Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/200 E. 2022/779 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/200 Esas
KARAR NO : 2022/779

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ve müşterek çocukları …’ın mirasbıkanı … T.C. Kimlik No’lu, … doğumlu …’ın 22.10.2021 tarihinde trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, maktulün vefat etmeden önce canlı hayvanların toptan ticareti (celepçilik) işi ile iştigal olup İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kaydı bulunduğunu ve aynı zamanda Kiraz Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi ortağı olduğunu, Maktulün vefatından önce Kiraz Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Koop. Kefaletiyle Halkbankası Ödemiş şubesinden hazine faiz destekli 24.09.2019 tarihli 200.000,00-TL’lik ve 20.04.2020 tarihli 25.000,00-TL’lik iki tane işletme kredisi çektiğini, Maktulün kullanmış olduğu bu kredilere babası … ve Kiraz Esnaf ve Sanatlar Kredi ve Kefalet Koop. de müteselsil olarak kefil olduklarını ve kullanılan 200.000,00-TL, 249.030,56-TL olarak, 24.12.2019 tarihinden başlayarak üç ayda bir 12.500,00-TL olacak şekilde 16 taksit geri ödemeli kredi için banka tarafından hayat sigortası yapılması talebinde bulunulduğu ve maktulün de bunu kabul ettiğini ve aralarında sigorta poliçesi düzenlendiğini, ancak banka tarafından düzenlenen bu sigorta poliçesinin miktarının kredi miktarından daha az bir miktarda düzenlendiği yani kredi sözleşmesindeki miktar ile örtüşür şekilde düzenlenmediğini, daha sonraki tarihlerde maktulün kullanmış olduğu … Numaralı telefonu aracılığıyla davalı banka tarafından arandığı ve kullanmış olduğu 200.000,00-TL’lik kredinin hayat sigortası olmayan miktarının da sigortalanması konusunda kendisine teklifte bulunulduğu ve maktulün de bu teklifi telefon üzerinden sözlü olarak kabul ettiğini, böylece bu sözleşmenin de kurulduğu ve yeni bir poliçe oluşturulduğunu, ancak davalı banka maktulün kendi bankalarında bulunan hesabında sigorta primine yeterli bakiye bulamayınca maktule herhangi bir bildirimde bulunmadan bu sözleşmeyi feshettiğini, maktulün hayat sigortalı kredi sözleşmesi yapıldıktan sonra bir yıl içinde vefat ettiğini, maktulün vefatından sonra kullanmış olduğu kredi için sigorta şirketi tarafından 112.500,00-TL ödeme yapıldığı ve bu ödeme ile maktulün kullanmış olduğu 25.000,00-TL’lik hayat sigortasız kredi taksitleri ve 200.000,00-TL bedelli kredi borcu taksitlerinin de bir kısmı kapatıldığını, geri kalan kısmının da davacı müvekkilce ödenmesi istenildiği, davalı bankanın maktulün 200.000,00-TL’lik kredi borcu için davacı müvekkilinden talepte bulunmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle davacı müvekkilinin kendi adına asaleten, maktul ile müşterek çocukları adına velayeten davaya konu 24.09.2019 tarihli, 200.000,00-TL bedelli, işletme kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisi …’ın, davalı bankanın Ödemiş Şubesi’nden 24.09.2019 tarihinde 200.000,00 TL tutarlı … nolu üç ayda bir 16 taksit vadeli Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi İşletme Kredisi ile 20.04.2020 tarihinde 25.000,00 TL tutarlı … nolu Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi İşletme Kredisi kullandığını, söz konusu kredilerin banka ile … Kooperatifi arasındaki protokol çerçevesinde kooperatifin kefaleti ile kullandırıldığını, adı geçenin esnaf (tacir) olup, kullandığı kredilerin ticari mahiyette olduğunu, murisin talepte bulunması üzerine Türkiye Hayat ve Emeklilik A.Ş. sigorta şirketinden 25.09.2019 tarihinde … numaralı “Uzun Süreli Esnaf Hayat Sigortası Poliçesi” isimli 4 yıl süreli sigorta yapıldığını, murisin bunun dışında herhangi bir sigorta yaptırmadığını, davaya konu kredinin bireysel kredi olmadığı gibi, bahsekonu sigortanın da kredi ile bağlantılı hayat sigortalarından olmadığını, ihtiyari nitelikte isteğe bağlı olarak satışı yapılan bir sigorta olduğunu, rizikonun gerçekleşmesi halinde kredi borcunun ödeneceği, karşılanacağı bir sigorta olmadığını dolayısıyla, bireysel kredilerle bağlantılı sigortalar yönetmeliğine tabi olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Süreli Esnaf Hayat Sigortası Sigorta Poliçesinden kaynaklı davacının borçlu olmadığının tespiti talepli Menfi Tespit istemine ilişkindir.
HMK 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması hususu dava şartıdır. HMK’nın 115/1 maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138/1 maddesine göre mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verebilir. Mahkeme gerekli görürse bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasına da davet edebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2019 tarihli ve … esas …….karar sayılı bir kararında HMK dava şartlarına ilişkin olarak hangi aşamada karar verilmesi noktasında ön inceleme duruşması yapılmadan kredi türü ve hayat sigorta poliçe evraklarının davalı bankadan celbine ve davacının tacir olup olmadığına ilişkin Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve ilgili Vergi Dairesi’ne müzekkere yazıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin 15/12/2021 tarihli Uzun Süreli Esnaf Hayat Sigortası Sigorta Poliçesi olduğu anlaşılmıştır.
Sigortalı ile sigorta şirketi arasında, sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların hukuki niteliği ve görevli mahkemenin belirlenmesinde sigortanın konusu önem taşır. Kişinin, mesleği ve ticari faaliyeti ile ilgili olmayan sigortalarda tüketici ilişkisi söz konusu olur. Kişisel amaçlı kullanılan araç sigortası, konut sigortası, sağlık sigortası, hastalık veya emeklilik sigortalarında sigortalı tüketici konumundadır. Bu nedenle bu tür sigortalarda sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki davalar zorunlu arabuluculuğa tabi olur ve tüketici mahkemelerinde görülür. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Somut uyuşmazlıkta da davacının murisi … ile davalı banka arasında Uzun Süreli Esnaf Hayat Sigortası Sigorta Poliçesi düzenlendiği, davacının murisi …’ın ticari işletme yürütmediği ve tacir olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari amaçla yapıldığı hususunda sözleşmede bir hüküm bulunmadığı, davacı vekilince poliçeden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla açılan icra takibine borçlu olmadıklarına ilişkin menfi tespit talep edilmiş ise de dosya içerisindeki sözleşmenin Uzun Süreli Esnaf Hayat Sigorta Poliçesi olduğu ve davacının ve murisinin de gerçek kişi olduğu ve 6502 sayılı yasanın 3/1 ve 49. md. Hükümleri nazara alındığında yapılan sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredinin esnaf ve hayat sigorta poliçesinin de uzun süreli esnaf kredisi için verildiği dikkate alınmak suretiyle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu, Görev kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliği nedeniyle açılan davanın reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin yapılan sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredinin esnaf ve hayat sigorta poliçesinin de uzun süreli esnaf kredisi için verildiği dikkate alınmak suretiyle görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.07/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır