Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/255 E. 2022/634 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/255
KARAR NO : 2022/634

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/03/2022
KARAR TARİHİ : 19/09/2022

Yukarıda tarafları yazılı olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı … plakalı MINI COOPER D COUNTRYMAN marka, 2013 model aracın 02/08/2021 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeyken …’ün sevk ve idaresindeki … adına kayıtlı … plakalı araç ile karıştığı kazada müvekkiline ait aracın ağır hasara uğradığını, müvekkiline ait aracın … SİGORTA A.Ş. ile arasında kasko poliçesi olduğunu, … SİGORTA A.Ş’ye hasar ihbarında bulunulduğunu, … no’lu hasar dosyasının açıldığını, aracın sağ ön alt takımında hasar olduğu tespitinin yapıldığı, hasarlı olan direksiyon kutusu … SİGORTA A.Ş. Tarafından değiştirilmesi yerine, eksper tarafından onarıma yönendirilmek istendiğini, müvekkilinin bunun sakıncalı olması sebebiyle kabul etmediğini, hasar üzerinde gerekli tespitlerin yapılması için aracın Karşıyaka’daki tamir atolyesinde bulunduğu için taraflarınca Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… Değişik İş. Sayılı dosyası üzerinden tespit davasının açıldığını, bilirkişi incelemesinde ise değiştirilmesi gereken parçaların … SİGORTA A.Ş. Tarafından tedarik edilerek gönderildiği belirtildiğinden bu hasarın sigorta şirketi tarafından da kabul edildiğinin, müvekkiline ait araçta meydana gelen toplam hasar bedelinden … SİGORTA A.Ş. Değişmesi gereken parça ve hasardaki tüm parçaların montaj ve onarımı için servise takdir edilen işçilik bedellerinden oluşan KDV dahil 28.357,07 TL gerçek bakiye hasar bedelinden ve bu hasarın tespit edilmesi için Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… Değişik İş. Sayılı dosyasında sarf edilen yargılama giderlerinden Sigortacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerinin ve … poliçe numaralı ve 07.10.2020-07.10.2021 tarihlerini kapsayan kasko sigorta poliçesi gereğince, poliçe limitleri kapsamında davalı sigorta şirketinin sorumlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketince taraflarına herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulduğunu, zorunlu sigortaların TTK’nın 1483 vd. Maddelerinde düzenlendiğini, mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesinin görevli bulunduğunu, bu nedenlerle bilirkişi raporu ile belirtilen 28.357,07 TL bakiye gerçek hasar tazminat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesini, Karşıyaka 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… Değişik İş sayılı dosyasında sarf edilen yargılama giderleri de dahil olmak üzere iş bu dosyadan yapılacak tüm yargılama giderleri ve ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede ikame edildiğini, müvekkili olan şirketin adresinin İstanbul olup HMK genel yetki kuralları gereğince davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemelerine dosyanın gönderilmesini, davacının direksiyon kutusunun değişimini talep ettiğini, eksper tarafından bunun uygun görülmediğini ve onarım ile giderilecek hasar olduğundan onarımının yapıldığını ücretinin servise ödendiğini, bu doğrultuda müvekkili olan şirketin meydana gelen hasar sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını, davanın konusuz kalıp davanın reddinin gerektiğini, davacının araçta oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin son derece fahiş olduğunu, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz olduğunu, bu sebeplerle müvekkili olan şirket aleyhine açılan davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 02/08/2021 tarihli trafik kazasından kaynaklı davacı aracında oluşan bakiye, hasar bedeli tazminatı istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilip incelenmelidir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun m. 3/f.1 -bend (l) ile tüketici işlemi tanımlanmış, bu tanıma göre, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak açıklanmış, yine (k) bendinde ise tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde tüketicinin, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici işleminin, ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 fıkrasında da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
6502 sayılı Kanunun, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Somut olayda, davacı tarafından açılan kaza sigortasından kaynaklı sigortaya ilişkin davada, davaya konu edilen aracın hususi, taraflar arasındaki ilişkinin ise kasko, poliçe kapsamında olması nedeniyle davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davaya konu edilen aracın hususi, taraflar arasındaki ilişkinin ise Kasko, poliçe kapsamında olması nedeniyle davada görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemeleri olması nedeniyle davanın görev bakımından usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli Nöbetçi İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemesince karar verilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda okunup usulden anlatıldı.19/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır