken söz konusu ödemeden sonra takip yapılması haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizin 20/03/2023 tarihli celsesinde verilen ara karar ile Davalı tarafa ait işyerinin 6102 sayılı TTK’nun 11. Maddesi uyarınca esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlayığ sağlamadığı, buna göre ticari işletmemi esnaf işletmesi mi olduğu hususunda müzekkere yazılarak Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan esnaf kaydının, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tacir kaydının olup olmadığının sorulmasına, davalı tarafın ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak hangi deftere tabi olduğu ve vergi beyannamelerinin onaylı suretlerinin bildirilmesinin istenmesine karar verildiği, gelen yazı cevaplarına göre davalının 2010 yılında mükellefiyeti terk ettiği, esnaf odasında kaydının bulunduğu ve terk olduğu, ticaret sicil kaydının bulunmadığı hususunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Somut olayda, davalının 2010 yılında mükellefiyeti terk ettiği, esnaf odasında kaydının bulunduğu ve terk olduğu, ticaret sicil kaydının bulunmadığı, davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, bu haliyle davalı …’ın tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Kiraz Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada icra takibine konu faturanın fatura tarihi itibariyle davalının tacir olmadığı, ticaret sicil, esnaf ve Vergi dairelerinden anlaşılmakla Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Kiraz Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli Nöbetçi Kiraz Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemesince karar verilmesine,

Sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.05/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır