Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/371 E. 2023/719 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/371 Esas
KARAR NO : 2023/719
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İstirdat)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İstirdat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankaya olan kredi borcuna karşılık emekli maaşı aldığı … bank … Şubesinde bulunan … ve … no.lu emekle maaşı hesaplarının
tamamına davalı banka tarafından bloke uygulandığını, yapılan kesintilerin yasaya aykırı olması nedeniyle İzmir … ATM … E. Sayılı dosyasında 30.09.2020 tarihinde dava açıldığını, mahkemenin … K. Sayılı kararı ile “…bank A.Ş tarafından davacı …’ya ait hesaba yatan emekli maaşından kesinti yapılması işleminin kaldırılması talebinin reddine,
istirdat talebi açısından açılan davanın kabulüne, 25.637.86-TL nin 1.000.-TLsinin dava tarihi olan 30.09.2020 tarihinden itibaren, 24.637.86-TLsinin ise ıslah tarihi olan 18.06.2021 tarihinden
itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …bank A.Ş den alınarak davacı …’ya verilmesine” şeklinde karar verildiğini, davalı tarafından müvekkilinin maaşından kesinti yapılmaya devam edildiği ve halı hazırda kesintilerin devam ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı banka ile müvekkil arasında imzalanan sözleşme ile maaşın tamamından kesinti yapılacağına ilişkin muvafakat verilmişse de söz konusu Muvafakatin 5510 s. Kanun 93., İİK md. 83/a ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereği hukuken geçersiz olduğunu, bu nedenle davalı banka tarafından müvekkilinin maaşına uygulanan kesintilere bloke işleminin kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının kesinleşmiş icra takibi olmadığına yönelik beyanının doğru olmadığını, davacının borçlusu bankanın alacaklısı olduğu İzmir …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibi
kesinleşmiş takip olduğunu, bankaya hesapları üzerinde hapis Takas ve mahsup hakkı tanındığını, 31.03.2016 tarihli GKS 2.07 maddesinde bu hususun hükme bağlandığını, bu konuda birçok Yargıtay kararı bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalı banka tarafından davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması ve davalı banka tarafından yapılan kesintilerin tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında yapılan kredi sözleşmesi kapsamında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasının derdest dava olup olmadığı, davacının maaşındaki blokenin İİK.83’e tabi olup olmadığı, blokenin kaldırılması ve istirdat davasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bankacı bilirkişi Nahide Bilger’den hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu alındığı ve davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 fıkrasında da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME GEREKÇE :
Dosyada ki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan ve 6502 sayılı Yasa’nın 3/1-k maddesi uyarınca işbu sözleşmeden kaynaklanan işlemlerin de tüketici işlemi ve anılan sözleşmelerle ilgili uyuşmazlıkların çözüm yerinin tüketici mahkemelerinin olduğu nazara alınarak davaya bakma görevinin İzmir Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 05/04/2023 tarih, 2023/70 merci tayin kararında Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar kapsamında mahkememizin görevsiz olduğu dikkate alınarak dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir BAM Başkanlar Kurulu Kararı gereğince TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı. 25/09/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı