Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/467 E. 2022/499 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/467 Esas
KARAR NO : 2022/499

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kamu hizmeti sayılan iletişim ve elektronik haberleşme hizmetleri veren imtiyazlı bir GSM işletmecisi olduğunu, davalı …’nun destek konularda çalıştığını, 30 Nisan 2019 tarihinde müvekkil şirketten ayrılan davalıya tüm yasal ücretlerinin ve 6 aylık işe iade tazminatının paket halinde peşinen ödendiğini, davalının diğer davalı tarafından düzenlenen faturayı ödeme sistemine tanımladığını, müvekkilinin bu şekilde hizmet almadığı halde davalıya karşılıksız ödeme yaptığını, davalıya ödenen bedelin gerçek bir hizmet alımına konu olmadığını, davalıların 76.110 TL karşılıksız kazanç elde ettiğini belirtip davanın kabulü ile uğranılan 76.110 TL zararın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talebin hizmet akdine dayalı icra edilen görev sorumluluğu ve yetkisi dahilinde davalının herhangi bir mal kaybına mahal vermeden hiçbir kasıt ve ihmal bulunmadan yerine getirilmiş görevin sonucunda oluştuğunu, dava şartlarının yokluğu halinde davanın reddini talep ettiğini, uzun yıllar çalıştığı davacı şirkette görevini titizlik ve dikkatle yerine getirdiğini, şirketin veya tedarikçi firmaların para trafiğiyle ilgisi olmadığını, firmanın faturalarındaki yazının tarafına ait olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Dava, Davacı ile Davalı Bülent arasında iş ilişkisinin varlığı kabul edilmiş olup ihtilafın davacı ile davalı Bülent arasında hizmet akdine dayalı ve yetkisi dahilinde diğer davalı şirket lehine düzenlenen faturanın ödeme sistemine dahil edilip edilmediği gibi karşılıksız ödemeye sebebiyet verip vermediği, davalı Bülent’in bu işlemi yapma görevi ve yetkisi bulunup bulunmadığı, 76.110 TL karşılıksız kazanç sağlayıp sağlamadığı hususlarında ihtilaf bulunmakta olup işbu davanın haksız kazanca sebebiyet vermesi nedeniyle 76.110 TL nin davalılardan tahsiline yönelik haksız fiile ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Borçlar Kanunu 348 ve devamı maddelerinde düzenlenen rekabet yasagı sözlesmesine aykırı davranıs iddiasına dayalı, sözlesmede kararlastırılan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde; Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın: Borçlar Kanununun, rekabet memnuiyetine dair 348 ve 352,maddelerinde;tanzim olunan hususlardan dogan hukuk davaları ticari dava sayılır. hükmü bulunmaktadır. Aynı Kanunun 5. maddesi uyarınca, ticari davalara bakma görevi ticaret mahkemelerine aittir.
Öte yandan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 1. maddesi uyarınca; İş Kanununa göre isçi sayılan kisilerle isverenler arasında is akdinden yada İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından dogan hukuk davalarına is mahkemelerinde bakılır.
Anılan Kanun hükümleri gözetildiginde Borçlar Kanununun 348 ve devamı maddelerinden kaynaklanan davalarda görevli mahkemenin belirlenmesi zorunlulugu ortaya çıkmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu madde 5/1-a maddesinde; 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemi adamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakta görevli mahkeme İş Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu somut olay; davacının kamu hizmeti sayılan iletişim ve elektronik haberleşme hizmetleri veren imtiyazlı bir GSM işletmecisi olduğu, davalı …’nun destek konularda çalıştığı, 30 Nisan 2019 tarihinde davacı şirketten ayrılan davalıya tüm yasal ücretlerinin ve 6 aylık işe iade tazminatının paket halinde peşinen ödendiği, davalının diğer davalı tarafından düzenlenen faturayı ödeme sistemine tanımladığı, davacının bu şekilde hizmet almadığı halde davalıya karşılıksız ödeme yaptığı, davalıya ödenen bedelin gerçek bir hizmet alımına konu olmadığı, davalıların 76.110 TL karşılıksız kazanç elde ettiği iddiası ile 76.110 TL üzerinden dava açılmıştır.
Bu cihetle davacı davasında, Davalı … için açılan davanın Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin son içtihatı kapsamında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakta görevli mahkeme İş Mahkemeleri olduğu, uyuşmazlıkların çözüm yerinin iş mahkemelerinin olduğu nazara alınarak davaya bakma görevinin İzmir İş Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu dikkate alınarak dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davalı … için açılan davanın tefrik edilerek başka bir esas numarasına kaydına ve kaydedilen dosyada mahkememizin Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin son içtihatı kapsamında Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir İş Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli Nöbetçi İzmir İş Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır