Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/5 E. 2022/8 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/5 Esas
KARAR NO : 2022/8

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 05/01/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasında, davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın 2006 yılı Aralık ayında davacı müvekkilini arayarak göndereceği kişi ile birlikte kendisine numune kestane göndermesini, numuneleri beğenmesi halinde yüklü miktarda kestane alacağını belirtmesi üzerine, numunelerin verilmesinden sonra müvekkilini tekrar arayarak numune kestaneleri çok beğendiğini, bir kamyon kestaneyi Bursa il merkezine getirmesini talep ettiği, davalılardan …’ın davacıyı aradıktan sonra davalı …’yü davacının yanına göndererek onu ikna etmesini istediği, davalı Mehmet’in de diğer davalı Orhan’ın fabrikasının olduğu ve güvenilir kişi olduğunu belirterek 19 ton kestaneyi kamyona yüklemesini sağlayarak, davalı … ile birlikte Bursa il merkezinde bulunan … salça fabrikası karşısındaki petrol ofisine götürdüklerini, burada …’ın yanında diğer şüpheliler … ve Zekeriya’nın davacıya emanetin 2008/440 sırasında kayıtlı … Sanayi Şubesine ait 14.700,00 TL lik, … Kadıköy ticari şubesine ait 25.200,00 TL lik ve Fortis Beşiktaş şubesince düzenlenen 18.300,00 TL.lik çekleri verdiklerini, 13/12/2008 tarihinde davalı …’ın davacıyı yeniden arayarak bir kamyon kestane daha istediğini, davacı müvekkilinin de davalılar …, … ve Zekeriya’nın istediği gibi Bursa iline götürdüklerini, bir hafta sonra … yine davacıyı arayarak bir kamyon kestane daha isteyince davacının yine davalılara teslim ettiğini, bu alışverişler karşılığında … Çarşı Sincan Şubesinin 20/03/2007 keşide tarihli 18.500,00 TL.lik çek, … Mustafakemalpaşa Şubesinin 30/03/2007 keşide tarihli 15.000,00 TL.lık çek, … İstanbul Şubesinin 23/02/2007 keşide tarihli 25.200,00 TL-lik çek, … İstanbul Şubesinin 21/02/2007 keşide tarihli 20.700,00 TL.lik çek, … İstanbul Şubesinin 15/03/2007 keşide tarihli 18.300,00 TL.lik çek, … Bursa Şubesinin 05/03/2007 keşide tarihli 16.500,00 TLlik çek, … Bursa Şubesinin 20/03/2007 keşide tarihli 9.700,00 TL lik çek, … Edirne şubesinin 10/02/2007 keşide tarihli 16.000,00 TL ik çek, … Edirne Şubesinin 28/02/2007 keşide tarihli 17.500,00 TL.lik çek, … Samsun Şubesinin 15/02/2007 keşide tarihli 14.700,00 TL.lik çek, … Bankasının 27/03.2007 keşide tarihli 17.000,00 TL lik çekin davalılardan … hakkında Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin … E. … K. sayılı dosyasıyla “Resmi Belgede Sahtecilik, Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçundan dava açıldığı, 5237 sayılı TCY.nın 204/1, 43 158/1-f maddeleri uyarınca cezalandırıldığı, verilen kararın 15. Ceza Dairesinin 01/1 0/2013 tarih … esas … karar sayılı kararıyla “düzeltilerek onanmasına” kararıyla kesinleştiği, yine daha sonra Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/182 E. sayılı dosyasıyla da davalılar …, … ve … … hakkında TCY.nın 158/1.f. 43, 53/1, 204/1, 43/1 ve 53/1 maddeleri gereğince dava açılmış olup; davalılardan … hakkında da “Ek İddianame” ile “…şüpheli …’ın sahibi olduğu ve işlettiği … Gıda Şekerleme Sanayi Tic. Ltd. Şti’ nde işçi olarak çalışan …’ın paravan olarak kullanarak onun vasıtasıyla müştekiye üzerinde tahrifat yapılmış çekleri verdiği, daha doğrusu …’ın fabrikayı kendisinin olarak müştekiye tanıtıp kendisi işçi olduğu halde … adına müştekiye ödeme yaptığı, şüpheli …’ın kullanmış olduğu 0532 213 16 17 numaralı telefonun GSM kayıtlarında RA … Gıda Şekerleme Sanayi Tic, Ltd. Şti. adına çıktığı, ayrıca müşteki …’in şüphelinin sahibi olduğu … Gıda Şekerleme San. Tiç. Ltd. Şti. şirketine kesmiş olduğu 20/01/2007 tarih 027501 sıra numaralı faturada görünen vergi numarasının Ödemiş Vergi Dairesinden kime ait olduğunun sorulduğu, gelen cevabi yazıda faturada yazan …….. vergi kimlik numarasıyla eşleşen mükellefin bulunmadığının tespit edildiği, müştekinin de Başsavcılığımıza vermiş olduğu 08/06/2011 tarihli fadesinde çekleri şüpheli …’ ın … aracılığıyla kendisine verildiğini, işi aslında organize edenin … olduğu…” belirtilerek aynı davada TCY.nın 204/1, 158/1.d. ve 53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması için dava açılarak birleştirildiği, davacı müvekkilinin davalıların birlikte ve örgütlü olarak işledikleri suç nedeniyle dolandırıldığı çek karşılığı olarak 198.000,00 TL. ve çekler el konduğundan teslim edilen 30.000,00 TL lik kestane ürünü için ise fatura düzenlenemediği, dolayısıyla çekleri alınmayan 30.000,00 TL.lik alacak ile birlikte toplam alacağın 229.000,00 TL olduğu, du nedenle dava konusu 229.000,00 TL.nin tüm davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı olarak alınması, aradan geçen 10 yıla yakın bir süredir zararın giderilmemesi, kesinleşen Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin … E. … K.sayılı dosyası da dikkate alınarak güvence altına alınması için tüm davalıların mal varlıklarına ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesine, 229.000,00 TL. Alacağın davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı olarak alınacak davacıya verilmesine, suç tarihi olan 03/12/2008 tarıhinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, yargılama giderleriyle Avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, teminatsız olarak İİK 257 sayılı, BY.nın 232, 233 va 234. Maddeleri uyarınca tüm davalıların araçların trafik kaydına ve taşınmazlarının da tapıı kaydı üzerine İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına, ihtiyati tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın 29/11/2019 tarihinde Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) … esas sırasına kaydının yapılarak, yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … sayılı 09/09/2021 tarihli kararı ile “…görülmekte olan davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerden olduğu; Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince “İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları” olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili Nöbetçi İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine devredilmesine/gönderilmesine, esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere” karar verildiği görülmüştür.
Gönderme kararı ile gelen dosya mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıdaki esas numarasını almıştır.
08 Temmuz 2021 tarihli 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı ile “İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç)” şeklinde belirlenmiştir. Anılan kararda, halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 142’nci maddesinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı).
Usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK m.1). Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır (HMK m.11/1-c). Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunulabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemenin de yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını resen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir (HMK m.115). Davaya bakan hüküm mahkemesi gibi kanun yolu incelemesini yapan üst mahkemelerin de görev hususunu resen gözetip, hükmü veren mahkemenin görevli olup olmadığını incelemesi gerekir. Hatta bunun için tarafların hükme karşı görevsizlik nedeniyle kanun yoluna başvurmuş olmalarına dahi gerek yoktur.
Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmelidir. Davanın görev nedeniyle reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-10 Esas 2019/401 Karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararı)
Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 08 Temmuz 2021 tarihli 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı ile “İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç)” şeklinde belirlendiği, anılan bu kararda, derdest davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığı, Türkiye Cumhuriyet Anayasa’sının 37. Maddesindeki “kanuni hakim güvencesi” ilkesinden hareketle uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olması ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği, o hâlde İzmir ilindeki Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin genişletilmesine ilişkin kararda ve yasada, zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı, uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenmesi gerektiği, işbu dosyadaki taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin ise, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, dava tarihinden sonra yetki alanı HSK kararı ile genişletilmiş olan Mahkememizin davaya bakmasına olanak bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilebileceği hususu da dikkate alındığında, dosyanın Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, gönderme kararının nihai karar ve verildiği anda kesin karar olması nedeni ile yalnız başına temyiz edilemeyeceği anlaşıldığından, Mahkememizce verilen işbu karar ile Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasından verilen karar arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Mahkememizce verilen işbu karar ile Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasından verilen karar arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Harç ve masraf hususunun HMK 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi 05/01/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza