Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/478 E. 2023/20 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/478 Esas
KARAR NO : 2023/20

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı-borçludan olan 32.686,00 TL bedelli 06.01.2022 tarihli faturaya dayanan alacağının tahsili amacıyla İzmir 11.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı- borçlu tarafın icra müdürlüğünün yetkisine, faize, icra takibine, imzaya, borca yönelik itiraz dilekçesi ile 04.04.2022 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalının bu itirazı, haksız ve hukuka aykırı olup itirazın iptaline karar verilmesi gerekli olduğunu, dava konusu icra takibi yetkili icra müdürlüğünde açılmış olup davalı-borçlunun itirazları haksız olduğunu, para borcuna ilişkin dava konusu icra takibinde alacaklı müvekilinin yerleşim yeri olan İzmir Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu, sonuç olarak davalı-borçlunun yetki itirazı haksız ve hukuka aykırı olup reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı, alacaklı müvekkiline borcu olmadığı iddiasıyla haksız ve dayanaksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, öncelikle davalının borca ve faize itiraz ettiğini, fakat taraflar arasındaki ticari ilişkiye herhangi bir itirazının olmadığını, bu nedenle, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı ihtilaf konusu olmadığından, ticari ilişkiye kısaca değinileceğini, davalı-borçlu PVC Doğrama (kapı, pencere vs.) montajı işiyle uğraştığını, davalı, … isimli işletmesinde kardeşi … ile birlikte iş yürüttüğünü, davalı daha önce birçok kez müvekkilin kendi işletmesini kurmadan önce çalıştığı … Plastik San. Tic. Ltd. Şti. firmasından PVC Profil siparişleri vermiş, siparişlerin bedelleri için faturalar davalı adına kesilerek tahsil edildiğini, bu bağlamda ticari ilişkinin uzun yıllardır süregeldiğinin mahkemece tespiti için dava dışı … Plastik San. Tic. Ltd. Şti.’ye müzekkere yazılarak davalı … ile yaptığı ticari işlerin sorulmasını, … adına kesilen faturaların ve faturaların karşılığı yapılan ödemelerin celbini talep ettiklerini, davacı müvekkili … Plastik San. Tic. Ltd. Şti. firmasıyla çalışmayı bıraktıktan sonra kendisine ait “… Profil” isimli bir işletme kurmuş olup şu an Gaziantep’te bulunan … firmasının PVC Profillerinin İzmir’de satışını yaptıklarını, davacı müvekkili kendi işletmesini kurduğundan, davacı müvekkili … firmasında çalışırken uzun süredir tanıyan davalı bu kez davacı müvekkilinden PVC Profil siparişi verdiğini, taraflar davalının sipariş ettiği PVC Profillerin bedeli olarak 42.000,00 TL ödeneceği hususunda anlaşıldığını, müvekkili talep edilen PVC Profilleri davalının dükkanına 2021 yılının Eylül ayında teslim etmiş olup davalının kardeşi … tarafından malın davalı tarafça teslim alındığına dair fotoğraflar gönderildiğini, müvekkiline davalı tarafça 5.000,00 TL elden, 10.000,00 TL kredi kartıyla olmak üzere 15.000,00 TL ödeme yapılmış olup müvekkilinin davalıdan 27.000,00 TL alacağı kaldığını, mesaj görüntülerinde görüleceği üzere müvekkili kalan 27.000,00 TL ödemeyi davalıdan tahsil edemeyince Ekim 2021, Kasım 2021’de çeşitli zamanlarda ne zaman ödeme yapılacağını sormuş, davalı tarafça “yarına ayarlayacağız, bugün-yarın ödeme yapacağız” denilerek çeşitli bahanelerle ödeme ertelendiğini, bu nedenle müvekkili tarafından kalan 27.000,00 TL için, KDV dahil 32.686,00 TL bedelli 06.01.2022 tarihli e-arşiv fatura kesilerek davalıya elektronik yolla tebliğ edildiğini, davalının T.T.K. m.21/2 uyarınca yasal süresi içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazı olmadığını, bu nedenle faturaya konu alacak kesinleştiğini, müvekkilinin duyumuna göre davalı tarafından faturaya itiraz edilmediği gibi, fatura davalının KDV Beyannamelerine ve BA formlarına konu edilmiş, resmi makamlarda dava konusu ticari işin gerçekleştiği, malın teslim alındığı beyan edilerek ve müvekkilinin alacağı olan miktar borç olarak bildirildiğini, davalı tarafından sipariş edilen PVC Profiller müvekkili tarafından davalıya teslim edilmiş olup davalı faturaya itiraz etmediği gibi ticari defter ve kayıtlarına, KDV beyannamelerine konu ettiğini, basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranan davalı, İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarda bulunarak müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellediğini, davalının haksız itirazının iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar davalı-borçlu icra dosyasında talep edilen faize ilişkin itirazda bulunmuşsa da itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı müvekkilinin de davalının da tacir olduğunu, dava konusu işlem her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olup T.T.K. m.19 uyarınca ticari nitelikte olduğunu, davalı ticari ilişkiden kaynaklanan fatura borcunu ödemekte temerrüde düştüğünden tarafımızca icra dosyasında T.T.K. m.1530/7 uyarınca ticari temerrüt faizi talep edildiğini, davalının faize ilişkin itirazının usul ve yasaya aykırı olduğu açık olup reddine ve icra takibine itirazının iptaline karar verilmesini talep etiğini, davalı sözleşme konusu malları teslim aldığını bildirmiş, hatta kısmi ödeme yapmış ve kalan kısmını ödeyeceğini taahhüt ettiğini, ayrıca müvekkili tarafından tanzim edilip elektronik olarak tebliğ edilen faturaya itiraz etmediği gibi KDV beyannamelerine, BA formuna, ticari defter ve kayıtlarına konu ettiğini, tüm bunlara rağmen davalı ödeme yapmadığı gibi açılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmekte, müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellediğini, bu nedenle, İİK m.67/2 uyarınca, mahkemece hükmedilecek miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere borçlu aleyhine davacı müvekkilinin lehine icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, arabuluculuk aşamasında yapılan görüşme sonucunda anlaşma sağlanamamış olup arabuluculuk son tutanağı tanzim edildiğini, mahkemece re’sen tespit edilecek nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile davalı-borçlunun İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında yapmış bulunduğu haksız itirazın iptaline ve icra takibinin devamına; haksız ve kötü niyetli itirazları sebebiyle davalı-borçlu aleyhine, davacı müvekkil lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı-borçlu yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibine itiraz ettiklerini, bu itirazlarının yetki itirazında da bulunduklarını, yine aynı şekilde Mahkemenin yetkisine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkeme ve icra müdürlüğü davalının ikametgahı olan Alaşehir veya Gördes Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri olduğunu, yine davacı tarafından iddia edilen dönemde davalı Gördes’de ikamet ettiğini, bu sebeple yetki itirazında bulunduklarını, davacının iddia ettiği şekilde davacı ile davalı arasında bir alım satım vb gibi bir sözleşme olmadığını, davacı tarafından gönderildiği iddia edilen hiç bir pvc malzemesi ve başka bir mal müvekkili davalıya teslim edilmediğini, müvekkili davalı ile davacı arasında herhangi bir ticaret alım satıl ilişiksi veya bir cari hesap sözleşmesi veya bir ticaret olmadığını, davacı ile davalının kardeşi … arasında mal alım satım ilişkisi olup davalı sıfatı bu şahsa tahmil edilmesi gerektiğini, davacı da dilekçesinde bu hususu ikrar etmekte, malların …’a teslim edildiği ve …’la daha önceden aralarında başka bir şirket ile ticari alım satım ilişkisinin olduğunu kabul ettiğini, dava dışı ve davacı ile asıl ticari ilişkisi bulunan … ile davalı kardeş olmasına rağmen küstür … bir çok kez abisi davalı …’ kullanıp ona zarar vermiş hatta onun imzasını taklit ederek bazı kişileri dolandırmaya çalıştığını, davacının e-fatura tanzim edip davalı ile aralarında biç bir ticari ilişkisi olmamasına rağmen bu e faturayı müvekkiline gönderilmesi kabul anlamında olmadığını, bu husus müvekkilinin muhasebecisinin hatasından kaynaklandığını, müvekkili davalıya kesilen fatura, muhteviyatı itibarı ile yanıltıcı belge ve naylon fatura olduğunu, Vergi Usul Kanunu anlamında da suç olduğunu, davacı malların … tarafından teslim alındığını belirtmektedir ve bu malların teslimi ile ilgili bir tarih vermediğini, bu mallar uzun bir süre önce …’a teslim edilmiş ve davacının beyanına göre de malların tesliminden uzun bir süre …’dan bu malların ücretinin istendiği ve ifasının sağlanamadığı belirtilmekte ve ikrar edildiğini, malların teslim tarihi ile faturanın tanzim tarihi arasında uzun bir zaman olduğunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 231’inci maddesinin 5’inci bendinde “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır” ibaresi yer aldığını, bu sebeple müvekkili adına tanzim edilmiş ve davalıya gönderilen fatura, malların …’a teslim edilmesinden çok çok sonra tanzim edilmiş ve teslim tarihinden itibaren 7 gün içinde tanzim edilmemiş ki bu tanzim edilse idi bu Fatura … adına tanzim edilmesi gerektiğini, bu sebeple fatura düzenlenmemiş sayılması gerektiğini, faturanın malın tesliminden çok çok sonra … adına tanzim edilmeyip … adına düzenlenmesi ve muhasebeci hatası ile bu faturanın iade edilmemesi taraflar arasında ticari ilişkinin kanıtı olamayacağını, müvekkili belirtilen süreçte Gördes C.Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturmada yaklaşık 6 ay Alaşehir Kapalı Ceza ve İnfaz kurumunda tutuklu kaldığını, bu sebeple müvekkilinin tutuklu kaldığı bir dönemde e faturaya iade edebilmesi ve iddia edilen malları teslim almasına ve ticari bir ilişkinin içinde olması imkansız olduğunu, davacının icra takibi ve eldeki bu davayı müvekkile yöneltmesi kötü niyetin bir göstergesi olduğunu, davacı asıl ticari ilişkisinin bulunduğu … hakkında ne bir icra takibi ne de bir dava açtığını, müvekkili ile olmayan bir ticari ilişki iddia etmekte ve soyut ve tek taraflı düzenlediği bir faturaya dayanarak hak iddia etmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, davanın reddine karar verilerek haksız ve kötü niyetle açılan icra takibi ve iş bu dava neticesinden ötürü davacı hakkında %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Mahkememizce;
a-)İzmir Ticaret Sicil müdürlüğü ve İzmir Ticaret Odası’na ayrı ayrı davacı açısından,
b-) -)Manisa Ticaret Sicil müdürlüğü ve Manisa Ticaret Odası’na ayrı ayrı davalı açısından,
sıfatların tespitine dair tekraren müzekkere yazılmasına,
c-) İzmir Esnaf Ve Sanatkarlar Odası’na davacı açısından ayrıca müzekkere yazılmasına dair ara karar mucibince işlem yapıldığı,
Merciince cevabi yazının tanzim ve takdim edildiği görüldü.(Manisa Ticaret Odası ile Manisa Ticaret Sicil Müdürlüğü haricinde)
Buna göre;
Davacının İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir Esnaf Ve Sanatkarlar Odası ve İzmir Ticaret Odası’nda hiçbirinde kaydının olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin davada, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/01/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza