Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/377 E. 2023/235 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/377 Esas
KARAR NO : 2023/235

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen sözleşme ile tarafların dava konusu taşınmazın satış vaadi hükümlerini muteber kıldıklarını, müvekkilinin … Çimento A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında İzmir ili ….. mevkiinde kain … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 28 Eylül 1994 tarihli ve ve halen yürürlükte olan kira anlaşmasını imzaladığını, tarafların daha sonra T.C. Beyoğlu …. Noterliğinin 13/02/1998 tarihli … yevmiye numaralı “Anlaşma”‘sınıimzaladıklarını, 28/09/1994 tarihli kira anlaşması hükümlerinde değişiklik yaptıklarını, kira anlaşmasının tapu kütüğüne şerh edildiğini, müvekkilinin halen taşınmazda kiracı zilyet durumunda olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca taşınmazın kira anlaşmasının şnza tarihinden itibaren 20 yıllık süresince müvekkili şirket tarafndan kullanılması halinde 1 TL’lik sembolik bir bedel karşılığında müvekkiline satış ve devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca kira bedellernin piyasının oldukça üzerinde 10.000 ABD Doları olarak belirlendiğini ve müvekkişli şirket tarafından sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde davalı şirkete ödendiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca üzerine düşen bütün edimlerini yerine getirdiğini, müvekkili şirker tarafından sözleşme ile kararlaştırılan bedelin 28/11/2017 tarihinde davalıya ödendiğini, ancak davalı şirket tarafından bu güne kadar sözleşmenin gereğinin yerine getirilmediğini, davanın kabulü ile; taraflar araısndaki satış vaadi sözleşmesi uyarnıca TMK 716 maddesi gereğicne taşınmazın mülkiyetinin müvekkiline devrine ve tescilinin yapılmasına, aynen ifanın yerine getirilmesinin mümkün olmadığı takdirde müvekkilnin uğramış olduğu kayp ve zarara ilişkin dava haklarının saklı kalması kaydıyla taşınmazın rayiç bedelinin tespit edilerek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından var olduğu iddia edilen Taşınmaz Satış Vaadi uyarınca müvekkili şirkete ait taşınmzın mülkiyetinin devri ile aynen ifanın geçerli olmaması durumunda rayiç bedelin tespiti istemli davasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, iş bu davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının iddiasının aksine taraflar arasında kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun oalrak noter tarafından resen düenlenmiş bir taşınmaz satış baadi sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle davacının dilekçesinde dayandığı taraflar arasında imzalanmış olan 28/09/1994 tarihli adi şekilde yapılan kira sözleşmesinin içinde yer alan bir maddeye dayalı olarak taşınmaz satış vaadinden bahsedilemeyeceğini, taşınmazın mülkiyerinin devrinin istenmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında 28/04/1994 tarihinde imzalanan sözleşmenin davaya konu yerin davacu yana kiralanmasına ilişkin olduğunu, anılan sözleşmenin 5. Maddesinde yer alan ifadenin hukuken geçerli olmadığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin Noter tarafından düzenlenme şeklinde yapılmasının zorunlu olduğunu, düzenlenme şeklinde yapılmayan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının 13/02/1998 yılında tarafların 28/09/1994 tarihli sözleşmeyi değiştirdikleri yönündeki beaynında gerçeğpi yansıtmadıını, mahkemeyi yanılmataya yönelik olduğunu,ortada geçerli bir satış vaadi sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin edimlerini yerine getirmediğinden bahsedilemeyeceğini, davacının iddasının aksine kiralanan yer ile ilgili belirlenen 10.000 USD tutarındaki kira bedelinin de kiralama tarihi itibariyle yüksek bir tutar olmadığını, taşınmaz satış vaadinin geçerli olması için diğer bir şartında satışı vaad edilen tşaınmazın belirli olması gerektiğini, davanın haksız olarak açıldığını ve reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E.-… K. Sayılı kararında verilen görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davacı vekilinin 10/11/2022 tarihli dilekçesinde; İzmir ili, ……. mevkiindeki … parsel numaralı taşınmazın tapudaki ada ve parsel bilgilerinin değişmesi nedeniyle tapu kaydı üzerine konulmuş olan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak tapu kayıtlarındaki değişikliğin taşınmazın özünde ve bütünlüğünde hiçbir değişim yaratmadığını, yalnızca ada ve parsel numarasının farklılaşmasına sebep olduğunu, bununla birlikte, taşınmazın bulunduğu yeni parsel numarasının 02.11.2022 tarihli duruşmada sehven tespit edilmiş ve söz konusu parsel numarası nazara alınarak taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması, davanın konusuz kalmasına ve taşınmaz’ın bir üçüncü kişi veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından alacağına mahsuben satın alınmasına sebep olacağından, müflis davalı karşısında müvekkilin mülkiyet hakkını ciddi bir tehlike altında bıraktığını, dolayısıyla taşınmaz nezdinde yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmesi üzerine mahkememizin 28/11/2022 tarihli verilen ara kararı ile bahsi geçen taşınmaza, teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Bu hususta Bornova Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmıştır.
Mahkememizce keşfe İnşaat Mühendisi, Gayrimenkul Değerleme Uzmanı, Kadastro Uzmanı eşliğinde 12/01/2023 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, dosyada evrak eksikliği olduğundan dolayı heyet bilirkişi raporu sunulamamıştır.
Davacı vekilinin 17/03/2023 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini, davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini bildirmiştir.
Davalı vekili 17/03/2023 havale tarihli dilekçesi ile karşılıklı uzlaşma yolu ile davada sulh olunduğunu, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını, İzmir ili ………. mevkinde mukim, …. ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan tedbirlerin kaldırılmasını talep eden dilekçe sunmuştur.
Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen 28/09/1994 tarihli kira anlaşması ve içeriğinde geçen gayrimenkul satış vaadinin, Beyoğlu ….Noterliğince gönderilen 13/02/1998 tarih ve … yevmiye ile satış vaadinin hükümlerinin geçerli kılınıp kılınmadığı, sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması nedeniyle sözleşmenin şekil ve esas şartları bakımından geçerli olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmakla öncelikle sözleşmenin aynen ifasına aksi durumda taşınmazın rayiç bedelinin tespiti ile bedelin yasal faiziyle davacı tarafa ödenmesine ilişkin alacak ve gayrimenkulun devrine ilişkin terditli davadır.
Davadan feragat, 6100 Sayılı HMK nun 307. maddesinde düzenlenmiş olup davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat, davaya son veren hem usul, hem maddi hukuka ilişkin taraf (davacı) işlemlerinden biri olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Feragatin geçerliliği için davalının veya mahkemenin kabul beyanına ihtiyaç yoktur.
Somut olayda, davacı vekilinin davadan 17/03/2023 tarihli dilekçesindeki beyanı ile feragat ettiği, vekaletnamesinde feragate dair özel yetkisinin bulunduğu, davalı vekilinin 17/03/2023 tarihli dilekçesindeki beyanı ile feragat ettiği, vekaletnamesinde feragate dair özel yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Feragat muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunu madde 22 gereğince alınması gerekli harcın 2/3’ü olan 59,96 TL’nin dava açılırken peşin olarak yatırılan 341,55 TL’den mahsubu ile 281,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı ve davacı vekillerinin ayrı ayrı yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından iş bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı tarafın yokluğunda verilen karar, tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 28/03/2023

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza