Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/548 E. 2023/285 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/548 Esas
KARAR NO : 2023/285
DAVA : Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Örtülü Kazanç Aktarımından Kaynaklanan (6362 Sy. SPK M.21))
DAVA TARİH İ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Örtülü Kazanç Aktarımından Kaynaklanan (6362 Sy. SPK M.21)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; … Kuyumculuk Altın Ticareti Sanayi ve Ticaret AŞ unvanıyla 2005 yılında kurulan şirketin “…” koduyla 03.08.2012 tarihinde BİST pay piyasasında işlem görmeye başladığını, 14.12.2021-16.12.2021 tarihleri arasında şirket adresinde yapılan incelemede şirketin gayri faal durumda olduğu, herhangi bir üretim faaliyetinin bulunmadığı, birkaç çalışan dışında personeli bulunmadığının görüldüğünü, şirketin Kasım 2011’de İstanbul Altın Borsası’nda üye olarak faaliyette bulunma izni aldığını, Hazine Müsteşarlığı’nın faaliyet iznini iptal etmesi nedeniyle şirketin Borsa İstanbul AŞ Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’ndaki faaliyetlerinin 21.10.2016 tarihi itibariyle durdurulduğunu, şirket paylarının Kotasyon Yönergesinin 23 üncü maddesinin birinci fıkrası (d) bendi kapsamında 07.02.2017 tarihinden itibaren kottan çıkarılmasına karar verildiğini, şirketin hali hazırda hisse senetleri BİST’te işlem görmeyen halka açık bir ortaklık durumunda olduğunu, şirket’in ana faaliyet konusunun altın sektöründe takı alımı ve satımı, üretimi, hediyelik ve turistik eşya satımı ve ihracatı, cep telefonu ve iletişim araçları satışı gerçekleştirmek olduğu, şirketin bağımsız denetimden geçmiş ulaşılabilen son yıllık finansal tabloları 01.01.2018-31.12.2018 dönemine ait olduğunu, şirketin paylarının önemli bir bölümünün Karakaş Ailesi’ne ait olduğunu,…, … ve …’ın şirket’teki payları doğrudan 72,79, dolaylı olarak %75,83 olduğu, şirketin 31.12.2018 tarihi itibarıyla halka açıklık oranının ise %22,27 düzeyinde olduğunu, şirketin 02.02.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında …, …., …, … ve …’nin 3 yıl süreyle yönetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, 02.02.2021 tarihi sonrasında genel kurul kararıyla seçilmiş bir yönetim kurulu bulunmadığını, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince iflasın açılmasına karar verildiğini, şirket finansal tablolarının özellikle stokların gerçek durumu göstermekten uzak bir biçimde hazırlandığını, şirket stoklarında yer alması gereken altın varlıkları şirket bünyesinden çıkarılıp bazı yöneticilerin uhdesine geçirilerek şirket malvarlığı azaltıldığını, muhtelif tarihli stok fişlerinin incelenmesinde, …’ın teslim aldığı 3,3 kg altının şirket muhasebe kayıtlarına yansıtılmadığının tespit edildiği, şirket malvarlığının … lehine azaltıldığını, sorumluluğu bulunan kişiler hakkında SPK md. 110/1-b ve c bentlerinde düzenlenen örtülü kazanç aktarımı suçu nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, … sayılı soruşturmanın devam ettiğini, şirket’in malvarlığının 333,290.608.00 TL tutarında azaltıldığını, SPK’nın 21 ve 110. maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç aktarımı kapsamına girdiğini, halka açık anonim ortaklığın örtülü kazanç aktarımı sonucu doğuran ilişkide bulunduğu gerçek veya tüzel kişiler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermaye, yönetim veya denetim bakımından ilişkisi bulunduğunu, piyasa teamüllerine, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı işlemlerde bulunulduğunu beyan ederek SPK’nın 94. maddesi uyarınca örtülü kazanç aktarımı yoluyla malvarlığı azaltıldığı tespit edilen halka açık … Kıymetli Madenler Kuyumculuk Telekomünikasyon Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin davalılara örtülü olarak aktarılan 333.290.608.00 TL ile kanuni faizinin fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak HMK m.109 uyarınca şimdilik 333.000,00 TL’sinin malvarlığı azaltılan şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; davanın hukuka kanuna aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından bu davanın açılmasının mümkün olmadığını, davacı kurumun ancak dava dışı halka açık anonim şirkete başvuruda bulunma hakkı olduğunu, SPK 21 maddesinin 4. fıkrası hükmü gereği davacı kurumun durum tespiti yapmak ve şirkete durumu bildirmekle yükümlü olduğunu, dava dışı şirket tarafından dava açılması gerektiğinden davanın reddinin gerektiğini, örtülü kazanç iddiasına dayalı olarak dava açılmış ise de; davacı tarafın iddialarının gerçeğe uygun olmadığını, örtülü kazanç aktarımı şeklinde ticari faaliyet kapsamında yapılan bir alım satım veya işlem bulunmadığından bu maddeye dayanarak açılan davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından ancak örtülü işlem bulunduğunun tespitini veya varsa işlemin iptalinin talep edebileceğini, davacının kendi tasarrufunda bulunmayan bir malvarlığının istirdadını talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava dışı şirketin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.04.2022 tarih ve … Esas ve … Kararı ile iflasına karar verildiğini, davacının iddia ettiği hususta varsa miktarın veya işlemin iflas masasına kaydettirilmesi ve bu şekilde paranın tahsilini talep etmesi gerektiğinden paranın istirdadının talep edilmesinde hukuken bir menfaati bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, yine davacının arabuluculuk koşulunu yerine getirmeksizin dava açmış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, alacak talebi yönünden genel zamanaşımı süresi ve SPK’da özel olarak düzenlenen zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalının resmi evrakta sahtecilik suçundan beraat kararı verildiğini, stokların kaçırıldığı iddiasına ilişkin davalının bilgi sahibi olmadığını, finansal tabloların düzenlendiği tarihin 2016 eylül ve aralık ayları denetime gidildiği tarihin ise 24/07/2017 tarihi olduğu göz önünde bulundurulduğunda aradan geçen süre ve usulüne uygun bir arama talep edilip, sayım yapıp eksiklikler tespit edilmediğinden varsayımsal ifadelerle davalının suçlanmasının mümkün olmadığını, altınların öncesinde mevcut olup olmadığına ilişkin bir tespit söz konusu olmadığını, davalının kısa bir süre için …’ın 2016 Ağustos ayında cezaevine girmesi nedeniyle sadece şeklen şirkette bulunduğunu, …’ın verdiği bilgiler doğrultusunda işlem yaptığını, …’ın Kasım 2017’de tahliye olduğunu, davalının hiç bir zaman altınların kendisinde olduğunu beyan etmediğini, şirketteki tek söz sahibinin … olduğunu, … tarafından davalı aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığın … soruşturma sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzeerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle; davacı tarafından bu davanın açılmasının mümkün olmadığını, alacak talebi yönünden genel zamanaşımı sürelerinin ve SPK’da göre öngörülen sürelerin geçmiş olduğundan alacağın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürelerin geçtiğini, finansal tabloların düzenlendiği tarihin 2016 eylül ve aralık ayları denetime gidildiği tarihin ise 24/07/2017 tarihi olduğu göz önünde bulundurulduğunda aradan geçen süre ve usulüne uygun bir arama talep edilip, sayım yapıp eksiklikler tespit edilmediğinden varsayımsal ifadelerle davalının suçlanmasının mümkün olmadığını, altınların öncesinde mevcut olup olmadığına ilişkin bir tespit söz konusu olmadığını, sayım yapıp eksiklikler tespit edilmediğinden varsayımsal ifadelerle davalının suçlanmasının mümkün olmadığını, şirketin mal varlığının fiziken mevcudiyeti hakkında hiçbir zaman bir tespit yapılmadığını, davalının bilgisi ve tasarrufu olmayan kayıtların baz alınarak davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığın beyan ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir. Dava, örtülü kazanç aktarımı yolu ile dava dışı şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla zarar bedelinin davalılardan alınarak dava dışı şirkete iadesi istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı … Piyasası Kurulu tarafından Sermaye Piyasası Kanunu gereğince, dava dışı … Kıymetli Madenler …. A.Ş.’nin örtülü olarak aktarılan kazancının dava dışı şirkete iadesinin talep edildiği, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 21. maddesinde açıkça yasaklanan örtülü kazanç aktarımı TBK’nın 49. maddesi gereğince haksız fiil niteliğinde olduğundan yetkili mahkeme haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği veya gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve zarar gördüğü iddia edilen dava dışı şirketin yerleşim yeri şirket merkezinin bulunduğu yer olup, bu haksız fiilden doğan zararın zarara uğratılan şirketin merkezinin bulunduğu yerde meydana geldiği, HMK’nın 16. maddesi gereğince haksız fiilin gerçekleştiği, zararın meydana geldiği, gelme ihtimalinin bulunduğu ve haksız fiilden zarar gören şirketin merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatine varılmakla yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
“… Sermaye Piyasası Kurulu, Sermaye Piyasası Kanundan doğan görevi gereğince dava dışı … A.Ş. ile şirketin azınlık pay sahipleri ve sermaye piyasası yatırımcılarının zararlarının giderilmesi için dava açmıştır. Örtülü kazanç aktarımında dava dilekçesinin netice-i talep kısmından da açıkça anlaşılacağı üzere dava sonucunda elde edilecek sonuç Sermaye Piyasası Kuruluna ait olmayacak olup bilakis kazancı örtülü olarak aktarılan şirket ile onun hissedarlarına ait olacaktır. Sermaye Piyasası Kanunu dava açma görevini Sermaye Piyasası Kuruluna vermiştir. Sermaye Piyasası Kurulu, Kanunun 21. Maddesinden dolayı açmış olduğu davayı şirket ve onun azınlık hisse sahipleri yararına açmakta olup bu davanın davacıları dolaylı olarak zarara uğratılan şirket ve onun azınlık hisse sahipleridir. SPK 21.maddesi örtülü kazanç aktarımını açıkça yasaklamıştır. Kanunun açıkça yasakladığı eylem TBK md. 49 gereğince haksız fiil olup haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği veya gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve zarar gördüğü iddia edilen dava dışı şirketin yerleşim yeri şirket merkezinin bulunduğu İzmir’dir. Bu haksız fiillden doğan zarar, zarara uğratılan şirketin merkezinin bulunduğu yerde meydana gelmiştir. Bu nedenlerle HMK md. 16 gereğince haksız fiilin gerçekleştiği, zararın meydana geldiği, gelme ihtimalinin bulunduğu ve haksız fiilden zarar gören şirketin merkezinin bulunduğu yer olan İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu sonucuna varılmıştır. …”
(İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 18.10.2021 tarihli, Dosya No : … Karar No : … sayılı ilamı)
HÜKÜM:
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 116. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3-HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu kararın taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı